You need to enable JavaScript to run this app.

Skip to main content

General
RE: İslam ve hayat
Kaynak ülkücü dünya. Com

Yasin suresi

Sadece bir gürültü oldu, onlar da hemen sönüverdiler. 

Yazıklar olsun o kullara ki, her peygamberle mutlaka alay ediyorlardı. 

Görmediler mi kendilerinden önce nice kuşakları helak etmişiz.

Onlar kendilerine dönüp gelmiyorlar. 
Onların hepsi toplanıp huzurumuza getirilmişlerdir. 

ölü toprağa hayat verdik ve ondan taneler çıkardık ondan yiyip duruyorlar. 

Biz hurmalıklardan, üzüm bağlarından bahçeler yaptık pınarlardan sular fışkırttık. 

Hâlâ şükretmeyecekler mi? 

Yerin bitkilerinden, kendi nefislerinden bilemeyecekleri şeylerden bütün çiftleri yaratan Allah'ın şanı ne yücedir. 

bir de bakarlar ki karanlığa dalmışlar. 

Güneş bir delildir kendi yolunda akıp gidiyor. bu çok güçlü ve her şeyi bilen Allah'ın takdiridir. 

Ay'a gelince, ona menziller tayin ettik. o eski hurma salkımının çöpü gibi yay haline dönmüştür. 

Ne güneşin aya çatması yaraşır, ne de gece gündüzü geçebilir; onların her biri kendi yörüngesinde yüzerler. 

Eğer dilesek onları boğarız

o zaman ne onların feryadına yetişen bulunur, ne de onlar kurtarılır. 

Önünüzdekinden ve arkanızdakinden korkun ki size rahmet edilsin"

Rablerinin âyetlerinden bir âyet geldiği zaman mutlaka yüz çevirirler

Allah'ın size rızık olarak verdiği şeylerden hayra harcayın"

kâfirler, müminler için: "Allah'ın doyurabileceği kimseyi biz mi doyuracağız? Siz sapıklık içinde değil de nesiniz?" dediler. 

onlar: doğru söylüyorsanız kıyamet vaadi ne zaman?" diyorlar. 

Onlar sadece bir tek çığlığa bakıyorlar,

bir çığlık ki, onları yakalayıverir. 


Çığlık vakti bir vasiyette bile bulunamazlar. Ailelerine dönemezler. 

Sûr'a üfürülmüştür, kabirlerinden Rablerine doğru akın ediyorlar. 

Onlar: "Eyvah başımıza gelenlere Mezarımızdan bizi kim kaldırdı? O Rahmân'ın vaad buyurduğu işte bu Gönderilen peygamberler de doğru söylemişler" derler. 

sadece bir tek çığlık olmuş, derhal toplanmış huzurumuza getirilmişlerdir. 

bugün hiç kimseye zerre zulmedilmez. 

yaptıklarınızın cezasını çekeceksiniz. 

cennetlik olanlar bugün bir meşguliyet içinde zevk etmektedirler. 

Kendileri ve eşleri gölgelerde koltuklar üzerine kurulmuşlardır. 

Onlara orada bir meyve vardır. İsteyecekleri her şey onlarındır. 

Onlara Rahîm olan Rab'den "selâm" sözü vardır. 

Ey Âdemoğulları! Şeytana tapmayın, o size apaçık bir düşmandır

ve bana kulluk edin, doğru yol budur,

birçok nesilleri yoldan çıkardı o zaman düşünmüyor muydunuz? 

İşte bu size vaad edilen cehennemdir. 

biz onların ağızlarını mühürleriz

neler kazandıklarını bize elleri söyler, ayakları da şahitlik eder. 

dileseydik gözlerini üzerinden silme kör ediverirdik de yola dökülürlerdi.

dileseydik oldukları yerde kılıklarını değiştirirdik de ne ileri gidebilirlerdi, ne de geri dönebilirlerdi. 

kimin ömrünü uzatıyorsak, yaratılışta onu güç ve kuvvetini alarak tersine çeviriyoruz. Hakıllanmayacaklar mı? 

Biz ona şiir öğretmedik. Bu ona yaraşmaz O bir öğüt ve Kur'ân'dır. 

Bu diri olanları uyarmak ve kâfirlere de azab sözünün hak olması içindir. 

Biz onlar için kudretimizlen birtakım hayvanlar yaratmışız onlara sahip bulunuyorlar. 

Onları, kendilerinin hizmetine vermişiz de, hem onlardan binekleri var, hem de onlardan yiyorlar. 

Onlarda birçok menfaatleri ve türlü içecekleri var. şükretmeyecekler mi? 


Onlar, Allah'tan başka ilâhlar edindiler.

onların sözleri seni üzmesin. Biz onların içlerini de biliriz, dışlarını da. 

İnsan, kendisini bir damla sudan yarattığımızı görmedi mi de

Yaratılışını unutarak bmesel fırlattı: "Kim diriltecekmiş o çürümüş kemikleri?" dedi. De ki: "Onları ilk defa yaratan diriltecek o her yaratmayı bilir." 

Size yeşil ağaçtan ateş yapan O'dur. Şimdi siz ondan tutuşturmaktasınız. 

Gökleri ve yeri yaratan, onlar gibisini yaratmaya kâdir değil midir? Elbette kâdirdir.

o her şeyi yaratandır, her şeyi bilendir. 

O'nun emri, bir şeyi dileyince ona sadece "Ol!" demektir. O hemen olur

her şeyin mülkü ve hükümranlığı elinde bulunan Allah'ın şanı ne yücedir.

Siz yalnız O'na döndürüleceksiniz. 


SAFFAT SÜRESİ

Andolsun saf bağlayıp duranlara yolda zikir okuyanlara sizin ilâhınız birdir

O, göklerin, yerin ve aralarındakilerin Rabbidir, bütün doğuların da Rabbidir. 

biz dünya göğünü yıldızlarla süsledik. 

Onu her inatçı şeytandan koruduk

Onlar yüksek (melekler) topluluğunu dinleyemezler. Her taraftan kovulurlar

Onlara ardı arkası kesilmez azab vardır

Onu yakıcı bir alev takip eder. 

onlara sor: "Yaradılışça kendileri mi çetin, yoksa bizim yarattıklarımız mı

biz onları cıvık bir çamurdan yarattık. 

sen onlara şaşıyorsun, ama onlar seninle eğleniyorlar. Kendilerine hatırlatıldığında düşünmüyorlar

Bir mucize gördükleri zaman eğlenceye alıyorlar. diyorlar ki: "Bu apaçık büyüden başka bir şey değildir." 

Öldüğümüz ve toprakla bir yığın kemik olduğumuz zaman tekrar mı dirilecekmişiz De ki, hem de aşağılanmış olarak dirileceksiniz


Eyvah bizlere! İşte bu hesap günüdür

İşte bu, sizin yalanlamakta olduğunuz iyi ve kötüyü ayırt etme günüdür"

Toplayın mahşere o zulmedenleri,

Allah'tan başka taptıkları şeyleri. Toplayın götürün onları sırata doğru. 

durdurun onları, sorguya çekilecekler. 


Ne oldu sizlere yardımlaşmıyorsunuz

bugün onlar teslim olmuşlardır. siz inanmamıştınız." 

Bizim size karşı bgücümüz yoktu. Fakat siz azmış bir kavimdiniz." 

üzerimize Rabbimizin azab sözü hak oldu. Şüphesiz azabımızı tadacağız." 

biz, kışkırttık. Çünkü biz azgındık

hepsi o gün azabda ortaktırlar. 

biz günahkarlara böyle yaparız. Elbette siz o acı azabı tadacaksınız. 


onlar, kendilerine: "Allah'tan başka ilâh yoktur" denildiği zaman kafa tutuyorlardı

Biz, hiçbir mecnun şair için ilâhlarımızı bırakır mıyız?" diyorlardı. amellerinizle cezalandırılacaksınız. 


o, hak ile geldi ve bütün peygamberleri tasdik etti. 

yaptığınız amellerinizle cezalandırılacaksınız. 

Sadece Allah'ın ihlaslı kulları müstesnadır. onlar için rızık vardır. 

Meyveler vardır Naîm cennetlerinde onlara hep ikram edilir. 

Onlar tahtlar üzerindedirler. 

İçenlere lezzet veren, pınardan doldurulmuş bembeyaz kadehle onların etrafında dolaşılır. O ne zarar ne de sarhoşluk verir. 


Yanlarında iri gözlü, bakışlarını kocalarından başkalarına çevirmeyen hanımlar vardır. onlar örtülüp saklanmış yumurta gibidirler. 

Sen gerçekten inananlardan mısın?" 

Öldüğümüz ve bir toprakla bir yığın kemik olduğumuz zaman biz hakikaten cezalanacak mıyız?" 

bakınır ve onu cehennemin ta ortasında görür. 

Allah'a yemin ederim ki sen az daha beni helak edecektin." 

Rabbimin nimeti olmasaydı, ben tutuklananlardan olacaktım." 

Nasılmış bak. Biz ilk ölümümüzden başka bir daha ölmeyecek miymişiz?

Biz azaba uğratılmayacak mıymışız? 

İşte bu büyük kurtuluştur Çalışanlar kurtuluş için çalışsınlar. 

bu mu daha hayırlı konukluk için, yoksa zakkum ağacı mı? 

zakkum ağacı nı biz zalimler için bir fitne ve imtihan yaptık. 


Zakkum bir ağaçtır cehennem dibinde çıkar. Tomurcukları şeytanların başları gibidir Mutlaka onlar, ondan yiyecekler karınlarını bundan dolduracakdır. 


onlar için kaynar bir içecek vardır. 

dönecekleri yer, şüphesiz cehennemdir

onlar, atalarını sapıklıkta buldular. 
kendileri onların izlerinde koşturuyorlar. 

Andolsun ki, onlardan öncekilerin çoğu sapıklıkta idiler. 

biz onlara içlerinden uyarıcı peygamberler de gönderdik. 

bak o uyarılanların sonu nasıl oldu? 
Ancak Allah'ın ihlaslı kulları başka. 

Andolsun ki Nuh bize seslenip dua etmişti de biz de ne güzel kabul etmiştik. 

Biz hem onu, hem ailesini o büyük sıkıntıdan kurtardık. 

onun neslini bâki kalanlar kıldık. 
sonradan gelenler içinde güzel bir namını bıraktık. 

Bütün âlemler içinde Nuh'a selam olsun. 

biz iyilik yapanları mükafatlandırırız. 

o bizim mümin kullarımızdandı. 
diğerlerini suda boğduk. 

o, Rabbine tertemiz bir kalb ile gelmişti. 

O babasına ve kavmine şöyle demişti: Siz nelere tapıyorsunuz?" Yalancılık etmek için mi Allah'tan başka ilâhlar istiyorsunuz?" Siz âlemlerin Rabbini ne zannediyorsunuz?" 

Hz ibrahim onların ilâhlarına kuvvetli bir darbe indirdi. ve putperestler birbirlerine yürüdüler. İbrahim dedi ki: siz yonttuğunuz şeylere mi tapıyorsunuz?" Halbuki sizi de yaptıklarınızı da Allah yaratmıştır.


Onlar: bir tuzak kurmak istediler. Biz de kendilerini daha alçak düşürdük. 


Ben Rabbime gidiyorum, o bana yolunu gösterir." 


Ey Rabbim! Bana salihlerden bir oğul ihsan et!" 


Hz ibrahim Rabbine dua edince Rabbi
Ona yumuşak huylu bir oğul müjdeledi

Hz ibrahim in oğlu koşacak çağa gelince: "Ey oğlum! Ben seni rüyamda boğazladığımı görüyorum ne düşünürsün?" dedi. Çocuk: "Babacığım emri yap, inşaallah beni sabreden bulacaksın" dedi. 

Hz ibrahim ve oğlu bu Allah'a teslim oldular

Hz ibrahim oğlunu şakağı üzerine yatırdı. ve ona seslenildi Ey İbrahim! " 
Rüyana sadakat gösterdin, şüphesiz biz iyiliği mükafatlandırırız. Şüphesiz bu imtihandı Ve ona büyük bir kurbanlık fidye verildi

Kendisine sonradan gelenler içinde iyi bir nâm bıraktık. 

Selam olsun İbrahim'e... 

biz iyilik yapanları mükafatlandırırız. 

o bizim mümin kullarımızdandı.

Ona salihlerden bir peygamber olmak üzere İshak'ı müjdeledik. 

ona bereketler verdik.

Her ikisinin neslinden de hem iyilik yapanlar var, hem de açıkça kendi nefsine zulmedenler var. 

Andolsun ki biz Musa ile Harun'a da nimetler verdik. 

kendilerini ve kavimlerini büyük sıkıntıdan kurtardık

yardım ettik onlara da, galip gelenler onlar oldular. 

kendilerine o belli kitabı Tevrat'ı verdik.
 
Kendilerini doğru yola çıkardık. 

Sonrakiler içinde onlara iyi bir nam bıraktık: 

Selam olsun, Musa ile Harun'a. 

İşte biz iyilik yapanları böyle mükafatlandırırız. 

onların ibizim mümin kullarımızdandı. 

Şüphesiz İlyas da gönderilen peygamberlerdendir. 


Siz Allah'tan korkmaz mısınız? Yaratanların en güzeli olan, sizin de Rabbiniz, daha önceki atalarınızın da Rabbi bulunan Allah'ı bırakıp da "Ba'l ismindeki puta mı yalvarıyorsunuz?

onlar, onu yalanladılar. Bu yüzden mutlaka cehennemde hazır bulundurulacaklardır. 

Ancak Allah'ın ihlaslı kulları müstesna. 
biz iyilik yapanları mükafatlandırırız. 

o bizim mümin kullarımızdandı. Şüphesiz Lût da gönderilen peygamberlerdendi

biz onu ve ailesinin tamamını kurtarmıştık. geride kalıp batanlar içinde diğerlerini helak etmiştik. 

siz elbette sabahleyin ve geceleyin onlara uğrar ve üzerlerinden geçersiniz.

Hâlâ akıl edip düşünmez misiniz? 

Şüphesiz Yunus da gönderilen peygamberlerdendir. 

Hani o bir gemiye kaçmıştı.  Oradakilerle kur'a çekmiş de yenilenlerden olmuştu. 

Derken denize atılmış ve kendisini balık yutmuştu.

çok tesbih edenlerden olmasaydı, dirilecekleri güne kadar karnında kalırdı

Biz Yunus'u yüz bin veya daha çok insana peygamber olarak gönderdik. 

ona iman ettiler de biz onları bir zamana kadar yaşattık. 

Onlar, şüphesiz uydurdukları iftiralarından dolayı: "Allah doğurdu" derler. Hiç şüphesiz onlar, yalancıdırlar.
 
Allah kızları oğullara tercih mi etmiş? 
Size ne oldu? Nasıl hükmediyorsunuz? 
Hiç düşünmüyor musunuz? 

sizin için bir delil mi var doğru söylüyorsanız getirin kitabınızı. 
Onlar, Allah ile cinler arasında bir neseb hısımlık bağı uydurdular.

o yalancılar mutlaka cehenneme götürüleceklerdir. 

Allah, onların yakıştırdıkları vasıflardan münezzeh ve yücedir. 

Allah'ın ihlas ile seçilen kulları Allah'ı şirk ile vasıflamazlar

siz ve taptıklarınız, kendiliğinden cehenneme saldıran kimseden başkasını, Allah'a karşı kandırıp, saptıramazsınız. 

"Bizden her birimizin belli bir makamı vardır. Biziz o saf saf dizilenler, biziz o tesbih edenler, biziz!"

Müşrikler diyorlardı ki yanımızda bir kitap olsaydı, elbette biz de Allah'ın ihlas ile seçilmiş kullarından olurduk." 

şimdi onu inkâr ettiler. Ama ilerde bileceklerdir. 


Onlar var ya, elbette onlar muzaffer olacaklardır

elbette bizim ordularımız mutlaka galip geleceklerdir." 


Sen,onlardan yüz çevir Onlara inecek azabı gözetle Yakında onlar görecekler

onlar, bizim azabımıza uğramakta acele mi ediyorlar? 

azabımız onların sahasına indiği zaman, o acı sonuçla uyarılanların sabahı ne kötüdür! 

sen, onlardan yüz çevir. azabı gözetle!

Senin güç ve kuvvet sahibi Rabbin, onların yakıştırdıkları vasıflardan münezzeh ve yücedir. 

Gönderilen bütün peygamberlere selam olsun. 

Hamd, âlemlerin Rabbi Allah'a mahsustur. 
Bunu ilk beğenen sen ol.
General
RE: İslam ve hayat
Kaynak ülkücü dünya. Com

SÂD SÜRESİ

Bu öğütle dolu Kur'an'a bak!

o küfredenler bir onur ve ayrılık içindeler.

Kendilerinden önce nicelerini helak ettik.

Çığrıştılar; fakat kurtulma zamanı değildi

kendilerine bir peygamber geldiğine şaştılar kafirler: "Bu bir sihirbaz, yaman bir yalancı" dediler.

onlar Kur'an'ımdan şüphe içindeler; doğrusu henüz azabımı tatmadılar.

Kur'an'ı veren çok güçlü ve ihsan sahibi Rabbinin hazineleri onların yanında mı?

Onlar hiziplerin döküntülerinden, kalma bozuk bozguna uğramış bir ordudur.

Onlardan önce Nuh kavmi, Ad kavmi ve o kazıkların sahibi Firavun da peygamberleri yalanladılar.

Semud, Lut ve Eykeliler de gönderilen peygamberleri yalanladılar da azabım böyle hak oldu.

Ey Rabbimiz, hesap gününden önce bizim payımızı acele ver!" dediler.

sen onların dediklerine sabret de güçlü kulumuz Davud'u an!

o içli, zikir ve tesbih ile Bize çok yönelen biri idi.

Biz dağları onun emrine vermiştik, akşam ve işrak vakti onunla birlikte tesbih ederlerdi.

Kuşları toplu olarak onun emrine vermiştik hepsi onun için ahenkle içli zikir ve tesbih ederlerdi

mülkünü güçlendirmiş, hem de kendisine hikmet ve hakkı batıldan ayırt etme kabiliyeti vermiştik.

sen aramıza doğrulukla hükmet ve aşırı gitme

bizi doğru yolun ortasına çıkar.

(Davut) dedi ki: "Doğrusu senin bir koyununu kendi koyunlarına katmak istemesiyle sana zulmetmiştir.

Ancak iman edip de salih amel işleyenler başka. Ama onlar da pek az.

Davut Hemen Rabbinden mağfiret diledi , rüku ile yere kapandı , tevbe ederek Allah'a yöneldi.

Biz hatasını bağışladık. ona, yanımızda yakınlık ve akibet güzelliği vardır.

Ey Davut , gerçekten biz seni yeryüzünde bir halife yaptık.

insanlar arasında doğrulukla hükmet, keyfe uyma ki, seni Allah yolundan sapıtmasın

Allah yolundan sapanlar hesap gününü unuttular

kendilerine pek şiddetli bir azap vardır.

o göğü, yeri ve aralarındakileri Biz boşuna yaratmadık.

küfredenlere ateşten bir veyl var.

iman edip de salih amel işleyenleri
yeryüzündeki bozguncular gibi yapar mıyız o takva sahiplerini, arsız çapkınlar gibi yapar mıyız?

Bu mübarek, kitabı, sana, özü temizler ayetlerini düşünsünler ve ibret alsınlar diye indirdik.

Davud'a Süleyman'ı ihsan ettik; ne güzel kuldu. O tesbih edip Allah'a yönelirdi.

Kendisine safkan atlar gösterildiğinde:
Ben, at sevgisine, Rabbimi anmaktan ötürü tutuldum." Nihayet

Andolsun ki Süleyman'ı fitneye düşürdük ve tahtının üzerine ceset bıraktık. tevbe ile önceki haline döndü

"Ya Rab, beni bağışla ve öyle bir mülk ihsan et ki hiç kimseye yaraşmasın.

Şüphesiz bütün dilekleri veren Sensin,

Biz rüzgarı onun emrine verdik. Emriyle istediği yere yumuşacık akardı.


İşte bu bizim ihsanımızdır. Artık dilersen başkasına ver, dilersen verme. Hesabı yok." dedik.

Şüphesiz ki ona huzurumuzda bir yakınlık ve bir akibet güzelliği vardır.

Kulumuz Eyyub'u da an o Rabbine şöyle nida etmişti: "Bak bana, Meşekkat ve acı ile şeytan dokundu

Ayağınla depren! işte sana yıkanılacak ve içilecek soğuk bir su." dedik.

Ve ona, bütün ailesini tarafımızdan bir rahmet olarak bahşettik ki, temiz akıllılar için bir ibret olsun.

Biz onu sabırlı bulduk; ne güzel kul

Hakikaten o bir evvabtır daima Allah'a yönelmektedir

güçlü ve basiretli kullarımız İbrahim'i, İshak'ı ve Yakub'u da an.

Biz onları temiz ve halis ahiret yurduna ermiş has kullarımızdan kılmışızdır.

onlar, gerecekten nezdimizde süzülüp seçilmiş en hayırlı kimselerdendir.

İsmail'i, Elyesa'ı ve Zülkifl'i de an! Hepsi de en hayırlı kimselerdendir.

bu bir öğüttür. Şüphesiz korunan müttakiler için güzel bir istikbal vardır

Bütün kapıları kendilerine açılmış olan Adn cennetleri vardır.

Adn cennetlerine kurularak bir çok yemişle bambaşka bir içki isteyeceklerdir.

Adn cennetlerinde gamzeleri kasan bakışları yalnız kocalarına dönük aynı yaşta dilberler vardır.

bu hesap günü size va'dedilenlerdir.

bu bizim hiç tükenmeyecek rızkımızdır.

Şüphesiz azgınlar için kötü bir gelecek vardır.

Cehennem! Ona yaslanacaklar, fakat o ne çirkin döşektir!

İşte kaynar su ve irin; tatsınlar onu.

Ve o şekilden çifter çifter azaplar. onlar cehenneme salınıyorlar.

Şu maiyyetiniz, göğüs germiş bir alay!

Onlara merhaba ve rahatlık yok

onlar cehenneme salınıyorlar.

size rahatlık yok, bunu siz hazırladınız; bakın ne kötü yatak!" derler.


Ey Rabbimiz ateşteki azabım kat kat artır." derler.

Şüphesiz şu gerçektir ki, ateş ehlinin birbiriyle tartışması muhakkak olacaktır.

De ki: "Ben ancak korkuyu haber veren bir peygamberim.

O tek ve kahredici Allah'tan başka hiçbir ilah yoktur."

O göklerin, yerin ve ikisi arasındakilerin çok güçlü, çok bağışlayan Rabbi.

De ki: "Bu (Kur'an) bir büyük haberdir;

ben açık bir uyarıcı olduğum için o bilgi bana vahyolunuyor."

Bir vakit Rabbin meleklere demişti ki: "Haberiniz olsun çamurdan bir insan yaratmaktayım


Onu şekillendirip ruhumdan üfledim mi, derhal secdeye kapanın

meleklerin hepsi toptan secde ettiler.


iblis kibirlendi ve kafirlerden oldu.


Allah : "Ey iblis, yarattığıma secde etmene ne engel oldu? Kibirlenmek mi istedin? Yoksa yücelerden mi bulunuyorsun?" dedi.

İblis dedi ki: "Ben ondan hayırlıyım; beni ateşten onu ise çamurdan yarattın. Deyince Allahu çık oradan, çünkü artık sen kovuldun. Buyurdu

lanetim ceza gününe kadar senin üzerindedir.


İblis de "Yarab, insanların diriltilecekleri güne kadar beni geri bırak." dedi. Allah "Haydi belirli bir vakte kadar bırakılanlardansın." buyurdu.

Allah: "Haydi belirli bir vakte kadar mühlet verilenlerdensin" buyurunca
İblis yüceliğine yemin ederim ki, ben onları mutlaka aldatıp saptırırım.
Ancak ihlas ile seçilmiş has kulların müstesna." dedi.

Allah buyurdu ki Ben hep doğruyu söylerim.

Andolsun cehennemi mutlaka senden ve sana uyanların, topunuzdan tıkabasa dolduracağım."

O (Kur'an) bütün alemler için sırf bir zikir, bir öğüttür.


ZÜMER SURESİ

Bu kitabın indirilişi, Azîz ve Hakîm olan Allah tarafındandır. 

Emin ol, biz sana kitabı hakkıyla indirdik.

Onun için dini yalnız kendisine halis kılarak Allah'a ibadet ve kulluk et. 

İyi bil ki, halis din ancak Allah'ındır.

O'ndan başka dostlar tutanlar da şöyle demektedir "Biz onlara sadece bizi Allah'a yaklaştırsın diye ibadet ediyoruz

Şüphe yok ki Allah, onların aralarında ihtilaf edip durdukları şeyde hükmünü verecektir.

yalancı ve nankör olan kimseyi Allah doğru yola çıkarmaz. 

Allah çocuk edinmek isteseydi, elbette yaratacağından, dileyeceğini seçecekti. Ama o bundan münezzehtir.

O, tek ve kahredici olan Allah'tır. 

O, gökleri ve yeri hak ile yarattı,

geceyi gündüzün üstüne sarıyor, gündüzü de gecenin üstüne sarıyor.

Güneşi ve ay'ı emrine âmade kılmış, 
her biri belli bir süreye kadar akıp gitmektedir.

İyi bil ki, çok güçlü ve çok bağışlayıcı olan ancak O'dur. 

O, sizi bir nefisten yarattı. onun eşini de ondan var etti.

Sizin için yumuşak başlı hayvanlardan sekiz çift indirdi.

Sizi analarınızın karınlarında üç karanlık içinde yaratılıştan yaratılışa yaratıp duruyor. İşte Rabbiniz Allah O'dur.

Mülk O'nundur, O'ndan başka tanrı yoktur. O halde nasıl haktan çevrilirsiniz? 


Eğer inkâr ederseniz, şüphe yok ki Allah'ın size ihtiyacı yoktur.

kulları hesabına küfre razı olmaz. Eğer şükrederseniz sizin hesabınıza ona razı olur.

Hiçbir günahkar diğerinin günahını çekecek değildir.

dönüşünüz, Rabbinizedir.

O vakit, O size bütün yaptıklarınızı haber verecektir.

O, bütün kalplerin özünü bilir. 


İnsana bir sıkıntı dokunduğu zaman bütün gönlünü vererek Rabbine dua eder.

kendisine bir nimet lütfettiği zaman O'na dua ettiği hali unutur yolundan sapıtmak için Allah'a ortaklar koşar

"Küfrünle biraz zevk et, çünkü sen, o ateşliklerdensin." 

o, gece secdeye kapanıp, kıyama durarak vazifesini yapan, ahireti hesaba katan ve Rabbinin rahmetini uman kimse gibi

Hiç bilenlerle bilmeyenler bir olur mu?" Ancak temiz akıl sahibi olanlar anlar. 

Ey Muhammed! "Ey iman eden kullarım! Rabbinizden korkun.

Bu dünyada güzellik yapanlara bir güzellik vardır.

Allah'ın yeryüzü geniştir.

sabredenlere mükafatları ödenecektir

Bana Allah'a ibadet etmem emredildi

O'nun birliğine teslim olan müslümanların ilki olmam emredildi." 


De ki Rabbime isyan edersem, büyük bir günün azabından korkarım." 

yalnız Allah'a kulluk ederim." 

Asıl hüsrana düşenler, kıyamet günü kendilerine ve mensuplarına ziyan edenlerdir. asıl hüsran budur

Onların üstlerinde ateşten tabakalar, altlarında yine ateşten tabakalar vardır.

Allah, "Ey kullarım! benden korkun diyor

Tağuttan, ona kulluk etmekten kaçınıp da tam gönülle Allah'a yönelenlere gelince, müjde onlaradır. Haydi müjdele

O kullarım ki, söz dinlerler, en güzeline uyarlar. İşte temiz akıllılar da onlardır. 

onlar, Allah'ın kendilerine hidayet verdiği kimselerdir.


Ya üzerine azab kelimesi hak olmuş kimse o ateşteki kimseyi sen mi çıkaracaksın? 

Rablerine sığınarak korunanlar için altlarından ırmaklar akan, üzerlerinden şehnişinler yapılmış, köşkler vardır.

Bu, Allah'ın vaadidir. Allah vaadinden caymaz. 

Allah'ın gökten su indirip de onu yol
yeryüzündeki menbalara koyduğunu görmedin mi?

onunla türlü renklerde bir ekin çıkarır, onun olgunlaşıp sarardığını görürsün.

onu bir çöpe çevirir. Elbette temiz akıllılar için bir ihtar vardır. 

Allah, kimin bağrını İslâm'a açmış ise işte o, Rabbinden bir nur üzerinde

Allah'ın zikri hususunda kalpleri katılaşmış olanların vay haline!

bunlar, apaçık bir sapıklık içindedirler. 

Allah, kelamın en güzelini ikizli, ahenkli bir kitap olarak indirdi.

Rablerine saygısı olanların derileri ürperir

derileri de, kalpleri de Allah'ın zikrine karşı yumuşar.

İşte bu Allah'ın rehberidir. Allah, onunla dilediğini doğru yola çıkarır.

kimi Allah şaşırtırsa ona doğru yolu gösterecek yoktur. 

O halde kıyamet günü zalimlere: "Tadın bakalım kazanıp durduklarınızı!" denilir

Onlardan öncekiler de yalanladılar da kendilerine, azab geliverdi. 

Allah, onlara dünya hayatında zilleti tattırdı.

Ahiret azabı ise elbette büyüktür. Keşke bilselerdi! 

Yemin ederim ki Kur'ân'da insanlar için her türlü temsil getirdik iyi düşünsünler.

Pürüzsüz Arapça bir Kur'ân indirdik ki Allah'ın azabından korunsunlar. 

Allah misal vermiştir Bir adam ve ortakları vhırçın hırçın çekişiyorlar Bir de yalnız bir kişiye bağlı selamet içinde bir adam var. Bu ikisi hiç bir olur mu

Hamd Allah'ındır, fakat pek çokları bilmezler. 

Sen elbette öleceksin, onlar da elbette öleceklerdir. 

siz muhakkak kıyamet gününde Rabbinizin huzurunda birbirinizden davacı olacaksınız. 


Allah'a karşı yalan söyleyen ve doğru geldiği zaman onu yalan sayandan daha zalim kim olabilir?

Kâfirlerin yeri cehennemde değil midir? 

Doğruyu getiren ve onu tasdik eden onlar kötülükten korunan müttakilerdir. 

Onlara, Rablerinin yanında ne dilerlerse vardır. bu, iyilik yapanların mükafatıdır. 


Allah, onların önceden yaptıkları amelin en kötüsünü bile keffaretle örter

işlemekte oldukları güzel amellerin en güzeline göre mükafat verecektir. 

Allah, kuluna kâfi değil midir?

Her kimi Allah şaşırtırsa, ona hidayet edecek yoktur. 

kime Allah hidayet verirse onu şaşırtacak yoktur.

Allah aziz çok güçlü ve intikam sahibi değil midir? 

Andolsun ki onlara: gökleri ve yeri kim yarattı?" diye soracak olsan: "Elbette Allah!" diyeceklerdir.


Allah'tan başka çağırdıklarınızı Allah bana zarar vermek isterse, zararı giderebilirler mi bana bir rahmet dilerse O'nun rahmetini tutabilirler mi?

De ki: "Allah, bana yeter."

Tevekkül edenler, hep O'na dayanırlar. 

Ey kavmim! Haliniz üzere çalışın. Ben de kendi halime göre çalışıyorum.

"Kendisini rezil edecek azabın kime geleceğini yakında bilecekler

ve sürekli bir azabın kimin üzerine konacağını yakında bilecekler

Biz kitabı sana, insanlar için hak ile indirdik.

kim doğru yola gelirse kendi lehinedir.
Kim saparsa, kendi aleyhine sapar.


Allah, o canları öldükleri zaman, ölmeyenleri de uyuduklarında alır.

Allah haklarında ölüm hükmü verdiklerini alıkor, diğerlerini takdir edilmiş bir süreye kadar salıverir.

Şüphesiz düşünecek bir kavim için nice ibretler vardır.

Yoksa Allah'tan başka şefaatçiler mi edindiler? De ki: "Onlar hiçbir şeye güç yetiremez ve akıl erdiremezler

De ki: "Bütün şefaat Allah'ındır.

Göklerin ve yerin mülkü O'nundur.

hep döndürülüp O'na götürüleceksiniz." 

Allah bir olarak anıldığı zaman ahirete inanmayanların yürekleri burkulur

De ki: "Ey gökleri ve yeri yaratan, görüleni ve görülmeyeni bilen Allah'ım

Allah'ım Kulların arasında, sen hüküm vereceksin." 


yeryüzündekiler zulmedenlerin olsaydı, kıyamette azabın kötülüğünden kurtulmak için mutlaka feda ederlerdi.

hiç hesaba katmadıkları şeyler, Allah tarafından karşılarına çıkarılır. 

yaptıkları amellerin kötülükleri karşılarına çıkmış ve alay edip durdukları şeyler, kendilerini sarmıştır

insana sıkıntı dokunuverince yalvarır, kendisine nimet bahşettiğimizde:"O bana bir bilgi üzerine verildi." der bu imtihandır, fakat bilmezler. 


o kazandıkları, kendilerini kurtarmadı. 

kazandıklarının kötülükleri, başlarına geçti.

o zulmedenlerin de kazandıkları kötülüklerbbaşlarına geçecektir.

Allah, rızkı dilediğine açar ve kısar.

iman edecek bir kavim için nice ibretler vardır. 

De ki: "Ey haddi aşarak nefislerine karşı israf etmiş olan kullarım! Allah'ın rahmetinden ümid kesmeyin.

Allah, bütün günahları bağışlar.
çok bağışlayıcı çok merhamet edicidir

ümidi kesmeyin de başınıza azab gelmeden tevbe ile Rabbinize yönelin ve teslim olun. Sonra kurtulamazsınız

ansızın başınıza azab gelmeden önce halis müslüman olun

Rabbinizden size indirilenin en güzelini takib ve tatbik edin. 


O günden sakının günahkar nefis diyecektir ki Allah'ın yanında yaptığım kusurlardan dolayı yazık bana

Doğrusu ben alay edenlerdendim." 
Yahut diyecektir ki Allah bana doğruyu gösterseydi ben müttaki olurdum.


azabı gördüğü zaman diyecektir ki Bana geri dönüş olsaydı da ben o iyilik yapanlardan olsaydım." 

âyetlerim geldi onlara yalan dedin, kibirlenmek istedin ve kâfir oldun.

kıyamet günü görürsün ki, Allah'a karşı yalan söyleyenlerin yüzleri kararmıştır.


Kibirlenenlerin yeri cehennem değil mi

Kötülükten sakınan müttakileri Allah başarılarından dolayı kurtuluşa çıkarır.

Onlara fenalık dokunmaz ve onlar üzülecek de değillerdir. 

Allah, her şeyin yaratıcısıdır

Her şey üzerine vekil de O'dur. 

Bütün göklerin ve yerin kilitleri Allah'ın

Allah'ın âyetlerini inkâr edenler işte onlar, kendilerine yazık edenlerdir. 

De ki: "Ey cahiller! bana Allah'tan başkasına mı kulluk etmemi emrediyorsunuz?" 

sana da, senden öncekilere de şu vahyedildi: "Yemin ederim ki şirk koşarsan çalışmaların boşa gider kendine yazık edenlerden olursun." 

yalnız Allah'a kulluk et ve şükredenlerden ol

Allah'ı hakkıyla takdir edemediler
bütün yer kıyamet günü O'nun avucundadır

Gökler kudretiyle dürülmüştür. O ortak koştuklarından münezzeh ve çok yüksektir. 

Ve sûra üflenmiştir. Göklerde kim var, yerde kim varsa çarpılıp yıkılmıştır.

Sonra sûra bir daha üflenmiştir. Bu defa da hep onlar kalkmışlar bakıyorlardır. 

Yer, Rabbinin nuru ile parlamıştır.

peygamberler ve şahitler getirilmiş hak ile hüküm verilmektedir. hiç haksızlık yapılmaz. 

Herkese ne amel yaptıysa karşılığı tam olarak ödenmiştir.

Allah yaptıklarını en iyi şekilde bilmektedir. 

İnkâr edenler bölük bölük cehenneme sevkedilmektedir.

İçinizden size Rabbinizin âyetlerini okuyan, sizi uyaran peygamberler gelmedi mi?"

kâfirler üzerine azab kelimesi hak oldu

Ebedî olarak içinde kalmak üzere girin cehennemin kapılarından" denir.

büyüklük taslayanların yeri ne kötüdür! 

Rablerinden korkanlar da bölük bölük cennete sevk edilmektedir.

Cennete vardıkları zaman kapılar açılır ve bekçileri Selâm sizlere, ne hoşsunuz! derler. 

Hamdolsun o Allah'a ki, vaadini doğru çıkardı ve bizi cennet arzına varis kıldı.

Cennette istediğimiz yerde oturuyoruz"

ne güzeldir mükafatı iyi amel işleyenlerin! 

Meleklerin de arşın etrafını kuşatarak, Rablerine hamd ile tesbih ettiklerini görürsün.

âlemlerin Rabbi Allah'a hamdolsun"


MÜ'MİN Süresi

Hâ Mîm. Bu kitabın indirilişi, çok güçlü ve her şeyi bilen Allah tarafındandır. 

O, günah bağışlayıcı, tevbe kabul edici, azabı şiddetli, kerem sahibi Allahdır

O'ndan başka ilâh yoktur dönüş O'nadır. 

Allah'ın âyetleri hakkında ancak kâfirler mücadele ederler.

Şimdi onların beldeler içinde dönüp dolaşmaları seni aldatmasın. 


Onlardan önce Nuh kavmi ve çeşitli topluluklar Her ümmet peygamberlerini yakalamak kastında bulundu. Hakkı batılla gidermek için boşuna mücadele ettiler. onları tuttum Bak o zaman azabım nasıl oldu? 

nankörlük eden kâfirlere Rabbinin azab sözü hak oldu.

Onlar, mutlaka cehennemliktirler. 

Arşı taşıyanlar ve onun etrafındakiler, Rablerinin hamdiyle tesbih ederler

inanananlar. İman etmişler için bağışlanma dilerler:

Ey Rabbimiz! Rahmetin ve ilmin her şeyi kuşatmıştır. tevbe edip yoluna uyanları bağışla, cehennemden koru.

Ey Rabbimiz! iyi olanları vaad buyurduğun Adn cennetlerine koy

Şüphesiz çok güçlü, hüküm ve hikmet sahibi olan sensin." 


Onları fenalıklardan koru. Sen kimi fenalıklardan korursan, onu rahmetinle yargılamışsındır. büyük kurtuluş budur

kâfirlere şöyle bağırılacaktır: "Elbette Allah'ın buğzu, sizin nefislerinize buğzunuzdan daha büyüktür

siz imana davet ediliyordunuz da inkâr ediyordunuz." 

Kâfirler diyecekler ki: "Ey Rabbimiz! Sen bizi iki defa öldürdün, iki defa dirilttin. günahlarımızı anladık çıkmaya bir yol var mı?" 

azab size şu sebeptendir: Siz Allah'a davet edildiğiniz zaman inkâr ettiniz.

O'na ortak koşulunca inandınız. Artık hüküm, o yüce ve büyük Allah'ındır." 

Size âyetlerini gösteren, sizin için gökten bir rızık indiren O'dur.

onları ancak gönül verip düşünen anlar


siz, dini Allah için halis kılarak hep O'na yalvarın. İsterse kâfirler hoşlanmasın

O dereceleri yükselten Arş'ın sahibi Allah,


O gün onlar kabirlerinden meydana fırlarlar. Kendilerinin hiçbir şeyi Allah'a karşı gizli kalmaz.

Bugün mülk kimindir?" diye sorulur. Tek ve kahhar olan Allah'ındır." denir

her nefis kazandığı ile cezalanacaktır. Bugün zulüm yoktur.

Şüphesiz Allah, hesabı çabuk görendir. 

Yaklaşmakta olan o felaket ve kıyamet gününü onlara haber ver.

O dem ki yürekler gırtlaklara dayanmıştır, yutkunup dururlar.

Zalimler için ne ısınacak bir dost vardır, ne de sözü dinlenecek bir şefaatçi. 

Allah, gözlerin hain bakışını da bilir, gönüllerin gizlediğini de. 

Allah hakkı yerine getirir.

Onların O'ndan başka yalvardıkları ise hiçbir şeyi yerine getiremezler.

hakkıyla işiten ve gören ancak Allah'tır.
 
Yeryüzünde gezmediler mi? Baksalar ya öncekilerin sonları nasıl olmuş?

Onlar yeryüzünde kuvvetçe kendilerinden daha üstündü Öyle iken Allah günahları sebebiyle tutup alıverdi.

Kendilerini Allah'ın azabından koruyacak biri bulunmadı. 

peygamberleri inkâr ettiler. Allah da kendilerini alıverdi O'nun kuvveti ve azabı şiddetlidir. 

Andolsun Musa'yı âyetlerimizle ve açık bir delil ile gönderdik. 

Musa, hakkı getirince iman etmiş olanların oğullarını öldürün, kadınlarını diri tutun." dediler.

kâfirlerin tuzağı hep boşa çıkmaktadır. 

Firavun: "Bırakın öldüreyim Musa'yı da Rabbine dua etsin onun, dininizi değistirip bozgunculuk çıkarmasından korkuyorum" dedi. 

Ben hesap gününe inanmayan her kibirliden, benim de sizin de Rabbiniz olan Allah'a sığınırım"



Bir adamı, Rabbim Allah dediği için öldürecek misiniz? Halbuki o size Rabbinizden delillerle gelmiştir.

o bir yalancı ise çok sürmez, yalanı boynuna geçer.

Şüphe yok ki Allah aşırı giden bir yalancıyı doğru yola çıkarmaz." 

Ey kavmim! Bugün mülk sizindir. Dünyada yüze çıkmış bulunuyorsunuz.

Eğer gelecek olursa Allah'ın hışmından bizi kim kurtarır?"

Ey kavmim! ben sizin hakkınızda Ahzab günleri gibi bir günden korkuyorum." 
Bunu ilk beğenen sen ol.
General
RE: İslam ve hayat
Kaynak ülkücü dünya. Com

MÜ'MİN Süresi

Nuh Kavmi'nin, Âd'ın, Semud'un ve sonrakilerin maceraları gibi bir günün geleceğinden korkuyorum

Allah, kulları için bir zulüm istemez." 

Ey kavmim! Ben size gelecek o çağrışma gününden gününden korkuyorum

O gün arkanıza dönüp kaçacaksınız.

sizi Allah'tan koruyacak olan yoktur

kimi Allah şaşırtırsa ona yol gösterici bulunmaz.

size delillerle Yusuf gelmişti. O zaman da şüphe edip durmuştunuz.

Allah asla peygamber göndermez" dediniz. İşte Allah böyle şaşırtır. 

Onlar, Allah'ın âyetleri hakkında mücadele ederler. Bu Allah katında ve iman edenler yanında buğzu gerektirir.

Allah, her böbürlenen zorbanın kalbini mühürler.

Firavun dedi ki: "Ey Hâmân! Bana kule yap, belki ben Göklerin yollarına ulaşabilirim de, Musa'nın ilâhının ne olduğunu anlarım.

Ben onu mutlaka yalancı sanıyorum."

Firavun'a kötü ameli süslü gösterildi de yoldan çıkarıldı

Firavun düzeni hep boşa çıkar. 

iman etmiş olan kimse dedi ki kavmim! Bana uyun ki size doğruyu göstereyim

Ey kavmim! Bu dünya hayatı ancak geçici bir menfaatten ibarettir.

Ahiret ise durulacak karar yurdudur." 

Her kim kötülük yaparsa, ona ancak yaptığının bir misli ile ceza verilir.

Erkek veya kadın, her kim mümin olarak iyi bir amel işlerse onlar cennete girerler.


Orada kendilerine hesapsız rızık verilir." 

ey kavmim! Niçin ben sizi kurtuluşa davet ederken, siz beni ateşe davet ediyorsunuz?" 

Siz beni Allah'ı inkâr etmeye ve bence hiç ilimde yeri olmayan şeyleri O'na ortak koşmaya davet ediyorsunuz.

Ben sizi o çok güçlü ve çok bağışlayıcı olan Allah'a davet ediyorum." 

Hepimizin dönüşü Allah'adır.

Şüphesiz haddi aşanların hepsi cehennemliktir." 

Ben işimi Allah'a havale ediyorum.

Şüphesiz Allah, kullarını görür, gözetir." 

Allah o mümini, onların kurdukları tuzakların kötülüklerinden korudu.

Firavun'un adamlarını kötü azab kuşattı

Onlar, sabah akşam ateşe arzolunurlar.

Kıyamet kopacağı gün Firavun hanedanını azabın en şiddetlisine tıkın

ateş içinde birbirlerine bizden ateş nöbetini savabiliyor musunuz?" derler. 

Allah kulları arasında hükmünü vermiştir


Ateştekiler, cehennem bekçilerine derler ki: "Rabbinize dua edin bir gün olsun bizden azabı biraz hafifletsin." 

Kâfirlerin duası ise hep çıkmazdadır.
 
Biz peygamberimize ve inananlara dünya hayatı ve şahitlik gününde elbette yardım ederiz. 

O gün zalimlere özür dilemeleri fayda vermez.

Onlara lanet vardır

onlara yurdun kötüsü cehennem vardır. 


Andolsun biz Musa'ya hidayeti verdik ve İsrailoğullarına o kitabı miras kıldık
 
Aklı başında olanlara bir yol gösterici ve bir hatırlatma

sabret. Çünkü Allah'ın vaadi haktır.

günahından dolayı istiğfar et

Rabbini hamd ile tesbih et


Allah'ın âyetleri hakkında mücadele edenlerin göğüslerinde ancak kibir vardır.

Sen hemen Allah'a sığın her şeyi işiten ve gören O'dur. 

Elbette göklerin ve yerin yaratılması, insanların yaratılmasından daha büyüktür. insanların çoğu bilmezler. 

Kör ile gören bir olmaz,

iman edip salih ameller işleyen kimseler ile kötülük yapan bir değildir.

Ne kadar da az düşünüyorsunuz! 

o saat (kıyamet) muhakkak gelecektir.


