Her nefis ölümü tadacaktır. Sonunda bize döndürüleceksiniz. Ankebut-57
Bu dünya hayatı sadece bir eğlence ve oyundan ibarettir. Asıl hayat ahiret yurdundaki hayattır. Keşke bilseler! Ankebut-64
Bismillahirrahmanirrahiym.
Bismillahirrahmanirrahiym.
islamdan bahsediyoruz el kitab dersek bununla herkes kuranı kastetiğimizi anlar... fakat oturmuşsun nahivden konuşuyorsun alimlerin kitaplarından konuşuyorsun bir kelimenin etimolojisine ya da araplar arasında nasıl kullanıldığına bakacan arkadaşın diyor ki el kitaba bakarsak detaylı bilgi buluruz.. herhalde burada kuran kastedilecek hali yok burada vatandaş sibeveyin el kitabını kastetmiştir.. bunun gibi siyak kullanılış şekilleri kelimelerin anlamlarını değiştirir.. bir de müştereke olan lafızlar vardır... bunlar da lafız tek olmasına rağmen çoklu anlamlar kastedilir... hangi anlam olduğunu biz bir karineden ötürü buluruz... öncelikle cümle yapısına bakarız... o kelimenin ihtiva ettiği anlam hangisi olabilir, diye bu iç karine ile bilebiliriz.. eğer buradan anlamıyorsak nassların bütününe bakarız oradan bir karine bulursak o anlamı veririz...
Alıntı:kuran kendisini ifade etmek için kitap lafzını çok kullanır...
Kur'an kendini ifade etmek için kendisine hazel Kuran ( Bu Kur'an ) der. Bunun haricinde başında EL takısı olmadan nesnel anlamda yalnız kitab kelimesi ile kendine işaret gönderebilir. Şu an böyle bir ayet örneği var mı araştıramıyorum. Ama teknik olarak ancak bu hali ile olabilir. Ancak EL-KİTAB denilen hiçbir yerde söylediğin şey olamaz.
Alıntı:bakaranın başına bak sona doğru git... ne kadar çok olduğunu görürsün...
Evet görürüm ama senin gördüğünü görmem. El-Kitab denilen her yerde ben El-Kitab okurum. El-Kitab = El-Kitab'dır.
El-Kitab ile paralellik kurulabilecek tek Kavram Levhi-Mahfuz olabilir. Kur'an asla olamaz.
Alıntı:ümmet nezdinde el kitab denilince herkes kuranı anlar...
Herkes'in ne anladığı bir gerçeğe işaret olmayabilir. Böyle bir bilimsel metod yok. Ne diyor Kur'an : insanların çoğu cehenneme gidecek. Demek ki insanların çoğu bir delil olamaz. Çünkü çoğunluk cehennemlik.
Alıntı:hakikatler akla gelen ilk anlamlardır, biz buna türkçede gerçek anlam diyoruz...
Hindistan'da ki kutsal inek hakikat mi o halde. Bir hintli ineği görünce aklına ilk gelen bu çünkü. Bu söylediğin boş söz. Kabül edebileceğim bir söz değil.
Alıntı:bugün kimin yanında el kitap dersen bununla kuran kastedilir...Benim yanımda edilemez. Ben bunu delil üzere beyan ediyorum. Kendimden uydurma bir söz ile değil. Ve sayısız kere benim delilimi çürütün dediğim halde halen bunu yapan olmadı. Tartışmanın uzağında geniş zamanlı, geniş tabanlı, konuyu ıskalayan onlarca şeye yanıt vermek durumunda kaldım. Ve halen bu durumdayım.
Alıntı:fakat kitab lafzı bazen muhtelif sıfatların kendisine racii olduğu isim olarak kullanılabilir..
Kitab için olabilir. El-Kitab için olamaz.
Alıntı:bazen yazı manasında kullanılır...Kelime anlamı budur. Yazılan demektir. El-Kitab Allah'ın yazısıdır. Ana kitap odur. Varlıktır. Varlığın işletim sistemidir. Varlığın kaideleridir.
Alıntı:bu siyakına göre değer alır... senin dediğin ayette de kitab yazarken bununla kuranın dışında birşey kastedilmiş fakat bu el kitabı kurandan soyutlamanı doğrulamaz..
Bu izahını verdiğim ayetler üzerinden tane tane göstermeli ve izah etmelisin. Geniş ve öznesi olmayan bir cümle için ne yanıt verilebilir ki. Verdiğim ayetler üzerinden tek tek izah getirip işte siyakı bu, işte sibakı bu demedikçe bu tartışma ana noktasına gelemeyecek.