Rabbiniz: "Bana yalvarın, dua edin ki size karşılık vereyim. Buyurdu

ibadet etmekten kibirlenip yüz çevirenler yarın horlanmış olarak cehenneme gireceklerdir.

İçinde dinlenesiniz diye geceyi, göz açıcı bir aydınlık olarak da gündüzü sizin için yaratan Allah'tır.

Allah insanlara karşı lütuf sahibidir.

insanların çoğu şükretmezler. 

İşte Rabbiniz, her şeyin yaratıcısı olan o Allah'tır.

O'ndan başka ilâh yoktur. O halde haktan nasıl çevrilirsiniz? 

âyetleri inkâr edenler çevriliyorlar

Allah, O'dur ki sizin için yeri bir karargâh, göğü de bir bina yapmıştır.

Size şekil vermiş ve güzelleştirmiştir. Hoş nimetlerden size rızık vermiştir. İşte Rabbiniz o Allah'tır.

Âlemlerin Rabbi olan Allah ne yücedir! 

Daimî bir hayat sahibi ancak O'dur. O'ndan başka ilâh yoktur. O'na, hep O'na yalvarın.

Hamd, âlemlerin Rabbi olan Allah'a mahsustur. 

ben o sizin Allah'ı bırakıp taptıklarınıza ibadet etmekten kesinlikle men edildim

bana âlemlerin Rabbine teslim olmam emredildi." 

O, hem yaşatır, hem öldürür.

O, bir şey isteyince sadece "ol!" der

Bakmaz mısın şimdi Allah'ın âyetleri hakkında mücadeleye kalkanlara! Haktan nasıl döndürülüyorlar? 

Kitaba ve Resullerimize yalan diyenler, artık ilerde bilecekler. 

boyunlarında halkalar ve zincirler olduğu halde sürükleneceklerdir. 

Kaynar suda, sonra da ateşte kaynatılacaklardır. 

İşte Allah, kâfirleri böyle şaşırtır.

siz yeryüzünde haksız yere seviniyor ve güveniyordunuz. 

İçlerinde ebedî olarak kalmak üzere cehennemin kapılarından girin.

ne kötü o kibirlenenlerin yeri? 

Ey Muhammed! Sen sabret, şüphesiz Allah'ın vaadi haktır gerçekleşecektir

onlar mutlaka bize getirileceklerdir. 

Andolsun ki biz nice peygamberler göndermişizdir. Onlardan kimini sana anlatmışız, kimini de anlatmamışızdır.

Hiçbir peygamber, Allah'ın izni olmaksızın bir mucize getiremez.

Allah'ın emri gelince hak yerine getirilir.

Batıl dava peşinde koşanlar hüsrana uğrarlar. 

Kimine binesiniz, kimini de yiyesiniz diye sizin için o yumuşak başlı hayvanları yaratan Allah'tır. 

Sizin için onlarda nice menfaatler var

Hem onlar üzerinde, hem de gemiler üzerinde taşınırsınız. 

Allah size âyetlerini gösteriyor. Şimdi Allah'ın âyetlerinin hangisini inkâr edersiniz? 

yeryüzünde gezip de bakmazlar mı? Köncekilerin sonu nasıl olmuş?

Onlar hem çok, hem kuvvetçe yeryüzünde eserlerinin sağlamlığı bakımından çetindiler.

kazandıkları kendilerini kurtaramadı

onlara peygamberleri, delillerle geldikleri zaman ilme güvendiler

o alay ettikleri şey onları kuşatıverdi. 

hışmımızı gördüklerinde: "Allah'ın birliğine inandık ve şirk koştuğumuz şeyleri inkâr ettik" dediler. 

hışmımızı gördükleri zamanki imanları kendilerine fayda verecek değildi.

Allah'ın kulları hakkındaki kanunu budur

kâfirler hüsrana düştüler. 



FUSSİLET SURESİ

Hâ Mîm. Bu Kur'ân Rahmân ve Rahîm olan Allah tarafından indirilmiştir. 


Bu, Arapça Kur'an âyetleri bilen kavim için ayırt edilip açıklanmış bir kitaptır. 

O, müjdeleyici ve uyarıcı olarak gönderilmiştir.

insanların çoğu yüz çevirmişlerdir. Artık gerçeği işitmezler

Onlar: "Ey Muhammed! Senin bizi davet ettiğin şeye karşı kalplerimiz kapalıdır. Kulaklarımızda da ağırlık vardır dediler

Onlar aramızda anlaşmamıza engel bir perde vardır. Sen istediğini yap, çünkü biz yapıyoruz" dediler

Ey Muhammed! De ki: "Ben sizin gibi bir insanım, ancak bana ilâhınızın bir tek ilâh olduğu vahyediliyor.

hep O'na yönelin bağışlanma dileyin.

Vay O'na ortak koşanların haline! 

Onlar, zekatı vermezler,
ahireti de inkâr ederler. 

iman edip, salih amel işleyenler için de bitmez tükenmez bir mükafat vardır. 

De ki: "Siz yeri iki günde yaratanı gerçekten inkâr edip duracak mısınız?

O'na eşler koşuyorsunuz ha? O bütün âlemlerin Rabbidir." 


O, yerin üstünde sabit dağlar yarattı. Orada bereketler meydana getirdi.

Orada rızıkları tam dört günde belli bir seviyede takdir edip, düzene koydu. 

yerküreye: "İsteyerek veya istemeyerek buyruğuma gelin." dedi. Her ikisi de: "İsteyerek geldik" dediler. 

Allah Her göğe kendi işini bildirdi.

en yakın göğü kandillerle süsledik ve koruduk. bu çok güçlü ve her şeyi bilen Allah'ın takdiridir. 

de ki: "Ben sizi Âd ve Semud'un başına gelen yıldırıma karşı uyardım." 

Allah'tan başkasına kulluk etmeyin

peygamberler geldiği zaman Rabbimiz
melekler indirirdi. Biz tebliğinize inanmayız dediler

Âd kavmi yeryüzünde büyüklük tasladılar Bizden kuvvetli kim var dediler. Onlar Allah'ı görmediler mi?

âyetlerimizi bile bile inkâr ediyorlardı. 
dünyada rezillik tattırmak için o uğursuz günde kasırga gönderdik.

Ahiret azabı elbette çok rezil edicidir.

Onlara yardım edilmeyecektir. 

Semûd kavmine doğru yolu gösterdik. onlar körlüğü doğru yola tercih ettiler.

kazandıkları kötülük yüzünden alçaltıcı azabın yıldırımı onları çarpıverdi. 

Biz iman edenleri ve kötülükten sakınanları ise kurtardık. 

O gün Allah'ın düşmanları cehenneme sürülmek üzere bir araya toplanırlar. 

kulakları, gözleri ve derileri yaptıkları
aleyhinde şahitlik ederler.

Onlar derilerine: "Niçin aleyhimize şahitlik ettiniz?" derler. Derileri de: "Bizi her şeyi konuşturan Allah konuşturdu,

sizi ilk defa yaratan O'dur ve siz yine O'na döndürülüyorsunuz"

Siz kulak göz ve derilerinizin aleyhinizde şahitlik edeceğinden korkarak kötülükten sakınmıyordunuz.

yaptıklarınızı Allah'ın bilmeyeceğini zannediyordunuz. 

Rabbiniz hakkında beslediğiniz zannınız sizi helak etti

zarara uğrayanlardan oldunuz. 

dayanabilirlerse onların yeri ateştir.

onlar hoşnut edileceklerden değildirler. 

onlara birtakım arkadaşlar musallat ettik de onlar kendilerine ne varsa hepsini güzel gösterdiler. B

azab sözü onlar için hak oldu.

onların hepsi kendilerine yazık etmişdir


İnkâr edenler: "Bu Kur'ân-ı dinlemeyin, okunurken gürültü yapın, belki üstün gelirsiniz" dediler. 


inkâr edenlere şiddetli bir azab tattıracağız.

onlara yaptıkları amellerin en kötüsünün cezasını vereceğiz. 

Allah'ın düşmanlarının cezası ateştir.

Âyetlerimizi inkâr etmelerinin cezası onlara cehennem yurdu vardır. 

İnkâr edenler: "Ey Rabbimiz! Cin ve insanlardan bizi saptıranları göster ayaklarımızın altına alalım cehennemin en altında kalanlardan olsunlar diyeceklerdir. 

Ey Rabbimiz bizi saptıranları göster ayaklar altına alalım

cehennemin en altında kalanlardan olsunlar

Rabbimiz Allah'tır"

doğrulukta devam edenlere melekler iner Korkmayın, üzülmeyin, size vaad edilen cennetle sevinin derler

Biz dünya hayatında da, ahirette de sizin dostlarınızız.

Cennette sizin için canınızın çektiği ve istediğiniz her şey vardır." 

Bunlar çok bağışlayıcı ve çok merhametli olan Allah tarafından bir ağırlamadır. 

3Allah'a davet eden, salih amel işleyen müslümanlardanım" diyenden daha güzel sözlü kim olabilir? 

iyilik de bir değildir, kötülük de.

Kötülüğü en güzel bir şekilde sav.

olgunluğa ancak sabredenler kavuşturulur,

şeytandan gelen kötü bir düşünce seni dürtecek olursa hemen Allah'a sığın.

O her şeyi işitir ve bilir. 


Gece ile gündüz ve güneş ile ay Allah'ın kudretinin delillerindendir.

Güneşe ve aya secde etmeyin sadece Allah'a kulluk yapmak istiyorsan onları yaratan Allah'a secde edin. 


Rabbinin yanındaki melekler gece gündüz O'nu tesbih ederler ve hiç usanmazlar. 

Senin yeryüzünü boynu bükük, kupkuru görmen Allah'ın kudret delillerindendir.

suyu indirdiğimiz zaman titreşir ve kabarır ona hayat veren Allah mutlaka ölüleri de diriltir her şeye gücü yeter

Âyetlerimiz hakkında doğruluktan ayrılıp inkâra sapanlar gizli kalmazlar

ateşe atılacak olan mı daha hayırlıdır, yoksa kıyamet günü güven içinde gelecek olan mı?

İstediğinizi yapın. Şüphesiz ki Allah, yaptığınız şeyleri hakkıyla görür. 


Kur'ân kendilerine geldiğinde inkâr edenler, mutlaka ceza çekceklerdir.

O gerçekten çok değerli bir kitaptır. 

O hüküm ve hikmet sahibi, öğülmeye layık olan Allah tarafından indirilmiştir.
 
Ey Muhammed! Sana önceki peygamberlere söylenenden başkası söylenmiyor.

senin Rabbin hem mağfiret sahibidir hem de acı verecek bir azap sahibidir. 

Sen de ki: "O, iman edenler için bir hidayet ve şifadır."

İman etmeyenlerin kulaklarında ise bir ağırlık vardır.

Andolsun ki biz Musa'ya Tevrat'ı vermiştik onda ihtilafa düşmüşlerdi.

Rabbin tarafından azabın ertelenmesine dair bir söz geçmeseydi mutlaka hüküm verilirdi

onlar Kur'ân hakkında bir şüphe ve tereddüt içindedirler. 

Her kim iyi iş yaparsa, kendi lehine yapmış olur.

Kim de kötülük yaparsa, kendi aleyhine yapmış olur.

Rabbin kullara zulmedecek değildir.

Kıyamet zamanını bilmek ancak Allah'a havale edilir.

Onun bilgisi dışında hiçbir meyve kabuğundan çıkmaz, hiçbir dişi gebe kalmaz ve doğurmaz.

Onlar kendileri için kaçacak bir yer olmadığını anlamışlardır. 

İnsan hayır istemekten usanmaz, fakat kendisine kötülük dokununca üzülür ve ümitsizliğe düşer. 

Andolsun zarardan sonra, ona rahmet tattırsak, Bu hakkımdır kıyametin kopacağını sanmıyorum der

Rabbime döndürülmüş olsam bile mutlaka O'nun yanında benim için güzel şeyler vardır" der.

Biz inkâr edenlere yaptıkları şeyleri mutlaka haber vereceğiz

onlara ağır bir azap tattıracağız. 

Biz insana nimet verdiğimiz zaman o yüz çevirir, yan çizer.

Ona kötülük dokunduğu zaman uzun uzun yalvarır. 

Ey Muhammed! De ki: "Ne dersiniz? O Kur'ân Allah tarafından gelmiş olup
siz onu inkâr etmişseniz

Hak'tan uzak bir ayrılığa düşenden daha sapık kim olabilir?" 

Biz onlara hem ufuklarda hem kendi nefislerinde delillerimizi göstereceğiz

Kur'ân'ın hak olduğu belli olsun.

Rabbinin her şeye şahit olması kafi değil mi


onlar Rablerine kavuşmaktan şüphe içindedirler,

Allah her şeyi ilmiyle kuşatmıştır. 

ŞÛRA SURESİ

Hâ-mîm. Ayn-sîn-qaf. İşte hakikat

Allah; o azîz-hakîm hakikat O'nundur

O öyle ulu, öyle azîm ve büyük ki: Gökler çatlayacak gibi titreşiyorlar,

melekler hamd ile Rab'lerine teşbih ediyorlar

melekler yerdeki kimseler için mağfiret diliyorlar. 

Allah'tır öyle gafur öyle rahîm

Allah gözcü, sen değilsin vekîl. 

işte sana Arabî dil ve kültür itibariyle Arab'a has bir kur'ân hitabe
vahyetmekteyiz

Ummu'l-Kurâ'yı Mekke ve çevresindekileri uyarıp sakındırasın

o toplanma gününün dehşetini haber veresin,

o günün geleceğinde şüphe yok o gün bir fırka cennette, bir fırka çılgın ateşte

Dileseydi Allah hepsini bir ümmet yapardı, velakin dilediğini rahmetine koyuyor

zalimlere gelince, ne bir dost var onlara, ne de bir nyardımcı

O'ndan beride velî dost ve hâmiller mi edindiler? Allah'tır ancak velî, ölüleri

O diriltir ve her şeye kadir O'dur.


İhtilaf ettiğiniz herhangi birşey hakkında hüküm Allah'a aittir.

İşte" o Allah benim rabbim,

ben Allaha güvenip dayanmaktayım

hep Allaha sığınırım". 


O gökleri ve yeri yaratan, size kendi cinslerinizden çift eşler yapmış,

deve, koyun, keçi ve sığırdan çiftler yaratmıştır sizi o suretle üretip duruyor.

O'nun misli gibi birşey yoktur O öyle semî işiten öyle ba-sîr görendir. 

Göklerin, yerin kilitleri O'nun;


rızkı dilediğine açar ve kısar O her şeyi bilir. 

Sizin için, dinden Nuh'a İbrahim Musa
ve sana vahyeylediğimizi buyurdu;

Dîni doğru tutun tefrikaya düşmeyin

Müşriklere, bu davet ettiğin emir Allah'ı birleyip O'na teslim olma işi ağır geldi

Allah dilediklerini seçecek ve kendisine yöneleni hidayetle erdirecektir. 

Tefrikaya düşmeleri haset ve kıskançlıktan dolayıdır

eğer Rabbinden bir ecel olmasaydı, aralarında hükm-i kaza mutlak icra edilir, işleri bitirilirdi.

kitaba vâris kılınanlar da ondan işkilli bir şek ve şüphe içindedirler. 

durma davet et ve emrolunduğun gibi doğru git,

onların hevalarına tâbi olma de ki: "Ben Allah'ın indirdiği kitaba iman getirdim

Allah bizim rabbimiz olduğu gibi sizin de rabbiniz.

Bize kendi amellerimizin size de kendi amellerinizin sorumluluğu vardır,

hak açık tartışmaya hacet yok.

Allah hepimizi bir-araya getirecek ve O'na gidilecektir . 


delileri sakıttır geçersizdir üzerlerine gazap ve şedit bir azap vardır;

Allah'tır ki, hakka dair kitap ve mîzan indirdi


ne bilirsin belki kıyamet saati yakındır. 


Onu, inanmayan imansızlar acele ister iman edenler onun hak olduğunu ve mutlaka kopacağını bilirler

kıyamet) saati hakkında mücadele edenler dalalet içindedirler. 

Allah (kıyamet gününden korkup vazifesini yapan kullarına lütufkârdır

her dilediğini rızıklandırır O öyle kavî güçlü öyle azîz. 

kim âhiret ekimi isterse ona, ekini artırırız;

kim dünya ekimi isterse ona veririz, amma âhirette nasip yoktur. 

onların Allah'a ortak olmak için küfür şerikleri ortakları var Allah'ın izin vermediği şeyleri meşru kıldılar


Eğer o kelime olmasaydı, hüküm icra edilir, işleri bitirilirdi

zalimler için elîm acı ve azap vardır. 

Göreceksin zalimleri kazandıkları günahlarından ötürü titrerlerken,

İman edip salih amel işleyerek güzel güzel işler yapanlar cennetlerin hoş hoş ravzalarında,

onlara Rab'lerinin indinde ne dilerlerse var; işte bu, o büyük fazl lütuf


bu müjdedir ki: Allah iman edip iyi işler yapan kullarına müjdeliyor

Ey Muhammed De ki sizden yakınlıkta sevgiden başka bir ecir ücret istemem

kim çalışır bir güzellik kazanırsa ona, mükâfat olarak güzellik veririz,

Allah gafurdur bağışlayıcıdır şekûrdur. 


Allah dilerse senin kalbini mühürleyiverir

Allah bâtılı mahveder

O, kullarından tevbeyi kabul eder

salih ameller yapanlara icabet buyurur, fazlı lütfundan onlara ziyade de verir,

küfredenlere şiddetli bir azap var. 

Allah kullarına rızkı bol bol seriverse arzda azar ve taşkınlık ederlerdi,

şüphesiz O, kullarının durumuna habîrdir vâkıftır basîr ve görendir. 


O ümidi kesmişlerken feyz indirir rahmet yayıp neşreder.

O velî koruyucu ve hamd edilendir. 

O göklerin ve yerin yaratılışı ve onlarda ürettiği hercanlının üretilişi O'nun
âyetlerindendir

O dileyeceği zaman onları toplamaya da kadirdir. 

Başınıza her ne musibet geldi ise, kendi kazancınız günahlar sebebiyiledir,

günahlarınızın bir çoğundan sizi affediyor siz arzda Allah'ı aciz bırakacak değilsiniz

size, Allah'tan başka kurtaracak ne bir hâmi, ne de bir yardımcı yoktur. 


Yine O'nun âyetlerindendir; denizde, o dağlar gibi batmadan akanlar

Dilerse gemileri hareket ettiren o rüzgârı durduruverir

şüphesiz nice âyet işaret ve delililer var

çok sabırlı, çok şükredici her kimse için ka-zanç ve af buyurulur

bilsinler âyetlerimizle mücadele edenler ki: kaçacak yer yoktur. 

size verilmiş olan şeyler dünya hayatın geçicikazancıdır

Allah yanındaki daha hayırlı ve daha kalıcıdır.

mükâfat o kimseler için

İman etmişlerdir Rab'lerine itimat edip tevekkül ederler

onlar ki günahın büyüklerine ve açık çirkinliklere uzak bulunurlar

her gazaplandıkları vakit kusur örterler onlar ki Rab'leri için davete icabet etmekte ve namazı kılmaktadırlar


Kötülüğün cezası misli kadar kötülüktür kim affedip ıslah ederse ecri Allah'adır.

şüphesiz O zalimleri sevmez. 

kim zulm olunduktan uğradıktan sonra öcünü alırsa, onlara ceza yoktur

Ceza ancak haksızlıkla yeryüzünde taşkınlık ederek insanlara zulmeyleyenler üzerinedir.

onlara elîm acı bir azap vardır. 

kim de sabreder suç örterse, o azm olunacak işlerdendir

kimi Allah şaşırtırsa ona hiçbir velî hami ve yardımcı yoktur

o zalimleri; azabı gördükleri vakit diyecek ki Var mı geri dönmeye bir yol

göreceksin onlarıateşe arz olunurken; zilletten boyunlarını bükerek göz altından bakarlarken;

iman etmiş olanlar şöyle demekte Gerçek hüsrana düşenler, kıyamet günü kendilerine ve ailelerine yazık edenlermiş

zalimler hakikaten azap içindedirler

onları Allah'ın önünden kurtaracak velî
Ve hâmiler yoktur.

kimi Allah saptırırsa onun için yol yoktur


Allah'tan, reddedilip geri çeviril-mesine çare olmayan gün gelmezden evvel Rabbinizin davetine icabet ediniz;

o gün sizin için ne sığınacak yer vardır, ne de inkâra çare. 

biz seni üzerlerine gözcü göndermedik sana düşen ancak tebliğdir.

biz insana rahmet tattırdığımız vakit onunla ferahlanır

kendi elleriyle başlarına bir fenalık gelirse o vakit insan hepsini unutan bir nankördür;

(isyan insanın tabiatında vardır, süratle nankörlüğe gider, sanki hiç rahmet ve nimet görmemiş gibi davranır). 

Allah'ındır göklerin ve yerin mülkü


dilediğini yaratır, dilediği kimseye dişiler bahşeder, dilediği kimseye de erkekler bahşeder


O'nun ilmi çok. kudretine nihayet yok

O çok yüksek, çok hakimdir. 

Ve işte sana emrimizden biz ruh vahyettirdik. 

sen kitap nedir, iman nedir bilmiyordun, biz onu bir nur kıldık,

onunla kullarımızdan dilediğimize hidayet vereceğiz

emin ol sen hakikate doğru yola çağırıyorsun; o Allah'ın yoluna

Göklerde ve yerde ne varsa O'nundur. 

Bütün işler, döner dolaşır Allah'a varır. 
Bunu ilk beğenen sen ol.
General
RE: İslam ve hayat
Kaynak ülkücü dünya. Com

ZUHRUF SÜRESİ

Hâ, mîm. kitaba andolsun ki biz onu anlayasınız diye Arapça Kur'an yaptık. 

o bizim nezdimizde bulunan yüce ve hikmet dolu bir kitaptır

Siz haddi aşan bir kavim oldunuz

Biz nice peygamberler göndermiştik. 
Onlar her peygamberle  alay ediyordu

Biz daha kuvvetli olanları da helâk ettik

onlara: "Gökleri ve yeri kim yarattı?" diye sorsan elbette çok güçlü ve herşeyi bilen Allah yarattı." derler. 

O, yeryüzünü size beşik yaptı doğru gidesiniz diye orada sizin için yollar meydana getirdi. 

Allah gökten belli bir ölçüye göre su indirdi.

Biz onunla ölü bir memlekete yeniden hayat verdik.

siz kabirlerinizden diriltilip çıkarılacaksınız

Allah Sizin için bineceğiniz gemiler ve hayvanlar var etmiştir. 

Siz onların sırtına binip üzerlerine yerleştiğinizde, Rabbinizin nimetini anın

Bunları bizim hizmetimize veren Allah'ı tenzih ve tesbih ederiz. Yoksa bizim bunlara gücümüz yetmezdi.

biz Rabbimize döneceğiz

insan apaçık bir nankördür. 

Onların yüzü simsiyah kesilir de öfkesinden yutkunur durur. 

Onlar meleklerin yaratılışını gördüler mi? Onların şahitlikleri yazılacak

onlar sorguya çekileceklerdir. 

Onlar: "Eğer Rahman olan, Allah dileseydi, biz meleklere tapmazdık dediler.

Onların hiçbir bilgileri yoktur. Onlar sadece yalan söylüyorlar. 

kendilerine bir kitap verdik onlar, ona sarılıyorlar? 

Biz babalarımızı bu din üzerinde bulduk, onların izinde gidiyoruz." dediler

Ey Muhammed! senden önce hangi memlekete uyarıcı göndermişsek, oranın şımarık kimseleri: "Biz babalarımızın izlerine uyarız." dediler. 

size babalarınızın bulunduğu dinden daha doğrusunu getirmişsem de mi bana uymazsınız?"

Biz onlardan intikam aldık.

Bak peygamberleri yalanlayanların sonu nasıl oldu

ben sizin taptığınız şeylerden uzağım. 
Ben ancak beni yaratana taparım.

Şüphesiz O, beni doğru yola iletecektir."

İbrahim, bu sözü, ardından geleceklere miras  bıraktı ki doğru yola dönsünler. 

Kendilerine hak geldiği zaman onlar: "Bu bir büyüdür doğrusu biz onu tanımıyoruz." dediler. 

Onlar: Kur'an, şu iki şehirden bir büyük adama indirilmeli değil miydi?" dediler. 

Ey Muhammed! Rabbinin rahmetini onlar mı taksim ediyorlar? Dünya hayatını  biz taksim ettik.

Birbirlerine işlerini gördürsünler diye biz onların bir kısmını diğerlerinden derecelerle üstün kıldık.

Rabbinin rahmeti onların biriktirdikleri şeylerden daha hayırlıdır. 

küfre sapan bir ümmet olmasalardı
Rahman olan Allah inkâr edenlerin  evlerine gümüşten tavanlar yapardı

küfre sapmasalardı evleri için gümüşten kapılar, üzerine yaslanacak koltuklar ve nice ziynetler verirdik.

Bütün dünya hayatı geçici menfaatden başka bir şey değildir.

Ahiret Rabbin katında takva sahipleri içindir

kim Rahman olan Allah'ın zikrinden yüz çevirirse biz şeytanı musallat ederiz.

şeytan onun yakın dostudur. 

şeytanlar onları yoldan çıkarır da Onlar   doğru yolda olduklarını sanırlar. 

kıyamet günü gelince, arkadaşına Keşke seninle aramda doğu ile batı arasındaki kadar bir uzaklık olsaydı  Sen ne kötü arkadaşmışsın!" der. 

Bugün pişmanlık duymanız size fayda sağlamayacaktır.

siz zulmettiniz. Şimdi  hepiniz azapta ortaksınız." denir. 

Ey Muhammed! sağırlara sen mi işittirecek körlere ve sapıklık içinde olanlara sen mi doğruyu göstereceksin

biz onlardan intikam alırız. 

onlara vaad ettiğimiz azabı gösteririz

onlara azap etmeye gücümüz yeter

sen vahyedilen Kur'an'a sarıl. Şüphesiz ki sen doğru bir yol üzerindesin. 

Kur'an, senin için de, kavmin için de bir öğüttür ve sorguya çekileceksiniz. 

Ey Muhammed peygamberlerimize de sor, Rahman olan Allah'tan başka  ibadet edilecek ilâhlar yapmış mıyız

Andolsun biz Musa'yı mucizelerimizle Firavun'a ve adamlarına gönderdik.

Musa: "Ben gerçekten âlemlerin Rabbi olan Allah'ın peygamberiyim." dedi. 

Musa mucizelerimizi getirince onlar hemen bu mucizelere gülüverdiler. 

Bizim gösterdiğimiz her bir mucize diğerinden daha büyüktü.

doğruya dönerler diye biz onları azapla yakaladık. 

azâbı görünce: "Ey sihirbaz! bizim için Rabbine dua et. Biz doğru yola gireceğiz." dediler. 

azabı  kaldırdığımız zaman hemen sözlerinden dönüverdiler. 

Firavun kavmine dedi ki Mısır ve akıp giden şu ırmaklar benim değil mi?

Firavun kavmini küçümsedi. Onlar  O'na itaat ettiler. onlar fâsık bir kavimdi. 

Nihayet gazaplandırdıkları zaman intikam aldık. Hepsini suda boğduk

Onları sonradan gelecekler için ibret ve örnek kıldık. 

Meryem oğlu İsâ anlatılınca, kavmin bağrışmaya başladılar. dediler ki: "Bizim ilâhlarımız mı  hayırlıdır İsâ mı?"

onlar çok kavgacı bir topluluktur. 

İsâ nimet verdiğimiz  İsrailoğullarına örnek kıldığımız bir kuldur. 

biz dileseydik, sizden yeryüzünde yerinize geçecek melekler yaratırdık. 

kıyâmet hakkında şüpheye düşmeyip, bana uyun, bu doğru yoldur. 

Sakın şeytan sizi doğru yoldan alıkoymasın.

o sizin için apaçık bir düşmandır. 

İsâ mucizelerle indiği zaman dedi ki: Ben hikmeti getirdim  ihtilâfa düştüklerinizi açıklamaya geldim.

Allah'tan korkun, ve itaat edin. 

benim de Rabbim sizin de Rabbiniz Allah'tır O'na kulluk edin. Bu doğru yol

Acı bir günün azâbından dolayı vay zulmedenlerin hâline!

Onlar ansızın kıyâmetin başlarına gelmesini mi bekliyorlar? 

O gün Allah'tan korkanlar hariç dost olanlar birbirlerine düşmandırlar. 

Allah, takva sahiplerine şöyle nida eder: Ey âyetlerimize imân edip müslüman olan kullarım

Bugün size hiçbir korku yoktur ve siz üzülmeyeceksiniz. 

Siz ve eşleriniz cennete girin. Orada ağırlanıp sevindirileceksiniz." 

Onların etrafında yiyecek ve içecekler altın tepsiler ve kadehlerle dolaştırılır.

cennette canların çektiği ve gözlerin hoşlandığı herşey vardır.

Siz cennette ebedi olarak kalacaksınız. 

İşte yaptıklarınıza karşılık size miras verilen cennet budur. 

cennette sizin için bol bol meyveler vardır. Onlardan yersiniz. 

Şüphesiz ki suçlular, cehennem azâbında ebedi olarak kalacaklardır. 

Onların azâbı hafifletilmez ve onlar azab içersinde ümitsizdirler. 

Biz onlara zulmetmedik, fakat onlar kendileri zâlimler oldular. 

Onlar cehennem bekçisine: "Ey Mâlik! Rabbin bizi öldürsün." diye seslenir Mâlik Siz böylece kalacaksınız." der. 

Andolsun size hakkı getirdik. Fakat çoğunuz haktan hoşlanmıyorsunuz. 

onlar hakka karşı gelmek için bir iş  kararlaştırdılar? Biz de onları cezalandırmak için kararlıyız. 

onlar bizim sırlarını ve gizli konuşmalarını işitmediğimizi mi sanıyorlar?

işitiriz ve elçi meleklerimiz her yaptıklarını yazıyorlar. 

Göklerin ve yerin Rabbi, arşın Rabbi onların nitelendirdikleri şeyden münezzehtir, yücedir. 

Şimdi sen bırak onları, tehdit edildikleri güne kadar batıla dalsınlar oynasınlar. 

Gökteki ilâh da yerdeki ilâh da O'dur.

O hüküm ve hikmet sahibidir

Göklerin, yerin ve her ikisinin hükümranlığı kendisine ait olan Allah'ın şanı yücedir.

Kıyâmet saatinin bilgisi yalnız onun yanındadır

Siz sadece O'na döndürüleceksiniz. 

Onların Allah'ı bırakıp da tapdıkları putlar şefaat hakkına sahip değillerdir.

Ancak bilerek hakka şahitlik edenler şefâat edebilir. 

sen onlara kendilerini kimin yarattığını sorsan elbette: "Allah" derler.

Peygamberin sözü şudur Ey Rabbim Bunlar  imân etmeyen bir kavimdir." 

Ey Muhammed sen onlara Size selâm olsun." de.

O Kitab'a andolsun onu  mübarek bir gecede indirdik.

biz onunla insanları uyarmaktayız. 

O gecede her hikmetli iş tarafımızdan bir emirle ayrılır.

biz Rabbin tarafından bir rahmet olarak peygamberler göndeririz.

Şüphesiz O, herşeyi işitir ve bilir. 

inanıyorsanız, iyi bilin ki Allah göklerin, yerin ve ikisi arasındakilerin Rabbidir. 

Ondan başka hiçbir ilâh yoktur.

O hem yaşatır, hem öldürür.

O sizin de Rabbiniz, sizden önceki babalarınızın da Rabbidir. 

kâfirler bir şüphe içinde  eğleniyorlar. 

Ey Muhammed! sen göğün, insanları bürüyecek açık bir duman getireceği günü gözetle. Bu acı bir azabdır

O gün insanlar: "Ey Rabbimiz! Bizden azabı kaldır. biz inanıyoruz" derler. 

Onlar için düşünüp öğüt almak nerede? Oysa kendilerine gerçeği açıklayan bir de peygamber gelmişti. 

peygamberden yüz çevirdiler ve: "Bu öğretilmiş bir delidir." dediler. 

Biz azabı sizden birazcık kaldırırız. Ama siz mutlaka eski halinize dönersiniz. 

Biz o büyük şiddetle çarptığımız gün mutlaka intikamımızı alırız. 

Andolsun ki, biz Firavun kavmini denemiştik Onlara çok kıymetli bir peygamber gelmişti. 

peygamber demişti ki Esaret altındaki Allah'ın kullarını bana teslim edin. ben size gönderilmiş  peygamberim

Allah'a karşı üstünlük taslamayın. Şüphesiz size açık delil getiriyorum. 

beni taşlamanızdan dolayı benim de Rabbim, sizin de Rabbiniz Allah'a sığındım

siz bana iman etmezseniz hemen yanımdan uzaklaşın."

Musa: bunlar suçlu bir kavimdir." diyerek yardım için Rabbine yalvardı. 

Allah buyurdu ki: "Kullarımı geceleyin yürüt. Çünkü siz takib edileceksiniz. 

onlar suda boğulacak bir ordudur.

Onlar neler bırakmışlardı, ne bahçeler, ne pınarlar! Ne ekinler, ne kaynaklar

içinde eğlenip durdukları nice nimetler
biz onları bir kavme miras bıraktık. 

Gök ve yer onlara ağlamadı. Onlara mühlet de verilmedi. 

Andolsun ki biz İsrailoğullarını  aşağılayıcı azabdan kurtardık. 
Firavun'dan da kurtardık

o üstünlük taslayıp haddi aşan bir zorbaydı. 

Andolsun ki biz onları bilerek o zamanki alemlere üstün kıldık. 

Biz onlara içinde apaçık bir imtihan bulunan mucizeler verdik. 

kâfirler diyorlar ki ilk ölümden başka bir şey yoktur. Biz diriltilecek değiliz.
 
Biz onları helak ettik onlar suçluydular. 

Biz gökleri, yeri ve ikisi arasındakileri oyun ve eğlence olsun diye yaratmadık

Biz onları hak ve hikmetle yarattık.

hakkı batıldan ayırd etme günü onların hepsinin bir araya toplanacağı gündür. 

O gün dostun dosta faydası olmaz.

Onlara yardım da edilmez. 

Şüphesiz ki Allah çok güçlüdür, çok merhamet edicidir

Gerçekten zakkum ağacı, 
Günahkârların yemeğidir. 

zakkum ağacı karınlarda kaynar. O, kızgın sıvının kaynaması gibidir

Allah meleklere emreder. "Şunu tutun Cehennem'in ortasına sürükleyin."

onun başının üstüne kaynar su azabından dökün." 

Ona şöyle denir! "Tat bakalım azabı! hani sen çok güçlü ve çok üstündün. 

kötülükten sakınanlar
güvenli makamdadırlar
Bahçelerde ve pınar başlarındadırlar. 

Onlar ince ipekten ve parlak atlastan elbiseler giyerek karşılıklı otururlar. 

biz onları iri siyah gözlü hurilerle evlendiririz. 

Onlar orada güven içinde her çeşit meyveyi isteyebilirler. 

Allah onları cehennem azabından korumuştur. 

Rabbinden bir lütuf  İşte büyük kurtuluş

Biz Kur'ân'ı senin dilinle indirip kolaylaştırdık. Umulur ki öğüt alırlar

sen onların başlarına gelecekleri bekle: onlar da bekleyip durmaktadırlar.

CASİYE SÜRESİ

Hâ, mîm kitap, Azîz ve Hakîm olan Allah tarafından indirilmiştir. 

Şüphesiz göklerde ve yerde müminler için birçok âyetler vardır. 

Sizin yaratılışınızda ve canlıları yeryüzüne yaymasında inanan  için ibret vardır. 

Gece ile gündüzün değişmesinde  Allah'ın gökten rızık indirip
yağmurla yeryüzünü  diriltmesinde rüzgârları yönlendirmesinde
aklını kullanan  için nice deliller vardır. 

bunlar, Allah'ın âyetleridir onları hakkıyla okuyoruz.

Allah'a ve âyetlerine inanmadıktan sonra hangi söze inanacaklar?

Her günahkâr kişinin vay haline

Allah'ın âyetlerini işitir de sanki kibrinden hiç işitmemiş gibi ısrar eder.

sen ona, can yakıcı bir azabla müjdele! 

Âyetlerimizi öğrendiği zaman alaya alıyor.onlar için rezil bir azap vardır. 

Ötelerinde cehennem var.

Ne kazandıkları ne de Allah'tan başka edindikleri dostlar, kendilerinden hiçbir azabı kaldıramaz.

Onlar için büyük bir azab vardır. 

Bu Kur'an bir hidâyettir.

Rablerinin âyetlerini inkâr edenlere ise, en şiddetlisinden acıklı bir azab vardır. 

Allah O (yüce) zâttır ki, emriyle içinde gemilerin seyretmesi de O'nun

lütfundan rızık aramanız ve şükr için denizi emrinize vermiştir. 

O, gök ve yerdeki herşeyi kendinden bir lütuf olarak hizmetinize vermiştir.

Şüphesiz düşünen topluluklar için ibret ve deliller vardır. 

Ey Muhammed! İman edenler Allah'ın cezalandıracağı günlerin geleceğini ummayanları şimdilik bağışlasınlar.

Allah her kavmi kazandıklarıyla cezalandıracaktır. 

kim iyi bir iş yaparsa onun faydası kendisinedir. Kim kötülük yaparsa zararı yine kendinedir.

hep Rabbinize döndürüleceksiniz

Andolsun vaktiyle İsrailoğulları'na kitap, hüküm ve peygamberlik vermiştik.

Onları temiz rızıklarla rızıklandırmıştık. Ve onları âlemlerden üstün kılmıştık. 

Din hususunda onlara apaçık deliller verdik.

onlar, kendilerine ilim gelince aradaki çekememezlik ve düşmanlık yüzünden ayrılığa düşmüşlerdi.

Şüphesiz Rabbin, ayrılığa düştükleri şeylerde, kıyâmet günü aralarında hükmedecektir. 

Ey Muhammed seni din hususunda apaçık bir şeriat sahibi kıldık.

Sen bilmeyenlerin hevâ ve hevesine uyma

onlar Allah'tan gelecek hiçbir şeyi senden uzaklaştıramazlar.

Şüphesiz zâlimler, birbirlerinin
Allah ise müttakilerin dostudur. 

Kur'an insanların kalb gözünü açan bir nur, kesin bilgi edinmek isteyen bir toplum için de hidâyet ve rahmettir. 

kötülük işleyenler, hayat ve ölümde kendilerini, iman ve iyi amelli kimseyle bir tutacağımızı mı zannetti  Ne kötü

Allah, gökleri ve yeri hak ile yarattı.

herkese yaptığının karşılığı verilmek üzere, asla haksızlık edilmez. 

Ey Muhammed hevesini ilâh edinen, Allah'ın saptırıp kulak ve kalbini mühürleyip gözüne perde çektiği kimseyi görüyor musun?

onu Allah'tan başka kim hidâyete erdirebilir? Hala düşünmez misiniz? 

müşrikler dediler ki: "Hayat, ancak bu dünya hayatımızdan ibarettir.

Ölürüz ve yaşarız.

onların hiçbir bilgileri yoktur. Onlar, sadece zannederler. 

Ey Muhammed De ki: "Allah sizi diriltir. Sonra sizi o öldürür,

şüphe olmayan kıyamet gününde sizi diriltip  bir araya toplar.

Gök ve yerin mülkü sadece Allah'ındır.

Kıyâmetin kopacağı gün batıla sapanlar hüsrana düşecekler. 

O gün her ümmeti, diz çökmüştür Her ümmet, kendi kitabına çağırılır,

Bugün yaptığınız amellerin cezası verilecektir. 

İşte kitabınız, yüzünüze karşı hakkı söylüyor,

İman edip iyi işler yapanları Rableri rahmeti içine koyacaktır.

İşte apaçık kurtuluş budur. 

kâfirlere denilir ki; "Size âyetlerim okunmadı mı? Siz büyüklük tasladınız

günah işleyen bir kavim oldunuz

Allah'ın vaadi gerçektir.

kıyâmetin geleceğinde şüphe yoktur."

Kıyamet nedir bilmiyoruz zandan ibâret sanıyoruz. kesin bilgimiz yok. derdiniz. 

yaptıkları amellerin kötülüğü gözlerinin önüne serildi,

alay edip durdukları şey onları kuşatıverdi. 

kâfirlere şöyle denilir; "Siz, dünyada bugüne kavuşmayı nasıl unuttuysanız, biz de bugün sizi unutacağız.

Yeriniz ateştir

sizin yardımcılardan kimse de yoktur." 

Siz Allah'ın âyetlerini alaya aldınız, dünya hayatı sizi aldattı.

bugün onlar, ateşten çıkarılmayacaklar

kendilerinden özür dilemeleri kabul edilmeyecektir. 

Hamd, göklerin Rabbi, yerin Rabbi ve âlemlerin Rabbi olan Allah'a mahsustur

Göklerde ve yerde büyüklük ve hâkimiyet O'nundur. O, Aziz'dir galiptir Hakîm'dir hüküm ve hikmet sahibidir

AHKAF SÜRESİ

kitabın indirilişi, çok güçlü, hüküm ve hikmet sahibi olan Allah tarafındandır. 

gökleri, yeri ve arasındakileri ancak hak ile ve belirli bir süre için yarattık.

İnkâr edenler u yüz çeviriyorlar. 

Ey Muhammed! De ki: "Allah'tan başka yalvardıklarınızı gördünüz mü? Onlar ne yaratmışlar gösterin.

siz doğru iseniz Kur'an'dan önce indirilmiş bir kitap veya ilim getirin." 

Allah'ı bırakıp  kıyamet gününe kadar kendisine cevap veremeyecek olan puta dua edenden daha sapık kimdir

taptıkları şeylerin, onların yalvarışlarından haberleri bile yoktur. 

Kıyamet günü insanlar biraraya toplandığı zaman taptıkları şeyler kendilerine düşman kesilirler.

âyetlerimizi inkâr edenler hak kitap için: "Bu  büyüdür." dediler. 

Onu Muhammed uydurdu." mu diyorlar? de ki: onu uydurmuşsam Allah'tan  gelen cezayı savmaya gücünüz yetmez

O sizin yaptığınız taşkınlıkları iyi bilir.

şahit olarak Allah yeter.

O çok bağışlayıcı  merhamet edicidir. 

Ey Muhammed! De ki: "Ben Peygamberlerin ilki değilim Ben vahyedilene tabi olan bir uyarıcıyım. 

siz büyüklük taslarsanız haksızlık etmiş olmaz mısınız

Allah zalim topluluğu doğruya iletmez

İnkâr edenler, iman ednlere İslâm'da  hayır olsaydı onlar, bizi geçemezlerdi." derler. bu bir yalandır." diyeceklerdir. 

Kur'ân'dan önce de bir rehber ve rahmet olarak Musa'nın kitabı Tevrat vardı.

Kur'ân zulmedeni uyarmak, iyiliği  müjdelemek için Arap lisanı ile indirilen öncekileri tasdik eden bir kitaptır. 

Gerçekten Rabbimiz Allah'tır."

dosdoğru olanlara korku yoktur

onlar üzülmeyeceklerdir. 
onlar cennetlikdirler,

yaptıklarına karşılık orada ebedi olarak kalacaklardır. 

Biz insana ana ve babasına iyilik yapmayı tavsiye ettik.

Anası onu zahmetle karnında taşıdı ve zahmetle doğurdu.

Onun ana karnında taşınması ile sütten kesilme süresi otuz aydır.

insan olgunluğa ulaşıp, kırka geldiğinde der ki Rabbim! Bana ve ana babama ihsan ettiğin nimetlerine şükretmemi salih amel işlememi ilham et.

neslimden gelenleri salih kıl tevbe edip sana yöneldim ben  müslümanlardanım

yaptıklarının en güzelini kabul edeceğimiz günahlarını bağışlayacağımız kimseler

cennetlikler arasındalar  onlara vaad edilen dosdoğru bir sözdür. 

Ana ve babasına: "Öf size! siz ölünce dirilip kabrimden çıkarılacağımı mı vaad ediyorsunuz? O kimseye yazık

Allah'a sığınarak "Yazıklar olsun sana!

Gel iman et, Allah'ın vaadi gerçektir."

o Kur'ân öncekilerin masallarından başka bir şey değildir" diyordu. 

onlar haklarında azab vaadi hak olmuş

Onlar gerçekten hüsrana uğramışlardır. 

Herkesin yaptıklarına göre dereceleri vardır.

Allah onlara yaptıklarının karşılığını tam olarak verir. Onlara haksızlık edilmez.
 
İnkâr edenler ateşe arzedilecekler

bugün büyüklük taslayıp yoldan çıkmanız dan dolayı aşağılayıcı bir azabla cezalandırılacaksınız.
 
Ey Muhammed! Âd kavminin kardeşi Hud'u hatırla.O, Ahkâf denilen yerde kavmini uyarmıştı.

O'ndan önce ve sonra da nice peygamberler gelip geçmiştir.

Hud, kavmine: "Allah'tan başkasına kulluk etmeyin ben sizin büyük bir günün azabından korkuyorum. demişti
 
Onlar: "Sen Eğer doğru isen bize vaad edip durduğun azabı getir." dediler. 

azabın ne zaman geleceğine dair ilim Allah katındadır.

Ben size tebliğ ediyorum. Fakat sizi cahil bir kavim olarak görüyorum

O sizin acele gelmesini istediğinizdir O bir rüzgârdır ki, acı bir azab vardır. 

O rüzgâr, Rabbinin emri ile herşeyi yıkar mahveder." dedi.

Nihayet helâk oldular evlerinden başka hiçbir şey görünmez oldu.

biz günahkâr kavmi böyle cezalandırırız. 

And olsun ki, biz onlara size vermediğimiz imkanlar vermiştik.
Fakat fayda sağlamadı.

Onlara kulaklar, gözler ve kalpler vermiştik. Fakat kulakları, gözleri ve kalpleri hiçbir fayda sağlamadı.

onlar Allah'ın âyetlerini bile bile inkâr ediyorlardı. Alay etmekte oldukları şey onları sarıp kuşattı. 

Andolsun etrafınızda bulunan bir çok memleketleri helak ettik.

Belki tevhide dönerler diye ayetlerimizi çeşitli şekillerde açıkladık. 

Allah'ı bırakıp da kendilerine yakınlık sağlamak için edindikleri ilâhları onlara yardım etselerdi ya!

onlar kaybolup gittiler.

bu onların yalanları ve uydurup durdukları iftiralarıdır. 

Ey Muhammed! Hani biz cinlerden bir grubu Kur'ân'ı dinlemeleri için sana yöneltmiştik.

Onlar Kur'ân'ı dinlemek için hazır bulundular ve "susun" dediler.

Ey kavmimiz biz Musa'dan sonra indirilen ve kendisinden öncekileri tasdik eden bir kitap dinledik.

O kitap gerçeği ve doğruyu gösteriyor. 

Ey kavmimiz! Allah'ın davetçisine uyun ve O'na iman edin

Allah sizin günahlarınızı bağışlasın ve sizi acı bir azabdan korusun

kim Allah'ın davetçisine uymazsa bilsin ki, Allah'ı aciz bırakacak değildir.

Allah'tan başka dost yoktur.

onlar açık bir sapıklık içerisindedirler

O gökleri ve yeri yaratan ve onları yaratmakla yorulmayan Allah

Allah ın ölüleri diriltmeye kadir olduğunu görmüyorlar mı?

şüphesiz O'nun herşeye gücü yeter. 

İnkâr edenler ateşe arz olunacakları gün Bu gerçek değil miymiş?" denir.

Allah onlara: inkâr ettiğinizden dolayı şimdi tadın azabı!" der. 

Ey Muhammed! Azim sahibi peygamberlerin sabrettikleri gibi sen de sabret!

Onlar için azaba acele etme.

onlar vaad edilen azabı gördükleri gün dünyada sadece gündüzün bir saati kadar kaldıklarını sanırlar.

Bu bir tebliğdir.

Hiç yoldan çıkan fasıklar topluluğundan başkası helak edilir mi? 

MUHAMMED SÜRESİ

İnkâr edip Allah yolundan alıkoyanların amellerini Allah boşa çıkarır. 

İman edip salih amel işleyenlerin ve kitaba inananların kötülüklerini Allah örter ve durumlarını düzeltir. 

Savaşta inkâr edenlerle karşılaştığınız zaman hemen boyunlarını vurun.

inkâr edenlere üstün geldiğiniz zaman bağı sıkı bağlayıp esir alın.

inkâr edenlerin harp ağırlıklarını atıp, savaş bitince onları ya karşılıksız  ya da fidye ile salıverin.

Allah'ın emri budur.

Allah dileseydi başka türlü  intikam alırdı. Bu sizi denemek içindir.

Allah yolunda öldürülenlerin amelini Allah asla boşa çıkarmaz. 

Allah onları doğru yola iletecek ve durumlarını düzeltecektir. 

Allah onları cennete koyacaktır. 

Ey iman edenler siz Allah'ın dinine yardım ederseniz Allah da size yardım eder ve ayaklarınızı sabit tutar. 

İnkâr edenlere gelince, artık yıkım onlara

Allah onların amellerini boşa çıkarmıştır

Allah'ın indirdiklerini beğenmediklerinden dolayı Allah  amellerini boşa çıkarmıştır. 

Onlar yeryüzünde gezmediler mi? Baksalar ya öncekilerin sonları nasıl

Allah onların üzerlerine helak yağdırmıştır.

kâfirlere onların başına gelenlerin benzerleri yaraşır. 

Allah iman edenlerin yardımcısıdır.

İnkâr edenlerin yardımcısı yoktur. 

Allah iman edip salih amel işleyenleri, altlarından ırmaklar akan cennetlere koyar.

İnkâr edenler dünyada zevk edip geçinirler. Hayvanların yediği gibi yerler.

Onların varacakları yer ateştir

Ey Muhammed! Seni yurdundan çıkaran şehirden kuvvetli olan nice şehirler vardı ki helâk ettik

biz onları helâk ettik de onlara yardım eden çıkmadı. 

Rabbi tarafından bir delil üzerinde bulunan kimse, kötü işleri güzel gösterilmiş de heves peşine düşmüş kimse gibi olur mu? 

vaad edilen cennet şöyledir: Orada bozulmayan temiz sudan ırmaklar, tadı değişmeyen sütten ırmaklar vardır

cennette içenlere lezzet veren şaraptan ırmaklar ve süzme baldan ırmaklar vardır.

Onlar için cennette her çeşit meyve ve Rablerinden bir bağışlanma vardır.

İşte ateşte ebedî olarak kalıp bağırsak parçalayan kaynar su içirilen kimse

Allah onların kalplerini mühürledi

Onlar sadece heva ve heveslerine uyar

Doğru yola girenlerin, Allah  hidayetini artırmış kötülükten sakınma çarelerini ilham etmiştir. 

onlar, kıyamet saatinin kendilerine ansızın gelivermesine mi bakıyorlar

Şüphesiz onun alametleri gelmiştir.  kıyamet çatınca anlamaları neye yarar? 

Ey Muhammed! Bil ki, Allah'tan başka hiçbir ilâh yoktur.

Hem kendi günahın için, hem de mümin erkekler ve mümin kadınlar için Allah'tan bağışlanma dile.

Allah, sizin gezip dolaştığınız yeri de duracağınız yeri de bilir. 

İman edenler: "Keşke cihad hakkında bir sûre indirilse." derlerdi.

hükmü açık bir sûre indirilip de,  savaş zikredilince kalplerinde hastalık olanlar ölüm korkusuyla baygınlık geçiren bir kimsenin bakışı gibi sana bakar

onlar için ölüm yaşamaktan daha uygundur

Onların vazifesi itaat ve güzel söz

Allah'ın emrine sadakat gösterselerdi, elbette kendileri için daha hayırlı olurdu

siz iş başına gelecek olursanız yeryüzünde bozgunculuk çıkaracak ve akrabalık bağlarını koparacaksınız

onlar, Allah'ın lanetlediği, kulaklarını sağır, gözlerini kör ettiği kimselerdir. 

Onlar Kur'an'ı düşünmüyorlar mı?

kalplerinin üzerinde kilitleri mi var? 

Onlar doğru yol belli olduktan sonra gerisin geri küfre dönenler

şeytan, kötülüklerini güzel göstermiş ve onları uzun emellere düşürmüştür. 

onlar Allah'ın indirdiğini beğenmeyen kimseler

Allah onların gizlediklerini biliyordu. 

Melekler onların yüzlerine ve arkalarına vurarak canlarını alır

Allah'ı gazablandırana uyup  rızayı  beğenmemelerinden dolayı Allah amellerini boşa çıkarmıştır. 

kalplerinde hastalık olanlar Allah kinlerini ortaya çıkarmaz mı sandılar? 

Ey Muhammed Sen de onları yüz ve sözlerinin üslubundan tanırsın.

Allah  bütün yaptıklarınızı bilir. 

Andolsun içinizden cihad edenlerle sabredenleri ortaya çıkarıncaya kadar sizi deneyeceğiz. 

Şüphesiz inkâr edenler, Allah yolundan menedenler

Peygamber'e karşı gelenler Allah'a hiçbir zarar veremeyeceklerdir.

Allah yaptıklarını boşa çıkaracaktır. 

Ey iman edenler! Allah'a itaat edin,

Peygamber'e itaat edin amellerinizi boşa çıkarmayın. 

inkâr edip, Allah yolundan saptıran, kâfir olarak ölenleri Allah  asla bağışlamayacaktır. 

Sakın gevşemeyin ve üstün olduğunuz halde barışa çağırmayın.

Allah sizinle beraberdir. O sizin amellerinizi eksiltmeyecektir. 

Dünya hayatı ancak bir oyun ve eğlenceden ibarettir.

iman eder kötülükten sakınırsanız, Allah size mükâfatınızı verir.

sizler Allah yolunda harcamaya çağrılan kimselersiniz.

İçinizden kiminiz cimrilik ediyor cimrilik eden ancak kendi zararına cimrilik eder

Allah zengindir, siz ise fakirsiniz

siz Hakk'tan yüz çevirirseniz Allah başka bir kavim getirir onlar sizin gibi olmazlar. 

FETİH SURESİ

biz sana apaçık bir fetih ihsân ettik. 

Allah senin geçmiş ve gelecek günahını bağışlar.

Allah Sana olan nimetini tamamlar  seni doğru yola iletir. 

Allah sana şanlı bir zaferle yardım eder

İmanlarına iman katsınlar diye müminlerin kalplerine güven indiren O'dur.

Göklerin ve yerin orduları Allah'ındır.

Allah bilendir, herşeyi hikmetle yapandır. 

Mümin erkeklerle mümin kadınları, ebedi kalacakları, altlarından ırmaklar akan cennetlere koyar

Mümin erkek ve kadınları ırmaklar akan cennetlere koyması onların günahlarını örtmesi içindir.

İşte bu, Allah katında büyük bir kurtuluştur. 

Kötülük onların başlarına gelmiştir.

Allah onlara gazap ve, lânet etmiş  cehennemi kendilerine hazırlamıştır.

Göklerin ve yerin orduları Allah'ındır. Allah çok güçlü hüküm  sahibidir. 

Şüphesiz seni, şâhit, müjdeleyici ve uyarıcı olarak gönderdik. 

Allah'a ve Resulüne iman edesiniz, ve O'na sabah akşam tesbih edesiniz. 

sana bey'at edenler ancak Allah'a bey'at etmektedirler.

Allah'ın eli onların ellerinin üzerindedir.

Kim ahdi bozarsa ancak kendi aleyhine bozmuş olur.

Kim Allah'a verdiği ahde vefa gösterirse Allah ona büyük bir mükâfat verecektir

a'râbilerden geri kalanlar diyecekler ki, Mallarımız ve ailelerimiz bizi alıkoydu

Allah'tan bizim bağışlanmamızı dile.

Allah size zarar gelmesini dilerse veya fayda isterse O'na kimin gücü yetebilir

Allah yaptıklarınızdan haberdardır. 

siz Peygamber ve müminlerin, ailelerine dönmeyeceğini sanmıştınız. Bu sizin gönüllerinize güzel göründü

kötü zanda bulundunuz ve helâki hak etmiş bir topluluk oldunuz. 

Kim Allah'a ve Rasulüne iman etmezse şüphesiz kâfirler için çılgın bir ateş hazırlamışızdır

Göklerin ve yerin mülkü Allah'ındır dilediğini bağışlar dilediğini azaplandırır

Allah çok bağışlayan çok merhamet edendir

ganimetleri almak için gittiğinizde geri kalanlar: biz de  diyecek Olanlar, Allah'ın sözünü değiştirmek isterler.

A'rabilerin geri bırakılmış olanlarına de ki: Siz yakında çok kuvvetli bir kavme karşı savaşmaya çağırılacaksınız.

itaat ederseniz, Allah size güzel bir mükâfat verir

önceden döndüğünüz gibi dönecek olursanız sizi acıklı bir azaba uğratır. 

Köre topala hastaya da vebal yoktur

kim Allah'a ve peygambere itâat ederse, Allah, altından ırmaklar akan cennetlere sokar.

Kim geri kalırsa Allah acı azaba uğratır. 

Andolsun o ağac altında Hudeybiye'de sana bey'at ederlerken Allah, müminlerden razı olmuştur.

Allah Kalplerinde olanı bilmiş onlara güven indirmiş ve fetih ile mükâfatlandırmıştır.

Allah onları elde edecekleri birçok ganimetlerle de mükâfatlandırdı.

Allah çok güçlüdür, hüküm ve hikmet sahibidir. 

Allah size, elde edeceğiniz birçok ganimetler vaad etmiştir.

Allah sizi doğru yola iletsin. 

Allah'ın sizin için kuşattığı ganimetler vardır. Allah herşeye kâdirdir. 

kâfirler sizinle savaşsalardı arkalarına dönüp kaçarlardı. bir dost ve yardımcı bulamazlardı. 

Allah'ın kanunu budur. Allah'ın kanununda asla değişiklik bulamazsın

 
O sizi muzaffer kıldı

Mekke'nin göbeğinde onların ellerini sizden, sizin ellerinizi onlardan çeken Allah, yaptıklarınızı görendir. 

Onlar inkâr eden ve Mescid-i Haram'ı ziyaretinizi ve kurbanların yerlerine ulaşmasını men edenlerdir

inkâr edenleri elemli bir azaba çarptırırdık. 

Allah da elçisine ve müminlere sükûnet ve güvenini indirdi.

Onlar takva sözü üzerinde durdu onlar buna pek layık ve ehil kimselerdi.

Allah herşeyi bilendir. 

Andolsun ki Allah, elçisinin rüyasını doğru çıkardı.

Allah dilerse güven içinde başı tıraşlı saçlar kısaltılmış olarak, korkmadan Mescid-i Haram'a gireceksiniz.

Allah sizin bilmediğinzi bilir.

size yakın bir fetih verdi. 

Bütün dinlerden üstün kılmak üzere, Peygamberini hidayet ve hak din ile gönderen O'dur.

Şahit olarak Allah yeter. 

Muhammed Allah'ın elçisidir.

Onun yanında olanlar kâfirlere karşı çetin, kendi aralarında merhametlidirler

Onları rükûa varır ve secde ederken görürsün

Allah'tan lütuf ve rıza isterler.

Yüzlerinde secdelerin izinden nişanları vardır.

Allah onları çoğaltıp kuvvetlendirmekle kâfirleri öfkelendirir.

Allah inanıp iyi işler yapanlara mağfiret ve büyük bir mükâfat vaad etmiştir. 

HUCURAT SÜRESİ

Ey iman edenler! Allah'ın ve Resulünün huzurunda öne geçmeyin.

Allah'tan korkun. Şüphesiz Allah işitendir, bilendir. 

Ey iman edenler Seslerinizi Peygamber sesinden fazla yükseltmeyin.

Birbirinize bağırdığınız gibi, Peygamber'e yüksek sesle bağırmayın. Öyle yaparsanız, ameller boşa gider

Allah'ın elçisinin huzurunda ses  kısanlar Allah'ın kalplerini takva ile imtihan ettiği kimselerdir.

Onlara mağfiret ve büyük  mükâfat vardır. 

Resülüm Sana oda arkasından bağıranlar, aklı ermez kimselerdir. 

onlar sabretselerdi, elbette iyi olurdu.

Allah çok bağışlayan ve merhamet edendir. 

Ey iman edenler! fasıkın biri size haber getirirse doğruluğunu araştırın.

Allah'ın elçisi size uysaydı, sıkıntıya düşerdiniz.

Allah size imanı sevdirmiş ve onu kalplerinize zinet yapmıştır.

Küfrü, fasıklığı ve isyanı size çirkin göstermiştir doğru yolda bunlardır. 

Bu, Allah'tan bir lütuf ve nimettir.

Allah herşeyi bilir, hüküm ve hikmet sahibidir. 

müminlerden iki grup birbiriyle vuruşursa aralarını düzeltin.

müminlerden biri ötekine saldırırsa, Allah'ın buyruğuna dönünceye kadar saldıran tarafla savaşın.

müminlerin aralarını adaletle düzeltin

her işte adaletli davranın.

Şüphesiz Allah, adil davrananları sever.

Müminler ancak kardeştirler.

kardeşlerinizin arasını düzeltin

Allah'tan korkun ki rahmete eresiniz. 

Ey iman edenler! Bir topluluk diğer bir toplulukla alay etmesin. Belki de onlar, kendilerinden daha iyidirler.

Kadınlar kadınları alaya almasınlar. Belki onlar kendilerinden daha iyidirler.

Kendi kendinizi ayıplamayın, birbirinizi kötü lakaplarla çağırmayın.

İmandan sora fâsıklık ne kötü bir isimdir!

Kim tevbe etmezse  zalimlerdir. 

Ey iman edenler! Zannın bir çoğundan kaçının. zannın bir kısmı günahtır.

kusurunu araştırmayın. arkadan çekiştirmesin. Biriniz, ölmüş kardeşinin etini yemekten hoşlanır mı?

Allah'tan korkun. Şüphesiz Allah, tevbeyi çok kabul eden ve merhamet edendir.

Ey insanlar biz sizi bir erkekle bir dişiden yarattık.birbirinizle tanışmanız için sizi kabilelere ayırdık.

Allah yanında en değerli ve en üstününüz O'ndan en çok korkanınızdır.

Şüphesiz Allah bilendir, herşeyden haberdar olandır. 

Bedevîler "inandık" dediler. De ki: Siz iman etmediniz ama "İslâm olduk." deyin. Henüz iman kalbe yerleşmedi.

Allah'a ve Resulüne itaat ederseniz, Allah işlerinizden hiçbir şeyi eksiltmez.

Allah çok bağışlayan, çok merhamet edendir. 

Gerçek müminler ancak Allah'a ve Resulüne iman eden, şüpheye düşmeyenlerdir

Allah yolunda mal ve canlarıyla savaşanlar doğrular ancak onlardır. 

De ki: Siz dininizi Allah'a mı öğretiyorsunuz? Oysa Allah göklerde olanları da bilir, yerde olanları da.

Allah herşeyi hakkıyla bilendir. 

Onlar İslâm'a girdikleri için sana minnet ediyorlar. De ki Allah'a minnettar olmanız gerekir

Şüphesiz Allah, göklerin ve yerin görülmeyen esrarını bilir.

Allah yaptıklarınızı görür. 

KAF SÜRESİ

Kâf. Şanlı ve şerefli Kur'an'a andolsun ki

kâfirler kendilerinden uyarıcı peygamber geldiğine şaşırdılar dediler ki: "Bu şaşılacak bir şeydir

biz toprağın onlardan neyi eksilttiğini elbette biliyoruz.

Yanımızda herşeyi kaydedip muhafaza eden bir kitap vardır. 

hak kendilerine geldiği zaman yalanladılar da şimdi  ıztırap içindeler. 

üstdeki göğe bakmazlar mı onu nasıl bina etmiş ve süslemişiz hiç bir çatlağı yoktur. 

Yeri nasıl uzatmış, üzerine sabit dağlar oturtmuşuz. Orada görünüşü güzel her çeşit bitkiden çiftler yetiştirdik. 

Bunlar, Allah'a yönelen her kula gönül gözü açmak ve ibret vermek içindir. 

gökten bereketli su indirip onunla bağlar, bahçeler  bitirmekteyiz. 

Tomurcukları birbiri üzerine dizilmiş uzun boylu hurma ağaçları yetiştirdik. 

Bunları kullara rızık olması için yetiştirmekteyiz

O su ile ölü bir toprağa can verdik, işte hayata çıkış da böyledir. 

Onlardan önce Nuh'un kavmi, Ress halkı ve Semûd da yalanlamıştı. 

Âd, Firavun, Lût'un kardeşleri de yalanladılar

Eyke halkı ve Tübbâ kavmi de, peygamberleri yalanladılar onlara azabım hak oldu. 

Biz ilk yaratmada acizlik mi gösterdik? onlar yaratılıştan şüphe içindedirler. 

Andolsun insanı biz yarattık ve nefsinin kendisine fısıldadıklarını biliriz.

biz ona şah damarından daha yakınız. 

İnsan hiçbir söz söylemez ki onu gözetleyip dediklerini zapteden bir melek hazır bulunmasın. 

Ölüm sarhoşluğu geldiğinde, "Ey insan! bu senin ö kaçtığın şeydir." denir. 

Sur'a üfürülür, bu, tehdidin gerçekleşme günüdür. 

Her can bir sevk memuru ve bir şahid bulunduğu halde gelir.

Allah sen gaflet içinde idin senden gaflet perdesini kaldırdık. Bugün gözün keskindir." der. 

Allah iki meleğe buyurur ki Haydi ikiniz, atın cehenneme her inatçı nankörü! 

O ki Allahdan başka ilâh edinmiştir. Haydi onu şiddetli azaba atın." 

şeytan der ki: "Rabbimiz! Ben onu azdırmadım o sapıklık içindeydi". 

Allah buyurur ki: "Huzurumda söz değiştirilmez. Ve ben kullara asla zulmedici değilim. 

Biz cehenneme: "Doldun mu?" diyeceğiz. O da: "Daha fazla var mı?" diyecektir. 

Cennet de kötülükten sakınanlara yaklaştırılır. Zaten uzak değildir. 

Onlara denir ki: "İşte size vaad edilen bu cennet,

Cennet Allah'a yönelen, emre riayet eden Rahman olan Allah'tan korkan kalple gelenlere mahsustur. 

Şimdi selam ve selametle oraya girin. İşte sonsuzluk günü budur." 

Orada onlara ne isterlerse vardır. Katımızda daha fazlası da vardır. 

Ey Muhammed! Biz daha kuvvetli olan beldeleri ve nice nesilleri helak ettik, hiç kurtuluş var mı? 

Şüphesiz kalbi olan ve kulak veren kimse için elbette bir öğüt vardır. 

Andolsun ki biz gökleri, yeri ve ikisi arasındakileri altı günde yarattık,

Ey Muhammed! Onlara karşı sabret.

Güneşin doğuşundan önce sabah ve batışından önce de öğle ve ikindi namazalarını kıl

Rabbini Hamd ile tesbih et. 

Geceleyin akşam ve yatsı sonra da vitir ve nafile kılarak O'nu tesbih et. 

Bir münadinin yakın bir yerden sesleneceği güne kulak ver. 

insanlar çağrıyı duyarlar.  bugün, kabirlerden çıkış günüdür. 

biz hem yaşatırız, hem öldürürüz.

Sonunda dönüş yalnız bizedir. 

O gün yer yarılır, insanlar kabirlerinden çabucak çıkarlar.

Biz onların söylediklerini daha iyi biliriz.

Sen onlara karşı zor kullanacak değilsin.

sen, benim tehdidimden korkanlara bu Kur'ân ile öğüt ver. 


Zariyat suresi

O tozdurup savuranlara, ağırlık taşıyanlara, kolaylıkla akanlara, 
emir taksim edenlere andolsun

O size vaad edilen elbette doğrudur. 
Ceza ve hesap günü  olacaktır

Yollara sahip göğe andolsun Siz elbette çelişkili sözler içindesiniz. 

Ondan çevrilen imana çevrilir Kahrolsun o fikir adına kendi tahminlerini ileri sürenler! 

Onlar sarhoşluk ve cehalet içinde şuursuzdurlar. 

Onlar: "Hesap ve ceza günü ne zaman?" diye soruyorlar. 

O gün, onların ateş üzerinde azap görecekleri gündür. 

Onlara: "Tadın inkarınızın cezasını, işte acele istediğiniz budur!" denecektir. 

Şüphesiz takva sahipleri Rablerinin  verdiği sevabı almış olarak cennet bahçelerinde ve pınar başlarındadır

onlar bundan önce iyilik yapıyorlardı. 

geceleyin pek az uyurlar seherde Allah'tan bağışlanma dilerlerdi

Onların mallarında isteyen ve istemeyen yoksullar için bir hak vardı. 

Kesin olarak inananlar için, yeryüzünde ve kendi nefislerinde nice ibretler var görmüyor musunuz? 

Sizin rızkınız da size vaad edilen sevap ve ceza da göktedir. 

Gök ve yerin Rabbine andolsun ki size edilen o vaad, haktır. O  gibi gerçektir. 

Ey Muhammed! İbrahim'in şerefli misafirlerinin haberi sana geldi mi? 

Ben kısır ım nasıl çocuğum olur?" dedi. 
melekler Rabbin böyle buyurdu.

O hüküm ve hikmet sahibidir. Herşeyi hakkıyla bilir."

Hz İbrahim misafir meleklere sizin işiniz nedir ey elçiler?" dedi Onlar  biz günahkâr Lût kavmine gönderildik. 
Onlara çamurdan pişirilmiş sert taşlar yağdıracağız. 

O taşlardan herbiri haddi aşanlara  isabet edecek bu Rabbin katında işaretlenmiştir

Biz orada acı bir azabdan korkan kimseler için bir ibret nişanesi bıraktık.
 
Musa'nın kıssasında da ibret vardır biz onu apaçık bir delille Firavun'a göndermiştik. 

Firavun ve ordusu  yüz çevirmiş, Bu sihirbaz ya da delidir." demişti de
biz o ve ordusunu denize atmıştık.

Âd kavminin helâkinde  ibret vardır. biz onların köklerini kesecek bir rüzgar göndermiştik. 

rüzgar üzerine uğradığı hiçbir şeyi bırakmıyor, kül gibi dağıtıyordu. 

Semud kavminin helâkinde ibret vardır. onlara: "Belirli süreye kadar dünyadan yararalanıp, geçinin!" denmişti. 

Onlar Rablerinin emrine karşı büyüklük tasladılar.

kendilerini, yıldırım yakalayıp, çarptı. 

onlar, ne kendi kendilerine ayağa kalkabildiler, ne de yardım gördüler. 

Nuh kavmini helâk etmiştik onlar yoldan çıkmış fâsık bir kavimdiler. 

Biz göğü kudretimizle bina ettik. Hiç şüphesiz genişlik ve kudret sahibiyiz

Yeryüzünü biz döşedik.  biz onu ne güzel döşüyoruz! 

Biz herşeyden iki çift yarattık. Umulur düşünürsünüz. 

Ey Muhammed! de ki: "Öyleyse Allah'a koşun, ben size O'nun tarafından gönderilmiş apaçık bir uyarıcıyım. 

Allah'a başka bir tanrı uydurmayın O'na ortak koşmayın

ben size gönderilmiş apaçık bir uyarıcıyım." 

onlardan öncekilere de peygamber gelince mutlaka: "Bir sihirbazdır veya bir delidir." dediler. 

Onlar azgın bir kavimdir

Ey Muhammed! Sen onlardan yüz çevir. sen kınanacak değilsin. 

Sen öğüt verip hatırlat. hatırlatmak müminlere fayda verir

Ben cinleri ve insanları ancak bana ibadet etsinler diye yarattım. 

Şüphesiz rızık veren O sağlam kuvvet sahibi olan Allah'tır. 

Şüphesiz ki, zulmedenlerin geçmiş arkadaşlarının payı gibi, dolgun bir azab payı vardır.

Kendilerine vaad edilen günde uğrayacakaları azabdan dolayı vay inkâr edenlerin haline!. 

TUR SÜRESİ

Andolsun Tûr'a, Yayılmış ince deri üzerine, satır satır yazılmış kitaba, 

Andolsun Ma'mur eve, Yükseltilmiş tavana, Kaynatılmış denize Rabbinin azabı mutlaka vuku bulacaktır. 

O gün gök, bir çalkanış çalkalanır 
Dağlar da bir yürüyüş yürür. 
Vay haline o gün yalanlayanların! 

onlar, daldıkları batak ve bâtılda oynayıp duruyorlar

onlar cehennem ateşine itilip kakılacaklar. 

Onlara İşte yalanlayıp durduğunuz ateş budur" denilecek Bu da mı bir sihir?

siz görmüyor musunuz?  yaptıklarınıza göre cezalandırılacaksınız

Şüphesiz günahlardan korunanlar  cennetlerde, nimetler içindedirler. 

Rablerinin verdiği ile zevk ü sefâ sürer onları, cehennemden korunmuştur

Onlara Yaptıklarınıza karşılık afiyetle yeyin, için" denilir

Sıra sıra dizilmiş koltuklara yaslanırlar. biz onları ceylan gözlü hûrilerle evlendirdik.

İman edip zürriyetleri de iman ile kendilerine tâbi olanlar biz, onların nesillerini de kendilerine kattık.

Kendi amellerinden birşey eksiltmedik. Herkes kendi kazandığına bağlıdır. 

Onlara canlarının istediği meyvalar ve etlerden bol bol verdik. 

Orada bir kadeh kapışırlar ki, onda ne bir saçmalama vardır, ne de günaha sokma.
Bunu ilk beğenen sen ol.
General
RE: İslam ve hayat
Kaynak ülkücü dünya. Com

Tur suresi

diyorlar ki biz daha önce dünya hayatında âilemiz içinde âkibetimizden korkardık

Allah bize lutfetti bizi kavurucu azabdan korudu." 

biz bundan önce de O'na yalvarıyorduk. iyilik eden, esirgeyen ancak O'dur." 

Ey Muhammed sen hatırlat, öğüt ver. Rabbinin nimeti sayesinde sen ne kâhinsin, ne de mecnûn. 

onlar o Bir şâirdir, felaketlere çarpılmasını gözetliyoruz. diyorlar? 
Bekleyin ben de bekleyenlerdenim.
 

onlar azgın bir topluluk mudur? 

Onu uydurdu" mu diyorlar? onlar inanmıyorlar. 

doğru iseler onun benzeri bir söz meydana getirsinler. 

onlar, hiçbir şey olmadan yaratıcısız mı yaratıldılar

kendileri yaratıcı mıdırlar? gökleri ve yeri onlar mı yarattı onlar düşünüp hakikati anlamazlar. 

Rabbinin hazineleri onların yanında mı

Yoksa üzerine çıkıp sır dinleyecekleri bir merdivenleri mi var

Yoksa sen bir ücret istiyorsun da, onlar ağır bir borç altında mı kalıyorlar? 

Yoksa gayb kendilerinin yanında da onlar mı yazıyor Yoksa bir tuzak mı kurmak istiyorlar?

o küfredenler tuzağa düşeceklerdir. 


Yoksa Allah'tan başka bir ilâh mı var? Allah, ortak koştuklarından uzaktır

Gökten bir parça düştüğünü görseler, "Üst üste yığılmış bulutlardır." derler. 

çarpılacakları güne kadar onları kendi hallerine bırak

O gün tedbirlerinin kendilerine zerre kadar faydası olmayacak

hiçbir şekilde yardım görmeyeceklerdir

Şüphesiz zulmedenlere azab vardır.

Rabbinin hükmüne sabret.

Kalktığın zaman Rabbini hamd ile tesbih et


Gecenin bir kısmında ve yıldızların batışında O'nu tesbih et. 

NECM SÜRESİ

İnmekte olan yıldıza andolsun ki, 
Arkadaşınız sapmadı, azmadı. 

O, hevâdan konuşmaz. konuşması vahyedilenden başkası değildir. 

o akıl ve görüşünde kuvvetli bir melekdir.

O, en yüksek ufukta idi. 

Cebrail ona yaklaştı Onunla arasındaki mesafe, iki yay kadar, yahut daha az
 
Allah kuluna verdiği vahyi verdi. 
Onun kalb(i) yalanlamadı. 

Onun gördükleri hakkında şimdi kendisi ile tartışacak mısınız. 

Andolsun onu bir kez daha görmüştü. 
Sidretü'l- Müntehâ'nın yanında. 

Cennetü'l- Me'vâ onun yanındadır. 

Peygamberin gözü şaşmadı ve sınırı aşmadı. 

Andolsun ki o, Rabbinin âyetlerinden en büyüğünü gördü. 

gördünüz değil mi o Lât ve Uzza'yı? 
Ve üçüncü put Menat'ı Onlar hiçbir şey değil


Onlar hiçbir şey değil, boş isimlerdir

Allah onlar hakkında delil indirmedi. Onlar yalnız zanna ve nefis sevdasına uyuyorlar.

onlara Rableri tarafından yol gösterici gelmiştir. 

Son da ilk de ahiret de dünya da Allah'ındır. 

Göklerde nice melek var

Allah'ın dileyip razı olduğuna izin vermeden onların şefaatları işe yaramaz

Ahirete iman etmeyenler meleklere dişi adları takıp duruyorlar 

Onların bilgileri yoktur. Sadece zanna uyuyorlar.

Zan şüphesiz hakikat bakımından birşey ifade etmez. 

bizi anmaktan yüz çeviren ve dünya hayatından başka bir şey istemeyenden yüz çevir. 

onların erişebilecekleri son sınır budur.

Rabbin, yolundan sapanı da iyi bilir; hidayette olanı da iyi bilir. 

Göklerde ve yerde olanlar Allah'ındır.

kötülük yapanlar yaptıkları ile cezalandıracak, güzel davrananlar daha güzeliyle mükafatlandırılacaktır

Onlar günahın büyüklerinden ve çirkin işlerden kaçınır yalnız bküçük kusurlar hariç.

Şüphesiz Rabbinin affı geniştir.


O, sizi topraktan yarattı

O siz anne karınlarında iken sizi en iyi bilendir.

kendinizi temize çıkarmayın O
kötülükten sakınanı daha iyi bilir. 

Şimdi gördün mü yüz çevireni? 
vermemekte direneni? 

haber verilmedi mi Musa'nın sahifelerinde Ve çok vefakâr olan İbrahim'in sahifelerindekiler? 

hiçbir günahkâr başkasının günah yükünü yüklenmez. 

insana çalışmasından başka bir şey yoktur. Ve çalışması görülecektir. 

ona karşılığı tastamam verilecektir. 
en son varış, Rabbinedir. 

güldüren de ağlatan da Öldüren de dirilten de O'dur. 

Şüphesiz erkeği, dişiyi iki eş yaratan O'dur, 

Şüphesiz tekrar diriltmek de O'na aittir. 


Şüphesiz zengin eden de sermaye veren de O'dur. 

Doğrusu Şi'râ yıldızının Rabbi O'dur. 

O, helak etti önce gelen Âd'ı. Ve Semûd'u bırakmadı. 

Önceden Nuh kavmini helak etmişti onlar zulmetmiş ve azmıştı. 

Altı üstüne getirilmiş şehirleri devirip yıktı. Onları neler kapladı neler!


Rabbinin hangi nimetinden kuşku duyuyorsun. 

Bu ilk uyarıcılardan bir uyarıcıdır. 

Yaklaşan yaklaştı. Onu Allah'tan başka çıkaracak yoktur. siz bu söze mi hayret ediyorsunuz? 

Gülüyorsunuz da ağlamıyorsunuz? 
6siz mi kafa tutuyorsunuz ey gafiller? 

Allah için secdeye kapanın ve kulluk edin. 

KAMER SÜRESİ

Kıyamet saati yaklaştı, Ay yarıldı. 

Bir mucize görseler yüz çevirirler ve "süregelen bir büyüdür" derler. 

Yalanladılar, nefislerinin arzularına uydular. her iş yerini bulacaktır. 

Andolsun ki onlara kötülükte vazgeçirecek nice önemli haber gelmiştir.

Bunlar üstün bir hikmettir fakat uyarılar fayda vermiyor. 

Sen de onlardan yüz çevir

o gün çağırıcı, görülmedik müthiş bir şeye çağırır. 

Gözleri düşkün düşkün zelil ve hakir kabirden çıkarlar yayılan çekirgeler gibidirler


O çağırana koşan, kâfirler: "Bu çetin bir gündür." derler. 

Nuh'un kavmi de Kulumuzu yalanladılar ve: "Cinlenmiştir." dediler. Ve Nuh davetten vazgeçmeye zorlandı. 

NUH Rabbine: yenik düştüm yardım et!" diyerek yalvardı. Biz de bir su ile göğün kapılarını açtık. 


Yeri kaynaklar halinde fışkırttık sular takdir edilen bir iş için birleşti. 

Nuh'u tahtalardan yapılmış, çivilerle çakılmış gemi üzerinde taşıdık. 

Bunu bir ibret olarak bıraktık, ibret alan yok mudur? 

Benim azabım ve uyarılarım nasılmış görsünler

Andolsun biz Kur'ân'ı öğüt almak için kolaylaştırdık. Öğüt alan yok mudur? 

Âd kavmi da yalanladı, azabım nasıl oldu

onların üstüne, uğursuzluk gününde dondurucu rüzgar gönderdik

O rüzgar insanları, sökülmüş hurma kütükleri gibi yere seriyordu. 

Nasılmış benim azabım ve uyarım? 

Andolsun Kur'ân'ı öğüt almak için kolaylaştırdık. Öğüt alan yok mudur? 

Semûd da o uyarıları yalanladılar. 
bir insana mı uyacağız? O takdirde sapıklık ve çılgınlığa düşmüş oluruz." dediler

o, yalancı, küstahın biridir"

onlar, yalancı, küstahın kim olduğunu bilecekler. 

Biz onlara imtihan için dişi deve göndereceğiz sen onları gözet ve sabırlı ol


azabım ve uyarılarım nasıl oldu. 

Biz onların üzerine tek sayha korkunç bir ses gönderdik;

ağılcının topladığı çalı çırpı kırıntıları gibi kırılıp dökülüverdiler. 

Andolsun biz Kur'ân'ı öğüt almak için kolaylaştırdık.

Öğüt alan yok mudur? 

Lût kavmi de yalanladı. onların üzerlerine taşlar savuran fırtına gönderdik.

Lût ailesini seher vakti kurtardık, 
Katımızdan bir nimet olarak şükredeni mükafatlandırırız. 

Lût onları uyarmıştı. Fakat karşı kuşku duydular, gözlerini siliverdik azab ve uyarıları tadın!" dedik

onları kararlı bir azab yakaladı. 

Azabımı ve uyarılarımı tadın!" dedik

Andolsun Kur'ân'ı öğüt almak için kolaylaştırdık. Öğüt alan yok mudur? 

Şüphesiz Firavun ailesine de uyarıcı peygamberler geldi. Bu kıssalardan hisse

onlar yalanladılar. onları çok kuvvetli ve kudretli bir yakalayışla yakaladık. 


sizin kâfirleriniz, onlardan hayırlı mı? Yoksa kitaplarda size beraet mi var? 

Yoksa "Biz birbirimize yardım eden bir topluluğuz." mu diyorlar? 

o topluluk bozulacak ve kaçacaklardır. 

kıyamet onlara vaad edilen asıl saattir. çok feci ve acıdır. 

Muhakkak suçlular sapıklık ve çılgınlık içindedir

O gün yüz üstü ateşte sürüklenecekler,

Cehennemin dokunuşunu tadın denilir

biz her şeyi bir kadere göre yarattık. 


Buyruğumuz yalnız ve tekdir, göz açıp yumma gibidir. 

Andolsun sizin benzerlerinizi helak ettik

Öğüt alan yok mudur her şey, kitaplarda mevcuttur.

Takva sahipleri cennetde, nur içindedir

Güçlü padişahın huzurunda doğruluk koltuklarındadırlar. 

RAHMAN SÜRESİ

Rahmân çok merhametli olan Allah Kurân'ı öğretti İnsanı yarattı. 

Güneş de ay da bir hesab iledir. 

Bitkiler ve ağaçlar secde etmektedirler. 

Göğü yükseltti ve mizanı koydu. 
Sakın tartıda taşkınlık etmeyin. 

Tartıyı adaletle yapın, terazide eksiklik yapmayın. 

Allah yeri mahlukat için aşağıya koydu

Orada meyvalar ve salkımlı hurma ağaçları Yapraklı taneler ve hoş kokulu bitkiler vardır

Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlıyorsunuz? 

Allah insanı, pişmiş bir çamura benzeyen bir balçıktan yarattı. 

Cinleri hâlis ateşten yarattı. Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlıyorsunuz? 

O iki doğunun ve iki batının Rabbidir. 

Acı ve tatlı iki denizi salıverdi birbirine kavuşuyorlar aralarında bir engel vardır, birbirlerine karışmıyorlar

Denizde koca dağlar gibi yükselen gemiler onundur. Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlıyorsunuz

Yer üzerinde bulunan her şey fânidir. 

Yalnız celâl ve ikram sahibi Rabbinin yüzü baki kalacaktır. 

Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlıyorsunuz?  Göklerde ve yerde bulunanlar, O'ndan isterler.


Ey insan ve cin! sizin hesabınızı ele alacağız. Gök ve yerin çevresinden geçmeye gücünüz yeterse geçin Allah'ın verdiği güç olmadan geçemezsiniz

Üzerinize ateşten alev ve duman gönderilir, kendinizi savunamazsınız. 
Rabbinizin nimetlerini yalanlıyorsunuz 

Gök yarılıp da, erimiş yağ gibi kıpkırmızı gül olduğu zaman
Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlıyorsunuz

o gün, ne insana ne de cinne günahından sorulmaz. hangi nimetleri yalanlıyorsunuz? 

Suçlular simalarından tanınır, alınlarından ve ayaklarından tutulur. 

Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlıyorsunuz? bu, suçluların yalanladığı cehennemdir. 

Onunla kaynar su arasında dolaşırlar. 
Rabbinin nimetlerini yalanlıyorsunuz? 

Rabbinin makamından korkan kimselere iki cennet vardır. İkisinin de ağaçları, meyvaları vardır. 

Astarları atlastan yataklara yaslanırlar. İki cennetin de devşirmesi yakındır. 

Oralarda gözlerini yalnız eşlerine çevirmiş dilberler var ki, onlara ne insan ne de cin dokunmuştur. 


onlar yâkut ve mercandırlar İyiliğin karşılığı, yalnız iyilik değil midir? 

iki cennet daha vardır. yemyeşildirler. 
Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlıyorsunuz

fışkıran iki kaynak vardır. her türlü meyva, hurma ve nar vardır. İçlerinde güzel huylu, güzel yüzlü kadınlar vardır.
 
Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlıyorsunuz? Çadırlar içinde gözlerini yalnız kocalarına çevirmiş hûriler vardır. 

Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlıyorsunuz? Büyüklük ve ikram sahibi Rabbinin adı ne yücedir! 
Bunu ilk beğenen sen ol.
General
RE: İslam ve hayat
Kaynak kuraan.gen.tr


Vakıa suresi

Kesin gerçekleşecekKıyamet koptuğunda, onu yalanlayacak kimse olmayacaktır

Yeryüzü şiddetle sarsıldığı, dağlar parça parça dağılıp toz olduğu zaman, O, (kimini) yükseltir, (kimini) alçaltır

Ahiret mutluluğuna erenler var ya; ne mutlu kimselerdir!

Kötülüğe batanlara gelince; ne mutsuz kimselerdir!

İman ve amelde öne geçenler Ahirette de öne geçenlerdir.

onlar (Allah'a) yaklaştırılmış kimselerdir.

.Onlar, Naîm cennetlerindedirler.

Onlar mücevherâtla işlenmiş tahtlar üzerindedirler.

Ebediyen genç kalan uşaklar etrafında içmekle başlarının dönmeyeceği sarhoş olmayacakları cennet pınarından dolaştırırlar

Ebedi kalanlar etrafında sürahi ibrik ve kadehlere doldurulmuş meyveler ve
kuş etlerini dolaştırılır


Onlar için saklı inciler gibi, iri gözlü huriler de vardır. amellere karşılık

amellere karşılık bir mükâfat verilir

Orada ne boş söz, ne de günah işitirler. Sadece "selam! sözünü işitirler

Ahiret mutluluğuna erenler, ne mutlu kimselerdir

(Onlar), dikensiz sidir ağaçları ve meyveleri küme küme dizili muz ağaçları altında, yayılmış

sürekli gölgede, çağlayan su başında, tükenmez ve yasaklanmaz meyveler içinde ve yüksek döşeklerdedirler.

Biz onları yepyeni bir yaratılışta yarattık.

Onları ahiret mutluluğuna erenler için, eşlerini çok seven gösterişli bakireler yaptık.

Kötülüğe batanlar ise ne mutsuz kimselerdir

Onlar, iliklere işleyen ateş ve bkaynar su içindedirler. zifiri bir gölge içinde!..

onlar dünyada varlık içinde sefahata dalmış azgın kimselerdi.

Büyük günah üzerinde ısrar ediyorlardı.

Diyorlardı ki: öldükten, toprak ve kemik haline geldikten sonra mı, biz mi bir daha diriltilecekmişiz?"

De ki: "Şüphesiz öncekiler ve sonrakiler, mutlaka belli bir gün belli bir vakitde toplanacaklardır."

Sonra siz ey haktan sapan yalanlayıcılar! Mutlaka cehennem ağacı zakkumdan yiyeceksiniz.

Karınlarınızı zakkumla dolduracak. kaynar sudan içeceksiniz.

Kanmak bilmez susamış develerin suya saldırışı gibi zakkumdan içeceksiniz

hesap ve ceza gününde onların ziyafeti zakkum ağacıdır

Sizi biz yarattık. tasdik etmeyecek misiniz?

Attığınız meniye ne dersiniz? Onu siz mi yaratıyorsunuz, yoksa yaratan biz miyiz?

Sizin yerinize benzerlerinizi getirmek ve sizi yeniden yaratmak üzere aranızda ölümü biz takdir ettik.

Andolsun, yaratılışı(nızı) biliyorsunuz. O halde düşünseniz ya!

Ektiğiniz tohuma ne dersiniz? siz mi bitiriyorsunuz, yoksa bitiren biz miyi

Dileseydik, onu kuru bir çöp yapardık da şaşkınlık içinde geveleyip dururdu

Muhakkak biz çok ziyandayız mahrumuz

İçtiğiniz suya ne dersiniz? Siz mi onu buluttan indirdiniz, yoksa biz mi Dileseydik onu acı bir su yapardık.

şükretseydiniz ya Tutuşturduğunuz ateşe ne dersiniz Onun siz mi yarattınız, yoksa yaratan biz miyiz?

Biz onu ibret ve ıssız yerlerde yaşayanlara bir yarar kaynağı kıldık

yüce Rabbinin adını tesbih et yücelt

.Yıldızların yerlerine yemin ederim ki, -bu, büyük bir yemindir O, elbette değerli bir Kur'an'dır.

Korunmuş bir kitaba, ancak tertemiz olanlar dokunabilir.

Âlemlerin Rabb'inden indirilmedir siz, bu sözü mü küçümsüyorsunuz

Allah'ın verdiği rızka O'nu yalanlayarak mı şükrediyorsunuz?

Can boğaza geldiğinde, onu geri döndürsenize siz o zaman bakıp durursunuz.

Biz size yakınız. Fakat siz göremezsiniz.

Allah'a yakın kılınmışlara rahatlık, güzel rızık ve Naîm cenneti vardır.

Ahiret mutluluğuna erene Selam sana Ahiret mutluluğuna ermişlerden!" denir.

haktan sapan yalancılara kaynar sudan bir ziyafet vardır.

cehenneme atılma vardır

yüce Rabbinin adını tesbih et.

                 
HADİD suresi


Göklerde ve yerde bulunan her şey Allah'ı tesbih etmektedir.

O, çok güçlüdür, hüküm ve hikmet sahibidir. 

Göklerin ve yerin mülkü O'nundur. O, diriltir, öldürür, O, her şeye kadirdir. 

O ilktir, sondur, zahirdir, bâtındır. O herşeyi bilendir. 

O'dur ki gökleri ve yeri altı günde yarattı Yere gireni çıkanı, gökten ineni, bilir.

Nerede olsanız O sizinledir. Allah yaptıklarınızı görmektedir. 

Göklerin ve yerin mülkü O'nundur. Bütün işler O'na döndürülecektir. 