Alıntı:islamdan bahsediyoruz el kitab dersek bununla herkes kuranı kastetiğimizi anlar...Yineliyorum. Ben anlamıyorum. Bunu delil üzere yapıyorum. Herkes beni bağlamıyor. Beni Allah'ın kelamı bağlıyor.
Alıntı:fakat oturmuşsun nahivden konuşuyorsunNahiv önemlidir, buna dikkat ediyorum doğru. Bir sakıncası olduğunu sanmıyorum.
Alıntı:alimlerin kitaplarından konuşuyorsunReddettiğim şeyleri tek tek saymayım. Klasik İslam'da ki hemen hemen hiçbir kavramı klasikte ki hali ile kabül etmiyorum. Elbette alimlerinide kabül etmiyorum. Bu nedenle alimlerden konuşmuyorum.
Alıntı:bir kelimenin etimolojisine ya da araplar arasında nasıl kullanıldığına bakacan arkadaşın diyor ki el kitaba bakarsak detaylı bilgi buluruz..Bu dediğin bakılacak en son yerdir. Dil yaşayan, organik bir kavramdır. Zaman içinde kelime anlamları değişebilir. Bugün Fatiha'nın sonunda ki ''amin'' kelimesi mısır medeniyetinden ve hatta daha öncesi sümerlerden kalma bir sözdür. Tanrı amon'dan türemiş bir kelimedir.
Şöyle örnek verelim. Bir yazıt bulduğunu düşün. Dilini hiç bilmediğin bir yazıt. Ki örneği çok bunun. Nasıl çözümlersin ? Kendi içinde karşıtlıklar, eşitlikler, bağlantılar kurarak bunu yaparsın. Elin sümer yazıtını sözlüğe bakarak okursan gerçekten saparsın. İşte Kur'an'da aynen böyle incelenmesi gereken bir kaynaktır. Ve böyle incelemek doğrudur. Ve El-Kitab kavramı da kolaylıkla bu şekilde çözümlenebilir. Ve biz böyle çözümlediğimiz için iddaa ediyoruz.
Alıntı:herhalde burada kuran kastedilecek hali yok burada vatandaş sibeveyin el kitabını kastetmiştir.. bunun gibi siyak kullanılış şekilleri kelimelerin anlamlarını değiştirir..Geniş zamanlı ve geniş tabanlı bir konu özelleşmedikçe iş çözülemez. Ben 3 adet ayeti verdim. Şu genel bilgiyi artık şu 3 ayete indirgeyip bizzat yakından ne zaman yazacaksın ? Bana uzaklarda, geniş zamanlarda, geniş zeminlerde bilgiler yazarak sadece vaktimi işgal ediyorsun kardeş.
Alıntı:bir de müştereke olan lafızlar vardır... bunlar da lafız tek olmasına rağmen çoklu anlamlar kastedilir... hangi anlam olduğunu biz bir karineden ötürü buluruz... öncelikle cümle yapısına bakarız... o kelimenin ihtiva ettiği anlam hangisi olabilir, diye bu iç karine ile bilebiliriz.. eğer buradan anlamıyorsak nassların bütününe bakarız oradan bir karine bulursak o anlamı veririz...
Konu haddinden fazla uzaklaşıyor. Bu şekilde tartışma olmaz.
Ayetleri verdim. Tek tek alınır incelenir. Burası bu, şurası şu denilir. Ama halen bu olmadı. Daha ne kadar böyle devam edecek ?
üstelik inek diye hinduistlerin örneğini vermişsin... yine aynı hataya düşüyorsun hinduistlerin algıları şazdır, bunu unutuyorsun üstelik öyle olsa şaz olana sarılsan bile yine değişmiyor çünkü hindu da olsa inek deyince bunun süt veren bir hayvan olduğunu bilir... sadece ona yüklediği anlamlar vardır fakat bunun bir hayvan olduğunu inkar etmez...
benim verdiğim diğer örnek ise siyakın kelimeleri nasıl değiştirğine örnek vermekti fakat sen onu tek tek ele alarak hata etmişssin... nahiv ilmi gören bir talebenin etimolojik bir tahlil için el kitabtan faydalanalım derken muhatabı bununla mezkur sibeveyin el kitabını anlar, kuranı anlamaz dedim.. ama müslümanların el kitabı dersen kuranı anlar herkes... bunda da sana insanların çoğu demedim ümmetin hepsi dedim... sen ümmet ile insanlar arasındaki farkı bilmediğin için kuranın çoğunluğu ateştir dediği ayeti yazmışsın... halbuki aynı kitab ümmetin yolundan döneninde cehennem olduğunu söyler..
ayırıca bize göre dil tevkifidir.. senin anladığın gibi bir dil yoktur kuranda.. bu kitabın içerisindeki kelimelerin hepsi göründüğü gibidir..
Konuyu Okuyanlar: 1 Ziyaretçi