Geceyi gündüzün içine sokar, gündüzü gecenin içine sokar. O, göğüslerin özünü bilir

Allah'a ve Resulüne iman edin.


inanan ve harcayanlara mükafat vardır

Size ne oldu ki, Resul sizi Rabbe inanca davet ettiği halde Allah'a inanmıyorsunuz

Sizi karanlıklardan aydınlığa çıkarmak için kuluna âyetler indiren Allah tır

Allah, size karşı çok şefkatli, çok merhametlidir. 

Neden Allah yolunda harcamayasınız ki? Göklerin ve yerin mirası zaten Allah'ındır.

Elbette içinizden, fetihten önce harcayan ve savaşan bir olmaz.

Onların derecesi, sonradan infak eden ve savaşanlardan daha büyüktür.

Allah hepsine güzel sonucu vaad etmiştir yaptıklarınızdan haberdardır. 

Kimdir Allah'a güzel bir borç verecek olan Allah da onun verdiğini kat kat artırsın şerefli bir mükafat versin. 

inanan erkekler ve inanan kadınları görürsün nurları, önlerinde ve sağlarında koşuyor.

müjdeniz altlarından ırmaklar akan, ebedi kalacakları cennetlerdir

münafık erkekler ve münafık kadınlar iman edenlere diyeceklerdir ki "Bize bakın da nurunuzdan alalım?"

Arkanıza dönün de nur arayın!"

Aralarına kapılı bir sur çekilir ki, onun içinde rahmet, dışında azap vardır. 

Münafıklar sizinle beraber değil miydik?" diye seslenir Müminler der ki siz kendi canlarınıza kötülük ettiniz,

gözlediniz, şüpheye düştünüz kuruntu sizi aldattı. O çok aldatan şeytan) sizi, Allah hakkında aldattı

Nihayet Allah'ın emri gelip çattı.


Bugün ne sizden ne de inkar edenlerden fidye kabul edilir,

varacağınız yer ateştir. Size yaraşan odur. Orası ne kötü bir dönüş yeridir! 

İnananlar için vakit gelmedi mi kalbleri Allah'ın zikrine ve hakka saygı duysun

önce verilmiş, sonra kalbleri katılaşmış, ve yoldan çıkmış kimse gibi olmasınlar


Biliniz ki Allah yer yüzünü ölümünden sonra diriltir.

Belki aklınızı kullanırsınız diye size âyetleri açıkladık. 

sadaka veren erkeklere ve kadınlara Allah'a güzel bir ödünç verenlere, verdikleri kat kat artırılır

onlara şerefli bir mükafat vardır. 

Allah'a ve peygambere iman edenler Rableri yanında sözü doğru olanlar şehitlik mertebesine erenlerdir.

Onların mükafat ve nurları vardır.

İnkar edip âyetlerimizi yalanlayanlar cehennemin adamlarıdır. 

Biliniz ki dünya hayatı bir oyun, bir eğlence, bir süs övünme, mal ve evlat çoğaltma yarışından ibarettir.

Dünya tıpkı yağmura benzer bitirdiği ot, ekincilerin hoşuna gider, sonra kurur, onu sapsarı görürsün, çerçöp olur.

Ahirette ise çetin bir azab; Allah'tan mağfiret ve rıza vardır.


Dünya hayatı, aldatıcı bir zevkten başka bir şey değildir. 

Rabbinizden mağfirete; Allah'a ve peygamberine koşuşun

inananlar için hazırlanmış genişliği gökle yer genişliği kadar olan cennete koşuşun.

İşte bu Allah'ın lütfudur.

Onu dilediğine verir. Allah büyük lütuf sahibidir. 

Yeryüzünde herhangi bir musibet yoktur ki kitapta yazılmış olmasın.

elinizden çıkana üzülmeyesiniz Allah'ın size verdiği nimetlerle şımarmayasınız

Allah, kendini beğenip böbürlenen kimseleri sevmez. 


Onlar cimrilik edip insanlara da cimriliği emrederler.

Kim yüz çevirirse Allah, zengindir, övgüye layıktır. 


Andolsun biz peygamberlerimizi açık delillerle gönderdik

insanların adaleti yerine getirmeleri için kitabı ve ölçüyü indirdik

Biz demiri de indirdik onda büyük bir kuvvet ve insanlar için faydalar vardır.

Allah kuvvetlidir, daima üstündür. 

Andolsun, Nuh'u ve İbrahim'i elçi gönderdik,

Onlardan yola gelen de vardı, ama onlardan çoğu yoldan çıkmışlardı. 
 
 
MÜCADELE SÜRESİ

Kocası hakkında seninle tartışan ve Allah'a şikayette bulunan kadının sözünü Allah işitmiştir.

Allah, sizin konuşmanızı işitir. Çünkü Allah, işitendir, bilendir. 

onlar çirkin ve yalan bir laf söylüyorlar. Kuşkusuz Allah, affedici, bağışlayıcıdır
 
Kadınlardan zıhâr ile ayrılmak isteyip de sonra dönenlerin, karılarıyla temas etmeden bir köleyi hürriyete kavuşturmaları gerekir.

Size öğütlenen budur. Allah, yaptıklarınızdan haberi olandır. 


Bunlar Allah'ın hükümleridir. Kâfirler için acı bir azap vardır. 

Allah'a ve Resulüne karşı gelenler, öncekilerin alçaltıldığı gibi alçaltılacakdır.

Biz apaçık âyetler indirmişizdir.

Kâfirler için küçük düşürücü azap vardır

Allah onların hepsini diriltecek ve yaptıklarını haber verecektir.

Allah onları bir bir saymıştır. Onlar ise unutmuşlardır. Allah her şeye şahiddir 

Göklerde ve yerde olanları, Allah'ın bildiğini görmüyor musunuz?

Üç kişinin gizli konuştuğu yerde dördüncüsü mutlaka O'dur.

nerede bulunurlarsa bulunsunlar mutlak O, onlarla beraberdir.

Kıyamet günü onlara yaptıkları haber verilecektir. Allah, her şeyi bilendir. 


Gizli konuşmaktan menedildikten sonra yine menedildiklerini yapmaya kalkışarak günah, düşmanlık ve Peygamber'e karşı gizlice konuşanları görmedin mi?

Onlar sana geldikleri zaman seni, Allah'ın selamlamadığı bir tarzda selamlıyorlar.

Kendi içlerinden söylediklerimiz yüzünden Allah'ın bize azap etmesi gerekmez miydi?" derler.

Cehennem onlara yeter. Oraya girecekler ne kötü dönüş yeridir orası! 

Ey iman edenler gizli konuşacağınız da günahı düşmanlığı ve Peygamber'e karşı gelmeyi fısıldamayın.

İyilik ve takvayı konuşun. Huzuruna toplanacağınız Allah'tan korkun. 

Gizli konuşmalar şeytandandır. Bu iman edenleri üzmek içindir.

şeytan, Allah'ın izni olmadıkça, müminlere hiçbir zarar veremez.

Müminler Allah'a dayanıp güvensinler. 


Ey iman edenler! Size: "Meclislerde yer açın." denilince yer açın ki Allah da size genişlik versin.

Size "Kalkın." denilince kalkın ki Allah inananları ve ilim verilenleri yükseltsin.

Allah yaptıklarınızdan haberi olandır. 


Ey iman edenler! Peygamber ile gizli bir şey konuşacağınızda önce sadaka veriniz.

Bu sizin için daha hayırlı ve daha temizdir.

Allah bağışlayan ve merhamet edendir.. 


Gizli konuşmanızdan önce sadaka vermekten korktunuz da mı yerine getirmediniz? Fakat Allah da sizi affetti.

namazı kılın, zekatı verin, Allah'a ve Resulüne itaat edin.

Allah, yaptıklarınızdan haberi olandır. 


Allah'ın kendilerine gazap ettiği bir topluluğu dost edinenleri görmedin mi?

Onlar ne sizdendirler, ne de onlardan. Bilerek yalan yere yemin ediyorlar. 


Allah onlara çetin bir azab hazırlamıştır. Onlar ne kötü işler yapıyorlar! 

Yeminlerini kalkan yapıp Allah'ın yolundan çevirenlere küçük azab vardır

Onların ne malları, ne evlatları, kendilerinden, Allah'dan hiçbir şey savamaz.

Onlar ateş halkıdır. Orada ebedî kalacaklardır. 

İyi bilin ki onlar yalancıdırlar

Şeytan onları istilâ etmiş, onlara Allah'ı anmayı unutturmuştur.

Onlar, şeytanın hizbidir. İyi bilin ki şeytan kaybedecektir. 


Allah'a ve Resulüne düşman olanlar on
en alçaklar arasındadırlar. 

Allah: "Elbette ben ve elçilerim galip geleceğiz." diye yazmıştır.

Şüphesiz Allah güçlüdür, galipdir. 

Allah'a ve ahirete inanan bir millet babaları, oğulları da olsa Allah'a ve Resulüne düşman olanla dostluk etmez

Allah kalblerine iman yazmış ve onları kendinden bir ruh ile desteklemiştir.

Onları, altlarından ırmaklar akan cennetlere sokacak, orada ebedî kalacaklardır.

Allah onlardan razı olmuş, onlar da O'ndan razı olmuşlardır.

onlar Allah'ın dininin yardımcılarıdır İyi bil ki, kurtuluşa ulaşacak olanlardır


HAŞR SÜRESİ


Göklerde ve yerde olanların hepsi Allah'ı tesbih etmektedir,

O üstündür, hikmet sahibidir. 

Ehl-i kitaptan inkar edenleri, ilk sürgünleri yurtlarından çıkaran O'dur.

Onlar kalelerinin, kendilerini Allah'tan koruyacağını sanmışlardı.

Allah'ın azabı, onlara beklemedikleri yerden geliverdi.

O, yüreklerine korku düşürdü; öyle ki evlerini kendi elleriyle, hem de müminlerin elleriyle harap ediyorlardı.

Ey akıl sahipleri! İbret alın. 


Allah onlara sürgün yazmamış olsaydı, elbette başka şekilde cezalandıracaktı.

Ahirette de onlar için ateş azabı vardır. 


Onlar Allah'a ve Resulüne karşı geldiler; Kim karşı gelirse azab şiddetlidir. 

Hurma ağaçlarından kesmeniz veya kökleri üzerinde bırakmanız hep Allah'ın izniyle

Allah peygamberini, dilediği kimselerin üzerine gönderir Allah kadirdir. 


Allah'ın Resulüne verdiği ganimetler, Allah'a, Resul'e, akrabalığı bulunanlara, yetimlere, yoksullara, yolcuya aittir.

Peygamber size ne verdiyse alın. Size neyi yasakladıysa ondan sakının

Allah'tan korkun Allah'ın azabı şiddetlidir


göç eden fakirlere yurtlarından ve mallarından çıkarılmıştır Allah'ın lütuf ve rızasını ararlar;

Allah'a ve Resulüne yardım ederler doğru olanlar onlardır. 

onlardan önce yurda yerleşen imana sarılanlar göç edip gelenleri severler

onlara verilenlerden ötürü bir ihtiyaç duymazlar. ihtiyaçları olsa dahi, onları öz canlarına tercih ederler.

Kim nefsinin cimriliğinden korunursa, işte onlar umduklarına erenlerdir. 


Rabbimiz, bizi ve bizden önce inanan kardeşlerimizi bağışla,

kalplerimizde inananlara karşı kin bırakma! Rabbimiz! Sen çok şefkatli, çok merhametlisin

savaşa tutuşursanız, mutlaka yardım ederiz." dediklerini görmedin mi?

Allah, onların yalancı olduklarına şahitlik eder. 

Andolsun onlar savaşta yardım etmezler; arkalarını dönüp kaçarlar, kendilerine de yardım edilmez. 

Onların kalblerinde sizin korkunuz, Allah'ın korkusundan fazladır. onlar anlamayan bir topluluktur. 

Onlar sizinle savaşamazlar, ancak, duvarların ardından savaşmak isterler

Kendi aralarındaki çekişmeleri şiddetlidir. Sen onları toplu sanırsın, oysa kalbleri dağınıktır.

onlar aklını kullanmayan bir topluluktur. 


yahudiler günahını tatmış ahirette kendileri için acı bir azab bulunan kimseler gibidir. 

münafıkların durumu tıpkı şeytanın durumuna benzer

Şeytan insana "İnkâr et." dedi, insan inkar edince de senden uzağım âlemlerin Rabb'i Allah'tan korkarım!" dedi.

sonu, ebedi ateş oldu. Zalimlerin cezası budur. 

Ey inananlar, Allah'tan korkun

kişi, yarın için ne yapıp gönderdiğine baksın.

Allah'tan korkun; çünkü Allah, yaptıklarınızdan haberdardır. 

Allah'ı unutup da Allah'ın da kendilerini unutturduğu kimseler gibi olmayın onlar, yoldan çıkan kimselerdir. 


Cehennem ehli ile cennet ehli bir olmaz.

Cennet ehli kurtularak isteklerine erişenlerdir. 


Biz Kur'ân'ı bir dağa indirseydik, Allah'ın korkusundan onu baş eğmiş, parça, parça olmuş görürdün.

misalleri düşünsünler diye insanlara veriyoruz. 

O, öyle Allah'tır ki O'ndan başka ilah yoktur.

Görülmeyeni ve görüleni bilendir. O, esirgeyen bağışlayandır. 

O, öyle bir Allah'tır ki, kendisinden başka ilah yoktur. O, mâlik sahip münezzeh ve selâmet verendir,

O emniyete kavuşturan gözetip koruyan, üstün ve eşsiz olan Allah

Allah puta tapanların ortak koştukları şeylerden münezzehtir. 



yaratan, var eden, varlıklara şekil veren Allah'tır.

En güzel isimler O'nundur.

Göklerde ve yerde olanlar O'nun şânını yüceltmektedir

O, gâlib olan, her şeyi hikmeti uyarınca yapandır. 
Bunu ilk beğenen sen ol.
General
RE: İslam ve hayat
Kaynak ülkücü dünya. Com

MÜMTEHİNE SÜRESİ

Ey inananlar! Benim de sizin de düşmanınız olan kimseleri dost edinmeyin.

Onlar gerçeği inkar ettiler, Rabbinize inandığınızdan dolayı Resulü ve sizi yurdunuzdan çıkardılar

Rabbiniz yolunda savaşmak ve rıza kazanmak için yola çıktınızsa ben açığa vurduğunuz her şeyi bilirim.

sizi ele geçirirlerse düşman kesilecekler, size el ve dillerini kötülükle uzatacaklardır

Kıyamet günü yakınlarınız ve çocuklarınız size fayda vermezler

Allah yaptıklarınızı görendir. 

İbrahim'de ve onunla beraber bulunanlarda güzel bir misal vardır,

İbrahim babasına: "Senin için mağfiret dileyeceğim, fakat Allah'tan gelecek hiçbir şeyi önlemeye gücüm yetmez.

Rabbimiz! Yalnız sana dayandık, sana yöneldik. Dönüşümüz de ancak sanadır. 

"Rabbimiz! Bizi inkar edenlere mağlub etme bizi bağışla Ey Rabbimiz! Yegane gâlib ve hikmet sahibi ancak sensin." 


Andolsun, onlarda Allah'ı ve ahireti arzulayanlara güzel bir örnek vardır.

Kim yüz çevirirse şüphesiz Allah, zengindir, hamde layık olandır

Olur ki Allah sizle düşmanlarınız arasında yakında dostluk meydana getirir. Allah gücü yetendir.

Allah çok bağışlayan, çok merhamet edendir. 

Allah din hakkında savaşmayan ve sizi yurtlarınızdan çıkarmayan kimselere iyilikten ve adaletten men etmez.

Allah adalet yapanları sever. 

Allah sizi, din hakkında savaşan sizi yurtlarınızdan çıkaran kimselere dost olmaktan men eder.

Kim onlarla dost olursa zalimler onlardır

Ey iman edenler! Mümin kadınlar hicret edip size geldiğinde, imtihan edin. Allah onların imanlarını iyi bilir.

onların inanmış kadınlar olduğunu öğrenirseniz onları kâfirlere geri döndürmeyin.

Kâfir kadınları nikâhınızda tutmayın, sarfettiğinizi isteyin. Onlar da sarfettiklerini istesinler.

Allah'ın hükmü budur. O, hükmeder, Allah bilendir, hikmet sahibidir. 

eşlerinizden biri, kâfirlere kaçar ve savaşta galip olursanız, eşleri gidene ganimetten, harcadığı kadar verin.

İnandığınız Allah'a karşı gelmekten sakının. 

İnanmış kadınlar Allah'a ortak koşmamak hırsızlık ve, zina etmemek iftira etmemek iyiye karşı gelmemek için bey'at edenlerin bey'atlarını al

Allah'tan mağfiret dile Allah, çok bağışlayan, çok merhamet edendir. 

Ey inananlar, Allah'ın gazab ettiği kimselerle dostluk etmeyin.

Kâfirler, mezarlık halkından nasıl ümidi kesmişse, onlar da ahiretten öyle ümidi kesmişlerdi. 

SAF süresi

Göklerdekilerin ve yerdekilerin hepsi Allah'ı tesbih eder.

O, üstündür, hikmet sahibidir. 

Ey iman edenler! Yapmayacağınız şeyi niçin söylüyorsunuz? 

Yapmayacağınızı söylemeniz, Allah yanında şiddetli bir buğza sebeb olur. 

Allah, kendi yolunda kenetlenmiş duvar gibi saf bağlayarak savaşanları sever. 

Bir zaman Musa,"Ey kavmim Allah'ın elçisi olduğumu bildiğiniz halde niçin beni incitiyorsunuz?" demişti.

Allah da kalblerini eğriltti. Allah fasıkları doğru yola iletmez. 

Meryem oğlu İsa da: "Ey İsrailoğulları! ben Allah'ın elçisiyim. benden önce ki Tevrat'ı doğrulayıcı ve benden sonra gelecek Ahmed adlı peygamberi müjdeleyici olarak geldim demişti

İslâm'a davet olunduğu halde Allah üzerine yalan uydurandan daha zalim kim olabilir?

Allah zalim toplumu doğru yola iletmez. 

Ağızlarıyla Allah'ın nurunu söndürmek istiyorlar kâfirler hoş görmese de Allah nurunu tamamlayacaktır. 

O, Resulünü hidayet ve hak dinle gönderdi

müşrikler istemese de onu, bütün dinlerin üstüne çıkarsın. 

Ey İman edenler! Sizi acı azabdan kurtaracak ticareti size göstereyim mi? 

Allah'a ve Resulüne inanır mal ve canlarınızla Allah yolunda savaşırsınız. en iyisi budur. 

Allah günahlarınızı bağışlar sizi altlarından ırmaklar akan cennetlere, Adn cennetlerinde hoş yerlere koyar.

İşte büyük kurtuluş budur. Allah'tan yardım ve yakın bir fetih.. Müminleri müjdele. 

Ey inananlar, Allah'ın yardımcıları olun.

Meryem oğlu İsa havarilere "Allah'a giden yolda yardımcılarım kimdir demişti. Havariler biziz." dediler.

İsrail oğullarından bir zümre inandı, bir zümre inkar etti.

inananları, düşmanlarına karşı destekledik, onlar üstün geldiler 


CUMU'A SÜRESİ

Gök ve yer padişah, mukaddes, azîz ve hakîm olan Allah'ı tesbih etmektedir. 

ümmiler içinde, Allah'ın âyetlerini okuyan, kitap ve hikmeti öğreten bir Peygamber gönderildi.

onlar, apaçık bir sapıklık içinde idiler. 


insanlara da Peygamber göndermiştir O, çok güçlü hüküm sahibidir. 


Bu, Allah'ın lütfudur. Allah lütuf sahibidir

Kendilerine Tevrat yükletilip de sonra onu taşımayanların durumu, kitaplar taşıyan eşeğin durumu gibidir.

Allah'ın âyetlerini yalanlayanların durumu ne kötüdür.

Allah zalim toplumu doğru yola iletmez. 

De ki: "Ey Yahudi olanlar! yalnız sizin, Allah dostları olduğunuzu sanıyorsanız, o halde ölümü temenni edin,


onlar, ellerinin yapıp öne sürdüğü işler yüzünden ölümü asla temenni etmezler.

Allah zalimleri bilir. 

De ki: "Sizin kendisinden kaçtığınız ölüm, muhakkak sizi bulacaktır.

görünmeyeni ve görüneni bilene döndürüleceksiniz. O bütün yaptıklarınızı haber verecektir. 

Ey inananlar! Cuma namazına çağrıldığınız da, Allah'ı anmaya koşun, alışverişi bırakın. bu hayırlıdır. 

Namaz kılındıktan sonra yeryüzüne dağılın ve Allah'ın lütfundan (nasibinizi) arayın.

Allah'ı çok anın ki kurtuluşa eresiniz.

Bir ticaret ve eğlence gördükleri zaman hemen dağılıp ona gittiler ve seni ayakta bıraktılar.

Allah, rızık verenlerin en hayırlısıdır." 


MÜNAFİKUN suresi

"Şahitlik ederiz ki sen muhakkak Allah'ın elçisisin."

Senin mutlaka kendisinin elçisi olduğunu Allah bilir v

Allah münafıkların yalancı olduklarına şahitlik eder. 

Yeminlerini kalkan yapıp Allah'ın yolundan çevirdiler yaptıkları ne kötü

Onlar inandılar, sonra inkar ettiler, kalblerinin üzeri mühürlendi onlar anlamazlar. 

Onları gördüğün zaman kalıpları hoşuna gider, sözlerini dinlersin. Onlar keresteler gibidir

Onlar düşmandır, onlardan sakın. Allah onları kahretsin! Nasıl döndürülüyorlar

Onlara: "Gelin, Allah'ın Resulü size mağfiret dilesin." denildiğinde başlarını çevirir büyüklük taslayıp yüz çevirirler

Onlara mağfiret dilesen de, dilemesen de birdir. Allah onları bağışlamayacaktır

Allah, yoldan çıkmış toplumu doğruya iletmez. 

Onlar öyle kimselerdir ki: "Allah'ın elçisinin yanında bulunanları beslemeyin dağılıp gitsinler." diyorlar.

göklerin ve yerin hazineleri Allah'ındır, fakat münafıklar anlamazlar. 

Diyorlar ki: "Andolsun Medine'ye dönersek, daha üstün olan, daha alçak olanı oradan mutlaka çıkaracaktır."

Üstünlük, ancak Allah'a, elçisine ve müminlere mahsustur.

Ey İnananlar! Mallarınız ve çocuklarınız sizi Allah'ı anmaktan alıkoymasın

bunu yapanlar ziyana uğrayanlardır. 

size verdiğimiz rızıktan Allah için harcayın. 

Allah süresi geldiği zaman hiç bir canı ertelemez. Allah yaptıklarınızdan haberdardır. 


TEĞABUN SÜRESİ

Göklerde ve yerde ne varsa hepsi Allah'ı tesbih eder.

Mülk O'nundur, hamd O'nadır. Her şeye gücü yeten O'dur. 

Sizi O yarattı. Kiminiz kâfirdir, kiminiz mümin.

Allah yaptıklarınızı görmektedir. 

gökleri ve yeri hak ile yarattı. Sizi şekillendirdi ve şekillerinizi güzel yaptı. Dönüş ancak O'nadır. 

Göklerde ve yerde olanları, gizlediğiniz ve açığa vurduğunuz şeyleri bilir.

Allah, göğüslerin özünü bilir. 

inkâr edenlerin haberi size gelmedi mi? Onlar vebali tattılar ve onlara acı bir azap vardır. 

onlara peygamberleri, açık delil getirdi, onlar: "Bir insan mı bize yol gösterecek dediler ve yüz çevirdiler.

Allah muhtaç olmadığını gösterdi. Allah zengindir, övülmeye lâyıktır. 

İnkâr edenler, katiyyen diriltilmeyeceklerini sandılar.

Rabbim hakkı için mutlaka diriltilecek yaptıklarınız haber verilecektir. Bu, Allah'a göre kolaydır". 

Allah'a, Resulüne ve indirdiğimiz nura (Kur'ân'a) inanın.

Allah yaptıklarınızdan haberdardır. 


Toplanma günü kimin aldandığının açığa çıkacağı aldanma günüdür.

Kim Allah'a inanır ve yararlı iş yaparsa, Allah kötülüklerini örter

onu, içinde ebedi kalacakları, altlarından ırmaklar akan cennetlere sokar. İşte büyük kurtuluş budur

İnkâr eden ve âyetlerimizi yalanlayanlar cehennem ehlidirler.

Ne kötü gidilecek yerdir orası! 

Allah'ın izni olmayınca hiç bir musibet isabet etmez.

Kim Allah'a inanırsa, Allah onun kalbini doğruya götürür.

Allah her şeyi bilendir. 


Allah'a ve Peygamber'e itaat edin Yüz çevirirseniz elçimize düşen duyurmadır


Allah ki O'ndan başka ilah yoktur. Müminler Allah'a dayansınlar. 

Ey iman edenler! Eşlerinizden ve çocuklarınızdan size düşman olanlar da vardır. Onlardan sakının.

affeder, kusurları başa kakmaz, hoş görür ve bağışlarsanız, bilin ki Allah çok bağışlayan çok merhamet edendir. 

mallarınız ve çocuklarınız sizin için bir imtihandır.

Büyük mükafat ise Allah'ın yanındadır. 

gücünüzün yettiği kadar Allah'tan korkun, dinleyin, itaat edin,

Kim nefsinin cimriliğinden korunursa onlar kurtuluşa erenlerdir. 

Allah'a güzel bir borç verirseniz, Allah onu size kat kat yapar ve sizi bağışlar.

Allah çok mükafat veren halimdir. 
Görünmeyeni ve görüneni bilen Üstün hikmet sahibidir. 

TALAK SÜRESİ

Ey Peygamber! Kadınları boşamak istediğinizde onları iddetleri içinde boşayın ve iddeti de sayın.

Rabbiniz Allah'tan korkun.

Kim Allah'ın sınırlarını aşarsa, şüphesiz kendine zulmetmiş olur.

onları güzelce tutun, yahut güzellikle ayrılın. İçinizden adalet sahibi iki kişiyi şahit tutun. Şahidliği Allah için yapın.

İşte Allah'a ve son güne inanan kimseye öğütlenen budur.

Kim Allah'tan korkarsa Allah ona bir çıkış yolu yaratır. 

Kim Allah'a güvenirse O, ona yeter.

Allah, emrini yerine getirendir. Allah her şey için bir ölçü koymuştur. 


Kim Allah'tan korkarsa, Allah ona işinde bir kolaylık verir. 

Bu, Allah'ın size indirdiği buyruğudur.

Kim Allah'tan korkarsa Allah onun kötülüklerini örter ve onun mükafatı büyütür. 

kadınları, güç ölçüsünde oturduğunuz yerde oturtun ve onları sıkıştırmak için zarar vermeye kalkışmayın.

gebe iseler, yüklerini bırakıncaya kadar onları besleyin.

sizin için emzirirlerse ücretlerini verin

aranızda güzellikle konuşup danışın.

Güçlük çekerseniz çocuğu, başka bir kadın emzirecektir. 

Eli geniş olan genişliğine göre nafaka versin.

Rızkı kısılmış bulunan da Allah'ın kendisine verdiğinden versin.

Allah bir güçlükten sonra bir kolaylık yaratacaktır. 

Nice kent var ki Rabbine ve elçinin emrine başkaldırdı, onları çetin bir hesaba çektik

onlara görülmemiş şekilde azab ettik. 

İşlerinin vebalini tattılar sonuç tam bir hüsran olmuştur. 


Allah onlara şiddetli bir azap hazırlamıştır.

ey inanan akl-ı selim sahipleri! Allah'tan korkun, Allah size bir uyarıcı gönderdi. 


Size Allah'ın açık âyetlerini okuyan bir elçi gönderdi ki inananları, karanlıkdan aydınlığa çıkarsın

Kim Allah'a inanır ve yararlı iş yaparsa Allah altlarından ırmaklar akan ebedi cennetlere sokar.

Allah ona ne güzel rızık vermiştir. 

Allah yedi göğü ve yeri yarattı Emir bunlar arasında iner

Allah'ın her şeye kâdir olduğunu
Allah'ın bilgisinin, her şeyi kuşattığını bilesiniz. 

TAHRİM SÜRESİ

Ey Peygamber! Eşlerinin rızasını arayarak Allah'ın helâl kıldığı şeyi niçin kendine haram ediyorsun

Allah çok bağışlayan çok esirgeyendir. 


Allah sizin sahibinizdir. O bilendir, hikmetle yönetendir. 

Allah'a tevbe ederseniz ne iyi, çünkü kalpleriniz eğildi.

eğer Peygamber'e karşı birbirinize arka olursanız bilin ki onun dostu Allah

onun dostu Cibrîl ve müminlerin iyileridir melekler de ona arkadır

o sizi boşarsa Rabbi ona, sizden daha hayırlı, kendisini Allah'a teslim eden, inanan itaat eden, tevbe eden, oruç tutan dul ve bakire eşler verir. 

Ey inananlar! Kendinizi ve ailenizi ateşten koruyun onun yakıtı insanlar ve taşlardır

Onun başında Allaha karşı gelmeyen ve emredildiği şeyi yapan melekler vardır. 

İnkâr eden kâfirler özür dilemeyin. Siz işlediklerinizin cezasını çekeceksiniz

Ey iman edenler! Samimi bir tevbe ile Allah'a dönün.

Umulur ki Rabbiniz sizin kötülüklerinizi örter,

Peygamber'i ve onunla birlikte iman edenleri Allah içlerinden ırmaklar akan cennetlere sokar.

onların nurları, önlerinde ve yanlarında koşar

Ey Rabbimiz! Nurumuzu tamamla, bizi bağışla, sen her şeye kâdirsin.

Ey Peygamber! Kâfirler ve münafıklarla savaş, onlara karşı sert davran.

Onların varacağı yer cehennemdir.
O gidilecek yer, ne kötüdür! 


Allah, inkâr edenlere, Nuh'un karısı ile Lut'un karısını misal verdi.

onlara hıyanet ettiler. Allah'tan hiçbir şeyi savamadı. Onlar

Haydi girenlerle birlikte siz de ateşe girin

Allah, inananlara Firavun'un karısını örnek gösterdi. O demişti ki"Rabbim! Bana yanında cennetde ev yap, beni Firavun'dan ve zalim toplumdan kurtar

Irzını korumuş olan, İmrân kızı Meryem'i de Allah örnek gösterdi.

Rabbinin sözlerini ve kitaplarını tasdik etti. O, gönülden itaat edenlerdendi.

Değerli Kardeşim!..Ülküdaşım, Gardaşım Yüce Allah’ın selamı
rahmeti inananların üzerine olsun.


peygamber Efendimizin şefaati siz ve inananların üzerine olsun.

MÜLK SÜRESİ

Mutlak hükümranlık elinde bulunan Allah, yüceler yücesidir her şeye gücü yeter


O, hanginizin güzel iş yapacağını denemek için ölümü ve hayatı yarattı.

O, üstündür, bağışlayandır. 
O, yedi göğü, birbiri üzerine yarattı.

Rahmân'ın yaratmasında aykırılık, uygunsuzluk görmezsin. Gözünü döndür de bak

Rahmân'ın yaratmasına gözünü döndür bak). Göz bozukluğu bulmaktan âciz ve bitkin sana dönecektir. 

Andolsun biz, en yakın göğü kandillerle donattık

onları, şeytanlar için taşlamalar yaptık. Ve alevli ateş azabını hazırladık. 

Rablerini inkâr edenler için cehennem azabı vardır. Ne kötü gidilecek yerdir o

Oraya atıldıklarında, onun kaynarken çıkardığı uğultuyu işitirler. 

Her ne zaman oraya bir topluluk atılsa, bekçiler Size korkutucu bir peygamber gelmemiş miydi?" diye sorarlar. 

Derler: "Evet, bize uyarıcı geldi ama biz yalanladık Allah hiçbir şey indirmedi, siz sapıklık içindesiniz." dedik.

derler ki biz dinleseydik, düşünüp anlasaydık çılgın ateşin halkı arasında bulunmazdık


o çılgın ateş halkı Allah'ın rahmetinden uzak olsunlar

görmeden Rablerinden korkanlar var ya, onlar için bağışlanma ve büyük bir mükâfat vardır. 

Sözünüzü ister gizleyin, ister açığa vurun; bilin ki, O, göğüslerin özünü bilir. 

Hiç yaratan bilmez mi? O, en ince işleri görüp bilmektedir her şeyden haberdar

O size yeri boyun eğer kıldı onun omuzlarında dağlarında, tepelerinde yürüyün

ve Allah'ın rızkından yeyin. Dönüş ancak O'nadır. 

siz, gökte olanın üzerinize taş yağdıran kasırga göndermeyeceğinden emin misiniz?

Tehdidim nasılmış bileceksiniz. 
Andolsun, onlardan öncekiler de yalanladılar Ama beni inkâr nasıl oldu

Üstlerinde kanatlarını açıp yumarak uçan kuşları görmüyorlar mı? Onları Rahmân'dan başkası tutmuyor.

Rahmân her şeyi görmektedir. 

Rahmân olan Allah'a karşı size yardım edecek askerleriniz hani kimlerdir?

İnkârcılar, ancak derin bir gaflet içinde bulunmaktadırlar. 

Allah size verdiği rızkı kesiverse, size rızık verecek olabilen kimdir?

onlar azgınlık ve nefrette direnip durmaktadırlar

Şimdi yüz üstü kapanarak yürüyen mi doğru gider, yoksa dosdoğru yolda yürüyen mi? 


De ki: "Sizi yaratan, size kulaklar gözler ve gönüller veren O'dur.

Ne kadar az şükrediyorsunuz!" 


De ki: "Sizi yerden üreten O'dur ve O'na toplanıp götürüleceksiniz." 


(Onlar): "Doğru iseniz tehdit ne zaman diyorlar (O'na ait) bilgi, Allah'ın yanındadır.

Ben ancak apaçık bir uyarıcıyım." 

Onu inkâr edenlerin yüzleri kötüleşti. Ve: çağırıp durduğunuz şey budur!" dendi. 


Allah beni ve benimle olanları öldürse, yahut merhamet etse, kâfirleri acı bir azabdan kim kurtarabilir? 


De ki: "O çok merhametlidir. O'na inanmış, O'na dayanmışızdır.

Yakında kimin apaçık bir sapıklık içinde olduğunu bileceksiniz." 

De ki: "Baksanıza, eğer suyunuz çekilse, size kim bir akarsu getirebilir?" 

KALEM Süresi

Nûn, Kaleme ve yazdıklarına andolsun. 

Sen Rabbinin nimetiyle mecnun değilsin Kuşkusuz senin için tükenmez bir ecir var. 

Sen elbette yüce bir ahlak üzeresin. 


Sen de göreceksin, onlar da görecek. 
Hanginizde imiş o fitne ve cinnet. 

Rabbin, yolundan sapanı en iyi bilendir. Hidayete ereni de en iyi bilen O'dur. 

yalanlayıcılara itaat etme. Şunların hiçbirine boyun eğme: Yemin edip duran aşağılık, kusur arayıp kınayan,

hep lâf götürüp getiren, Hayra engel olan, saldırgan, günahkâr, kötülükle damgalı, olana itaat etme


âyetlerimiz okunduğunda: "Eskilerin masalları" der biz onu (burnunun) üzerinden damgalayacağız. 

Biz onlara da belâ verdik, bahçe sahiplerine verdiğimiz gibi. Onlar
inşaallah" demiyorlardı

onlar uyurken dolaşıcı bir belâ sardı da
Bahçe simsiyah kesiliverdi. 

sabahleyin birbirlerine seslendiler: 
ekininize gidin" diye. aralarında Sakın bugün hiçbir yoksul bahçeye sokulmasın diyorlardı. 

biz mahrum edilmişiz." dediler

Ben size Rabbinizi tesbih etsenize dememiş miydim?" 

"Rabbimizi tesbih ederiz, biz zalimler imişiz." dediler

suçu birbirlerine yüklemeye başladılar. 
Yazıklar olsun bize, dediler, biz azgınlarmışız. 

Rabbimiz bize hayırlısını verir. Biz Rabbimize yönelir, ondan umarız. 

azap böyledir. Elbette ahiret azabı daha büyüktür. Fakat bilselerdi. 

korunanlar için de, Rableri katında nimetleri bol bahçeler vardır. 

teslimiyet gösterenleri suçlular gibi tutar mıyız hiç? 

Neyiniz var, nasıl hüküm veriyorsunuz? 
size ait bir kitap var da onda mı okuyorsunuz? 

kitapta, "beğendiğiniz her şey sizindir" diye mi yazılı Yoksa ne hükmederseniz mutlaka sizindir diye mi

kıyamet günü işler zorlaşır secdeye davet edilirler. Fakat güç yetiremezler.
 
Gözleri düşük bir halde kendilerini zillet kaplar. Oysa onlar sapasağlam iken secdeye davet ediliyorlardı. 

sözü yalanlayanı bana bırak. Onları bilmedikleri yönden derece derece azaba yaklaştıracağız. 

Onlara mühlet veriyorum. Doğrusu benim tuzağım sağlamdır. 

Yoksa onlardan bir ücret istiyorsun da onlar ağır bir borç altında mı kalıyor

Rabbinin hükmüne sabret, balık sahibi gibi olma o öfkeye boğulmuş da nida etmişti. 

Rabbinden nimet yetişmiş olmasaydı, elbette kınanacak ıssız bir diyara atılacaktı. 

Rabbi onu seçti de iyilerden kıldı. 

kafirler Kur'ân'ı işittikleri zaman o bir deli" diyorlar Halbuki o âlemler için bir öğüttür. 

HAKKA SÜRESİ

Gerçekleşecek Kıyamet!  Nedir, o Kıyamet Kıaymetin ne olduğunu ne bileceksin? 

Semûd ve Âd, kapılarını çalacak olan o felaketi yalan saymışlardı. 

Semûd kavmi korkunç bir sesle
Âd kavmi ise gürültülü ve azgın bir fırtına ile yok edildiler. 

Allah o fırtınayı yedi gece sekiz gün musallat etti o kavmi içi boş hurma kütüğü gibi yere serilmiş görürdün. 

görebilir misin onlardan bir kalıntı? 
Firavun, ondan öncekiler ve alt üste edilen beldeler hep hati işleyegeldiler. 

Rablerinin elçilerine karşı geldiler. O da onları pek şiddetli bir şekilde yakalayıverdi. 

Kuşkusuz, sular kabarınca sizi gemide taşıdık. Onu size ibret yapalım ve kulaklar bellesin diye. 

Sûr'a bir tek üfleme üflendiği Arz ve dağlar kaldırılıp darmadağın olduğunda
İşte o gün olacak olur. 

O gün gök yarılmış, sarkmıştır. O gün hesap için Allah'a arz olunursunuz gizli bir haliniz kalmaz.

Melekler onun etrafındadır,

O gün Rabbinin Arşını sekiz melek yüklenir. Kitabı sağından verilen okuyun kitabımı.." hesabıma kavuşacağımı sezmiştim" der. 

o hoşnut bir hayatta Yüksek bir cennettedir. cennetin meyveleri sarkmıştır. 

Geçmiş günlerde yaptığınız işlerden ötürü afiyetle yeyin, için."

Kitabı sol tarafından verilen der ki: "Keşke kitabım verilmeseydi de, 
Hesabımın ne olduğunu bilmeseydim, 

Ne olurdu o ölüm, iş bitirici olsaydı. 
Malım bana fayda vermedi. Gücüm yok olup gitti." 

Zebanilere denir ki"Onu yakalayın da bağlayın." 

cehenneme atın onu." 

o, büyük Allah'a inanmıyordu Yoksula yedirmeye teşvik etmiyordu onun candan bir dostu yoktur. 

günahkârlara irinden başka yiyecek yok
Onu günahkârlardan başkası yemez.
 
Andolsun gördüklerinize, Ve görmediklerinize.. Kur'ân, şerefli bir peygamberin Allah'tan getirdiği sözdür
 
O şair ve kâhin sözü değildir, ne az düşünüyor çok az inanıyorsunuz. 

O, âlemlerin Rabbi tarafından indirilmedir. 

O, bize sözler uydurmaya kalkışsaydı, 
onu kuvvetle yakalar şah damarını keser atardık. 

O hiç kuşkusuz, takva sahipleri için unutulmayacak bir öğüttür . 

Kuşkusuz Kur'ân kafirler için pişmanlık vesilesidir. haydi tesbih et

haydi tesbih et Rabbinin yüce ismiyle. 

MEARİC SÜRESİ

Bir isteyen, azabı istedi. Kâfirler için onu savacak yok. 

O, derece ve makamların sahibi Allah'tandır. 

O halde güzel bir sabır ile sabret. 

onu uzak görürler de Biz yakın görüyoruz. O gün gök erimiş bir maden gibi olur. 

O gün Dağlar atılmış renkli yün gibi olur. Dost dostu soramaz. Suçlu o günün azabından kurtulmak için fidye vermek ister

o alevlenen bir ateştir. Derileri kavurur, soyar. Çağırır, sırt döneni, Mal toplayıp kasada yığanı, 


insan dayanıksız ve huysuz yaratılmıştır.  kötülük dokundu mu sızlanır. 

İnsan hayır dokundu mu cimrilik eder. 
Ancak namaz kılanlar bunun dışındadır
Onlar namazlarını sürekli kılarlar. 

mallarında belli bir hak vardır, 
Hem isteyen için, hem de istemekten utanan yoksul için. 

Onlar ceza gününü tasdik eder
Rablerinin azabından korkarlar. 
Rablerinin azabından emin olunmaz. 

Onlar ki ırzlarını korurlar. Ancak zevce ve cariyelerine karşı hariç. onlara yaklaştıklarında kınanmazlar. 

ötesini isteyenler onlar haddi aşanlardır. 

Onlar emanet ve ahireti gözetir Şahitliklerinde dürüsttürler Namaza devam ederler ve
cennetlerde ağırlanırlar


Şimdi ne oluyor o inkâr edenlere ki, sana doğru boyunlarını uzatarak koşuyorlar nimet cennetine sokulacağını mı umuyor? 


Rabbine yemine ne gerek, elbette gücümüz yeter. Onları kendilerinden daha hayırlı olanlarla değiştirebiliriz ve bizim önümüze geçilmez. 

O halde bırak onları vaad edilen günlerine kavuşuncaya kadar dalıp oynaya dursunlar. 

O gün kabirlerden hızlı hızlı çıkacaklar, Gözleri düşük, kendilerini alçaklık İşte onlara vaad edilen gün, o gündür. 

NUH SÜRESİ

biz Nûh'u kavmine gönderdik acı azap gelmezden önce onları uyar" diye. 

ey kavmim! Gerçekten ben size açık bir uyarıcıyım

Allah'a kulluk edin, ondan korkun ve bana itaat edin." 

Günahlarınızı bağışlasın ve sizi bir süre ertelesin. Kuşkusuz Allah'ın takdir ettiği süre gelince ertelenmez.

Nûh dedi ki: "Ey Rabbim! Ben kavmimi gece gündüz davet ettim." Fakat benim çağırmam, sadece kaçmalarını artırdı." 

Ben davet ettiğimde, onlar parmaklarını tıkadılar, elbiselerine büründüler, ısrar ettiler, kibirlendikçe kibirlendiler. " 

ben onları açık açık hem ilan ederek söyledim onlara, hem gizli gizli çağırdım." Gelin, dedim, Rabbinizden bağışlama isteyin o çok bağışlayıcıdır." 

Allah'a Üzerinize gökten bol yağmur yağdırsın." Mallar ve oğullar vererek imdadınıza koşsun. Sizin için bahçeler yapsın, ırmaklar yapsın.


Allah'a sizi aşama aşama yaratmıştır." 
Görmediniz mi Allah yedi göğü nasıl yaratmış?" 

Ay'ı bir nur yapmış, güneşi bir lamba kılmış


Allah sizi yerden bir bitki bitirir gibi bitirdi. Sonra sizi tekrar oraya geri çevirecek ve tekrar çıkaracaktır. 

Allah sizin için yeri bir yaygı yapmıştır. 
Ki, ondan açılan geniş yollarda gidesiniz

Nûh dedi ki: "Ey Rabbim! Onlar bana isyan ettiler; hüsrandan başka bir şeyini artırmayan kimsenin ardına düştüler." 

Büyük büyük tuzaklar kurdular." 
Çok kişiyi yoldan saptırdılar. Sen de zalimlerin şaşkınlıklarını artır. 

Hatalarından dolayı boğuldular, ateşe sokuldular, kendilerine Allah'a karşı yardımcılar bulamadılar. 

Nûh dedi ki: "Yeryüzünde kafirlerden bir tek kişi bırakma." 

onlar kullarını yoldan çıkarırlar ahlâksız ve kâfir çocuklar doğururlar." 

Ey Rabbim! Bana, baba ve anama mümin olarak evime girene ve inanmış erkek ve kadınlara mağfiret buyur.

Ey Rabbim Zalimlerin helakini artır." 

CİN SÜRESİ

bir takım cinni Kur'ân dinleyip de şöyle dedi Şüphesiz biz, hayret verici bir Kur'ân dinledik. 

O Kur'ân hidayete erdiriyor, biz ona iman ettik. Rabbimize hiçbir şeyi ortak koşmayacağız.

Rabbimizin şanı çok yüksektir. Ne bir arkadaş edinmiştir, ne de bir çocuk. 

bizim beyinsiz (İblis), Allah hakkında saçma şeyler söylüyor

biz insanları ve cinleri Allah'a karşı asla yalan söylemez sanmışız. 

insanlardan bazı erkekler, cinlerden bazı erkeklere sığınırlardı da şımarıklıklarını artırırlardı. 

(Cinler, dediler ki): "Biz göğe dokunduk, onu kuvvetli bekçi ve alevlerle dolu bulduk

biz göğün mevkilerinde dinlemek için otururduk şimdi kim dinleyecek olursa kendini gözleyen parlak bir alev buluyor

biz bilmiyoruz, yeryüzündekilere kötülük mü murat edildi, yoksa Rableri onlara bir hayır mı diledi?" 

bizden iyi olanlar da var, olmayanlar da var. Biz çeşitli yollara ayrılmışız. 

biz anladık ki, Allah'ı yerde acze düşürmemize imkân yok. Kaçmakla da O'nu asla âciz bırakamayacağız." 

biz hidayet rehberini dinlediğimizde ona iman ettik.

Kim Rabbine inanırsa, ne hakkının eksik verilmesinden korkar, ne de kendisine kötülük edilmesinden." 

bizlerden müslümanlar da var, hak yoldan sapanlar da var.

Müslüman olanlar onlar doğru yolu arayanlardır." 

yoldan çıkanlar cehenneme odun olmuşlardır. 

Onlar yol üzere dosdoğru gitselerdi, elbette kendilerine bol bir su verirdik

Kim Rabbini anmaktan yüz çevirirse, Rabbi onu gyükselen bir azaba sokar. 

Mescitler kuşkusuz Allah'ındır.

Allah ile birlikte kimseye yalvarmayın. 

Allah'ın kulu kalkmış dua ederken, (cinler) onun etrafında keçe gibi birbirlerine geçeceklerdi. 

De ki: "Ben ancak Rabbime dua eder ve O'na hiçbir şeyi ortak koşmam" 

De ki ben size ne bir zarar verebilirim, ne de bir yol gösterebilirim.

De ki, "Allah'tan beni kimse kurtaramaz ve ben O'ndan başka bir sığınak bulamam

Benim yapabileceğim, sadece Allah'tan size duyuru yapmak ve O'nun elçilik görevlerini yerine getirmektir

kim Allah'a ve onun elçisine baş kaldırırsa cehennem ateşi vardır

Kendilerine vaad edileni gördüklerinde kimin yardımcısının en zayıf ve az olduğunu bileceklerdir. 


De ki: "Ben bilmem, o size vaad edilen yakın mı, yoksa Rabbim onun için uzun bir süre mi koyar

O bütün gaybı bilir. Fakat gaybını hiç kimseye açmaz. 

onlar Rablerinin elçiliklerini yerine getirmişlerdir. Allah onlarda bulunanı kuşatmış ve her şeyi saymıştır

MÜZZEMMİL SÜRESİ

Ey örtünen! geceleyin kalk namaz kıl

Gecenin yarısında kalk, yahut biraz eksilt. Veya artır ve ağır ağır Kur'ân oku

biz, senin üzerine ağır bir söz bırakacağız (Kur'an vahyedeceğiz). 

gece kalkışı hem etkili, hem de söz bakımından daha sağlamdır. 

gündüz senin için uzun bir meşguliyet vardır. 

Rabbinin adını an ve bütün gönlünle ona yönel. 

O, doğunun ve batının Rabbidir.

Ondan başka ilah yoktur. O halde yalnız O'nu vekil tut. 

Başkalarının diyeceklerine sabret, güzellikle onlardan ayrıl. 

O yalanlayıcı zevk ve refah sahiplerini bana bırak, onlara biraz mühlet ver. 

bizim yanımızda bukağılar var, bir cehennem var.  Boğaza duran yiyecek, elem verici bir azap var. 

O gün yer ve dağlar sarsılacak, dağlar erimiş bir kum yığınına dönecek. 

Doğrusu biz Firavun'a elçi göndermiştik
Firavun o elçiye isyan etmişti. Biz de onu ağır bir yakalayışla yakaladık. 

inkâr ederseniz, çocukları ihtiyarlatacak o günden kendinizi nasıl kurtaracaksınız

O günün dehşetinden gök yarılır. Allah'ın sözü gerçekleşmiştir. 

İşte bu bir öğüttür. Artık dileyen Rabbine bir yol tutar. 

Rabbin, gecenin üçte ikisinde azında, yarısında kalktığını, seninle beraber bir topluluğun da böyle yaptığını biliyor.

Gece ve gündüzü Allah takdir eder.

O, sizi affetti. Bundan böyle Kur'ân'dan size ne kolay gelirse okuyun.

Allah, içinizden hastalar, yeryüzünde gezip lütf arayan kimseler ve Allah yolunda savaşan insanlar olacağını bilmiştir.

Kur'ân'dan kolayınıza geldiği kadar okuyun, namazı kılın, zekatı verin

Allah'a güzel bir borç verin Hayıra sarfedin

her iyiliği, Allah katında daha hayırlı ve sevapça daha büyük olarak bulacaksınız.

Allah'tan bağış dileyin. Kuşkusuz Allah bağışlayandır, merhamet edendir. 


MÜDDESSİR SÜRESİ

Ey örtüsüne bürünen Peygamber
Kalk uyar. Sadece Rabbini yücelt. 

Elbiseni temizle. Pislikten sakın. 
Yaptığını çok görerek başa kakma. 
Rabbin için sabret. 

O sûra üflendiği zaman, İşte o gün pek zorlu bir gündür. Kâfirler için hiç kolay değildir. 

yarattığım o kimseye bol servet göz önünde oğullar verdim. ona büyük imkânlar sağladım. 

o bizim âyetlerimize karşı inatçı kesildi. Ben onu dimdik bir yokuşa sardıracağım. 

o düşündü, ölçtü, biçti. 
Kahrolası nasıl da ölçtü, biçti. 

kahrolası, nasıl ölçtü biçti Sonra baktı. 
Sonra kaşını çattı, surat astı arkasını döndü ve büyüklük tasladı. 

Bu, dedi, sihirdir. insan sözüdür." 
Ben onu Sekar'a cehenneme sokacağım. 

Bilir misin nedir o sekar? Ne geriye bir şey kor, ne bırakır. Durmadan derileri kavurur. 

Biz ateşin muhafızlarını hep melekler yaptık. Bunların sayılarını kâfirler için bir imtihan kıldık

kendilerine kitap verilenler kesin bilgi edinsinler, iman edenlerin de imanı artsın.

Kendilerine kitap verilenler ve müminler şüpheye düşmesinler.

Kalplerinde hastalık bulunanlarla kâfirler Allah bu misalle ne demek istedi?" desinler.

Allah dilediğini şaşırtır, dilediğini de yola getirir.

Rabbinin ordularını ancak Rabbin bilir.

Bu, insanlar için uyarıdan başka bir şey değildir.

andolsun aya, Döndüğü an geceye, 
açtığı sıra sabaha. Kuşkusuz Sekar, büyük belalardan biridir. 

Her nefis kendi kazancına bağlıdır. 

amel defterleri sağından verilenler
Onlar cennettedirler,

sorup dururlar Suçlular Nedir sizi Sekar'a sokan?" diye. Suçlular der ki: "Biz namaz kılan değildik

Yoksula yedirmez" Boş şeylere dalar giderdik." Ceza gününü yalanlardık." 
Nihayet bize ölüm gelip çattı." 

onlara şefaatçilerin şefaatı fayda vermez. Kur'ân'dan yüz çevirirlerken ne mazeretleri var? 

Sanki onlar ürkmüş yaban eşekleri. 
Arslandan kaçmaktalar. 

onlardan her kişi kendisine açılmış sayfalar verilmesini istiyor. onlar ahiretten korkmuyorlar. 

O kur'ân kuşkusuz bir öğüttür. 
Dileyen düşünür. 

Allah dilemedikçe onlar öğüt alamazlar. Koruyacak da O'dur, bağışlayacak da. 
Bunu ilk beğenen sen ol.
General
RE: İslam ve hayat
Kaynak ülkücü dünya. Com

KIYAMET SÜRESİ

yemin ederim kıyamet gününe Yine yemin ederim o kendini kınayan nefse. 
İnsan kemiklerini toplamayacağımızı mı sanıyor? biz onun parmak uçlarını bile eski haline getiririz

insan günahı devam ettirmek ister. 
kıyamet ne zaman? diye sorar. 

Ne zaman şimşek çakar, Ay tutulur, 
Güneş ve ay toplanır, o gün insan, "kaçacak yer neresi?" der. 

O gün varılıp durulacak yer, ancak Rabbinin huzurudur. 

O gün insana, yapıp öne sürdüğü ve geri bıraktığı ne varsa bildirilir. 

insan kendi nefsini görür Bir takım özürler ortaya atsa da. Onu okumak için dilini depretme. 

Kuşkusuz onu toplamak ve okumak bize aittir. 

biz onu okuduğumuz zaman sen onun okunuşunu takip et. onu açıklamak bize aittir. 

siz peşin olanı dünyayı seviyorsunuz da Ahireti bırakıyorsunuz

Yüzler var ki o gün ışıl ışıl parlar. 
Rabbine bakar. 


Yüzler var ki o gün asıktır. Anlar ki kendisine belkıran kemik kıran belalı bir iş yapılır. 


ne zaman ki can köprücük kemiğine dayanır, Tedavi edebilecek kimdir?" denilir. Can çekişen bunun ayrılık anı olduğunu anlar. 

o gün sevk, ancak Rabbinedir. 

o, ne sadaka verdi, ne namaz kıldı.
yalanladı ve döndü. çalım sata sata ailesine gitti. Bacak bacağa dolaşır.. 

Gerektir o bela sana, Evet, gerektir o bela sana gerek. 

İnsan başıboş bırakılacağını mı sanır? 


O, dökülen erlik suyundan bir damla (sperm) değil miydi? 


Sonra bir aleka (embriyon) oldu Rabbi onu biçime koydu, sonra şekil verdi. 

iki cinsi; erkek ve dişiyi var edenin
ölüleri diriltmeye gücü yetmez mi? 


İNSAN SÜRESİ

insan üzerine öyle bir müddet geldi ki o zaman o, anılmaya değer değildi. 

biz insanı, imtihan için karışık nutfeden yarattık onu işitici, görücü yaptık. 

Kuşkusuz biz ona yolu gösterdik; ister şükredici olsun, ister nankör. 

kâfirler için zincirler, demir halkalar ve alevli bir ateş hazırlamışızdır. 

Kuşkusuz iyiler kâfûr olan dolgun kadehten içerler Bir kaynak ki ondan Allah'ın kulları içerler,

O kullar adaklarını yerine getirir fenalığı salgın (olan) bir günden korkarlar. 

Düşküne, yetime ve esire seve seve yedirirler. sırf Allah rızası için yediriyor Sizden ne karşılık, ne de teşekkür bekliyoruz." Biz sert ve belalı bir günde Rabbimizden korkarız." derler

Allah onları o günün fenalığından korur, yüzlere parlaklık, gönüllere sevinç verir

Sabırlarına karşılık onlara bir cennet ve ipekten elbiseler verir. 

Orada donatılmış koltuklara dayanmışlardır ne yakıcı güneş görürler, ne de şiddetli soğuk. 


Üzerlerine cennet gölgeleri sarkmış, meyveleri bol bol önlerine konmuştur

 
Gümüşten kadehler türlü biçimlere koyulmuştur Onlara bir kadeh sunulur ki, karışımı zencefildir. 

Bu bir pınardır adına "selsebil" derler. 
Etrafında ölümsüz hizmetçiler dolaşır, onları görünce saçılmış inci sanırsın

Orada nereye baksan nimet ve büyük bir mülk görürsün. 

Üstlerinde zarif yeşil, kalın ipek elbise vardır. Gümüş bileziklerle süslenmiş ve Rableri temiz bir içecek içirmiştir


Onlara denirki bu sizin mükâfatınızdır Gayretiniz karşılığını bulmuştur." 

Kur'ân'ı sana kısım kısım biz indirdik

Rabbinin hüküm vermesi için sabret.

hiçbir günahkâr ve nanköre itaat etme.
 
Sabah akşam Rabbinin ismini an. 


Gecenin bir bölümünde secde et

akşam ve yatsı namazlarını kıl). O'nu uzun bir gece tesbih et teheccüd kıl

onlar bu dünyayı seviyorlar ve önlerindeki ağır günü arkaya atıyorlar. 

Onları biz yarattık ve mafsallarını sımsıkı bağladık. Dilediğimiz vakit kılıklarını değiştiririz. 

İşte bu bir öğüttür. Dileyen Rabbine giden yolu tutar. 

Allah dilemedikçe siz dileyemezsiniz. Kuşkusuz Allah, bilen hüküm sahibidir

Allah dilediğini rahmetine sokar.

Zalimlere acıklı bir azap hazırlanmıştır


MÜRSELAT SÜRESİ

Andolsun gönderilenlere, Büküp devirenlere Yaydıkça yayan Seçip ayıran ve öğüt bırakanlara, vaad olunan kesinlikle olacaktır. 


Gerek özür için olsun, gerek uyarı için, 
size vaad olunan kesinlikle olacaktır. 

yıldızlar silindiğinde Gök yarıldığında Dağlar savrulduğu zaman, Elçiler vakitlerine erdirildikleri zaman, 
O gün yalanlayanların vay haline! 

Bunlar ertelendiler Hüküm gününe.. 
Bildin mi, nedir o hüküm günü? 
Biz, öncekileri helak etmedik mi? 

Biz suçlulara böyle yaparız. 
O gün yalanlayanların vah haline

Biz sizi âdi bir sudan yaratmadık mı? 

Onu sağlam bir yerde oturttuk. 
Belli süreye kadar. Ne güzel biçimlendireniz biz. 

O gün yalanlayanların vay haline! 
Yeryüzünü bir toplanma yeri yapmadık mı? Gerek diriler, gerek ölüler için. 

Orada yüksek yüksek dağlar oturtup da size bir tatlı su sunmadık mı? 

O gün yalanlayanların vay haline! 
Kıyameti yalanlayanlar "Haydin gidin o yalanladığınız şeye doğru." 

Haydi gidin cehenneme


O, ne gölgelendirir, ne alevden korur. 
O, saray gibi kıvılcımlar atar. 
yalanlayanların vay haline

Bugün, konuşamıyacakları gündür. 
izin de verilmez ki, özür beyan etsinler. 
yalanlayanların vay haline

Bu hüküm günüdür. Sizi ve öncekileri bir araya topladık. Bir hileniz varsa beni atlatın. yalanlayanların vay haline! 

Kuşkusuz takva sahipleri gölgeler altında ve pınar başlarındadır. 

Canlarının çektiği türlü meyveler arasındadırlar Onlara): "Yaptıklarınıza karşılık afiyetle yiyin, için" denir

biz güzel amel işleyenleri mükafatlandırırız. 

O gün yalanlayanların vay haline! 
Yiyin, zevklenin çünkü siz suçlularsınız.
 
O gün yalanlayanların vay haline! 
Onlara: "Rüku edin" denildiğinde etmezler

Vay haline yalanlayanların! Kur'an'dan sonra hangi söze inanacaklar?

Değerli Kardeşim!..Ülküdaşım, Gardaşım Yüce Allah’ın selamı, rahmeti peygamberimizin şefaati sizin ve bütün inananların üzerine olsun.

Ülkücülük; Müslüman ve Dokuz Işıkçı Milliyetçiliktir...

"...Şehitlere ölüler demeyin. Bilakis Onlar diridirler..." Bakara-154

NEBE SÜRESİ

Birbirlerine neyi soruyorlar? O büyük kıyameti mi? Ki onlar ayrılığa düşmektedirler. ilerde bilecekler. 

Biz yeryüzünü beşik yapmadık mı? 
Dağları birer kazık kılmadık mı? 
Sizleri çift çift yarattık. 

Uykunuzu dinlenme Geceyi örtü yaptık. 
Gündüzü de bir geçim zamanı yaptık. 

Üstünüze yedi sağlam gök çattık. 
İçlerine ışık saçan bir kandil astık. 
Yoğunlaşmış bulutlardan şarıl şarıl su indirdik Onunla taneler ve otlar çıkaralım diye

Kuşkusuz hüküm günü kararlaştırılmış bir vakit olmuştur. 

O gün Sûr'a üflenir, bölük bölük gelirsiniz Gök açılmış, kapı kapı olmuştur. Dağlar serap olmuştur. 

Kuşkusuz Cehennem gözetleme yeri olmuştur. Azgınlar için son varılacak yer olmuştur. 

Orada çağlarca kalacaklardır. ne serinlik tadacaklar, ne de içecek
Ancak bir kaynar su ve irin içecekler

Bir ceza ki tam yaptıklarına uygun. 
onlar hiçbir hesap ummazlardı. 
Âyetlerimizi yalanlaya yalanlaya tam bir yalancı olmuşlardı. 

Biz herşeyi sayıp kitaba geçirmişiz. 
Onlara tadın cezanızı Artık size azabtan başka bir şey yapmayacağız" denir

Kuşkusuz takva sahipleri için kurtuluş var. Bahçeler bağlar var. Memeleri tomurcuklanmış yaşıt kızlar var. 

Dopdolu kadehler var. Orada ne boş bir söz işitirler, ne bir yalan. Bunlar Rabbinden bağış olarak verilir

O, göklerin, yerin ve ikisi arasındakilerin Rabbidir. Rah-mân'dır. Hiç kimse ondan bir hitaba mâlik olamaz. 

O gün Ruh ve melekler sıra sıra durur Rahmân'ın izin verdikleri dışında hiç kimse konuşamaz

İşte bu hak gündür İzin verilen doğruyu söyler. dileyen Rabbine bir yol tutar. 

Biz sizi yakın bir azap ile uyardık.

O gün kâfir diyecek ki: "Ah ne olaydı, ben bir toprak olaydım." 


NAZİ'AT SÜRESİ

Andolsun şiddetle çekip çıkaranlara, 
Usulcacık çekenlere, Yüzüp yüzüp gidenlere, kasem olsun ki kıyamet var

O gün deprem sarsar Onu ikinci sarsıntı izler. Yürekler vardır, o gün kaygıdan hoplar. Gözler kalkmaz saygıdan

Diyorlar ki eski halimize mi döndürülecekmişiz çürümüş kemikler olduktan sonra ha?" 

bu çok zararlı bir dönüştür." dediler. 
o bir tek haykırıştır. Bir de bakarsın hepsi meydandadır. 

Musa'nın haberi sana geldi mi? Rabbi ona kutsal vaadi Tuva'da seslenmişti: 
demişti, git Firavun'a o çok azdı." 

İster misin arınasın? Seni Rabbinin yoluna ileteyim de ondan korkasın. 

Musa Firavun'a o büyük mucizeyi gösterdi. 

Firavun yalanladı, karşı geldi. 
koşarak dönüp gitti. adamlarını topladı
Ben sizin Rabbinizim" dedi. 

Allah onu tuttu, dünya ve ahiret azabıyla yakalayıverdi. 

Kuşkusuz bunda, saygı duyacaklar için bir ibret vardır. 

Yaratılışça siz mi daha çetinsiniz, yoksa gök mü? Onu Allah bina etti. 

Göğün Tavanını yükseltti bir düzene koydu. Gecesini kararttı, kuşluğunu çıkardı. yeryüzünü döşedi. 

suyu ve otlağı çıkardı. Dağlarını oturttu. Sizin ve hayvanlarınızın geçimi için

o her şeyi bastıran felaket geldiği vakit,  insanın neyin peşinde koştuğunu anladığı gün, 

Görenler için cehennem hortlatıldığında kim azgınlık etmiş, dünyayı tercih etmişse varacağı yer cehennemdir. 

Kim de Rabbinin divanında korkmuş, nefsini boş hevesden menetmiş ise, 
varacağı yer cennettir. 

Sana kıyameti soruyorlar, ne zaman kopacak diye. 

Onun ilmi Rabbine aittir. Sen ancak ondan korkacak olanları uyarıcısın. 

Onlar o kıyameti görecekleri gün sanki dünyada bir akşam veya kuşluğundan başka durmamışa dönecekler. 


ABESE SÜRESİ

Yüzünü ekşitti ve döndü. Kendisine âmâ geldi, diye. Ne bilirsin, belki temizlenecek öğüt belleyecek ve ona fayda verecek. 

sana can atarak gelen, Allah'tan korkarak gelmişken, Sen ilgilenmiyorsun o Kur'ân bir öğüttür. 

dileyen onu düşünür. O, değerli sahifelerdedir. Yüksek tutulan tertemiz sahifeler


O kahrolası insan, ne nankör şey. 

yaratan onu Bir damla sudan yarattı biçime koydu. yolunu kolaylaştırdı. 

onu öldürdü de kabre koydurdu. 
dilediği vakit onu tekrar diriltir. 

o, hiç Allah'ın emrini tam yerine getirmedi, o insan yiyeceğine baksın. 

Biz suyu bol bol döktük. toprağı nasıl da yardık. orada ekinler bitirdik. 
Üzümler, yoncalar, Zeytinlikler,

hurmalıklar, İri ve sık ağaçlı bahçeler, 
Meyveler, çayırlar bitirdik. Siz ve hayvanlarınız faydalansın diye. 

Kulakları sağır eden o gürültü geldiğinde, O gün kişi kaçar, kardeşinden Anasından , babasından

Yüzler var ki, o gün parıl parıl, 
Güler, sevinir. Yüzler var ki o gün tozlanmış

Onları karanlık bürümüş onlardır kâfirler, haktan sapanlar. 

TEKVİR SÜRESİ

Güneş katlanıp dürüldüğünde, 
Yıldızlar bulanıp Dağlar yürütülünce Herkes ne getirmiş olduğunu anlar. 

Kıyılmaz mallar bırakıldığında,Vahşi hayvanlar toplandığında, Herkes ne getirmiş olduğunu anlar. 

Denizler ateşlendiğinde suları çekilip, volkanlar halinde ateş püskürdüğünde
Herkes ne getirmiş olduğunu anlar. 


Nefisler eşleştirildiğinde iyiler iyilerle, kötüler kötülerle toplandığında Herkes ne getirmiş olduğunu anlar. 


Diri diri toprağa gömülen kıza sorulduğunda, Hangi günahtan dolayı öldürüldü?" diye. Herkes ne getirmiş olduğunu anlar. 


Amel defterleri ve Gök açıldığında, 
Cehennem kızıştırıldığında, 
cennet yaklaştırıldığında, 
Herkes ne getirmiş olduğunu anlar. 


yemin ederim gündüze gözden kaybolan yıldızlara yuvasına gidenlere, 
gece ve ağaran sabaha Kur'an, değerli bir elçinin sözüdür. 

O elçi güçlüdür, Arş'ın sahibinin yanında çok itibarlıdır. ona itaat edilir, güvenilir. 

Arkadaşınızı cin çarpmış değildir. 
Andolsun o, Cebrail'i açık ufukta gördü

O, kovulmuş şeytanın sözü değildir. 
böyle iken, siz nereye gidiyorsunuz? 

O, âlemler için öğütten başka bir şey değildir, 

Âlemlerin Rabbi olan Allah dilemeyince, siz dileyemezsiniz. 

İNFİTAR SÜRESİ

Gök çatladığı Yıldızlar döküldüğü vakit, 
Denizler yarılıp akıtıldığı Kabirlerin içi dışına getirildiği vakit, Herkes neyi gönderip neyi geri bıraktığını bilir. 

Ey insan! İhsanı bol Rabb'ine karşı seni aldatan nedir? 

Allah ki seni yarattı, düzgün yapılı kılıp ölçülü biçim verdi. Seni dilediği şekilde parçalardan oluşturdu

siz cezayı yalanlıyorsunuz Oysa üzerinizde koruyucular Değerli yazıcılar var ne yaparsanız bilirler 

Kuşkusuz iyiler nimet içindedirler. 

Kötüler de cehennemdedirler. 

Ceza günü ona girecekler. cehennemin gözünden kaçamazlar. 

Ceza gününün ne olduğunu sen bilir misin? bilir misin nedir ceza günü? 

O gün, hiç kimsenin başkası için hiçbir şeye sahip olamadığı gündür.

O gün buyruk yalnız Allah'ındır. 

MUTAFFİFİN SÜRESİ

Eksik ölçüp tartanların vay haline! 

Onlar aldıklarını tam ölçer başkalarına eksik ölçer ve tartarlar. tekrar diriltileceklerini zannetmiyorlar mı? 


Büyük bir gün Öyle bir gün ki, insanlar Rabblerinin huzurunda divan duracaklar. 

kötülerin yazısı muhakkak Siccin'dedir. 

Bildin mi Siccin nedir? Yazılmış bir kitaptır Vay haline yalanlayanların

Onlar ceza gününü yalanlayanlardır. 
Onu ancak sınırı aşan ve günaha düşkün olanlar yalanlar. 

Ona âyetlerimiz okunduğu zaman, "eskilerin masalları" der. günahlar kalplerinin üzerine pas olmuştur. 

onlar o gün Rablerini görmekten mahrumdurlar. muhakkak cehenneme girecekler. 

onlara: "bu, yalanlayıp durduğunuz şeydir" denilecek.  iyilerin yazısı ise muhakkak Illiyyîn'dedir. 

Bildin mi sen, Illiyyîn nedir? Yazılmış bir kitaptır Allah'a yaklaştırılmış melekler ona tanık olurlar. 

Haberiniz olsun ki, iyiler nimet içindedir. Tahtlar üzerinde etrafa bakarlar. 

Yüzlerinde nimet ve mutluluğun sevincini görürsün. 

Onlara damgalı saf bir içki sunulur. 
Onun sonu misktir. ona imrensin artık imrenenler. 

Karışımı Tesnim'dendir En üstün cennet şarabındandır Allah'a yakın olanların içecekleri bir kaynaktır o

suç işleyenler inananlara gülüyorlardı. 
Onlara birbirlerine göz kırpıyor Evlerine
zevklenerek dönüyorlardı. 

Müminleri gördükleri vakit sapık diyorlardı bugün de inananlar kâfirlere gülecek. 

kâfirler yaptıklarının cezasını buldular mı? 


İNŞİKAK SÜRESİ

Gök yarıldığı, Rabbini dinleyip kendisine yaraşır şekilde boyun eğdiği vakit, kitabı sağ eline verilen, Kolay bir hesaba çekilecek, 

Yer uzatılıp düzlendiği, İçinde ne varsa boşaldığı Ve Rabbini dinleyip boyun eğdiği vakit, kitabı arkadan verilen, 
Yetiş ey ölüm!" diye bağıracak 


Ey insan! Kuşkusuz sen Rabbine doğru çaba üstüne çaba sarfetmektesin, nihayet O'na varacaksın. 

kitabı sağ eline verilen, Kolay hesaba çekilecek, sevinçli olarak ailesine dönecektir. 

kitabı arkasından verilen, Yetiş ey ölüm!" diye bağıracak Ve alevli ateşe girecektir. 

o sevinçli idi. Rabbine dönmeyeceğini sanmıştı. Hayır Rabbi onu görmekte

yemin ederim şafağa, Geceye ve içinde barındırdığı şeylere, Derlendiği zaman aya, siz halden hale geçeceksiniz. 

onlar neden iman etmezler? Kur'ân okunduğu vakit secde etmezler? 
o nankörler yalanlıyorlar. 

Allah içlerinde sakladıklarını biliyor. 
onlara elem verici bir azabı müjdele. 

iman edip iyi amel işleyen başkadır. Onlara tükenmez bir ecir vardır. 


BURUC SÜRESİ

gökyüzüne, Vaad olunan güne, 
Şahitlik edene ve edilene andolsun ki, 
Kahroldu o hendeğin sahipleri, 

O çıralı ateşin, başına oturmuşlar, 
Müminlere yaptıklarını seyrediyorlardı. 

Müminlere kızmalarının sebebi onların yalnız çok güçlü ve övgüye lâyık olan Allah'a iman etmeleri idi

O Allah ki, göklerin ve yerin hükümranlığı O'nundur ve Allah her şeye şahittir. 

İnanan erkek ve kadınlara işkence yapıp da tevbe etmeyenlere cehennem azabı ve yangın azabı vardır. 

İnanan ve iyi amel yapanlar için de altından ırmaklar akan cennetler vardır. İşte büyük kurtuluş odur. 

Kuşkusuz Rabbinin yakalaması serttir. 
Yoktan yaratır ve tekrar diriltir. 
çok bağışlayan çok sevendir. 

Arş'ın sahibidir, yücedir. Dilediğini yapandır. 

O orduların kıssası sana geldi mi? 
Yani Firavun ve Semud'un? 
o inkarcılar hâlâ bir yalanlama içinde. 

Allah onları arkalarından kuşatmıştır. 
o şerefli bir Kur'ân'dır. Levh-i Mahfuz'dadır. 

TARIK SÜRESİ

Andolsun o göğe ve Târık'a, Târık nedir, bildin mi? O, karanlığı delen yıldızdır. 

Hiçbir nefis yoktur ki başında denetleyici bulunmasın. Onun için insan neden yaratıldığına baksın. 

Atılan bir sudan yaratıldı. O su, erkeğin sulbü ile kadının göğüs kemikleri arasından çıkar. 

Elbette Allah'ın döndürmeye gücü yeter. O gün bütün sırlar meydana çıkarılır. 

İnsanın o gün ne bir gücü vardır, ne de bir yardımcısı. 

Andolsun o dönüşlü göğe O yarılıp çatlayan yere Kuşkusuz Kur'ân, ayırıcı bir sözdür. asla bir şaka değildir

Haberin olsun ki, kâfirler hep hile kuruyorlar. Ben hilelerine karşılık veririm

sen kâfirlere mühlet ver, onlara az bir zaman tanı. 

A'LA SÜRESİ

Rabbinin yüce adını tesbih et. 

Yaratıp düzene koyan O'dur. 
Takdir edip hidayeti gösteren O'dur. 

Otlağı çıkaran, onu karamsı sel köpüğü haline getiren O'dur. 

sana Kur'ân'ı okutacağız da unutmayacaksın. 

Allah'ın dilediği başkadır. o açığı da bilir, gizliyi de. 

Seni en kolay yola muvaffak kılacağız. 
öğüt ver öğüt fayda verirse Saygısı olan öğüt alacaktır. 

bedbaht olan ondan kaçınacaktır. 
O en büyük ateşe girecektir. 
ne ölecek onda, ne de hayat bulacaktır.
 
Rabbinin adını anıp namaz kılan için
ahiret daha hayırlı ve kalıcıdır. Fakat siz dünya hayatını tercih ediyorsunuz. 


ĞAŞİYE SÜRESİ

O her şeyi kuşatacak olan Kıyamet'in haberi sana geldi mi? 

Yüzler var ki eğilmiş, zillete düşmüştür. 
Kızışmış bir ateşe girer. Onlara kızgın kaynaktan su verilir. 

Onlar için kuru dikenden başka yiyecek yoktur. O ne besler, ne de açlığı giderir. 

Yüzler de var ki nimetle mutludur. 
Yaptığından hoşnuttur. 

Yüksek bir cennettedir. boş söz işitmez. 

Orada akan bir kaynak Yüksek bir divan Konulmuş kadehler, Dizilmiş koltuklar, Serilmiş halılar vardır

Bakmıyorlar mı develere, nasıl yaratılmış

Göğe bakmıyorlar mı, nasıl yükseltilmiş? 

Bakmıyorlar mı dağlara, nasıl dikilmiş? 
Yere bakmıyorlar mı, nasıl yayılmış? 

Haydi öğüt ver; sen sırf bir öğütçüsün. 
Onların üzerinde zorba değilsin. 

kim yüz çevirir ve kâfir olursa, 
Allah en büyük azap ile azap edecek. 

Kuşkusuz onlar döne gelecekler. 
Sonra da bize hesap verecekler. 

FECR SÜRESİ

Andolsun fecre. On geceye Zilhicce ayına Çifte ve teke. Gitmekte olan geceye. bunlarda akıl sahibi için yemin var

Görmedin mi Rabbin ne yaptı Âd kavmine? Sütunlar sahibi İrem'e? 
ülkeler içinde onun benzeri yaratılmamıştı

Vâdide kayaları yontan Semud kavmi
Kazıklar sahibi kuvvetli Firavun
azmış bozgunculuk yapmışdı. 
Rabbin onlara azap kamçısı yağdırdı. 

Rabbin her an gözetlemededir. 

insan, ne zaman Rabbi onu sınayıp ikramda bulunur, nimet verirse, "Rabbim bana ikram etti." der. 

her ne zaman sınayıp rızkı daraltılırsa, o vakit Rabbim beni zillete düşürdü." der.
 
siz yetime ikram etmiyor yoksulu yedirmeye teşvik etmiyorsunuz. 
mirası öyle yiyorsunuz ki, haram-helal gözetmeden. 


yer sarsılıp dümdüz olduğu zaman, 
Rabbinin emri gelip melekler sıra sıra dizildiği zaman, Ki cehennem de o gün getirilmiştir.

o gün insan anlar. Fakat anlamanın ne yararı var?  Keşke hayatım için bir şeyler gönderseydim." der. 

o gün Allah'ın edeceği azabı kimse edemez. Onun vuracağı bağı kimse vuramaz. 

Ey, Rabbine, itaat edip huzura eren nefis! hoşnut edici, hem de hoşnut edilmiş olarak Rabbine dön. Kullarımın arasına Cennetime gir. 

BELED SÜRESİ

Andolsun bu beldeye Ki sen bu beldede oturmaktasın. 

Ve and olsun baba ve çocuğuna Biz insanı bir sıkıntı içinde yarattık. 

İnsan, kendisine karşı kimse güç yetiremez mi sanıyor? 

Ben yok ettim diyor. gören olmadı mı sanıyor? Biz ona iki göz vermedik mi? 
Bir dil ve iki dudak? 

Ona iki yolu gösterdik. o sarp yokuşa göğüs veremedi Bildin mi sarp yokuş nedir? Köle azat etmek, salgın ve kıtlıkta yemek yedirmektir, 

yetime, yoksula. iman sabr merhamet tavsiye edenler amel defterleri sağlarından verilenlerdir. 

Âyetlerimizi tanımayanlara amel defterleri sollarından verilir Onların üzerine ateş bastırılıp kapıları kapanır


ŞEMS SÜRESİ

Güneş'e ve parıltısına onun ardından gelen Ay'a, Güneş'i açıp çıkaran gündüze, onu örten geceye, yemin olsun ki Nefsini kirleten ziyan etmiştir. 

Göğe ve onu bina edene, Yere ve onu döşeyene, Nefse ve onu biçimlendirene
yemin olsun ki, Nefsini kirletip gömen ziyan etmiştir. 

kötülük ve takva kabiliyetini verene yemin olsun ki, nefsini temizleyip parlatan kurtulmuştur. 

Semud, azgınlığıyla Hakk'ı yalanladı, 
En azgınları ileri atılınca, Allah'ın Rasulü Allah'ın devesini ve onun su nöbetini gözetin." demişti. 

onlar peygamberi yalanlayıp deveyi kestiler. Rableri günahlarını başlarına geçiriverdi orayı dümdüz etti. 


LEYL SÜRESİ

Örttüğü zaman geceye, Açıldığı zaman gündüze, Erkeği ve dişiyi yaratana and olsun

kim malını hayır için verir ve korunursa, 
en güzel olanı doğrularsa, Biz onu muvaffak kılacağız. 

Kim de cimrilik eder kendini hiçbir şeye ihtiyacı kalmamış görür. en güzeli yalanlarsa, Onu en zor yola hazırlarız

Çukura yuvarlandığı zaman malı onu kurtaramayacak. 

Doğru yolu göstermek muhakkak bize aittir. Kuşkusuz ahiret de dünya da bizimdir. 

Ben sizi köpürdükçe köpüren ateşe karşı uyardım. Ona ancak en azgın olan girer. azgın yalanlamış sırt dönmüştür


En çok korunan ise Allah yolunda malını verir, temizlenir. 

O ancak yüce Rabbinin rızası için verir. 
Elbette yakında hoşnut olacaktır. 

DUHA SÜRESİ

Andolsun kuşluk vaktine. Ve sakinleştiği zaman geceye ki, 
Rabbin seni bırakmadı ve darılmadı. 

Ahiret senin için dünyadan iyi olacaktır. 
Rabbın sana verecek ve sen hoşnut olacaksın. 

O seni yetim bulup barındırmadı mı? 
yol bilmez bulup yola iletmedi mi? 
Seni yoksul bulup zengin etmedi mi? 
Öyleyse sakın yetimi ezme. 

Dilenciyi de azarlama. Fakat Rabbinin nimetini anlat da anlat. 

İNŞİRAH SÜRESİ

Biz senin göğsünü açmadık mı? 
yükünü indirmedik mi şanını yüceltmedik mi? 

zorlukla beraber bir kolaylık vardır. 
boş kaldın mı, kalk ibadetle yorul. 
Ancak Rabbine yönel. 

TİN SÜRESİ

Tîn'e ve Zeytun'a, Sina dağına 
Ve güvenli beldeye andolsun insanı en güzel biçimde yarattık. 

iman edip iyi işler yapanlar başka; onlar için kesintisiz bir ecir vardır. 

O halde sana dini ne yalanlatır? 
Allah, hakimlerin hakimi değil mi? 

ALAK SÜRESİ

Yaratan Rabbinin adıyla oku O, insanı bir alekadan embriyodan yarattı. 

Oku! Rabbin sonsuz kerem sahibidir. 

O Rab ki kalemle yazmayı öğretti. 
İnsana bilmediği şeyleri öğretti. 

kâfir insan azgınlık eder muhtaç olmadığını zannettiği için. 

dönüş mutlaka Rabbinedir. 

Namaz kıldığı zaman, bir kulu engelleyeni gördün mü? O adam, Allah'ın gördüğünü hiç bilmiyor mu? 


Gördün mü o kul doğru yolda olur, 
kötülükden sakınmayı emreder
yalandan yüzçevirir

O adam, Allah'ın kendini gördüğünü bilmiyor mu? o davranışından vazgeçmezse, and olsun ki onu 
günahkâr ve yalancı perçeminden tutup cehenneme sürükleriz. 

secde et ve yaklaş! 


KADİR SÜRESİ

Kur'ân ı Kadir gecesinde indirdik.

Kadir gecesini sen nereden bileceksin? 
Kadir gecesi bin aydan daha hayırlıdır. 

Melekler ve Ruh Cebrail o gece Rablerinin izniyle, her iş için inerler. 

O gece, tanyeri ağarıncaya kadar süren bir selâmettir. 


BEYYİNE SÜRESİ

müşriklerden Hakk'ı tanımayanlar delil gelinceye kadar inkârdan ayrılacak değillerdi. 

Bu delil tertemiz sayfaları okuyan, Allah tarafından gönderilmiş peygamberdir. 

O sayfalarda, en doğru hükümler vardır. 

Kitap ehli, ancak kendilerine apaçık delil geldikten sonra ayrılığa düştüler. 

onlar, Allah'ı birleyerek, Allah'a ibadetle namazla zekatla emrolunmuşlardır.

İşte dosdoğru din budur. 

Kâfirler, gerek kitap ehlinden gerek puta tapanlardan olsun muhakkak, cehennem ateşindedirler.

Onlar, insanların en şerlileridir. 

İnanan ve güzel amel işleyenler insanların en hayırlılarıdır. 

Rableri katında onların mükâfatı, altlarından ırmaklar akan Adn cennetleridir.

Allah onlardan razı olmuş, onlar da O'ndan razı olmuşlardır.

mükâfat, Rabbine saygı gösterene mahsustur. 


ZİLZAL suresi

Yer yaman sarsıntı ile sarsıldığı,  içindeki ağırlıkları dışarı attığı insan: Ona ne oluyor?" dediği zaman.O gün yer, Rabbinin vahyetmesiyle haberlerini anlatacaktır. 

O gün insanlar, amellerinin karşılığı kendilerine gösterilmek üzere bölük bölük çıkacaklardır.

kim zerre hayır işlemişse onu görecek kim, zerre şer işlemişse onu görecektir

ADİYAT SÜRESİ

harıl harıl savaşa koşanlara,  Tırnaklarıyla yerden ateş çıkaranlara, 
akın edenlere, Tozu dumana karıştırana, yeminle Şüphesiz insan Rabbine karşı nankördür


yemin ederim ki, Şüphesiz insan, Rabbine karşı çok nankördür. 

kendisi de buna şahittir o dünya malını çok sevdiği için katıdır. Bilmiyor mu kabirlerin içindekiler fırlatılacak. 

sinelerin içindekiler derlenecek. O gün

Rableri onların bütün yaptıklarından haberdardır 

KAARİ'A: SÜRESİ

Kâria! Çarpacak kıyamet Nedir o kâria?

Kârianın ne olduğunu bilir misin?
O gün insanlar yayılmış pervane gibi Dağlar atılmış renkli yün gibi olur

O gün kimin tartıları ağır basarsa o, hoşnut olacağı bir hayat içindedir. 

Kimin tartıları hafif gelirse, onun anası varacağı yer, sığınacak durağı hâviye uçurumdur

uçurumun ne olduğunu sen nereden bileceksin? O, kızgın bir ateştir. 

TEKASÜR SÜRESİ

Çoklukla övünmek, sizi kabirlere varıncaya kadar oyaladı. 

Yakında bileceksiniz. hatanızı
elbette cehennemi görürsünüz. 

yemin olsun ki, cehennemi yakin gözüyle göreceksiniz. 

yemin olsun ki size verile her nimetten sorulacaksınız 


ASR SÜRESİ


Asra yemin olsun ki, İnsan mutlaka ziyandadır. Ancak iman edenler, salih amel ve iyi işler yapıp hakkı ve sabrı tavsiye edenler bunun dışındadır 


HÜMEZE SÜRESİ

Mal toplayıp sayan, insanları çekiştirip, kaş göz hareketiyle alay edenlerin vay haline! 

Malının, kendisini ebedi yaşatacağını sanır. andolsun ki, o hutame cehenneme atılacaktır. 

Hutame'nin ne olduğunu bilir misin? 
O, kalplerin içine işleyecek, Allah'ın tutuşturulmuş ateşidir. 

Cehennemlikler, dikilmiş direklere bağlı oldukları halde ateşin kapıları üzerlerine kapatılacaktır. 


FİL SÜRESİ

Görmedin mi Rabb'in fil sahiplerine ne yaptı? 

Onların tuzaklarını boşa çıkarmadı mı? 

Üzerlerine sürü sürü kuşlar gönderdi. 
çamurdan sertleşmiş taşlar atıyorlardı. 
onları, yenilmiş ekin yaprağı gibi yaptı. 

KUREYŞ SÜRESİ

Kureyş'in güven ve barış andlaşmalarından faydalanmak için. 
Kış ve yaz seferlerinde kadrini bilmiş olmaları için. Rabbine kulluk etsinler. 

Beyt Kâbenin Rabbine kulluk etsinler. 
O, kendilerini açlıktan kurtararak beslemiş ve tehlikeye karşı emniyet vermiştir. 

MA'UN SÜRESİ

Dini yalanlayanı gördün mü? o, öksüzü iter, kakar. Yoksula önayak olmaz. 
Vay haline

o namaz kılanlar ki, namaza aldırış etmez Gösteriş yapar yardımı sakınır zekatı vermez Vay haline

KEVSER SÜRESİ

Muhakkak biz sana Kevser'i verdik. 
Öyleyse Rabb'in için namaz kıl ve kurban kes. 


KAFİRUN SÜRESİ

Ey kâfirler Sizin taptıklarınıza ben tapmam. Siz de benim taptığıma tapıcılar değilsiniz. Sizin dininiz size, benim dinim banadır. 

NASR SÜRESİ

Allah'ın yardımı ve fetih geldiğinde, 
insanların dalga dalga Allah'ın dinine girdiklerini gördüğünde, Rabbini öğerek tesbih et, bağışlanma dile, O, tevbeleri çok kabul edendir. 

TEBBET SÜRESİ

Ebu Leheb'in elleri kurusun yok olsun

o zaten yok oldu Ne malı ne de kazandığı onu kurtaramadı. 

(O), alevli bir ateşe girecektir Karısı da odun hamalı olarak onunla beraber girecektir Boynunda hurma lifinden bir ip olacaktır. 

İHLAS SÜRESİ

De ki; O Allah bir tektir. 

Allah eksiksiz, sameddir

Bütün varlıklar O'na muhtaç O muhtaç değildir Doğurmadı ve doğurulmadı 
O 'na bir denk de olmadı. 

FELAK SÜRESİ

De ki ağaran sabahın Rabbine sığınırım, Yarattığı şeylerin şerrinden, 


Karanlık çöktüğü zaman gecenin şerrinden büyücü ve  hasetçinin şerrinden. Rabbime sığınırım

NAS SÜRESİ

De ki: Sığınırım ben insanların Rabbine, 

İnsanların hükümdârı ve ilahı olan Rabbime sığınırım

O sinsi vesvesecinin şerrinden insanların göğüslerine vesvese fısıldayan cinlerden ve insanlardan.
Rabbime sığınırım
Bunu ilk beğenen sen ol.
General
RE: İslam ve hayat
Kaynak pek güzel sözler. Com

Yaşar Kemal Sözleri

İnsan bir kere birine geç kalır ve bir daha hiç kimse için acele etmez.

İnsan düşleri öldüğü gün ölür.

İnsanoğlu umutsuzluktan umut çıkarandır.

İnsan çürümedikçe şiir çürümez.

Demir olsam çürürdüm toprak oldum da dayandım.

Açlıktan ölümü izlemek acıların en büyüğü.

İnsan evrende gövdesi kadar değil yüreği kadar yer kaplar.

Düşünmek en küçük anlamda var olmak demektir.

Dağlar insanlar ve hatta ölüm bile yorulduysa şimdi en güzel şiir barıştır.

O iyi insanlar o güzel atlara bindiler ve çekip gittiler Demirin tuncuna insanın piçine kaldık

Zulmün artsın ki çabuk zeval bulasın. Anadolu da zalimler için böyle derler.

Çekemeyenlere bakma fikirler hep ayrı olur.

Hiç bir aşkı sözle yıkma söz yarası ağır olur.

İnsanlarla oynamamalı. Bir yerleri var bir ince yerleri İşte oraya değmemeli

Yalnız duyan yaşar sözü derler ki doğrudur Yalnız duyan çeker derim en doğru söz budur.

Sen aleviyle yakan bir güneş ki şahane. Ben ışığa ulaşmaya çalışan pervane

Bir toplum hoşgörüsü kadar güçlü sağlam haklıdır. Zulmü kadar zalim zayıftır.

lrkçılık ise en korkunç hastalıktır.

Türküler kırk bin yıl su altında kalmış yıkanmış cilalanmış çakıl taşı gibidir.

O insana güvenmeyen güvenmeyen her insanda kötülük gören insanı insan saymayan insan değil piçtir yavrum.

Konuşan insan kolay kolay dertten ölmez. insan konuşmayıp ta içine gömüldü müydü sonu felakettir.

Dünyanın ucunda bir gül açılmış efil efil esen yele merhaba.

Karanlığın sonu ulu şafak sarp kayadan geçen yele merhaba.

Kendimi bildim bileli zulüm görenlerle hakkı yenenlerle sömürülenlerle acı çekenlerle yoksullarla birlikteyim.

Bir dil bulacağız her şeye varan Bir şeyleri anlatabilen Böyle dilsiz böyle düşmanca böyle bölük pörçük dolaşmayacağız dünyada.

Benim için dünya bin çiçekli bir kültür bahçesidir bir çiçeğin bile yok olmasını dünya için büyük bir kayıp sayarım.

Gülümse bitsin karanlık Gülümse güller açsın yüzünde Gülümsemenle yayılsın ışık

Dünyayı ısıtmasan da güneş gibi.
Dünyanın bütün kötülüklerine baş kaldır

bazen senin iyiliğin başkasının kötülüğüne olabilir. Kendi iyiliğine de baş kaldır.

Dünya on binlerce çiçekli bir kültür bahçesidir her çiçeğin ayrı bir rengi ve kokusu vardır.

Bir çiçeğin koparılması bir rengin bir kokunun yok olmasıdır.

Tek dile tek renge kalmış bir dünya hapı yutmuştur.

Bizi düşünmeye alıştırmamışlar düşünme diye ellerinden geleni yapmışlar. Düşünmeye çalışanları hep öldürmüşler.

Küreselleşme tek tip insan yetiştiriyor bugün. Oysa dünya on binlerce çiçekli bir kültür bahçesidir

her çiçeğin ayrı bir rengi ve kokusu vardır. Bir çiçeğin koparılması bir rengin bir kokunun yok olmasıdır.

tek renge kalmış dünya hapı yutmuştur.

felâketin önlenmesi için demokrasiden başka çare de yok.

İstanbul’un tarihi yazılırsa kuş satıcılarından mutlaka bahsedilmeli onlar olmadan İstanbul’un tarihi yavan olur.

Eğer bir insanda azıcık insanlık varsa yalan söylemez. Dedikodu yapmaz.

Dedikoduyla insanı vurmak küçültmek insanlıktan çıkmış çürümüş elinden hiçbir şey gelmeyen düşkünlemiş insanın karıdır.

kuşlar kesilmiş ulu çınarın üstüne uğrayacak bir şeyler arayacak beton yığını evlerde küme küme dolaşacak konacak yer bulamayıp bir uzak keder gibi başlarını alıp çekip gidecekler.

Kaynak sözün en güzeli.com

Can Yücel Sözleri İsyan ve Aşk

Öyle birini seveceksin ki, yüreğinden kimse ayıramayacak…

Ve öyle birini seveceksin ki, seni gözleriyle aldatmayacak…

Biliyorum suçluyum razıyım cezama, Çalmadım öldürmedim Daha kötüsünü yaptım Reis Bey Tuttum insanları sevdim

En uzak mesafe ne Afrika’dır, ne Çin, ne Hindistan ne de geceleri… ışıldayan yıldızlar… En uzak mesafe iki kafa arasındadır birbirini anlamayan


Senden ayrılınca anımsadım dünyanın bu kadar kalabalık olduğunu…

Sen cevapları ezberliyorsun ama, Hayat asla aynı soruyu tekrarlamaz.

Anne karnına sığarken dünyaya neden sığmadığını ve en sonunda bir metrekarelik yere sığmak zorunda kalacağını fark etmeli insan.

en sonunda bir metrekareye sığmak zorunda kalacağını fark etmeli insan.

Hayatta her şeyini bir kişiye bağlama. Çünkü onu kaybedersen, her şeyini kaybedersin.

Ne kadar yaşarsan yaşa, Sevdiğin kadardır ömrün. Gülebildiğin kadar mutlusun. Üzülme bil ki ağladığın kadar güleceksin.

Ne kadar yaşarsan yaşa, Sevdiğin kadardır ömrün.

Gülebildiğin kadar mutlusun.

Üzülme bil ki ağladığın kadar güleceksin.

Bugünkü aklım olsaydı, dün yaptıklarımı yapmazdım. Ama dün yaptıklarımı yapmasaydım; bugünkü aklım olmazdı.

Ağlayanı güldürebilmek, ağlayanla ağlamaktan daha değerliymiş.

Gülümsemek, daha güzel bir görüntüye kavuşmanın bedava yoludur.

Bir deniz anasıdır umut, Ta suların ortasında, Açılır, Kapanır, Açılır, Kapanır,

Ne kadar çok elimiz varmış meğer! İlkin, senin elinle tutuşan benimki, Sonra çocuklarınki,

Gençlerinki, Tekel işçilerininki, Sonra, ellerin elleri… Ne kadar çok elimiz oldu, baksana, Tutuşa tutuşa, Bir orman gibi!


Bedenin yükünü ayaklar taşır, ruhun yükünü yürekler…


Toprak gibi olmalısın… Ezildikçe sertleşmelisin!

Seni ezenler muhtaç kalmalı! Hayatı sende bulmalı…

Asıl eksiklik eksik olduğumuzu düşünmek ve çareyi başkasında aramaktı.

Hayatın matematiği farklı; iki yarımı toplayınca bir etmiyor. İnsan tek başına mutsuzsa başka biriyle mutlu olamıyor.

Önüne geçemediğin tek şey kaderdir. Seni yaşama bağlayan aslında bir mucizedir.

Ve aslında hayat dediğin, Yaşayabildiğin kadar güzeldir.


Can Yücel’e sorarlar; – Neden hep babanıza olan sevginizi anlatan şiirler yazıyorsunuz? Büyük usta cevap verir; Anneme olan sevgimi anlatacak kadar şair değilim.

Bazen seni seviyorum diyemez insan onun yerine – Hava soğuk, sıkı giyin, der… – Hız yapma, dikkatli git, der

Gidince beni ara Yorma kendini, der Geç yatma erken kalkacaksın, der… Derr derr durur. Mutlu olmasına yeter

Geldiğin kadar değil, göründüğün kadar mutlusun ve sakın unutma; gittiğin kadar değil, hak ettiğin kadar unutulursun…

Ne yormak istedim seni. Ne de kendimi Çok çalıştım, Gitmeye de kalmaya da… İkisi de aynı acı. İkisi de rezil

Gitmek unutmak değildir sen bunu çok iyi biliyorsun. Aklımda gözlerin varken, sen buna gitmek mi diyorsun?

Hiçbir insan öylesine girmiyor hayatımıza… Kimileri ceza, kimileri bela, kimileri imtihan, kimileri armağan

Bir tek insanın bize “iyi ki varsın” demesi, var olduğumuz için mutlu olmamızı sağlar.

Aslında bütün insanları sevebilirdim, sevmeye ilk senden başlamasaydım…

Ya sevmesin kimse kimseyi, ya da akmasın aşk dolu gözlerden yaş…

Ya olmasın ayrılık denen illet ya da adam gibi sevmesini öğrensin bu millet…

Hani iftar vaktine yakın susar ya insan, yokluğun o denli yakıyor beni.

Söyle ne zaman okunur ezan, bir yudum su gibi özledim seni

İçin yanarken üşümek, yüreğin kan ağlarken gülmek, Özleyip de sevdiğini görememek, işte aşk bu olsa gerek…

Anladım ki aşk, her iki tarafı da mağdur eden, yürekte izinsiz gösteri yapan mutluluk karşıtı bir eylem.

Kimi güzelim der sevdiğine, kimi özelim. Ama sevgi ne güzellik ister, ne de özellik. Sevgi sadece yürek ister.

Çok sevmeyeceksin mesela. O daha az severse kırılırsın. Ve zaten genellikle o daha az sever seni,

Bir eşi olmalı insanın. Rüzgâr onun kokusunu getirmeli, yağmur onun sesini.

Akşam onu görecek diye, pırpır etmeli yüreği. Ayakları birbirine dolaşmalı heyecandan, eve dönerken bir eşi olmalı insanın

Her hücresinden aşkın fışkırdığı, çölde okyanusu yaşadığı bir eşi olmalı insanın!

Ben seni ölene dek seveceğim boş laf! Ben seni sevdikçe ölmeyeceğim…

Öyle içten ki yüreğimin en derinindeki yerin; Çıkarı yok! Çıkası yok! Çıkarasım yok…

Senin için yasak dediler. – Yasaklar çiğnenmek içindir dedim. – Senin için imkânsız dediler. – Önemli olan… İmkânsızı başarmak dedim…


Bizimkisi bir aşk hikâyesi değildi. Aşk’tı bizimkisi, gerisi hikâyeydi.

Her yürek sevebilseydi eğer, ayrılık hiç olmazdı. Her seven yürekli olsaydı zaten “aşk” bu kadar basit olmazdı!


Aslında hiç kimse sevmedi, Bir ben sevdim seni… Severmiş gibi değil, Kana kana sevdim seni. Tıka basa sevdim…

Dolu dolu sevdim… Aslında kimse sevmedi seni, Sevmekten çekindi , Oysa ben; yana yana sevdim seni…

Bile bile sevdim… Aklımdan zorun var gibi, Aklıma silah dayanmışçasına, Mecburmuş gibi, Ve başka çarem yokmuşçasına,

Bir ben sevdim seni… Aslında bir sen sevmedin beni, Herkesi sevdiğin gibi…

Bazıları “Seviyorum” der, çünkü ezberlemiştir. Kimileri diyemez, çünkü gerçekten sevmiştir.

Seni yıldızlara benzetiyorum, Onlar kadar etkileyici, çekici ve güzelsin. Ama aranızda tek fark var. Onlar milyonlarca sen bir tanesin.

Seveceksen, yalnız kaldığında aklına geleni değil, hiç aklından çıkmayanı seveceksin.

Tabaklarda kalan son kırıntılar gibiydi sana olan sevgim. Sen beni hep bıraktın; bense he parkandan ağladım…

Sevmek seviyorum demek değil, yüreğinde hissetmektir…

Ve aşk yanında olanı sevmek değil, bazen gelmeyecek birini beklemektir.

Sebepsiz sevmektir aşk, Nedeni olmadan bağlanmak Gözlerine baktığında erimektir içten içe,

Ellerini tuttuğunda titremektir tüm benliğinle.sarılamamaktır utançtan. Çünkü utanmaktır sevmek aslında.

Sevmek nedir aslen? Ölmek mi uğruna? Yaşamak mı onunla? Sevmek mi ömür boyunca? Yoksa ayrılmak mı

Nedir insanı başkasına bağlayan? Güzelliğimi? Bilmez kimse bu cevabı Kimi sever güzelini, Kimi sever özelini?


Aşk, sabahlara kadar uyumamak değil Her sabah uyandığında, yaşamaktan önce onun gelmesiydi aklına.

gidiyorum dediğimde, “gitme” diyen birini değil, ben de geliyorum, yalnız gidemezsin, diyen birini istiyorum.


yoruldum, Her şey kadar, herkes kadar,

kanıtlamaktan kanıtladığıma kendimi inandırmaktan kocaman sahada tek başına koşmaktan yoruldum…

tek ihtiyacımız olan bir el, Ve bizi anlayacak bir yürektir.

“Günün aydın, akşamın iyi olsun.” diyen biri olmalı. Bir telefon çalmalı ara sıra

zor değil, hiç zor değil, Demli çayı bardakta karıştırıp, Bir başına yudumlamak doyasıya

Çaya kaç şeker alırsın?” diye soran bir ses olmalı ya ara sıra…

Her şeyin kadar değil, değeri kadar seveceksin.

beklentin ne kadar çok olursa, o kadar yıkılırsın.

Bir masada karşı karşıya, Seyrederken dudaklarını senin, Dile gelmiş ilk Türkçeydik, Ne savaş, ne barıştık biz…


Hayattan aldığım en büyük ders: Sevgisiyle karşında sapasağlam duramayan birine, asla yaslanmayacaksın!


Bilinmedik bir hüzün var içimde; bir gariplik. Anladım ki, Ya ben fazlayım bu şehirde ya da biri eksik.

Dünyada üç çeşit sandık var. Çeyiz sandıklarımız, adam sandıklarımız bir de? Söz verip de tutar sandıklarımız.


Sen kasırgalara dayanmışsın, rüzgârla mı yıkılacaksın!

Başka çaren yok yüreğim; dosta düşmana karşı ayakta kalacaksın.

Unutma; onu unuttum, demek, Bir kez daha hatırlamaktır aslında.

Öyle herkesi sevmeyeceksin… “Seviyorum” demeyeceksin! “

Seni seviyorum” diyebilmek için gerekirse bir ömür bekleyeceksin.

Gitmek gerekir bazen. Fazla yormadan, bıktırmadan vaktiyse ardına bakmadan.

Vakit gelince gitmenin adıdır günbatımı… Ömürden… Gönülde… Günden…

İnsan aklındakilerle gündüzleri, yüreğindekiyle geceleri uğraşıyormuş.

Bayram nedir ki dedim kendi kendime. Bayram bir ömürdür ben gibi bir deliye.

Önemli olan bir omuza yaslanmak değil; o omuzda yaşlanmak!

Kalp zaten atıyor, marifet ritmi değiştirebilende.

boynunu bükmezdi papatyalar, ihanetinden onlar da pay almasaydı

Keşke kendini bırakıp gidebilse insan. Ama olmuyor.

Ne benim yalanlarım ne haftalarca yağmur, Kimseler yıkayamaz ellerinin beyazlığını.

Ona öyle nasıl bağlandın dediler. Ben değil, o bağladı dedim.


Bir Türk bütün Cihana, Bir Türk Lirası da, Bin Dolara bedel

Kafama bir çekidüzen verip, Dayayıp döşemeliyim içini.

Sevince çocuk oluyor insan.

Bana bir varmış de, “Bir varmış, bir yokmuş” deme, İçime dokunuyor…

Kaliteli kadına sahip çıkılmaz; O kime ve nereye ait olduğunu bilir.

Gözlerimden tut da, Ciğerime kadar kırgınım…

Bu bahar nerde kaldı, yau? – Onu bilmeyecek ne var, Bir başka bahara kaldı bahar.

Dağıtalım diyorum çocuklar kara dumanı, Gül alıp satmanın tamdır zamanı.

Sıcak bir ele ihtiyacın olduğunda diğer elini tut, kimseden fayda yok bu devirde.

Yüreğin kadardır hayat; “Seviliyorsun renkli, Seviyorsan siyah beyaz.”

Aynanın sırrı nedir ki? Kırıldığında beni göstermediği zaman.



Kelime değil bir cümledir. Kurmak Özneyle yüklem değil, İki yürek gerekir

Birini ne kadar çok seversek, Hayat onu bizden o kadar çabuk alıyor…

Sevgili, arayıp da bulduğun birisi değil, hiç aklında yokken âşık olduğun kişidir.

Sen ordan bi canım dersin, Benim kalbim kaburgamın altına sığmaz

Ve şimdi aşk; yazın ortasında bir kar tanesiyle tanışmak gibi.


Aşk kelimesi ne kadar çok kullanılırsa, anlam yükü o kadar azalır.

Görmüyor musun, Su içiyorum, Şiir yazıyorum, Ne dokunuyorsun?

Martılar ki sokak çocuklarıdır denizin…

Kalıyoruz… Kuş olup uçmak isterken, Ağaç olup kök salıyoruz.

Teslim edeceksin kendini, Eller yukarı, Yakar yukarı.

Küfür, burjuvazinin ağzında lağım çukurudur işçi sınıfının ağzında ise çiçektir.

Sevgi emekmiş, Emek ise vazgeçemeyecek kadar, ama özgür bırakacak kadar sevmekmiş.

Kadından meleklik bekliyorsan önce ona cenneti sunmalısın.

Kural bu: En çok seven, hep önce terk edilir.

insan sevmeyi bilmediğinden değil, sevgisine layık biri olmadığından yalnızdır.

Keşke hep çocuk kalsam dizimdeki yarayı en büyük acım sansam.

Suskunluğumu hafife alma, Konuşursam kaldıramazsın…

Anladım; Yar’la bir olmayınca, Yer’le bir oluyormuş insan…

Yaşamak düğünse, sen orda gelindin.

Kurtarıcılar kurtara kurtara, Kurtardılar, Memleketi memleket olmaktan…

Gerçek arkadaşlar arasına mesafeler girmez.

Yüreğiniz ne kadar kan ağlarsa ağlasın dünya sizin için dönmesini durdurmuyor.

Bir gün herkes gibi olmadığımı anlayacaksın. İşte o gün sen herkes gibi olacaksın…

Gözün arkada kalacaksa, marifet değildir gitmek.

Çok gülen insana iyi davranın. Çünkü bir yerlerde hep tek başına ağlar.

Bir iş açacaksın sen başımıza yangın mı olur artık, bahar mı?

Aklında bulunsun sevgilim; sen beni kandırmadın, ben inanmayı seçtim.

Seni seviyorum demek değil ki marifet, önemli olan o kelimenin tüm sorumluluklarını alabilmek…

Üç harf yan yana kaç şekilde gelir bilir misin? Aşk dersin… Sen dersin… Ben dersin… Sen ben biter, Biz dersin.

dur” kelimesinden haberdar değil misin? Dur demeyi bilmez misin? Git demek kolay, dur diyebilecek kadar yürekli misin?

hayat; birinin tüm kalbiyle senin yanında olduğunu bildiğinde güzelleşiyor.

Hayatta kalabilmek için bir ömür veriyoruz. Bir ömür karşılığı, bir ömür

Bahar mıdır bizi bu hale getiren? Galiba. Ben her bahar âşık olmam ama, Her bahar gitmek isterim. Gittiğim olmadı Ama olsun… İstemek de güzel.

Yalnızım; çünkü herhangi biriyle değil; beklediğime değecek kişiyle devam etmeliyim bu yola.

Bu devirde herkes hep ben der, Kimisi gönülden kalender. Yaşam dediğin böyle işte. Altını şer, incisi ser…

aşk olmadan geçen her gün kayıpmış, Aşk peşinden neden yalınayak koştuğunu anladım…

Sevgi emekmiş. Emek ise vazgeçmeyecek kadar ama özgür bırakacak kadar sevmekmiş.

Umursamıyorum artık hiçbir şeyi ve istemiyorum kimseyi yanımda! Her gelen biraz daha acıtıp gidiyor nasılsa.


Aynı ülkenin farklı şehirleriydik. Ben sürgün sen başkenti. İlk isyan sende başlardı, cezasını çekmek bana kalırdı…

ölüm korkusu, ölüm türküsü türküye başlamaya görsün, Kargalar ölüyor bütün.İncitmeyin beni

Bedenimin ne önemi var ki. Benim hazinelerim yüreğimde gizli…

Bazen her şeyi unutup, sadece sarılmak istersin; Ama bir şey seni hep durdurur. Adı ne mi? Gurur.

Çok sahiplenmeden, Çok ait olmadan yaşayacaksın her an avuçlarından kayıp gidecekmiş gibi, Hem de hep senin kalacakmış gibi hayat yaşayacaksın. Ucundan tutarak.

Bazen su olmak lazım, sessiz sakin! Bazen sel olmak lazım, öfkeli ve hırçın! Bazen mum alevi olmak lazım, sabırla

Bazense volkan olmak lazım, önüne gelen her şeyi hızla tüketen! Kimine su olacaksın kimine sel

Kimine mum olacaksın kimine volkan. Ama kimseye asla kul olmayacaksın, yüce Yaradan dururken.

Görüyoruz, işitiyoruz Büyük küçük meclislerde, panellerde, toplantılarda bir sayın”dır gidiyor. “Sayın” aşağı “sayın” yukarı. diyorlar Oysa sayıyla verilmedi ki, Bu muhterem dürzüler bize


Erkek dediğin, Ruhunu okşamasını bilecek. Romantik olacak kimi gün.

Habersizce kucağında çiçeklerle çıkıp gelecek. Özel günleri unutmayı marifet sanmayacak. Erkek dediğin,

Kayıtsız olmayacak senin zarafetine karşı. seven bir kadın sevgi ve ilgi bekler. Erkeğine verdiği aşkın karşılığında

küçük bir tatlı söz, kısa bir mesaj, bir çağrı onu mutlu edebilir.

Kadın dediğin güzel ve Zeki olacak seni bir hamur gibi karmasını da bilecek, o hamura kendini katmasını da…

Paranın güzelliğini bilecek ama ne parasızlığın ezikliğini ne de paranın kudurmuşluğunu yaşayacak.

Değerlerini bir anlık heves uğruna terk etmeyecek. Namussuzluk ve ahlaksızlığa olgun insan isterim karşımda

Benden dürüst, En ufak dalgada, Arkasını dönmeyecek kadar olgun. Arkamı döndüğümde, Sırtımdan vurmayacak kadar güvenilir. insan isterim


İnsanın cesaretli olmalı. Yağmurdan ıslanıp, fırtınadan kaçmamalı.

İnsan Ayağı taşa takılınca kayadan korkmamalı. İşine gelince sevip, Zoru görünce bırakmamalı!

Yormak istemiyorum artık kimseyi, yorgunum zira! Kelimeleri yan yana getiresim yok kendimi anlatmak için.

Yeni alfabe arıyorum konuşabilmek için. Hiç söylenmemiş sözler duymaya yeniden cümleler kurmaya ihtiyacım var. Yetmiyor bildiklerim…


Farkında olmalı insan, kendisinin, hayatın, olayların, gidişatın farkında Farkı fark etmeli, fark ettiğini fark ettirmeli bazen…

Bir damlacık sudan nasıl yaratıldığını fark etmeli insan

insan Ana karnına sığarken dünyaya neden sığmadığını en sonunda bir metrekarelik yere sığmak zorunda kalacağını fark etmeli…

Ömür dediğin üç gündür… Dün geldi geçti, yarın meçhuldür… O halde, ömür dediğin bir gündür… O da bugündür…

Başka türlü bir şey istediğim. Ne ağaca benzer, ne buluta Burası gibi değil gideceğim memleket, Denizi ayrı deniz, havası ayrı hava.

Nerde gördüklerim, nerde o beklediğim kız, Rengi başka, tadı başka…

Üşüyor mu deniz, Üstüne boşandıkça yağmur? Ondan mı dersin, Tüyleri böyle ürperiyor?

gidersem bi gün sağnakta, Alı al moru mor bir sandal gibi acaba, Yıllar sonra yine, Çarpar mı yüreğim yurdumun sahillerine?

Yüreğinin dubalarını geniş tut, ihtiyar! Sen böyle nice dayılar gördün bugüne kadar,

Hepsi de sürüye sürüye ayılarını, Senin üstünden azamet ile geçip, Tarih’in hayvanat bahçesini boyladılar.

Bir süre sonra insanlar pek de umrunda olmuyor. Kimseyi değiştirmeye çalışmıyorsun.

Kimin ne düşündüğünü, kimin ne yaptığını umursamıyorsun.

Yorulunca kendi kabuğuna çekilip o küçük dünyanda yalnız yaşamayı öğreniyorsun.

Anlık mutluluklar yaşayıp derin hüzünleri tek başına atlatmayı öğrendiğin vakit kimseye ihtiyacın olmuyor. Siz buna yalnızlık diyorsunuz, ben ise HUZUR…

Gittin mi büyük gideceksin! Ayrılık bile gurur duyacak seninle.

Gittin mi ayakların yakınından bile geçmeyecek. Gölgen bile kalmayacak ardında. Gittin mi onurunla gideceksin

Haklıysan gidecek, gitmişsen dönmeyecek. Gün gelir bu işe bu millet de şaşar,

Ne geçmişe saplanıp kalacaksın, ne geleceğin düşlerini kuracaksın… Ömür dediğin şu andır, onu da hak ettiğin gibi yaşayacaksın.

Ömür dediğin şu andır, onu hak ettiğin gibi yaşayacaksın.

Duvarda asılı diplomalar insanı insan yapmaya yetmez.

Kuzu gibi olun diyorlar, Büyüyüp ortaya çıkınca, Koyun gibi gütmek için sizi.

Henüz tanıştım, Her şey kadar, herkes kadar, sen kadar, Tanıdığımı sandığım bana daha da yakınım artık,

Duvarlara anlatırken öğrendiklerim kendi hakkımda, Ve aynalara ağlarken gördüklerim kendi tarafımda…

Bir yanım memnun oldum diyor, bir yanım tanıyamadım daha, Samimi değil! Yahu nedir bu bendeki ısrar?

Aynı rüyaya dalarmış gibi tekrar tekrar, Yüzyıllardır seni her gördüğümde Yeşeren gözlerimden düşer yaprak.

Hayatına girmek isteyene, tam zamanında açmalısın kapını… Ve tam zamanında çıkarmalısın sevgiden şımarmaya başlayanları…


Unutma yağmurun yağdığı kadar ıslaksın, Güneşin seni ısıttığı kadar sıcak.

Kendini yalnız hissettiğin kadar yalnızsın. Ve güçlü hissettiğin kadar güçlü.

Ben hep böyle yaşadım, Herkesi uyandırmak için, Vakti saati değildi belki, Belki de beceremedim.

Karşındakini kırmamak ve inançlarını savunmak arasındaki çizginin nereden geçtiğini bulmak zor.

Anlarsın ki kimsenin farkı yok kimseden… Sadece biri dahi iyi yalan söyler. Daha iyi oynar oyununu…



3 Beyazıt akman sözleri


İnsan fanidir... Devlet baki.

Şeriatta namaz beş vakittir, hakikatte ise her nefestedir.

Öldürmeyi öğreneceksin. Çoklarını yaşatmak için bazen birini öldürmenin gerekli olduğunu öğreneceksin

İlim Çin’de de olsa gidip alınız”

Hilal'in haç'a olan üstünlüğünün nedenlerini anlamak için pek fazla düşünmeye gerek yok... 

Türk imparatorluğu" lafı mantıksız. Sultan ırka bakmaz onun için önemli olan liyakattir. Türkler değil "Devlet-i Aliyye dir

Bir tek Mehmet'in istanbulu asırlar sonra bile Türk hakimiyetinde kalacaktı

Sen benim hayatımı kurtardığını mı söylüyorsun?"Kimse kimsenin hayatını kurtaramaz, ben senin kaderinde vardım."

Her geçen gün kendi içinde daha çok kayboluyorsun.

Aradığın bir şey var ama ne olduğunu bilmiyorsun.

İçinde bir ateş var ama onu engin arazilerde rüzgara köle ediyor, tekrar tekrar rüzgarın alevleriyle körükleyerek ateşi hiç ediyorsun.

Hayat bir sermayedir, bunun kârı iyiliktir.

Hayat yanılsamadır, sanat onun ötesindekini göstermeli. Yani gerçekten daha gerçektir.

Hekim, İskender'e dünyada üç şeyi uygularsa ölümden başkasının kendisine yaklaşamayacağını söylemiş. Az uyuyacak, az yiyecek ve güneş doğmadan kalkacak.

biz sabra inanırız. insan sıkıntıların boşa olmadığına yaratanın çözümlerine inanırsa, kader hiç beklenmedik şekil ve zamanda çözümü insana sunar

Yazın bunu bir yere: Batı dünyası asırlardır alt edemediği İslam'ı hep sahnede, sayfada ve beyaz perde de yenmeye çalışmıştır.



Çılgınlık, bizi biz yapan yetenektir

Ulus adla yaşar. Adını unutan, her şeyi unutur. Adını değiştiren, her şeyini değiştirir.

Çocukluğum boyunca aldığım tüm ekonomi derslerinde tek bir altın kural vardır: Para kaosu sever.

Tarihin bana öğrettiği şudur her terör ona eninde sonunda dur diyecek bir kahraman yaratır.

Her insanın miracı kendi içindedir. İnsan kendini bilmedikçe kainatı bilemez.

Kendi içinde yolculuk bitmeden ötelere yolculuk edilemez

unutmamalıdır ki, her erkek aslında babasını yitirdiğinde doğar

kralın büyüklüğü yönettiği toprakların genişlik ve büyüklüğüyle ölçülmez; topraklardaki adaleti ve liyakatiyle ölçülür!

Bir el parçası kadar toprağa adil hükmeden imparator, dünyaya zulmeden kraldan daha büyüktür! "

Haritalar insanı bir yerden bir yere götürür, ama çoğu zaman harita insana gideceği yeri değil geldiği yeri kendisini anlatır.

Biz insanlar bazen başımıza gelen olayların sıradanlığıyla aldanırız. Bilmeyiz ki aslında bu sıradanlık aldatıcıdır.

Hayatımızı değiştiren olayları coğu zaman fark etmeyiz bile.

Bazen benliğimizi öyle büyütür, nefsimizi öyle şişiririzki kendi mezarımızı kendi ellerimizle kazarız

haddimizi unuturuz. Kirletiriz kendimizi, zulmederiz özümüze.

Karanlık yeryüzünü sardığı zaman, 
Yıldızlar yere düştüğü zaman,
Deryalar kuruduğu zaman Türk, insanlığa adaleti getiricek.


Merhamet unutulduğu zaman,
Ateş yeryüzüne hakim olduğunda,
Güneş hilali doğacak

Türk, insanlığa adaleti getiricek.
Atının yelesi alevden,okunun tüyü kartaldan olacak

Her zaman gidilecek bir yer, geçilecek bir yol, keşfedilecek bir mekan vardır.

Her zaman yeşertilecek bir vadi, çiçeklendirilecek bir bahçe, sulandırılacak bir çiçek vardır.

Biz zaten bahçelere konmaya gelmedik; bahçe yapmaya geldik.

Biz ufuk seyretmeye değil, ufuk keşfetmeye geldik, oğul.

Kızımla evleneceksin. Sizin nikahınız Levh-i Mahfuz'da yazılmış, arşta kıyılmış.

Hükümdarlık onu bilmeyenler için kuştüyü yastıklar, onu adaletle yaşayanlar için ise çivili yastıktır

Ey Osman Sonun topraktır. İskender gibi güçlü. Süleyman kadar kudretli de olsan ebedi tahtın toprak altında unutma.

Türkler bu dünyaya çivi çakmaya değil, yayılmaya gelmişler.bu dünyaya adım atmak, ata binmek, sürekli hareket etmek için gelmiş.

İlmin dini ve ırkı yoktur, İnsanlığın ortak malıdır.

İnsan kağıdı karaladıkça kalbini ağartır.

Hiç düşündün mü, Neden bu güzel kokular hoşumuza gider? Neden bunlardan zevk alır, mutluluk duyarız
Çünkü güzellik insanın içindedir,"

Fıtratında vardır insanın iyiye ve güzele duyduğu muhabbet.

İnsan olmak, güzelliği takdir etmek değil midir?

"Bu topraklarda insan neye gülüp neye ağlayacağını şaşırıyor.

Bir Bahçenin Bakımını Yapabilen Bir Ülkeyide Pekâlâ İdare Edebilir.

Çicekler Vardır Her Gün Sulanmak İster.Otlar Vardır Yolunmadı mı Çiçekleri Yok Eder Ağaçlar Vardır, Gölgeleri Serinlik Yapar

Bir Sultan Suladığı Çicekler Gibi Tebaasını Her Gün Gözetmeli Pis Otları Yolduğu Gibi Haksızlığı Cezalandırmalı

Güçlü Ağaçlar Gibi Ülke Sınırlarına Güvenilir Komutanlar Yerleştirilmelidir Ki,Onların Korunmasında Halk Rahat Etsin Çicekler Yeşersin

Cihad kimisi için kılıç tutmaktır, kimisi için top dökmek, bir başkası için ise kürek çekmektir.

Cihad Alim için kalem tutmak, kemankeş için ok atmak, bir oduncu için ise baltasını ustalıkla kullanmaktır

Zordur Fatih hakkında yazmak. Azıcık batıyla olan ilişkisinden bahsedersiniz, sizi liberal olmakla suçlarlar

Sultan'ın dinine vurgu yapsanız size
İslamcı zaferlerinden söz açsanız size Osmanlıcı , milliyetçi diye etiketlerler. Osmanlı'dan olumsuz bahsedince objektif , olumlu bahsedince şucu bucu" diye adlandırıldığımız bir ülkede yaşıyoruz

nefis diri oldukça insanoğlu aç kalmaya mahkumdur.

Savaş biter, ilim kalır. İmparatorluklar geçicidir, ilim ise katlanarak devam eder.

Biz hepimiz uykudayız; ölünce uyanacağız

Beni şimşek gibi çarpan madalyonda Latince şöyle yazıyor: Osmanlı Sultanı Mehmet, Türklerin İmparatoru Bir Savaş Şimşeği, İnsanlara ve Şehirlere Hükmeder

Rakamların ve hesabın sırrı, ölçünün ve güzelin gizemi hat sanatında buluşur.

bazıları ona "ruhun geometrisi demiştir. Hattın anlamı yazmak Allah'ı keşfetmek yeryüzünü idrak etmek, dillendirmek ve bilmektir.

"Halbuki gerçek,her zaman kurgudan daha şaşırtıcıdır

Sırf senden değil diye işini ehliyle yapanları hakir görme;

sırf senden diye işini hakkıyla görmeyenleri cezasız bırakma!

Yanan kağıdı su söndürür, yanan bedene merhem fayda eder. Peki yanan ruha ne iyi gelir?!'Adem,

Yeryüzündeki her iş öyle değil midir?Her zorluğu bir kolaylık izler.

İnsan kendi doğrusunu tek doğru bilmemeli.Elbet yürekten inanmalı inandığını yaşamalı,amma başkasının doğrusuna el uzatmamalı.

Dünya yalan,ömür kısa ve hayatın gerçeği de yok olmaya mahkum

Türkler Asyadan gelip de uçsuz bucaksız suları görünce bunun en büyük denizi olduğunu düşünmüştür bu yüzden “büyük,uçsuz bucaksız”deniz anlamında Kara Deniz demişlerdir

Büyük insanların büyük sınavları olur

Harita bir rüyadır Yeryüzünün önce akılda, sonra da kağıtta yansıyan sureti, algısı ve imgesidir.

Haritayı matematik çizer ama kalplerimiz besler.Haritalar hayallerimizdir.

ilim, ölümsüzlüğün belki de tek yolu.

Bir insanı olduğundan büyük göstermek ters etki doğurur, onu küçültür.

büyük adamlar yalnız kalmaya, yalnız karar vermeye mahkumdur

Fatih'e ve Türklere "Barbar" diyen Batı, kendi tarihine baktığında Fatih'in tırnağı dahi olamayacağını rahatlıkla görür

Önce kitapları yakarlar, sonra insanları.

Avrupalı çevirmenler İbn Sina'nın on dört ciltlik tıp külliyatını ele geçirince ağzına kadar altınla dolu bir sandığı bulan hazine avcıları kadar mutluydular.

Sen bilmez misin engel gibi görünen şeyler, bizi hedefimize götürecek basamakları oluşturur?

Kudüs'ün İşgalini Anlatan Şövalye şöyle diyordu Süleyman Tapınağına saklanan herkesi kılıçtan geçirdik. Öldürdüklerimiz o kadar fazlaydı ki, kan bileklerimize kadar çıkıyordu.


Stefan zweig

Başkalarını çok fazla düşünen bir kimse, kendisini unutur.

nasıl biri olduğumu bilseydiniz beni selamlarken yüzünüzde gördüğüm o tatlı, dostane gülümseme kim bilir nasıl donup kalırdı dudaklarınızın kıyısında!"

Ve sanırım beni ölüm döşeğimden çağırsan, birden ayağa kalkıp sana gelecek gücü bulurdum

söz konusu başkalarının derdi olunca nasıl da hep daha zeki ve daha nesnel oluruz-

Nedenini bilmiyorum ama hissizleştim yalnızlıkdan kimse beni çıkarmıyor.
Ve insan her şeyi içine atmaktan boğuluyor zamanla...

Satrancın çekiciliği tek şeyden kaynaklanır; stratejinin farklı beyinlerde farklı biçimlerde gelişmesinden

Muhtemelen kitabı hemen alıp okuduğumu düşüneceksiniz. Kesinlikle hayır! Önce kitabım olmasının sevincini yaşamak istiyordum.

İnsan sabahtan akşama kadar bir şey olmasını bekler ve hiçbir şey olmaz. Bekleyip durur insan. Hiçbir şey olmaz

İnsan bekler, bekler şakakları zonklayana dek düşünür ve Hiçbir şey olmaz. İnsan yalnız kalır. Yalnız...

yeryüzünde hiçbir şey kuytulardaki bir çocuğun fark edilmeyen sevgisiyle karşılaştırılamaz.

İyilikle gülümseyebilen insanlar vardı

Ölmüş olan biri hiçbir şey istemez, sevilmeyi de, kendisine acınmasını da, teselli edilmeyi de istemez.

ölüyorum diye üzülseydin, ölemezdim!

Bize hiç bir şey yapılmadı, yalnızca tam bir hiçliğin içine koyulduk,

dünyada hiçbir şey insan ruhunu hiçlik kadar baskı altına alamaz.

kendini bulmuş olan kişinin yeryüzünde yitirecek bir şeyi yoktur artık.

Ve bir kez kendi içindeki insanı anlamış olan bütün insanları anlar

Sonunda yalnızdım ve artık asla yalnız olmayacaktım!


Dünyanın en önemli şeyi, insanın kendi kendisi olmayı bilmesidir.

insanın algı gücü zayıftır. Kendilerini ilgilendirmeyen hiçbir şey akıllarına kazınmaz, dikkatlerini bile çekmez.”

Ne olduğun o kadar bağırıyor ki, Ne dediğini duyamıyorum.

Hiçbir şey anlamıyorum, bilmiyorum, yapmıyorum, tükeniyorum..

Binlerce insanın arasında yapayalnız olmanın ne anlama geldiğini bilemezsin.

Bir şeyi yarım yapmak, yahut yarım söylemek hiç bir zaman iyi değildir. yeryüzündeki kötülükler bundan doğar

Gülen, sohbet eden binlerce insanın içinde ben kendi içimdeki o kayıp insanı arıyordum.

"İçerdeki gözyaşları dışarı akandan daha fenadır.

Ben seni, senin kendini tanıdığından daha iyi tanıyorum.

“Ruhu çoktan ölmüştü, geriye öldürülecek yalnızca bedeni kalmıştı

Gülerek, sohbet ederek dalgalanan insan kalabalığının ortasında kendi kendimi arıyordum,

içimdeki o yitik insanı arıyordum…Tek bir insanın diğeri için neler ifade edeceğini hiç bilmemişti,

Güvenin şartı samimiyettir, kayıtsız şartsız samimiyet.

hiç ağlamamış bir erkeğin ki kadar şiddetli ve korkunç bir hıçkırık sesi duyuldu .çaresine bakmalı.

Korku cezadan daha berbattır,

ceza bellidirhafif ceza, daha az ürkütür.

Ağlaması seni şaşırtmasın: Gözyaşları şimdi dışarıya akıyor, daha önce içeride birikip kalmıştır.

İçerdeki gözyaşları dışarı akandan daha fenadır.

''Zamanın çoktan sildiği bir hata için cezalandırılabilir miydi insan

Kimdim ki ben senin gözünde? Yüzlercesi arasından sadece birisi,

Bir şey yaptığımız ya da yapmadığımız için kendisinden utanacağımız birilerinin olması iyidir.

Ancak her ne kadar maddeye bağlı değil gibi görünseler de, düşünceler bile bir dayanağa gereksinim duyarlar,

düşünceler bile bir dayanağa gereksinim duyar aksi durumda öteye beriye çark etmeye ve anlamsızca etraflarında dönmeye başlarlar;
düşünceler de hiçliği kaldıramaz

İyi olan şey unutulmaz, seni unutmayacağım,"

Dokuz yıl oldu ve sesinin tek bir tonu değişmemiş.Sevginin gücü hiçbir zaman tam olarak anlaşılmaz...

Senden uzaktayken mutlu, halimden memnun yaşamak istemiyordum

kendi kendimi acılardan ve yalnızlıktan oluşma, karanlık bir dünyaya gömmüştüm.

Yaşlanmak, artık geçmişten korkmamaktan başka nedir ki.

Öfke insanı zalimleştirir...

Seni çok sevdim ve artık her şey bitti; her şey mazide kaldı

ilk kez bu dünyaya ait birisi için var olduğumu hissediyordum.

Evde bir ölü yaşıyor, fark etmiyor musunuz?

Günümüzde paradan, lanet olası paradan başkası geçerli değil, bir de yapabildiğiniz kadar reklam. Bunu yapamayan yok olup gidiyor.

insanın sinirlerine hâkim olması şu günlerde çok zor.

Gülmek, duygunun mutlu ve özgür biçimde dışa vurumudur.

"Ben seni yaşamım boyunca sevmekten yorulmadım ! “

Bir sözcük, çarpan kalbinde bütün dünyanın alevlendiği o sonsuz ateşi söndürebilir mi?"

Bahane arayan, her zaman bulur.

İnsan ölümün gölgesinde yalan söylemez."

Kitaplar, insanın hayat yolculuğunda yanına alabileceği en iyi besinlerdir.

Herkes en azından bir parça delirir.

Beni teselli edecekler ve birtakım sözcükler söyleyecekler, fakat ne yardımı dokunabilir ki sözcüklerin

Dünyadan kopuk yaşayanlar, karınca gibi, dünyanın tuhaf ve eşi benzeri olmayan bir maketini kurarlar

Suskunlaşmak ölmek bu diye düşündü.

Belki de bizim gerçek yolumuz budur:
Hüzünle geriye ve özlemle ileriye bakarak huzuru arayarak ama daima huzursuzluk içinde olmamızdır.

Birisi üzerime aniden tabanca çevirse yüreğim etrafdaki bunca insanın yüreğinin bir avuç para için attığı kadar atmazdı.

Bu hayat bir fırtına gibi üstüme çökmekteydi"...İçinde milyonlarca yüreğin attığı şu kocaman kent

Tek bir sözcük duymanın hasretini o an olduğu kadar hiç çekmemişti.Bekledim seni, kaderimi beklercesine

Senden önce sadece kasvet dolu, hafızamda karışıklık vardı toz tutmuş, örümcek ağlarıyla sarılmış, karanlık nesnelerle ve insanlarla dolu mahzen

Sebepsiz yere kaçmaz insan

Sadece onsuz yaşamak istemediğimin farkındaydım ve yaşamıma nasıl son vereceğimi bilemiyordum.

Güzellik kadınlardan gider gitmez, bilgelik koşa koşa gelip yerini alır.

beni bırakın... ben yorgunum... artık dayanamıyorum Cehalet, bütün alanlarda ortak olmak üzere

insanın kavrulan bir yüreğinin olması lazım,idrak etmesi için

Dikkatimi hiçbir şey üzerinde toplayamıyordum.Yarım yamalak bir gerçegin hiçbir degeri yoktur,

Yer yarılsaydı da içine girseydim!
Kaçabilseydim! Yok olabilseydim

Utançların en büyüğü... İnsanın kendine en yakın bildiği kimselere karşı duyduğu utançtır.

Ahlaken zayıf olanların her zaman bir mazereti vardır zaten.

İlk önlerine çıkana kendilerini teslim ederler ve hiçbir şeyi düşünmezler. Sonra Tanrı'dan medet umarlar.

İnsana mutluluk kadar sağlık katan bir şey yoktur ve en büyük mutluluk da başka bir insanı mutlu etmektir.


insanlar' tanınmayanlar.
Bunlar bizleriz yeryüzüne yayılmış sayısız varlık; Basit, sakin hayatımız dışında hiçbir şey istemeyen
bizler şurada, burada, ve her yerde

5 Sabahattin ali sözleri


Seni seviyorum. Deli gibi değil, gayet aklı başında olarak seviyorum.

Tesadüf seni önüme çıkarmasaydı, gene aynı şekilde, fakat her şeyden habersiz, yaşayıp gidecektim.

Sen bana dünyada başka bir hayatın da mevcut olduğunu, benim bir de ruhum bulunduğunu öğrettin.

okurken geçen iki saatin, ömrümün senelerinden daha dolu ve ehemmiyetli olduğunu fark edince insan hayatının ürkütücü hiçliğini düşünür ve yeis içinde kalırdım.

İnsan dünyaya sadece yemek, içmek, koynuna birini alıp yatmak için gelmiş olamazdı. büyük ve insanca bir sebep lazımdı."

en çok okuduğum kitabın, en çok okuduğum bir satırı bile bana bazen başka şeyler söyleyebilir...''Aşk

beklediğim aşk başka bütün mantıkların dışında, tarifi imkansız ve mahiyeti bilinmeyen bir şey.

Sevmek ve hoşlanmak başka; istemek bütün ruhuyla ve bütün vücuduyla, her şeyiyle istemek başka... Aşk bence bu istemektir. Mukavemet edilmez istek

Varlığı büyük boşlukları dolduracak mahiyette değildi; fakat yokluğu müthişti..."

Bir ümidim yok. Bu sondu. Ahiç bir şeyin değişmesine imkan yok,

Bu yaşıma kadar mevcudiyetinden haberim olmayan insan birdenbire benim için nasıl bir ihtiyaç olabilirdi?

hep böyle değil midir ? Birçok şeylere ihtiyacımızı ancak onları görüp tanıdıktan sonra keşfetmez miyiz?

Ben böyleyim işte!” dedi. “Ben garip bir kadınım. ahbaplık etmek isterseniz tahammüle mecbur kalacaksınız.

İyilik demek kimseye kötülüğü dokunmamak değil, kötülük yapacak cevheri içinde taşımamak demektir

İnsanlara ne kadar muhtaç olursam, onlardan kaçmak ihtiyacım da o kadar artıyordu...

Kalbimin etrafında mütemadiyen sıkışıp ezilen bir şey vardı.."

O gelmez artık!'' dedi.Nereden biliyorsun dedim.Gidişinden belliydi

İlkbahar gibi bir mevsimi olan bu dünya, üzerinde yaşanmaya değer...

Ne olursa olsun dümdüz bir beynim olacağına hiç olmamasını tercih ederdim.

İnsan tahammül edemeyeceğini zannettiği şeylere pek çabuk alışıyor ve katlanıyor. Ben de

yaşayacağım... Ama nasıl yaşayacağım hayatım nasıl dayanılmaz bir işkence olacak!.. Ama ben dayanacağım
Şimdiye kadar olduğu gibi...

Kuru ve sabit gözlerin arkasında nasıl ateşin yandığını kalkıp inen göğsünde nelerin kaynadığını bilimediği için, insan ürkeklik ve tereddüt içinde üzülür.

Her gün odamda oturur, kitap okumaya çalışırdım. Bir tek harf bile fark etmeden sayfaları çevirir dikkatle azimle baştan başla fakat zihnimin başka yerlerde dolaştığını görürdüm.

Odamda beni kitaplarım bekler. Bu yegâne tesellidir.Kendim kendime yeterim."Niçin uyandım?..

Hayatımda hiç bu kadar mesut olduğumu, içimin bu kadar genişlediğini hatırlamıyordum.

Bir insanın diğer bir insanı, hiçbir şey yapmadan, bu kadar mesut etmesi nasıl mümkün oluyordu

Yollarımız bir kere karşılaştı. Fakat ona dair hiçbir şey bilmiyorum onun yanında içimi müthiş bir korku, onu kaybetmek korkusu sarardı.

Hiç geçmeyen, hiç unutulmayan şeyler de var, beyefendi Ölünceye kadar insanın sırtından atamayacağı şeyler de var...

Berlin'de yalnızsınız değil mi?" dedi.
Tamamen yalnızım... Ama Berlin'de değil... Bütün dünyada yalnızım...

Küçükten beri..."Kendinde kuvveti görmek, sonra yapılacak hiçbir şey bulamamak... Tükenmek bilmez bir sabırla bir meçhulü beklemek

Etrafımız o kadar çirkefle dolu ki, temiz kalmak için bir tek çare kendi dünyamıza çekilmek

hepimiz acınmaya layıkız; ama kendi kendimize acımalıyız. Başkasına acımak ondan kuvvetli olduğunu zannetmektir

ne kendimizi bu kadar büyük, ne de başkasını bu kadar zavallı görmeye hakkımız yoktur.

Dünyada hayatın bir tek manası varsa o da sevmektir. mukabele edilmesini bile beklemeden sadece sevmek.

unuttum diyemem, fakat üzerimde bir tesiri kalmamış...

Tam yaşamaya başladığım andan itibaren beni öldü saysınlar.

Fakat her şey geçer, her şey unutulur. Kendini felâketin içinde kaybetmenin mânâsı yoktur.

İnsan birazcık kalender olmalıdır!Kendimi kendim bile tanımıyor

Ondan ayrılmanın güç geleceğini biliyordum. Fakat bu kadar korkunç, bu kadar acı olacağını tasavvur edememiştim

Demek beni anlamaya çalışacaksın? Fena fikir değil... Fakat bana öyle geliyor ki, boşuna emek!.."

Acaba şuanda o ne düşünüyor? Herhalde beni değil... Niçin?..

Orada bir müddet yaşamak için neleri feda etmem ki?.. Her şeyi...Her şey bitti mi? Zannetmem.

İkimizin de çocuk olmadığımızı biliyorum. Yalnız bir müddet dinlenmek ve uzak kalmak lazım. birbirimizi tekrar görmek ihtiyacını şiddetle duyuncaya kadar...

Şimdi ben gidiyorum. Fakat ne zaman çağırsan gelirim..."dedi. Nereye çağırırsan gelirim!"

Sensin Kalbim değildir Böyle göğsüme vuran.

Bir arkadaş istiyorum Beni tamamen anlayacak ve benimle karşı karşıya hiç konuşmadan oturabilecek bir arkadaş.

İçimde biriken hislerin birdenbire patlayarak beni zerreler halinde dağıtacağından korkuyorum

İnsanlardan nefret etmeyi düşünmedim bile... Sadece bir yalnızlık ihtiyacı.

Yerinde bir cevap, keskin bir nükte bütün hakikatlere bedeldi.

İstediğin kadar güzel resim yap… Anlayan, kıymetini bilen olmadıktan sonra…

Hiçbirimizin yüzünde gülme takati kalmamıştı...Anlıyorum, anlıyorum... Tamamen yalnızım... Bütün dünyada yalnızım...

Niçin ilk defa gördüğümüz bir peynir hakkında söz söylemekten kaçtığımız halde ilk rast geldiğimiz insan hakkında son kararımızı verip gönül rahatlığıyla öteye geçiveriyoruz?

Yaramın nerede olduğunu bilmiyorum. Yalnız bir yerlerim acıyor. Çok acıyor...

Bir tek ümidim, ayakta duramayacak kadar yorgun oluşumdu.Bizim evde de !

Bizim evde de ekmek almak bir mesele

Yalnız söyleyebilsem... Bir kişiye olsun içimdekileri dökebilsem... 

Bunu sahiden istesem bile artık bir insan bulmama imkân yok Bende arayacak hal kalmadı...

Mevcut olmayan bir şeye malik olalım derken mevcut olanları kaybettik.

Kendimi bildim bileli günlerimi, haberim olmadan nefsime itiraf etmeden seno aramakla geçirmiş ve tüm insanlardan kaçmıştım.

Etrafın seni sıkmaya başladığı zaman kitap oku..

Belki de yeni bir başlangıç yapmanın vaktidir. Yeni bir başlangıç için her şeyi yıkmanın vakti.

Önce kendi kendimize acımalıyız. Çünkü Başkasını zavallı görmeye hakkımız yoktur.

Dünyadaki hayatın bir tek manası sevmektir.


6 Dostoyevski sözleri

bir kadın hem zeki hem de kıskanç olursa, iki kadın haline gelir ve bu bir felakettir

Sevebileceğin birine öyle kolayca rastlayamazsın

Bir çocuğun ölümünü görmektense, dünyaya geliş biletimi iade etmek isterim.''

neden hiçbir iş yapmıyorsun?
- Yapıyorum.
- Ne yapıyorsun?
- İş yapıyorum.
- Ne işi yapıyorsun?
- Düşünüyorum.”

Hiç tanımadığınız birinin gülüşü daha ilk karşılamanızda hoşunuza giderse, karşınızdakinin iyi bir adam olduğundan tereddüt etmeyiniz.

Duvarı yıkacak gücüm yoksa, onu yıkmak için kendimi paralayacak halim yok fakat önümde duvar var diye ona boyun eğecek de değilim."

Sizi kime benzetiyorum, bilir misiniz? Cellatların elinde gülerek, parça parça olmaya katlanan kişilere.Denginiz değilim efendim, dengesizim

Namuslu olmak sizi diğer insanlardan üstün yapmaz, övünme hakkını vermez, herkes yaşadığı sürece namuslu olmak zorundadır

İnsana en çok acı veren şey,
Söyledikleriyle söylemek istedikleri arasındaki Uçurumdur

Önce ağladılar, ama alıştılar şimdi. Aşağılık insanoğlu her şeye alışır

Etrafınıza göz gezdiriniz! Gerçek hayat denilen şeyin ne olduğunu, nerede olduğunu bilmiyoruz bile!

Kitaplarımızı, hayallerimizi elimizden alsalar, öylece ortada kalakalacağız.

İnsanın zihni neyle meşgulse rüyasında onu görür.

içiniz rahat olmadı mı, gerçeğe ne kadar da uyar rüyalarımız

İnsanın önünden geçtiği bir ağacı görebildiği için mutlu olmamasına şaşırıyorum.

düşündüklerinizin en önemlisini başkasına açmadan dünyadan göçer 
gidersiniz.

Çağımız ki, insanların yüreklerini 
bir şaşkınlıktır almış.

Bütün hayatın konfordan ibaret olduğu düşüncesi propaganda edilir olmuş!

Arzularımı yok edin ideallerimi silin, bana daha iyi şeyler gösterin, seve seve peşinizden koşarım.

Yakınlarımı nasıl seveceğimi hiçbir zaman bilemedim. Bence yakınlarını sevmek, yabancıları sevmekten daha zordur.

Tembellik, bütün kusurların anasıdır.

Param olduğunda, benim de son derece orijinal biri olduğumu göreceksiniz.

Paranın en bayağı, en iğrenç yanı insana yetenek bile verebilmesidir.

Ben kötü bir insan değildim. Ne aksi bir adamım,ne de uysal biriyim. Ne alçağın biriyim,ne bir kahramanım, ne de korkak. Ben hiçbir şey olamadım

Her şey üstüne üstüne geliyorsa, belki de sen ters gidiyorsundur.

Yalan söyleyerek dünyanın öbür ucuna gidersin ama geri dönemezsin."

Anıların güzel olanları da, kederli olanları da insanı hep hüzünlendirir.

Sizin tecrübeli bir doktor olduğunuz kadar ben de tecrübeli bir hastayım

Sevebileceğin birine öyle kolayca rastlayamazsın.."

Hayattan pek çok şey öğrenen insanlar, neşeli ve masum kalamazlar.

Dostlara bile açılamayacak, insanın kendine saklayacağı sırlar da bulunur.

Böylesine bir heyecana karşı durmak, kutsal bir şeyi lekelemek gibi olacaktı.

Kendi yolunda eğri gitmek, 
Başkasının yoluyla doğru gitmekten yeğdir.

Öyle bir sınıra gelirsin ki aşamazsan mutsuz olursun, aşarsan, belki o zaman daha da mutsuz olursun.”

Kuyuya tükürme, gün gelir içersin... derler.”

Korkak, korkar ve kaçar... Korkan, ama kaçmayan, henüz korkak değildir

Kendinize en yakın bilip yardım beklediğiniz insanlardan sadece kötülük gördünüzse Merhametiniz'le ezin onu. Nasıl sarsıldığını göreceksiniz

Öylesine mutsuzsunuz ki, hep, asıl suçlu benim, diye düşünüyorsunuz.

yaptıklarımdan korkuyorum.'' diye düşündü.

her şey insanın elindedir. Fakat insan korkaklığı yüzünden çok şeyi kaybedebilir

İnsanların en çok neden korktuklarını bilmek isterdim.

Onları en çok korkutan şey yeni bir adım atmak, yeni bir söz söylemek

biliniz ki, yanlış insana karşı duyulan sevgi çabuk unutulur.

Bence, gerçekten büyük insanlar, dünyada büyük acılar çekmek zorundadır.

İnsanların en önemli işi, sanırım bir cıvata ya da piyano tuşu değil insan olduğunu kendisine ispat etmektir.

İster budalaca,ister akıllı sözler olsun,yanınızda durmadan konuşmak,konuşmak istiyorum.

insanlar kendileri mutsuz olmadıkça, başkalarının mutsuzluğunu asla anlayamazlar

namuslu bir insan namuslu diye övünür mü hiç? Herkes namuslu olmak zorunda değil midir?

Ama ümit insanı aldatır

Zekâyla güzellik birlikte olunca birbirlerine o kadar yakışıyolardı ki...

Hepimiz alınyazımıza dargınız, yaşamdan bıkıp bezmişiz

Konuşmayı bilenler, hep kısa konuşur.

Doğmak elimde olsaydı gülünç koşullarda dünyaya gelmeyi kabul etmezdim._

Bir tutuklu için en önemli, paradan da önemli olan nedir Özgürlük; veya hiç olmazsa onun hayali...

Anlıyor musunuz bayım insanın gideceği hiçbir yerin olmaması ne demektir insanın gidebileceği bir yerin olması gerekmez mi

Yaşama arzum, hayata inancım vardı!.. Fakat bu düşüncenin ardından bir kahkaha attığımı da hatırlıyorum.


7 Zülfi livaneli sözleri

Giriş kapısında niye polis var?' diye sordu. 'Onlar uzun yıllardır üniversiteleri, üniversitelilerden koruyorlar diye cevap verdi

Hayatın özü, büyük sırrı; olmazsa olmazı: Unutmak. Eğer unutmak diye bir şey olmasaydı, yaşam da olmazdı. İnsan, unutmadan hayatını sürdüremez.

Sağcı solcu, milliyetçi tarikatçı, Fenerbahçeli, Galatasaraylı, Beşiktaşlı, genç-yaşlı, kadın-erkek, köylü-şehirli, Doğulu-Batılı, zengin-yoksul olmanız fark etmez. Yeter ki düzgün insan olun!

Onca sayfa okunur mu hiç ya? Derken iPad'i işaret ediyordu. O zaman hayatı, aşkı, ölümü, felsefeyi 140 karakterlik tweet'lerle ifade eden bir kuşakla konuştuğumu kavradım.

Sokakta birisi Sokrates'e hakaret edip tekme atmış. Sokrates hiç aldırmadan yürüyüp gitmiş. niye bir tepki göstermediğini sormuşlar. O Bir eşek beni ısırsa onu dava mı etmeliyim sizce?' demiş.

Zaten dünyanın hangi köşesinde huzur kaldı ki...

İnsanlar acı çekerken, İstanbul'da en iyi suşinin nerde yenileceğini konuşanlara dayanamıyordum.

İnsan hiçbir umut beslemediği zaman durumu kabullenebiliyor ama

kapkara bulutlar arasından iğne ucu kadar bir güneş ışını belirince insanın dünyası o ışığa bağlı oluyor...

Uçakların icadı Zweig'ın neslini çok heyecanlandırmış savaşların sonunun geldiğine inandırmıştı.

Uçaklar insan düşün dü ki bu uçak havadan uçtuğuna göre sınır falan tanımazdı Dolayısıyla sınırlar yok olacak, barış gelecekti.

Uçaklar icat edildikten birkaç yıl sonra gökten bomba yağdırarak dünyayı yıktı

Bir şeyler yapıyorum, yürüyorum, konuşuyorum, yemek yiyorum her zaman yaptığım işleri bir boşluk duygusu içinde sürdürüyorum


Sanki içimde bir hiçlik var inan bana, insanların çoğunun ruhu, bedeninden önce çürür.

Kıskanmayı bile unutmak. Onu mutlu eden herkesi ve her şeyi sevmek. O noktada sahiplenmek biter, saf aşk kalır.

Aramızdaki fark ne Sen insanlarda üniforma bayrak ve din görüyorsun ben ise İnsan, sadece insan. Seven, acı çeken acıkan, üşüyen, korkan insanı görüyorum

"Haklı olanı güçlü kılamadığımız için güçlü olanı haklı kılıyoruz...

Yanımda olmanı istiyorum diyemediğim için bu yağmur içimi ıslatıyor

dediğimi nasıl anlamaz? Düpedüz, sarıl bana dedikten sonra sarılmanın ne anlamı kalır

Andre Gide,komünist olarak çıktığı Sovyetler gezisinden antikomünist olarak dönmüş ve cesurca yazmaktan çekinmemişti.Aydın namusu bunu gerektiriyordu.

İnsan sevmeden yaşayabilir mi?

Ona çok acıyordum, hiç mi âşık olmamıştı acaba, sevdiği biri yok muydu?

Her insan kendi hayatının başrolünde oynuyor.

Aşkın, gözü kapalı uçurum kıyısında yürümek olduğunu bilen biri aşık olur mu hiç?" deyip sustum.

midemi bulandırıyor bu koca şehir. Kaçmak istiyorum...

Hiç bişey bilmiyorsunuz .
Modaya uyup cahilce işler yapıyorsunuz .

Şairlerin dediği gibi ‘Paris güzel bir salon, Londra güzel bir park, Berlin güzel bir kışla ama İstanbul en güzel şehir'di

Bazı şeyleri boş inanç diye küçümsemeyin, onlarsız insan kültürü olmazdı.

Aşk denen şey bazen yürür,bazen uçar;bazen koşar biriyle birlikte;

Aşk bir başkasıyla ölümcül bir yürüyüşe çıkar üçüncüyü buzdan heykele çevirir dördüncüyü atar alevlerin içine.Birini yaralar öldürür

Bir yerde kötülük varsa, oradaki herkes biraz suçludur.

Beni alıp tekrar karnına soksan bile koruyamazsın anne!"Sakın ola hiçbir şey için üzülme

bol bol kız, öfkelen, dövüş, savaş, küfret ama üzülme. İnsanı üzüntü çürütür

Bilemiyorum, bilinçaltında olup biten şeyler için Nietzsche’ye katılmamak mümkün değil: “Müziksiz hayat hatadır!
Demişti

Ankara Üniversitesi'nde ders vermiş Ernst Reuter ne demişti bilmiyor musunuz? "Türkiye'de önemli insanlar değersizdir, değerliler ise önemsiz

Merhamet zulmün merhemi olamaz!"

Coĝrafya kaderdir. Coĝrafya kader olduĝu gibi tarih de kaderdir

İnsanların kendi millet veya inancını diğerlerinden üstün görmesi, ne korkunç olaylara, ne büyük acılara neden oluyordu bu dünyada

Asil insanların en neşeli zamanında bile bir hüzün vardır, düşük ruhlar ise en sefil zamanında bile neşelidir.

Her insanın içinde iyi ve kötü, yan yana durur. Hangisini beslersen o galip gelir.

Bilgi ne garip bir şeydir. Şişede hapsedilmiş gibi yıllarca duruyor, senin kapağını açacağın günü bekliyordu.

Türk erkeklerinin bir numaralı özelliği sinirlenince hız yapmalarıdır. hiç biri ile direksiyon başında tartışmayacaksın.

Hepimiz isimsiz, birbirimize uzak yaşıyoruz; başka kılıklar altında birer yabancı olarak acı çekiyoruz.

İnsan İnsanın zehrini alır" oğlum.

insanları konuşarak tanıyamazsınız... Dil, yalan söyler...insanları dinlemek, onları anlamak için yeterli değil

çürüme içten başlar.Her insan bedeninin çürüyeceğini bilir ve korkar

Çoğu insanın ruhu gövdesinden önce çürür; nedense bundan kimse korkmaz!

İnan bana, insanların çoğunun ruhu,bedeninden önce çürür.

Aptallık o kadar yaygın ki, kapıyı pencereyi sıkıca kapamazsan havayla bile içeri girer.

Dünyanın en bulaşıcı hastalığıdır aptallık."

Karasevda dedim. "İşte insana o çılgınlıkları yaptıran duygunun adı

Dünyayı güzellik kurtaracak Bir insanı sevmekle başlayacak her şey.


8 Kafka SÖZLERİ


senin yanında öylesine huzurlu öylesine huzursuz, Öylesine baskı altında ve öylesine özgürüm ki söz bulamıyorum,

Öyle bir sessizlik çöktü ki, bu sessizliğin içine seslenemiyor insan.

Yanımda yürüyordun düşünsene, yanımda yürümüştün! aşık biri için ne büyük nimet değil mi?

Erken kalkmak,"diye düşündü,"insanı bir hayli aptallaştırıyor. İnsan uykusunu iyi almalı.

Odamda günlerdir yalnızım, 
ziyanı yok dünyada da yıllarca yalnız değil miydim?”

Evet, seni seviyorum budala! Tıpkı denizin, kendi dibindeki bir çakıl taşını sevmesi gibi

Evet, sevgin beni böyle kaplıyor Ve Allah izin verirse, senin yanında ben çakıl taşı olacağım...

"Kalbimin içerisinde sen varken her şeye katlanabilirim.

sürekli değişen, hiç kalıcı ve samimi olmayan insan ilişkileri

çocuklarına vereceğin herhangi bir ders değil, örnek bir yaşamdı.

sen başkaydın. Hasta bir adamı sevecek kadar hastaydın

İki saattir kanepede uzanmış yatıyorum ve bu süre boyunca  senden başka hiçbir şey düşünmedim

Palto giymeye üşenirken bu koca dünyayı sırtımda nasıl taşırım ben?

İçinde bulunduğum durumu kimseye anlatamam. Sen de anlamazsın Ben bile anlamıyorum ki başkasına nasıl anlatırım?

Biraz daha uyusam bütün bu olanlardan kurtulabilir miyim?"

Paltom bile ağır gelirken, Nasıl taşırım
Koskoca dünyayı

Herkes beraberinde taşıdığı bir parmaklığın ardında yaşıyor."

Mesela senin odanda duran, sen sandalyende ya da masanda otururken, uzanır ya da uyurken,seni gören mutlu bir dolap değilim? Neden değilim

bu sessiz geceler insanı boş hayallere sürüklüyor,

aslında yok etmek istediğim mutluluklar değil, acılarım.

Bu dünyada olduğun için teşekkürler;

Dünyaya bakıp da, senin içinde bulunabileceğini düşünemezdim. ''Ah, Milena Ah

Üstümdeki paltoyu dahi taşımaya üşenirken ben, bu dünyanın yükünü sırtımda nasıl taşıyayım


her şey abartı, yalnızca özlem gerçek, o abartılamaz.

sana hitap ederken her şeyi unutuyorum. “Seni hiç görmesem bile,

En iyiyi ararken iyiyi kaybediyorsunuz

pek çok şeyin bambaşka olmasını isterdim..."

Evlenmek, önce güven ister. 
Yoksa birinin yalnızlığını, bir başkasınınkine eklemek, bir yuva değil, tersine, bir zindan yaratır.

Sorularımızın değerini cevaplarımızla düşürüyoruz.

Aynı saatte
Aynı şiirde
Aynı satırda
Yıldızlar eşliğinde buluşalım.

”Konu yalnızca unutmak değil, çok daha ötesi.Çünkü insan unuttuğuyla yeniden tanışabilir.

Öyle zaman olur ki, odada yalnızken bile “yok oluverir” insan, bunun nedenleri çoktur,

kişi yaşarken bile ölebilir. 'Bu dünya için kendini paralaman gülünç.

Benim yalnızlığım insanlarla dolu...İnsanın umudunu kıran: 
Çevrenin zorlayıcı gücü ve düş kırıklıklarına alışma..

Sana dokunmayan bir şey beni öldürebilir."

Kendime denk biriyle konuşacağım birkaç kelime yapacağım upuzun konuşmalardan çok daha aydınlatıcı olacaktır benim için.

Dış görünüşün vız geliyordu bana, sözlerine önem veriyordum yalnız

Bak Milena, ‘En çok seni seviyorum.’ diyorum, ama gerçek sevgi bu değil belki,

Sen bir bıçaksın, ben de durmadan içimi deşiyorum o bıçakla’ dersem, gerçek sevgiyi anlatmış olurum belki.

kalbimde sen varken her şeye katlanabilirim..

"İnsan aslında, nelere sahip olduğunu bilmeyen bir kapitalist.

mutluluktan ölünüyorsa, bu benim başıma gelmeli.

İnanmak, kendi içindeki yok edilemez cevheri kurtarmaktır, kendini kurtarmaktır olmaktır.

Ölmekten müthiş bir şekilde korkuyordu çünkü henüz gerçek anlamda yaşamamıştı.

İnsanlarla iyi geçinmek hem çok zordu hem de çok kolay; bunun kuralı yoktu


Tek suçum insan olmak Güzel bir söz duymayı hak ediyor muyum

Milena ben sana hoşuna gidecek
güzel bir söz söylemeyi hak etmiyorum, aksi taktirde söylemiş olurdum.

Bir sürü boş şey arasında adalet kaybolup gidiyor Ortada hiçbir şey yokken, mahkeme bir suç buluyor

koşup yaşama sığınmıyorsa insan, yaşamdan zevk alabilir mi?

Kimse benden, benim kendimden istediğimin daha fazlasını bekleyemez.

benim ihtiyaç duyduğum miktarda huzur dünyada yok

Dünyanın herhangi bir yerinde ihtiyacımı karşılayacak kadar çok sabır var mıdır

Kafesin biri kuş aramaya çıktı

İnsan yalnızca sevinçli olduğu zaman gevezelik eder.

Herkes beraberinde taşıdığı parmaklıkların ardında yaşıyor. 

Erkeğin kadına ve kadının erkeğe vereceği en büyük söz, çocuklara gülümseyerek söylemeye özen gösterilen şu derin cümledir: Senden vazgeçmem.

İnsanı büyüklüğe götürecek yol, ancak onun küçüklüğünden geçer.

Hareketleri ağırlaşmıştı nedeni yorgunluk değil, anıların yarattığı yüktü

Asla beraber olamayacağız,
aynı evi, aynı teni paylaşmayacağız,
aynı masada oturmayacağız,
hatta aynı şehirde bile oturmayacağız..'

Eğer sana güvenmeseydim, sen böylesine kıymetli olur muydun hiç?



Ahmet haldun terzioğlu sözleri

Eğer ölümümün yararı olacaksa, feda olsun canım bu devlete."

Ya istiklal, ya ölüm Bu seçimi yapmak, kahramanların işiydi.

O Gök gözlü kahramandı. Türk'ün umudu..

Üstte gök basmasa, altta yer delinmese; Türk ulusu; senin ilini, töreni kim bozabilir?Hiç kimse!

Türk ulusunun ilini, töresini kim bozabilir Hiç kimse Yalnız kendi kendinin yağısı kendini bilmediğinde.

Türk, dış yağılarına karşı koyarken, içindeki yağıları bilmez, duymaz ve onlardan etkilenirse kolayca yağıya tutsak olurdu.

Yaşamamız, yaşamda kalmamız için gerekliydi öğrenmek.

Zorlu bir yaşam bizi bekliyordu. Belki dünden daha kolay, belki dünden daha zor,...

Korku Ne rezil bir duygu.

Korktuğu için yazgısını yenen ve daha uzun yaşayan kimse olmadı.

Baharın kendisi, özünde yeniden doğuşu simgeler.

Her yeşillenme yaşamanın işareti, her çiçek doğuma gülümseme, her doğum gök buyruğu

Gök altında neresi varsa gidebildiğimiz hep bizim" diyebilmekti göç.

Ulus adla yaşar. Adını unutan, her şeyi unutur. Adını değiştiren, her şeyini değiştirir.

Yaşamak onurlu olunca güzeldir.

Bozkırda devlet kurmak istiyorsa Türk gerekliydi büyük bir devlet kurmak istiyorsa Türksüz olmazdı.

şunu unutma, Türkler değmez belledikleri kişilerin ardından asla gitmezler

Korku! Ne rezil bir duygu Korktuğu için yazgısını yenen ve daha uzun yaşayan kimse olmadı.

Dün gerçekti Turan, bugün düş ama yarın yeniden kurulacak kutlu bir ülkedir

İlk değillerdi. Son da olmayacakları kesindi.

Garip sistem, bu memleketin öz çocuklarını harcamak üzere kurulmuştu. Gelecekte çok arayacağı, ama bulamayacağı, çocuklarını

Ne zaman ki töre terk edildi, o zaman yıkım başlıyor. Çin'e tutsak olma çağı geliveriyor.

Çin'e tutsak olmak demek illa bağlanıp köle kılınmak değil. Çin ipeğiyle, altınıyla, eşyasıyla, rahatlığıyla, töresi ve ahlakıyla tutsak alıyor bizi

Bir sır daha var, çözdüklerimizden başka! Bir ışık daha var, ışıklardan başka.

Hiçbir yaptığınla yetinme, geç öteye:
Bir şey var bütün eserlerden başka

Çin sık sık 'Böl ve Yık' yolunu deniyordu.

Kişiler yok olup gider ama devlet ve ulus süreklidir

Irmaklar, akan sular hep temiz kalmalı. Asla kirletilmemeli!”

Varsın uzakta olsun. Gün gelir kavuşulur Allah yazdıysa...

Ölmek için her yer güzeldir! Yeter ki vatan toprağı olsun! Yeter ki Turan yurdunda bir yer olsun


Beklenen etki, beklenmeyen zamanda vurulan darbe ile sağlanır! 

Seçkin erler, seçkin ordunun izidir.

Acının en büyüğünü ihanete uğrayanlar yaşarlar.

Benlik ve yükselme hırsı sonu gelmez bir yıkıma götürür devleti.

"Yönetilen değil yöneten olmak için yaratıldık!"Türk, kurtuluş ve özgürlük ardında, tutulamaz bir güçtür.

Huzursuzluğunu susarak belirtir! Susar, susmak nasıl bir tepki ise

Seni anlamıyorum Çavuş! İbadetin yaşla ne ilgisi var! insan yaşlandım diyerek ibadete başlarsa dürüstlük olmaz ki.

Gönül işidir ibadet. İnanç işidir.İnanmak yolun yarısıdır. İnanınca olmayacağı varsa da oluverir...

Küçük, güzel, mutlu bir dünyası vardı. Bu dünyayı seviyordu

Kişioğlu düşler ülkesinde mutlu olunca, uyanmak istemiyor, uyanınca mutlu olmuyor.

Öyle ucuz ölümleri sevmiyoruz. Türk ölmemeli görüşü egemen gönüllere.

Türk yaşamalı ve mücadele etmeli. Türk değil, Türk yağıları ölmeli.
Öleceksek, öldüğümüze değmeli!



10 Okay tiryakioğlu

Takdir-i Hüda, belki fetih müyesser olur Haydi bre Reisim! ne bekleriz. Hele başlayalım görsünler bizimle uğraşıp fitne sokup Müslümanlara zulmetmek ne demek

En ufak bir disiplinsizliğe göz yummuyorlardı. Seferin ruhunu artık iliklerine kadar kavramış tı asker

Türk askeri üstlerine sorun çıkarmamak ve kayıtsız şartsız itaatte, dünya harp tarihine geçecek mutlak örnek bir tavır

insanın yaşadığı toprağın alt?
Bunu ilk beğenen sen ol.
General
RE: İslam ve hayat
13 Cahit Zarifoğlu Sözleri

Bir şehir kadar kalabalıktır bazılarının yalnızlığı.

Sen dağ gibi kurul ben zerre bir yer tutayım.

Farz et körsün olabilir. El ele tut. Taş al ve at. Kâfiri bulur.

Evet, hatırladım küçük basit şeyler yetiyor kederlenmeye. Ya mutluluğa?

Filistin; bir sınav kâğıdı… Her mü’mîn kulun önünde.

Kapı aralığından baktığımda görebildiğim en güzel şeydir; yaşamak.

Dedi ki; sen şairsin elindeki bu taş ne?, Dedim ki; şair aşka boyun eğer, zulme değil!

Bir gün ister istemez karşısında olacaksın kaçtıklarının. Dua et o gün henüz mahşer olmasın.

Hayalimin ayağı yere değmiyor henüz. Onun gerçekleşmesine dayanacak, onun yükünü kaldıracak toprak yok.

Kalbinizi yumuşatın, ama iradeniz sert olsun. Kelimelerinizi yumuşatın ama nüfuzunuz kuvvetli ve derin olsun.

İnsan kendi mutlu olma imkânını görebilmeli. Mutluluksa filmlerin, romanların içinde değil, kendi yaşadığımız basit hayatın içindedir.

Ölü kalbimiz dirileydi hakka dönüp sadakayla yıkanaydık dünyaya hiç meyletmeyeydik.

O sabah ezan sesi gelmedi camimizden. Korktum bütün insanlar için, bütün insanlık adına.

Alnı secdeye inen insanların sesleri birbirine bağlanabilirse, ancak o zaman sokaklar, meydanlar ardına kadar açılır.

Ehli takva olun, ehli secde olun. Farzları alenen yerine getirin. Nafileleri kendi nefsinizden bile gizleyin.

Ve önemli olan ‘an’dır. Onu; ibadet, sabır, anlayış, tevazu ve merhamet ile anlamlı hale getirmek mutluluğun ta kendisidir.

Diline bir düğüm at ve otur. Dinle. Gıybet ve dedikodu, münakaşa ve su-i zanlarla dolu söz varsa ya durma ayrıl, ya da engelle.

Bakıyorsunuz, zulmedilenlerin tek ortak özelliği var; Müslüman oluşları ve zulmedenlere bakıyorsunuz, onların da bir tek özelliği var; Kâfir oluşları

televizyon karşısında muhallebi gibi gevşemiş bir Müslümanda, değil cihad etmek, acaba kalkıp farzı ifa edecek kuvvet ve istek kalmış mıdır?

Biz, sakalları şiirle karışık, yüreği Allah’la barışık adamları sevdik.

Hocam ileri gidiyorsun, seni sürerler diyorlardı. hoca ise kürsüsünden şöyle haykırıyordu Söylesinler bakalım nereye sürecekler? Söyleyin nereye sürecekler? Allah’ın rahmetinin erişemeyeceği yer mi biliyorlar?

Takdir-i ilahi deyip teselli bulmuşlar elbet demişler bize bir yük taşıyan, Allah bir tane daha kısmet eder.

Bazı insanların hayvandan bile aşağı olması mümkün, eğer kalbinden merhametin zerresi kalmamışsa.

Şu küçücük kalpte nice hakkın yüklü.

Bir incelik gösterin, incinmesin yüreğim.

Bir kalbiniz vardır, onu hatırlayınız.

Zulmedince kendim, lütfedince sen, seni andım hamdettim sana taptım. 

Bazen var'ı Anlarsın yok ile

Son bir söz daha Bir yalvarış kırıntısı olmalı Duyanı olmayan Allah’tan başka.

Pencereden bakınca toprak ve ağaç görünmeli. Hava tertemizdir, yakınlarda sağlıklı bir dere akmaktadır.

İnsan; tabiattaki insan ve eşya dengesine bakarak ve inanç içinde yastığa başını emniyetle koyar.

İnsan gittikçe daralan dünyasında neden mutsuz. Herkes artık gereğinden fazla büyüyor da onun için mi?

On yedi yaşlarındaki delikanlıların bile iki kat yaşlıların ki kadar yürekleri dolu.

Hicret Taze Güçlü bir kandır damarlarımda...

Merhamet capcanlı bir kuştu insan kalplerinde

Yazarlar bazen ilk cümleyi yazdıklarında sonunu getiremeyeceğini anlarlar.

Bazen o cümle ile her şey söylenmiş gibidir. Yazacak tek kelime daha bulamazlar...

İçimiz bir dolap değil ki açıp bakalım. Açıp gösterelim. Yine de anlatıyoruz

Bizi fark edince eşyaların arasına gizlenmeye çalışan bir böceğe benziyor anlattıklarım.

Gelecektim. Ama daha bir kötü hatıram olsun istemedim.

anahtarı yalnız bende bulunan bir odaya girer gibi okurum şiirimi. Onun hatıraları bendedir.

Bir kalbiniz vardır onu tanıyınız.

Bir şehir kadar kalabalıktır bazıları
Bir dehliz kadar karanlıktır bazıları
Konuşurlar

14 İskender Pala Sözleri

Ve ben Leyla’nın aşıkı, günler ve geceler boyunca dua ettim, bağrıma Leyla yazılsın diye.

Her ne ki arıyorsun; aradığın ancak sensin...

İyinin de, kötünün de fidanı senin içinde büyür

-Kimisi bilmem der, bilir; kimisi bilir bilmezlenir. Kimisi bilmediğini bilmez, bilirim der; kimisi bildiğini bilmiyor

Şimdi kelebekler rüyalarında seni görebilmek için uykuya dalıyorlar mıdır acaba?

Aşk… Gök kubbenin altındaki en gizemli kelimelerden biri. Bilinmeyen… Belki bilindikçe daha da bilinecek renkleri, desenleri ortaya çıkan.

Aşk; belki de bin bir başlı ırmak, her birinin yolculuğu ayrı, ama hepsinin ulaşmak istediği deniz bir.

Doğruluk mu  büyük meziyettir, yoksa yiğitlik mi? diye sorar, cevap Bütün insanlar doğru olsaydı yiğitliğe lüzum kalmazdı!” der.

Gökler sevgiyle dönerler, yıldızlar sevgi sayesinde yerlerinde durabilirler. Tıpkı kalbimizdeki sevgi yıldızları gibi…

dış yerine içi, suret yerine ruhu sevmek gerekir. Hayat ancak sevgiyle tatlıdır

sevgilisiz dünyada hayat sürmek beyhudedir.

Kendini yücelten alçalır, kendini alçaltan yücelir.

Varlığınız çoğaldığı oranda onu hayır yolunda azaltınız ki yolculuklarınız kolay olsun!.

Sevgi hissedilen di, biliyordum; ama bir heyecanın da adı olabilir miydi? Bir kişinin adını duyunca hissedilen bir heyecanın adı?!…

Geçip gitmede ömür…Umutlar hep yarın, yarın, Tükenen zamanı dolduruyor hep kuru kavgalar, boş didişmeler, faydasız gürültüler

Aklını başına al kardeş! Günü, bugün say; ölüm ki kaşla göz arasında; ölüm ki dudakla söz arasındadır

Sebep neydi, bütün varlığımın kendisiyle ayakta durduğunu bildiğim, hayatımın en değerli parçası

bir göz yumup açıncaya kadar neden ayrılıvermiştik?

Çokluğun derdi elbet çok olur; yokluk kapısında nefis de yok olur.

- Hatıraları unutmak olanaksızsa; hatıralarda unutulmak kader olur.

unutma, her şafak, elinde fenerle gelen bir hırsız gibidir, ömürleri çalıp götürür. Uyanık dur!.

O’na aşk nedir diye sorsalar, tek bir cevap veremeyecek kadar aşk içindeydi.

- Bir tutsaklıktır başlar, biz doğunca; dünya denir adına. Bir telaş, bir koşturmaca, dursuz duraksız.

Varlığınız çoğaldığı oranda onu hayır yolunda azaltınız ki yolculuklarınız kolay olsun!.

Geçip gitmede ömür…Umutlar hep yarın, yarın, yarın!

Tükenen zamanı dolduruyor hep kuru kavgalar, boş didişmeler, faydasız gürültüler…Aklını başına al kardeş!

ölüm ki kaşla göz arasında; ölüm ki dudakla söz arasındadır.

- Kimileri Gül dediler, ömür boyu güldüler; Kimileri de Gül dediler, Gül uğruna öldüler.

Aşk ayrılığının azab olduğunu söylüyor, sonra da azabın lezzet' demek olduğunu söylüyordu.

Bazan bulutlarla gelir, bazen lodoslarla. Umut ki, insanı en son bırakan cevher ve en kıymetli hazinedir.

Gözyaşları ne kadar çok şeye tercümanlık yapıyordu! Damladığı, süzüldüğü, aktığı veya kana dönüştüğü zaman, hep ayrı manaları vardı

Her gelen dert bir öncekini unutturuyor, her acı diğerini bastırıyordu.

Senden dolayı seviyorum seni ey sevgili..

aşk; karşılıklı oturmak, yüz yüze veya aynı noktaya bakmak, şiir okumak, sevgiliden utanacak kadar terbiyeli davranmaktır

güzelden bahsedip gülmek ve asla iffet sınırının ötesine uzanmamaktır. Demek ki aşk

azabında bir lezzeti vardı ve dertleri zevk edinmeyince aşkın tadı çıkmıyordu.

Bağlandığınız zincirin anahtarını ele geçiremiyorsanız, zinciri suçlamaktan vazgeçin

- Öyle ki kıskançlığımdan kendi gözümle bile dost değilim...

Ayrılığından dolayı yardım dilenmeye takatim yok senden. Kapında kendini kaybedenlere gıptayla geçen ömrümde bir takate de ihtiyacım kalmadı artık.

- Ahmağın kalbi dilinde, akıllının dili kalbindedir.

Seveni sevmek kolaydır; marifet o sevmediği zaman da onu sevebilmektir.

Hüzün, bir hazin kelime... Ayrılık gibi, hicran gibi; mutluluk gibi de. Bazen bir gözde görürüz onu, bazen bir yüzde.

- Tefekkür kalbin kandilidir; o giderse kalp için ışık yok demektir.

Belki de en sevdiğim sakarlığın, gözlerime takılıp yüreğime düşmendi.

Ayrılık gibi, hicran gibi ve mutluluk gibi Bazen bir gözde görürüz onu, bazen bir yüzde.

Madem Allah'a giden binlerce yol var kim kimin yolunun yanlış olduğunu söyleyebilirdi ki?

Hüzün, bir hazin kelime...Bazan bulutlarla gelir, bazen lodoslarla.

Umut insanı en son bırakan cevher ve en kıymetli hazinedir.

Beni evvel öldürmüştün, şimdi geri dönüp geldin. Maktulüne ciğeri mi yandı katilin?

Aşk, kelimesinin bir anlamıda sarmaşık demek. Nasıl ki sarmaşık bir ağacı çepeçevre sarıp, onun dış dünya ile ilişkisini keser ve sardığı ağacı bir süre sonra kurutursa, aşk da öyle...

O ki; rüyana gireceğim diye söz verdi. Nice yıllar geçiyor ki bu söz yüzünden gözüme uyku girmedi.

Kimileri Gül dediler, ömür boyu güldüler; Kimileri de Gül dediler, Gül uğruna öldüler.
 
Nice yıllar geçiyor ki bir söz yüzünden gözüme uyku girmedi.

Işık ister misin? Nur ister misin?"
Elbette isterim O halde döktüğün varsa doldur, Ağlattığın varsa güldür,
Yıktığın varsa yap,
 
15 Sezai Karakoç Sözleri,

Noel ağaçları kahrolsun.

Allah’a inanan insanın özgür olduğuna inanıyorum.

İnsanı boynuna zincir takan eşyadan öteki insanlardan, ve insanların tanrılaştırdığı kişilerden ancak AIIah kurtarır.

insanı ancak Allah özgür kılar.

Putlar, tanrısızlık ortamında üreyen ruh mantarlarıdır.

Doğuyu Batıyı bilmeli Eski uygarlıkları  incelemeli Yükseliş ve düşüşün sebeplerini derinden derine araştırmalıyım

Allah’ın insanoğluna en büyük nimeti olan İslâm inanç ve medeniyetine mensup bir toplum nasıl olur da bugünkü acıklı duruma düşer?

mutlaka bir veya bir çok sebeb vardır. Bunu bilmeliyim. İşte bütün konuları incelemekte ilim rehberim olacaktır

Düşüşün tadını almayan insan! Senin yücelerin serinliğinden, arılığından ne haberin vardır?

batılılar ve marksistler, aya da çıksalar, yerin dibine de inseler, ruhları itibariyle barbardırlar

kurdun tabiatını taşımaya devam ediyorlar.

Biz yırtık pırtık çul çaput içinde kalsak dahi hiç olmazsa medenî olmanın anısını taşıyacak kadar medenîyiz.

Yenilgi yenilgi büyüyen bir zafer vardır. Sırların sırrına ermek için sende anahtar vardır.

Onlara anlat insan kelime ve şiirden yaratılmadı. sadece psikolojik  sosyolojik ve tarihçi Müslümanlık yetmez. Her Müslüman Müslüman
Yaşamalı

Her Müslüman iç dünyasında Müslüman olmalı, Müslüman olmayı idrak etmeli. Ve toplumsal tarih şuurunu eklemeli.

Tek çare ve çözüm, İslam dünyasının, uyanıp Batı’nın NATO’su gibi bir askeri güç, AB gibi bir siyasi birlik oluşturmasıdır.

Hayatı da şöyle yorumluyorum: hakikat savaşı ve karşı savaşlar, baş kaldırmalar.

Tarlayı dıştan kuşatanlardan başka bir de içten çürütenler türedi.

Hz Peygamber ne paraya, ne de halkın desteğine dayanmış ve güvenmişti. Hazreti Hatice’nin bütün Arabistan’ı kateden kervanları donatacak çaptaki servetini, peygamberliğinin ilk iki üç yılı içinde İslâm uğruna harcamıştı.

Hz Peygamber İslâmı servet biriktirme aracı yapmamış dünya gücüne değil, yalnız Allah’ın gücüne inanmış ve güvenmişti.

Allah Hz Peygamber in ihlâsına karşılık SAV e hem dünyayı, hem ahreti, bağışlamıştı ve Bu bağışlar, O’na da, ümmetine de yetmiştir.

Ölenlerin kanında Musa bilinci ve Suları yarıp geçme yolunun çiçeği açar.

Zulümde boğulan halka, suda boğulmayan bir çocuk yol gösterir:

Şeytanın kentini darmadağın etmeye and içmişim.

Kur’an kıyamet vakıasını ‘saat’ kelimesiyle anlatır saat kelimesi, vaktin ölçüsü olmuştur her an gelebilecek olan kıyamet vaktin ta kendisi olmuştur

Dünya zamanı, ahiret zamanının yanında adeta Hz. Musa’nın asasının yanında büyücü değneklerinin düştüğü zavallı bir duruma düşmektedir.

Geceye yenilmeyen her insana, ödül olarak bir sabah, bir gündüz ve bir güneş vardır.

Oruç, insanın  her yıl bir ay katıldığı bir ruh şölenidir. Üstün insanların davetlisi olduğu bir tabiat ziyafeti bir gök sofrasıdır. Yani, Samanyolunda Ziyafet.

Adalet mülkün temelidir. Peki adaletin temeli nedir?

yağmur karşılıklı yağar. Ruhların içindeki müzikle karşılıklı.Donmuş ruh ancak baharla kanatlarını açar.

Üzerinde Kâbe ya da cami resimli doğum günü pastaları, sosyetik umre turları, lüks ve israfla dinî şova dönüşen İslami hayatlara sığlaşan din algısı üzerinden bakmak gerekiyor.

Camiyi hayattan sürmeye başladık başlayalı, adeta ilahi bir ceza olarak biz de hayattan sürülmeye başladık

İnkâr tutsaklık, inanç özgürlüktür.

Doğaya inmiş vahyin mucize pınarlarından bir penceredir her üzüm tanesi.

Her üzüm tanesinde yaradanı görürsün.

Karın yağdığını görünce, kar tutan toprağı anlayacaksın.

Toprakta bir karış karı görünce, kar içinde yanan karı anlayacaksın.

İnancın yarısı utançtır. Her şeyi tam olsa da, utancını yitirmiş bir medeniyet, sağlıksızdır.

Bütün şiirlerde söylediğim sensin.
Boşunaydı saklamaya çalışmam öylesine aşikarsın bellisin.

Yüksel bır kere daha ey ahir zaman ezanı.Ayasofya’nın avizelerini bu ramazanda da ısıtamadık; bunu unutmamalı.

Bir ekmek kadar aziz fikirler böyle pişti,

Noel ağaçları kahrolsun.Oruç, insanın ruh şölenidir. Üstün insanların davetlisi olduğu bir tabiat ziyafeti gök sofrasıdır

Umutsuzluk yok! Gün gelir. Gül de açar. Bülbül de öter.

İnsanlar havada uçtu ama yerde öldüler.

Ben geldim geleli açmadı gökler. Ya ben bulutları anlamıyorum. Ya bulutlar benden bir şey bekler.

Hayat bir ölümdür aşk bir uçurum.

Arkamda ve yanımda güçlü surlar vardı sûrelerden.

Sen cuma gününün hürriyet kadar kutsal olduğunu onlara anlat.

Cami, mihrabıyla bir tapınak, minberiyle bir toplum ve devlet, kürsüsüyle bir okuldur.

Var olan ne ki; bizi yokluğuyla üzenler vardır.İnsandan insana şükür ki fark var.

Ben çiçek gibi taşımıyorum göğsümde aşkı. Ben aşkı göğsümde kurşun gibi taşıyorum.

İslâm âleminin kaderi, Türkiye’deki kördüğümün çözülmesine bağlı.
Ayasofya’nın avizelerini bu ramazanda da ısıtamadık; bunu unutmamalı

Gözlerin kaç kişinin gözlerinde gezinir. Sen kaç köşeli yıldızsın.

Senin kalbinden sürgün oldum ilkin
Bütün sürgünlüklerim bir bakıma bu sürgünün bir süreği

Sana geldim ayaklarına kapanmaya geldim Af dilemeye geldim affa layık olmasam da

16 Hikmet Anıl Öztekin Sözleri

”Bende koca bir sen var.”

”Allah, hüzünlü kalplerdedir.”

”Seni özlemek yalnızlığın dibi.”

”Secdesiz başın ağrısı çok olur.”

”Seven sevdiğine, sevdiğini söylesin!”

”Melekler kalbinden öpsün sevdiğim.”

”Adının geçtiği yerde takılıp kalıyorum.”

”Duası güzel olanın kalbi de güzelleşirmiş.”

Gözlerin daha ömrümden kaç vakit götürür.Gözlerine bakıyorum, yağmur olasım geliyor.

”Sevmek belki bir gün okur diye şair olmaktır.”

”Yazmak kesmez oldu artık, şiir yaşıyorum ben.”

”Derdim mi? Beni biliyorsun, hep içime atarım.”

”Sevmek dilek tutmaya benzemez dua edeceksin.”

”Sabret azizim, çay bile demini almadan içilmiyor.”

”Cennete sen gitsen yeter, ben gözlerindeyim zaten.”

”Tasavvuf ; insana yokluğunu öğretme sanatıymış.

”Ey zaman, gün olur geçmezsin, gün olur yetmezsin.”

”Allah var diyoruz da, neden yokmuş gibi yaşıyoruz?”

”Sevdiğim yoksa yanımda, terk edilmiş bir şehirdim.”

”Gülüşlerim var benim, her sıkıntıya eyvallah diyen!”

”Şimdileri bilmem ama, sevmek eskiden sakınmaktı.”

”Sevda kağıda yazdığından öte, yüreğine yazdığındır.”

”Zaten sen yoksun ya, nereye baksam dünya kokuyor.”

”Haramın içinde yüzerek, helalini bulamazsın derttaş.”

”Bu gece hüzünden nasibimize düşenleri de yazma vakti.”

”Zaman işte. Yar olunca yetmez, olmayınca da geçmez.”

”Sevmek seni seviyorum demek değildi hissettirmekti.”

”Gözlerimiz günahlarımızı temizlemek için mi yağıyor?”

”Siz hiç her şeyiniz olan birinin, hiçbir şeyi oldunuz mu?”

”Özlemek mi, sana benzeyen her şiire sarılasım geliyor.”

”Bir bilsen ne kadar özledim, utanır, nefes olur gelirsin.”

”Bir tercih değil artık, uzaktan sevmek huy olmuş bizde.”

”Öyle bekledik işte; geleceğinden mi sanki, sevdamızdan.”

”Kitaplardan başını kaldırma ufaklık, dünya kötü bir yer.”

”Sen sanki dün gittin, ben binlerce yıldır özlüyor gibiyim.”

”Bu dünya bizim için değil. Yüreğime her gün öğretiyorum.”

”Şehirli bir çocuğun köy sofrasına özlemi gibi sevdim seni.”

”Belki de sevmeyi bilmeyen insanlar bilenlerin imtihanı idi.”

”Belki çıkmaya korktuğumuz o yol bir dua miktarı yakındır?”

”Bazen, gölgen bile peşinden gelmese, yürümek lazım gelir.”

”Besmelesiz başladım diye mi doyamıyorum seni sevmeye?”

”Kimseyle konuşamadıklarını rüzgara fısıldıyor insan bazen.”

”Nefsin istediğinde değil, kalbin hissettiğinde sevmiş olursun.”

”Elif diye yazılır; cana nefes, kalbe şifa, Rabb’e yol diye okunur.”

”Ölçülü sev” demişti Allah Resulü. Çok sevince gidiyordu çünkü.”

”Yarim, belki duayız birbirimize, yarıda bırakmayalım, haramdır.”

”Kitap okumayan insanlar antreman yapmayan sporculara benzer.”

”İnsanlar yediklerinin kalorisi kadar haram helalini hesaplamıyor.”

”Kendi halinde olmak” ne güzel şey, bu kadar hal bilmezin arasında.”

”Yapabileceğin tek şey alışmaktır artık. Hüzne, özlemeye, onsuzluğa.”

”Sevgi bütündür. Sevmeyi vereni seviyorsan, verdiğini de seveceksin.”

”Namaz kıl, dua et ve aşık ol. Her şeyin nasıl düzeleceğini göreceksin.”

”Gerçekten hakkıyla yaşayan bir insan zerre kadar korkmaz ölümden.”

”İsmin geçse bir cümlede, yazarken yanmasam, okurken yanardım.”

”Ne güzel bir dua, şimdi Allah’a emanet ol ötesinden kıskanırım seni.”

”Bu gece öyle bir özledim ki seni, koca şehrin yerini değiştiresim geldi.”

”Ama yine de sorsalar gelsin mi diye yanacağımı bile bile, gelsin derdim.”

”Dışında ne kadar mutluysan, içinde gizleyemediğin bir hüzün vardır hep.”

”Bir ara gözlerin vardı şehrimde, sen gittin, yeşili ondan gitti İstanbul’un.”

”Sevmek, cennetin kapısından girince ilk onu istemeye yemin etmektedir.”

”Bize samimiyet lazım, samimi niyet…Dili süslü yüreği paslı insanlar değil!”

”Kimse hayal ettiği hayatı yaşamıyor ama sebebini sorduğunda herkes haklı.”

”Ben şiir olsun diye değil, Allah dua sayar, murad eder belki diye yazdım seni.”

”Bazen insanın anlatacak çok şeyi vardır içinde. Ama anlatacak kimsesi yoktur.”

”Seviyorum diyorsun ama şartlara bağlı. Kaşı gözü daha güzeli gelinceye kadar.”

”Namaza benzeyecek biraz da sevgin, niyet ettikten sonra etrafa bakmayacaksın.”

”Seni seviyorum desem, basit kalmaz mı? Seni yaşıyorum demek daha mantıklı.”

”Allah korkusundan titrer yüreğim, gözlerine günahsız bakabilmekti tek isteğim.”

”Ve ağlamanın cinsiyet meselesi değil, insanlık meselesi olduğunu söyleyin ona!”

”Solun solumun hizasına yaklaşmayacaksa ne yapayım ben bu canı, lazım değil.”

”Ne sensiz bu dünya gözüme görünsün, ne de sensiz gözüme bir ömür bürünsün.”

”Zaten aradığımız şey dertsizlik değil; derdimizi anlayabilecek bir yoldaş değil mi?”

”Aşık olmadan önceki ve sonraki sen arasında fark yoksa aşk sandığın şey hevestir.”

”İşte böyledir sevdalar, kimi çıkar sokaklarda satar, kimi çıkamaz sûkutunda saklar.”

”Bazen insanlardan uzaklaşmak lazım. Özellikle bizi lüzumsuz işlerle oyalayanlardan.”

”Hiçbir şiir seni geri getirmeyecek, ama bütün şiirler sana gelecek her satır ve sayfada.”

”Beklentiler aşka karışınca acıtır be evlat. Çünkü asla beklediğinle karşına çıkan olmaz.”

”Bir insanın kalbinin de tebessüm edebilmesi için masada en az iki çay bardağı olmalı.”

”Zaten en acıtan şey de gitmeleri değil, sanki bir gün geri gelecekmiş gibi gitmeleri olur.”

”Ruhum yorgun düşmüş, sevmekten değil, sevmenin hakkını verememe korkusundan.”

”Yeniden doğmak için, daha güçlü olmak için bir sonbahar geçmeli herkesin hayatından.”

”Evlilik, sevdiğinin malına mülküne ortak olmak değil, iman dolu göğsüne talip olmaktır.”

”Sahip olmak istemekle başlıyor en büyük hatamız. Kim ne götürebilmiş ki öbür dünyaya.”

”İnsanların her nefeste iki kere şükretmesi lazım; Biri nefes aldığı biri nefes verdiği zaman.”

”Şiir okuyan kadın sevilmez mi hâfız. Hele bir de şiir yazıyorsa ruhunu eline teslim et gitsin.”

”Bir nefes sonra ölecekmiş gibi sevmek neymiş, Rabbim bir kulunu öyle sevdirince anladım.”

”Bir ömür boyu bizi anlamayan insanların arasında yaşamak için, ne suç işledik bilmiyorum.”

”İyi şeyler inandığında, daha iyi şeyler sabrettiğinde ve en iyi şeyler hiç vazgeçmediğinde gelir.”

”Yarım dua da olmaz sevgi de! Ya tam seveceksin, ya da çalışmayacaksın hiçbir yüreğe girmeye.”

”Bilmek, olmak içindir. Bilerek cehaletten kurtulunmaz, bildiğini yaparak cehaletten kurtulunur.”

”İçimdeki hüznü bilen Allah’ tır. Gecenin karanlığına sessizce eklediğim duaları duyan Rahman’dır.”

”Defalarca otobüslerin camına emanet ettiğimiz başımızı kaç kere zikrederken secdelere emanet ettik?”

”Gece uyumayanlar bilir, onlar bazen, en siyahından derin sızıları aydınlığa çıkarır.

”Gözümüz değil, gönlümüz kaldı arkada, geride, başkalarında… Sustuk… Çünkü imtihândı, biliyorduk.”

”Ve eğer gerçekten seveceksen bir gün sadece soyadını değil, bütün bir ömrünü vereceksin sevdiğin kadına.”

”Kitaplar gerçek sevmelerin ispatıdır biraz da. Bir şair, bir kadını şiirlerinde yaşatıyorsa gerçekten sevmiştir.”

”Başıma gelen her şeye eyvallah çekiyorum bugünlerde. Olsun diyorum, ince düşünün insanlar incinir hep.”

”Güneş parlarken herkes seni sevebilir, ama gerçekten seni kimin umursadığını fırtınalar estiğinde anlarsın.”

”Herkesin ayrı bir derdi var işte.Adam derdidir derler. Neyi dert edindiyseniz kaderiniz de o şekilde yazılmıştır.”

”Hiçbir yağmurda, sensiz ıslanmaya cesaret edemedim ben.  İşte bundan, pencerenin ötesine geçmedi hayallerim.”

”Çocukluğunu rutubetli evlerde geçirmiş, nemli bir kalbim var benim. Ne zaman sıcak bir gülüşe inansam buhar olur.”

”Bütün sokaklar sana açıkken, herkes seni bir harama çağırırken henüz tanımadığın o helalin hatırına beklemektir sabretmek.”

”Bir şarkımız yoktu hani, birlikte söylemediğimiz. İşte onu bile çok özledim…Yokluk özlenir mi, yapmadıklarımızı bile özledim.”

”Böyle büyük bir kusursuzluk ve aşk ile yaratılmış bir dünyada şiir yazılmamış bir sevda ne kadar samimi olabilir ki?”

”Kitapları, yağmuru, çayı ve şiirleri neden bu kadar çok seviyorsunuz diyorlar. İnsanları iyi tanıyoruz, ondandır diyoruz.”

”Trafikte birbirine küfretmek çok normal ama biri yolda gelip sarılsa, ömür boyu unutamayacakları bir şaşkınlık oluyor.”

”Yağmur olmasa kim, nasıl temizleyecek şu sokakları? Yağdığında ilk önce kötü insanlar terk etmiyor mu zaten sokakları?

”Sabret, helalini bekle, kimse işlemediği bir günah için pişman olmamıştır. Kimsenin mükafatı da hayallerinden aşağı olmamıştır.”

”Peki, tamam, hayat bize sağlam bir tokat attı. Tamam, yere düştük. Peki yere düşen mi kaybeder yoksa ayağa kalkamayan mı?”

”Bir şey isteyince insandan isteme. Zira, verirse minnettir, vermezse zillettir. Allah’tan iste ki, verirse nimettir, vermezse hikmettir.”

”Akıl aşkları çok da sevmez. Çünkü aşk, sahasında akıl kabul etmez. Ondandır aşıklara Mecnun denmesi. Yani aklını kaçırmış, yitirmiş denmesi.”

”Aşkın rengini bir kelimelere sığdıramazsın. Sadece yansıması olur. Yansıyan dildeyse ziyandır kelimeler. Yansıyan kalpteyse şifadır kelimeler.”

”Sanki şakağımızda bir zincir. Bağlıyor bizi haramlara.

Sevdiğinin gözüne edepten başını kaldıramayan neslin yerini, gözleri bedenlerde gezen bir nesil aldı.”

”Uzaktan sevmek daha zordur ama daha esastır. Buna inandık sevdiğim.

”Bazen gerçekten sevdiğinizin yolundan gitmenin bedeli, onun dışında kalan herkesi kaybetmek ile sonuçlanır.

Yalnız kalırız ama O öyle yanımızdadır ki kalabalık ve huzurlu hissederiz.”

Heyecandan birkaç gün yemek yiyemez döner durursun, kıpır kıpırlık olur. Bütün güzellik ve emeğini ona feda edesin gelir ya, işte sevmekten bahsediyorum.”

17 Bob Marley Sözleri

"Önemli olan çok yaşamak değil, yaşadığın süre içerisinde çok şey yapabilmektir."

Kendi kendime konuştuğum kadar, kimseyle konuşmuyorum. Sebep delilik değil, sadece bilirim ki insanı sadece en iyi kendi dinler. 

Gerçek şu ki; herkes seni incitecek. Yapman gereken tek şey; ‘acı çekmeye değer birini bulmak.

Hayatımda kimse yok; ama sorun değil. Çünkü sen aşkı basitleştirenlerden birisin, bense yalnızlığın hakkını verenlerden.

Erkek ya da kadın ikisinin de bildikleri doğrudur; ama kadının tahmin ettiği her şey, erkeğin emin olduğu şeyden daha doğrudur.

Babam bana dedi ki; bana ettiğini evladından çekersin.babama dedim ki; babana yapmasaydın benden çekmezdin.

Aslında kadın su gibi bulunduğu kaba uyar. Kadınlardan şikayetçi olan erkek, hatayı kendi kalıbında aramalıdır .

Kurtarın kendinizi zihinsel kölelikten kendimizden başka kimse özgür kılamaz aklımızı korkmayın

Güneş parlıyor, hava güzel, ayakların dans etmek istiyor; ama yine de aklının bir kenarında dursun: birileri şu an acı çekiyor.

Baktın hayatın tadını çıkaramıyorsun; tadını kaçıranı, hayatından çıkar.

Gülmek her zaman mutlu olmak için değildir. Bazen öyle gülmeler vardır ki; en büyük acıları gizlemek içindir.

Sadece çocukken güler insan, diğerleri gülmek değildir. Çünkü insan büyüdükçe komikliklere değil, acılara gülmeyi öğrenir.

insanı sadece en iyi kendi dinler.

Kaçan giden balonlara el sallayın; nasıl olsa havaları sönünce yere inecekler.

ilk önce yanlış insanlarla tanışmasaydık, doğru insanı bulduğumuzda onların değerini anlayamazdık.
 
insan büyüdükçe komikliklere değil, acılara gülmeyi öğrenir..

sevmediğin kişilerin yüzüne bakmak zorundaysan ve istesen de kaçamıyorsan; Gülümseyerek ağlamayı öğreniyorsun demektir.

Sen kim oluyorsun ki yaşadığım hayatı yargılıyorsun?

Ben mükemmel değilim ve olmak zorunda da değilim! Parmaklarınla beni göstermeye başlamadan önce kendi ellerinin temiz olduğundan emin ol.

hep hayal ettiğimiz başlangıcı değil; hiç düşünmediğimiz mutlu bir sonu istemeliyiz.

Evet haklısın, sıfır’ın gücü yoktur. Ama unutma ki, sıfır’ın kaybedecek bir şeyi de yoktur!

Güneş parlıyor, hava güzel, ama aklın da dursun: Birileri şu an acı çekiyor.

sürekli tebessüm edenler, içten içe acı çekenlerdir. Unutma, her gülen yüz mutluluk ifadesi değildir !

haklısın, sıfır’ın gücü yoktur. Ama unutma sıfır’ın kaybedecek bir şeyi de yoktur!

tek sorunumuz; onunla tanışalı bir kaç gün olmuşken ona seni seviyorum’ diyebiliyor olmamızdır.

Aslında sürekli tebessüm edenler, içten içe acı çekenlerdir.

Unutma, her gülen yüz mutluluk ifadesi değildir!

sevmediğin kişilere bakmak zorundaysan ve gülümseyerek ağlamayı öğreniyorsun demektir.

Düşmanından çok dostundan sakın! Çünkü dostluk biterse; sana nasıl zarar verebileceğini en iyi dostun bilir.

Mutlu mu olmak istiyorsun? Kimseden bir şey bekleme..

Yapman gereken tek şey; ‘acı çekmeye değer birini bulmak.

Gülmek her zaman mutlu olmak için değildir. öyle gülmeler vardır ki; en büyük acıları gizlemek içindir.

Giderek terbiyesizleşiyorsan, hayatın ne mal olduğunu anlıyorsun demektir.

Ayağa kalk, dik dur, hakların için karşı dur. Ayakta dur, dik dur, mücadeleyi bırakma.

Her şey yolunda gitmiyor, ne yaparsan yap olmuyor En zoru da bunlara gülümsemek zorunda kalmak işte.

Kurtarın kendinizi zihinsel kölelikten

yanlışla tanışmasaydık, doğruyi bulduğumuzda değerini anlayamazdık.

Artık yeni bir başlangıç değil; hiç düşünmediğimiz mutlu sonu istemeliyiz

Çoğu şeyi kazanırken bazı şeyleri kaybedersin. öğle seçimler yap ki kazandığın şeyler kaybettiklerine değsin

Kadınlardan şikayetçi olan erkek, hatayı kendi kalıbında aramalıdır.

Boşver be! Nasılsa her rüya güneşle sona eriyor.

Babam dedi ki ettiğini evladından çekersin. Babama dedim ki; babana yapmasaydın benden çekmezdin.

Para hayatı satın alamaz.Zihnimizi sadece kendimiz özgür bırakabiliriz.

Mutlu mu olmak istiyorsun? Kimseden bir şey bekleme..

Karşılıklı sevgi aşkı, platonik sevgi insanı öldürür.

Yokluğunuzu hissetmeyeni, varlığınızla rahatsız etmeyin.

Eğer gerçek aşk istiyorsan, tene değil kalbe dokunacaksın.

Dünyanın en güzel ritmi, onun : senin için çarpan kalbidir.

Öyle insanlar vardır, kısa yaşar ancak hayata dair her şeyi çözmüştür. Bu dehalardan biridir

okurken doğruları bulacak, yolunuzdaki dikenleri temizleyeceksiniz.

Gördüğünü herkes sever onda kimsenin görmediğini bulacaksın gerçek aşk istiyorsan kalbe dokunacaksın.

Hayatımda kimse yok; ama sorun değil. ben yalnızlığın hakkını verenlerdenim

Bakmayın insanların çok sevecek birini arıyorum” demesine. Büyük bir sevgiye maruz kalınca hepsi kaçacak delik arıyor.

Unutma ki o muhteşemse, kolay olmayacak. Kolaysa, muhteşem olmayacak.

ona değerse, vazgeçmezsin. Vazgeçersen, sen değmezsin

hepimiz kalbimizin en iyi kısmını vermişizdir. Hem de karşılığında bizi düşünmesi bile zor olanlara.

herkes seni incitecek. Yapman gereken tek şey; acı çekmeye değer birini bulmak.

Her şeyinle seversin, tüm gücünle belki; ama yine kaybedersin. Neden mi? Çünkü her ‘seviyorum’ diyeni adam zannedersin.

İlk bakışta âşık oldun adamım, yoksa ikinci bakışta kimin ne mal olduğunu anlarsın.

Seni günün her anında düşünmüyor olabilir. Yaralama onu, değiştirmeye çalışma, çözümlemeye kalkma ve verebileceğinden fazlasını bekleme.

Seni mutlu ettiğinde gülümse, kızdırdığında fark etmesini sağla ve yokken özlediğini bil...

Belki de ayrılık, yeterince sevmeyenler için bir sondur. Çünkü bittiğinde gitmek kolay; ama aşk ayrılıkta belli olur.

Yapman gereken tek şey, acı çekmeye değer birini bulmak.

Belki de hepimiz hiç düşünmeden kalbimizin en iyi kısmını vermişizdir.

O'nun ilk aşkı olmayabilirsin, son aşkı da; hatta bir tanesi de, daha önce aşık oldu, tekrar olabilir.... Ama şu an seni seviyorsa daha ne olabilir ki?

Tıpkı senin gibi, o da mükemmel değil ve ikiniz birlikte asla mükemmel olamayabilirsiniz.

18 Kazım Koyuncu Sözleri

Şarkılarla geçtim aranızdan.

Çok fiyakalı bir hastalığa yakalandım, baba. Her şeye rağmen bu yeryüzünde şarkılar söyledik.

Yerim yurdum yoktur benim, dünyada bir yerdeyim.

Sevgi bin kilometre ötede bile olsa gelir dokunur bize.

Birbirimizi sevmemiz için birbirimize benzememiz gerekmez.

Bir şey ürettim ben, üç beş kişilik şey değil, sevgi denen şey herhalde.

Bilemiyorum; bazen aklım yetmiyor, tüm akılları toplasamda bir aşk etmiyor.

Savaşın ne kadar kötü bir şey olduğunu anlamak için, savaşmak zorunda değiliz.

Bütün savaşlardan beter bir savaş. Saklanacak yerin yok. Ne yer, ne gök, ne de suyun altı.

Ben bir müzisyenim, ondan sonra biraz Karadenizli’yim ama hepsinin ötesinde ben bir devrimciyim.

Birbirimizi anlamamız için aynı dili konuşmamıza gerek yok. Ezildikten sonra hepimiz aynıyız

Hayatım boyunca Türkiye’deki sistemle mücadele ettim. Sonunda fark ettim ki sistemle kanser aynı şey.

Kaldırın gözlerimden şu sisini yüzyılların . Bir çocuk gibi görmek istiyorum her şeyini dünyanın.

Sevgi çok önemli bir şey. Sevmeyi bilebilmek, sevdiğini hissedebilmek, seni sevenlerle göz göze gelebilmek.

Bütün dünyanın, bütün toprakları hepimizindir. Bütün şarkılar, dünyadaki tüm insanlarındır.Tüm topraklar memleketimizdir.

Konserime sadece biletle giremezsiniz. Herkes gelirken yanında kitap getirsin. Kapıda durup tek tek kontrol edeceğim.

Yüz sene daha yaşasam, yapsam, yapsam hep yapsam yine eksik gideceğiz.

Ne kadar eksik gidersek hayatta yapacak o kadar çok şey bırakırız.

Devrimi düşlüyorsan ona göre yaşarsın. Yürüyüşün farklı olur. Bakkala, manava başka türlü davranırsın.

Bunun için sana kimse puan yazmaz tabii ama anlarlar. Orada birisi farklı yürüyordur.

Trabzonspor’ u tutmak sadece o yörenin çocuğu olmakla açıklanabilecek milliyetçi bir davranış değildir.

Benim için Trabzonspor, en güçlülere karşı koyan ve herkesi yenen hayali kahramandı.

Birkaç aylık ömrün var. Soruyorsun kendine, Ne götürmek istiyorsun? Para yok işine yaramaz. Can kalıyor elinde,

gitmemem için, asla ölmeyi düşünmemem için bir sebep var. Acayip bir sevgi var.

Kanseri, kanser olmayanlar anlayamaz. Kanser de oldum artık. Duyarlı bir sanatçı olarak onları da hissediyorum.

Ben kanserden çok korkan bir insandım. Kanserim ve korkmuyorum.

Sadece beni sevenleri ve özgürlüğümü düşünüyorum. Ölüm küçük bir şey, ama hastalık özgürlüğünüzü sınırlıyor.

19 Cem Karaca'nın  sözleri...

Sinemadan siz anlarsınız tiyatrodan, müzikten Heykel, resim, edebiyat sorulmalı sizden Ekmeğin fiyatını bilmezsiniz

Bugün sen çok gençsin yavrum Hayat ümit neşe dolu Mutlu günler vaad ediyor Sana yıllar ömür boyu

Ne yalnızlık ne yalan üzmesin seni Doğarken ağladı insan bu son olsun

Düştüm mapus damlarına öğüt veren bol olur Toplasam o öğütleri burdan köye yol olur

Ana baba bacı kardaş dar günümde el olur Namus belasına kardaş döktüğümüz kan bizim

Sevda kuşun kanadında Ürkütürsen tutamazsın Ökse ile sapanla vurursun da saramazsın

Hayat sırrının suyunu Çeşmelerden bulamazsın Ansızın bir deli çaydan içersin de kanamazsın

Gecenin nemi mi düşmüş gözlerine? Ne olur ıslak ıslak bakma öyle

Saçını dök sineme derdini söyle Yeter ki ıslak ıslak bakma öyle

Deniz üstü köpürür Kayığa binsem götürür hey canım hey Benim de şu cihana gelişim rinna rinna nay Bir güzelden ötürü hey canım hey

Unut beni unut arama Sakla bu mendili sakla Sende kalsın anarsan bir gün eğer Akarsa gözlerindeki yaşı silersin

Bir gün belki hayattan Geçmişteki günlerden Bir teselli ararsın Bak o zaman resmime

Çekti gitti arabayla egzozuna boğuldum Gözümde tomurcuk yaşlar ağır ağır doğruldum

Ustam geldi sırtıma vurdu unut dedi romanları İşçisin sen işçi kal giy dedi tulumları

Sende başını alıp gitme ne olur tut ellerimi. Hayatta hiçbir şeyim az olmadı senin kadar, Hiçbir şeyi istemedim seni istediğim kadar. Sende başını alıp gitme ne olur.

Karnı büyük obur dünya Keder dolu acı dünya Ne gül koydun ne de gonca Yedin yine doymadın mı?

Gönlümle baş başa düşündüm demin Artık sihirsiz nefes gibisin içinde bomboş kalbimin Akisleri sönen bir ses gibisin

Sen bir yanıl alma olsan Dalımda bitmeye gelsen Ben bir gümüş çövmen olsam Çeksem indirsem ne dersin

Çok yorgunum, beni bekleme kaptan. Seyir defterini başkası yazsın. Çınarlı, kubbeli, mavi liman. Beni o limana çıkaramazsın…

Başım köpük köpük bulut, içim dışım deniz, ben bir ceviz ağacıyım Gülhane Parkı’nda,

budak budak, şerham şerham ihtiyar bir ceviz. Ne sen bunun farkındasın, ne polis farkında.


20 Ramiz Dayı Sözleri

hayat seni öyle zorlar ki yeğenim yolun başında kimdin unutursun.

Güç gizden gelir yeğen

Hesap görmek hesap etmekten zordur yeğenim.

Teslim olunmadan sadık olunmaz.

Portakalı soymadan içinin iyi olup olmadığını anlayamazsın.

Cesurun bakışı korkağın kılıcından keskindir yeğen

Senin yerinden oynatamadığın taşlar var yeğen ama benim yok

Sadakat ya birine doğru koşmaktır ya birinden kaçmaktır

Mesele ölmek değil yeğen asıl mesele iz bırakabilmektir.

Değişmek zordur yeğenim ama bazen. Aynı adam olmak daha zordur.

Ne kadar değişirsen değiş nerede mutlu olduysan hep oraya çevirirsin kafanı.

Ölüm gibidir sadakat. Bir kere çizgiyi geçtin mi geri dönüş yoktur.

Bazen öyle acır ki için değiştin sanırsın şimdi dersin. Şimdi her şeyi yapabilirim.

Çözemedim bazılarını. Uzaktan mı adamlar adamlıktan mı uzaklar?

Mesele ölmek değil dost bildiğin en güvendiğin adamın eliyle ölmekmiş mesele.

Sevdiklerimize çok yakından bakarız. Bu yüzden kusurlarını görmeyiz.

Kadere inanan insan tesadüfe inanmaz.

Hayatın kuralı bu ne kadar uzağa gidersen git başladığın yere dönersin sonunda.

Sadakat sevdiğinin kalbini avucunda tutmaktır ama sadakat gerektiğinde o yüreği fırlatıp yere atmaktır.

Çaresizlik aradığı çarenin belki tam önünde olması ama onu bulacak vaktin olmamasıdır çaresizlik.

Eğer birisi seni aldatmışsa bu onun suçudur. Eğer o kişi seni pek çok kere aldatmışsa bu senin suçundur

Geçmişe dönmek başka geçmişi silmek başka. Bir kere aktı mı zamanın içinden suyun yolu değişmez.

Bazen yaşamak için öldürmek zorundasın. Bazen yaşamak için içindeki sevgi seni öldürmeden sen onu öldürmek zorundasın.

Sadakat endam değildir aslında sevgiden kör olmaktır hep kaçtığın şeye eninde sonunda yakalanmaktır sadakat.

Aşk mı kaderi kovalar kader mi aşkı daha kimseler çözemedi bu bilmeceyi.

Sadakat ne menem şeydir bu sadakat? Sadakat sır saklamak mıdır? Sessiz kalmak mıdır? Kıyametin kopacağını bile bile.

Savaşmak aslında hasmınla savaşmak değil sevdiklerinle savaşmaktır.

Savaşırken göremezsin bazı savaşları kazanamazsın artık durmalı ve geri çekilmelisin.

Zorunu benden duy yeğenim herkese yalan söylemen yetmez artık. Bundan böyle bir başına kalsan da artık kendin olamazsın.

Sevdiğini korumak için savaşman yetmezse eğer en karanlık çare onun sevgisini öldürmektir.

Sevdiğini kurtarmak için en kötü ihtimal en son yol ona ihanet etmektir.

Hayal ettiğin her şey bir gün  gerçek olabilir o ihtimali yok etmeden unutabilir misin gerçekten sevdiğin tek insanı.

Sözler verilir sözler unutulur gün gelir ihanet eden sadakat ister. Sadaka gibi verilmez sadakat isteyen hepsini ister.

Sevdiğine sadık kalan adam kendinden vazgeçebilen adamdır.

Unutma! Bin kere dönsen o güne bin kere ihanet edecekler Herkes doğasının gereğini yapar. Bin kere ihanet etseler çaresi yok bin kere gidersin yanlarına.

En iyi soygunlar girerken değil çıkarken bozulur yeğen. Haydutlar öyle iyi planlar ki girmeyi nasıl çıkacaklarını unuturlar.

gerçeğin en çıplak en gaddar en acımasız yüzü ama en korkuncu her şeye sahipken bir anının bir hayalin bir hayaletin peşinden koşmak.

Elinden bir şey gelmeyince kabullenmek kolaydır. Asıl çaresizlik elimden geleni yaptım mı diye sormaktır.

asıl çaresizlik çareyi geçirmişken eline avuçlarının içinden kaçırmaktır.

İkisi de akıntıya sürüklenirken kurbağa sorar akrebe niye yaptın kardeş? Bak ikimiz de öleceğiz. Akrep döner ve şöyle der napayım benim huyum bu

Ölüm gibidir sadakat pazarlığı olmaz. Bir kere çizgiyi geçtin mi yoktur dönüşü…

Ne umutlar fısıldarsa fısıldasın sana hayat çeker gider sadık kalmaz sonunda…

Gerçekleri saklayarak ulaşabilir misin gerçeğe anıların içinde aradığın insanı bulabilir misin

hiç yaşanmamış hayata gerçek gibi tutunabilir misin olmayan birinin seni hala koruduğuna inanabilir misin

gerçeğin o kadar çok yüzü var ki  gördüğüne inanabilir misin…

Seni sınayacaklar yeğen sana soracaklar. Ne soracaklar yeğen bir tarafta melek bir tarafta şeytan ne soracaklar sanırsın ha?

Seni sınayacaklar yeğen sana soracaklar. Artık tereddütte gerek yok ya ileri gideceksin ya vazgeçeceksin

Ezel bir kere ihanete uğradın mı anılar sana bataklık olur yeğen. Hatırladıkça çekerler seni içeri hatırladıkça affetmek istersin yeğen.

affetmek unutmak demek öncesini hatırladıkça sonrasını unutmak istersin

çırpınma boşuna yeğen hançer bir kere saplanınca çıkarmaya kalktıkça iyice kalbine gömersin.

Hayatın kuralı yeğen ne kadar uzağa gidersen git başladığın yere dönersin

Ne kadar değişirsen değiş nerede mutlu olduysan hep oraya çevirirsin kafanı.

Ne kadar terbiye etsen de susturamazsın içindeki canavarı

Nereye gidersen git unutma. Herkes gün olur evine döner

En karanlık gününde en çaresiz anında en umutsuz anında kendin için  çocukların için çare

yüreğinde çocuğunun sevgisini tutan hiç kimse çaresiz değildir.

Tüm kapılar üstüne kitlenmiş de olsa birinin kalbinde yer tutan hiç kimse tutsak değildir

Çaresizlik aradığın çarenin belki tam önünde olması ama onu bulacak vaktin olmamasıdır çaresizlik.

Çaresizlik cevapsız kurak bir ıssızlık değildir. Dışarıda devam edecek hayattır asıl engel.

Asıl engel sana geçit vermeyen seni umursamayan seni yutan hayattır

İnanıyorum söylediğini candan söylediğine. Ama bugünkü karar yarın bozulur çok kez.

Kendi kendimize verdiğimiz sözü tutmak en çabuk unuttuğumuz şeydir

iyi niyetli kurbağa akrebe yardım eder. Ve Akıntının ortasında kurbağa sırtında korkunç bir acı hisseder…

hayat o kadar acımasız ki vurmaz dersin vururlar, sevmez derler severler

unutma ki hayat seni öyle bir noktaya getirir ki sen bile nereden buraya geldiğini anlayamazsın.

sen delikanlı ve mert ol be dayı. Ama yinede Çok acımasız bu hayat çok dayı

Dön bak arkana yeğen, gitmez dediğin kaç kişi gitti…

Ne kadar değişirsen değiş, nerede mutlu olduysan hep oraya çevirirsin kafanı…

Kendin ol yeğenim…

Herkes öldürür sevdiğini…

yapılacak bir şey yoksa kardeş, en iyisi hiçbir şey yapmamaktır. Eğer bir şey de yapacaksan kardeş önce sana ne yapacağımı hayal et.

Sen sen ol ben onu çok iyi tanıyorum deme…

Hayatta tabutunu taşıyacak dört arkadaşın olsun yeter yeğen…

Seni seven senin kurbanındır.

Yaşamak kolay yeğen önemli olan çaba sarf etmek…

Eyer sende insanların kalleşliğine uğruyorsan hayal et önce onlar için sonra kendin için

bir insan seninle aynı sofrada oturup sana ihanet edebilecek yüzü biliyorsa sende o zaman içindeki iyi niyetli hislerini sileceksin

zayıf noktası ne bilmenin hiç bir önemi olmaz kendini yüksekte tutmayı bileceksin başın dik olacak yön değiştirmeyecek üstüne yürüyeceksin

insanların yüzünü görmeyeceksin konuşursa inanırsın onun yolunda gidersin gittiğin yolu hep bileceksin

sonunu iyi düşüneceksin umutlanacaksın bir zamanlar bileğini düşüren insanın beynine gireceğini
karşına çıktığı zaman üzerine yürüyüp belindeki su silahını ona sıkacaksın

gece hayal ettiklerin gerçekleştiği zaman sabah kuşların sesiyle uyanıp o zaman herkesten önce hayatı yaşayacaksın

Sen olmasan her gece bir fotoğrafla canladırıyorum kalbimi günü gelince gerçeğini yaşarız ama başkasıyla.
Çok sevdik be abi…

diyorlar ya yeğen sevdiğini mi unutursun yoksa hayatını mı ben hayatımı unutur yeğen onu unutmam!

ben kendimi unutum ama onu unutmadım.

21 Koray Avcı Sözleri

Düşme öyle aklıma. Sen bana gelince, ben kendime gelemiyorum.

Biri var aklımda, darmadağın özlediğim.Kocaman bir çukur kazdı içimde. Kazmasız, küreksiz.

O beni bitirdi, ben ise onun için hayatımı.

Sendeki gülüş Ankara’ya deniz, İzmir’e kar getirir.

Sen bana geç geldin, ben sana erken.

Korkunç bir sancı değil mi? Özleyip de sarılamamak.

Sktir et geçer dediğim, hiçbir şey geçmedi.

Güldüğün fotoğraflar beni de gülümsetiyor, bilesin.

Birini unutmak için başkasını kullanmayın.

Aramızda kalsın, bu aralar kendimden başka kimsem yok.

Tutuşsun gün yansın geceler, vaktimiz varken

Öyle ya; türkü gibiydi saçların, türkü gibiydi gözlerin.

Hep senli hayaller kurdum, hepsi üzerime yıkıldı.

Düşme öyle aklıma. Sen bana gelince, ben kendime gelemiyorum.

Küs müyüz deyişine barıştığım insanlar var benim.

Benim can yarımı sar gülüm. Çünkü derin bir nefes ki; aşk sana benzer.

Sonra bir şarkı çalar ve hıçkıra hıçkıra ağlamaya başlarsın.

Eskiden sadece kışlar soğuktu. Şimdi ise, insanlar soğuk, yürekler soğuk.

Yaşamla ölmek arası sana şiir yazmak. Yazarken ölmek, okurken yaşamak.

Kalbi güzel olanın, gözünden yaş eksik olmazmış.

Koray Avcı diye bir adam yapmışlar; sen susuyorsun o anlatıyor her şeyi.

Öyle bir aşk ki bendeki; ne söylesen başımın üstüne koyuyorum.

Giden gider sel olur. En kötüsü de sen olur, sensiz olur. En beteri sessiz olur.

Avuç içlerinden öptüğün bir kadını, unutmak pekte kolay olmuyor.

Ne de güzel olurdu, ayrılık olmasaydı. Aklıma geldiğinde, gözlerim dolmasaydı.

Mutluluğuna engel oluyorsam eğer, hiçbir zaman tanımadın say beni.

Belki de hasret kalmak yaşamaktan daha özeldir. Bize yanlış öğretmiş olmasınlar?

Biraz sevmek diye bir şey yok. Ya öleceksin aşkından ya da vazgeçeceksin.

Varla yok arasında yaşanır bazı aşklar. Gel demeye hayat izin vermez, git demeye kalbin.

Kadın karnına koca bir dünya sığdırdı. Siz dünyanıza bir kadın sığdıramadınız.

Belki bir daha senin gibi bir aşka rastlamayacağım ama sende benim gibi bir yüreğe düşmeyeceksin

Çalma kemençem dertli zaten yüreğim yara. Böyle ayrılık olmaz hep mi bu bahtım kara.

Erkek dediğin yürekli olmalı Kendini seven bir kadını üzmekten ödü patlayacak kadar da korkak.

Misafir olarak geldi sanmıştım hüzünlü gönlüme. Meğer ev sahibi olacakmış bütün ömrüme.

Küfür sevmezdim ben ama babam öğretti sayıp savurmayı. O da sevmezdi zaten hayırsız olmazdı evladı.

Bir gün beni aramanı istiyorum. Öyle telefonla değil, şevkatim ara mesela, kokumu ara, sevgimi ara.

Yoruluyor insan işte Nasıl yorulmasın? Geçiyor işte günler bir şey demeden. Gün geçiyorsa işte ömür geçmesinde ne yapsın.

Ve bir gün herkes anlar sevdiğinin kıymetini. Ama gidince, ama bitince, ama ölünce. Kısaca; iş işten geçince.

Aklına geleyim sebepsiz, nedensiz. Beni hatırla ve gülümse. Sonra pişman ol ve hiçbir işe yaramasın.

Bazen bir kahve yudumlayıp bir şarkı açarsın. Susarsın ve o şarkı senin söylemek istediğin her şeyi söyler.

Hava çok soğuk bu gün ama üşümüyorum merak etme. Aşkının ateşi olmasa da yokluğunun yangını var içimde.

Saçınızın ucu kırılsa, kendine dert edecek adamları sevin.

Merhamet, bir adama yakışan en güzel şeydir.

Bazı kadınların tarifi zordur. Sadece seversin. Gülüşünü, bakışını, dokunuşunu.

Kimdir diye sorarlar; dinleyen aşık olmasın diye anlatamazsın!

Ben; hayırlısı buymuş, dediğim sürece, hiç bir önemi yok. Yolumdan çıkanların da solumdan çıkanların da.

Sana gelesim var Bir sevesim var ki sorma gitsin. Nedenlerim var sana dair, nedensiz sebeplerim.

Ne bileyim işte sensizken bile seninleyim.

Kurduğum hayalleri anlatırım. Anlatır, inan diye gözlerine bakarım. İnanmazsın… Ulan hepsi gerçek olur, sen inanmadığını bile hatırlamazsın.

Her şey bir gün bitecek; giydiğin en güzel elbiseler bile seni unutup gidecek. gördüğün binlerce göz kaybolup göçecek. Tek bir şey kalacak yastığının üstünde. Söylediğin sözler

Her yazdığımı sana dinletirdim. Bilmezdim ben nerde ne koyulacak. Virgülle noktayı hep sevgili zannederdim.

Biri kaybolurken öteki yok olacak.

Öpmeye korkardım yanaklarından. Ya utanırdım yüz çevirirse diye. Utanmasın diye şarkılar söylerdim gerdanına

Şimdiye kadar Leyla olduk. Mecnun olmaya zerre niyeti olmayanlara. Artık sıra Piraye olmakta. Hani aşkından ölmüş de yinede dönmemiş Nazım’a

Sigara izmaritine kadar bitiyor. Dostlar Hayıflanıyorum dertte değil ama

özlüyorum suyumu yudumlarken gizli saklı gözlerini.

Ya kal deseydi kalır mıydın?

Ben sana bayılırken sen selamı verdin kabrim ondan kazıldı.

Ayaklarım beni götürürken kalbim orada mıhlanmıştı ikiye bölündüğümü biliyor musun?

Gitmek zorundaydım gittim ama sende kal demedin giderken ne yaşadığımı bilemezsin

ayaklarım beni götürürken kalbim orada mıhlanmıştı ikiye bölündüğümü biliyor musun? Sen anlayamazdın kendinde değildin seni suçlamıyorum.

22 Osho Sözleri,

Sen cevapları ezberliyorsun ama hayat asla aynı soruyu tekrarlamaz.

- Hayat küçük şeylerden oluşur. Eğer sen seversen büyük olurlar.

Tümüyle sev ve tümüyle acı çek çünkü saf olmayan altın, bu yolla ateşten geçerek saf altına dönüşür.

- Birisinin hatası için kendini cezalandırmak aptalcadır.

Hayat öylesine bir gizemdir ki onu kimse anlayamaz ve kim onu anladığını iddia ederse o sadece cahildir.

O ne dediğini bilmiyor ne saçmaladığını bilmiyordur. sen bilge isen anlayacağın ilk şey şudur: Hayat anlaşılamaz.

- Hayatın hedefi özgürlüktür. Özgürlük olmadan hayatın anlamı yoktur.

Özgürlük politik, sosyal ya da ekonomik özgürlük anlamına gelmez. Özgürlük zamandan, zihinden, arzudan özgür olmaktır.

İnsanlar birşeyi anlamadıklarında yanlış anlamaya başlarlar.

Gerçek soru ölümden sonra hayat olup olmadığı değil, ölümden önce sen hayatta mısındır?

- Aşkın seni harekete geçirdiği şekilde hareket et. Aşk öyle derin ihtiyaçtır ki onsuz yaşayamazsınız;

ya kendisi ya da yedeğini ararsınız. Yedek sahte olabilir ama en azından bir süreliğine âşık olduğunuz hissine kapılabilirsin. Sahtesi bile keyiflidir.

Zekâ elde edilen bir şey değildir, o doğuştandır, o öze aittir, o hayatın yapıtaşıdır.

- Her zaman ne varsa onu gör. Acele etme. Bir şeyi yanlış anlamaktansa anlamamak daha iyidir.

Yaşamak istersen ya şimdi olacaktır ya da asla olmayacaktır.

- İnsanın yeryüzünde kendisinden daha büyük bir şeyin parçası olmak zorundadır; ancak o zaman kendisini güvende hisseder.

Anlamak özgürleşmektir. Gerçek asi, bir savaşçı değildir; o, anlayış sahibi bir insandır.

- Ve sana söylüyorum; gidecek hiçbir yol yok. Her şey bu anda… Bütün var oluş, bu anda toplanmıştır.

Bütün var oluş, yaşadığın anda akmaktadır Hayatın hedefi özgürlüktür. Özgürlük olmadan hayatın anlamı yoktur.

Özgürlük politik, sosyal ya da ekonomik özgürlük anlamına gelmez. Özgürlük zamandan, zihinden, arzudan özgür olmaktır.

Hayat öylesine bir gizemdir ki onu kimse anlayamaz ve kim onu anladığını iddia ederse o sadece cahildir.

Mevsimler zamanında gelir, çiçekler zamanı gelince açar, ağaçlar hayat kısa diye hızla büyümek için koşuşturmazlar

Hayatın hedefi özgürlüktür. Özgürlük olmadan hayatın anlamı yoktur.

Her bir düşünceyi bırak ve en sonunda hiçbir şey kalmaz. Zihin diye bir şey yoktur, sadece düşünce vardır.

Kendini kabul ettiğin an güzelleşirsin. Kendi bedeninden keyif aldığında başkalarına da keyif verirsin.

Hiçbir şeyi ayıplama onu kullan. Herhangi bir şeye karşı olma. Nasıl kullanılabileceğinin ve dönüştürülebileceğinin yollarını ara.

İlişki kuracaksın ama muhtaç olmayacaksın;

Ayrılık kaçınılmaz bir sondur, kimse istemez ama gereklidir.

hayat olduğu gibidir; olması gerektiği gibi değil!

Hayat böyledir işte. Ona hazırlanamazsın, onun için hazır olamazsın. Güzelliği, mucizesi de budur,

Hayat seni hep hazırlıksız yakalar, hep sürpriz yapar. Gözlerin varsa her anın sürpriz olduğunu ve önceden hazırlanmış hiçbir cevabın ise yaramayacağını görürsün.

Asla maske takma! Öfkeliysen öfkeli ol. Bu risklidir ama gülümseme çünkü bu dürüst olmaz.

Tüm mekanizman ters yüz olmuş çünkü kızmak istediğinde kızmadın, nefret etmek istediğinde etmedin. . şimdi sevmek istiyorsun, aniden

Öfkesini bastıran insanlar hep çok yerler. Öfkeli insanlar daha fazla sigara içerler çünkü öfke tırnak ve dişlerden boşaltılır. Sahici ol

Şimdiki zamana sadık kal çünkü tüm yalanlar geçmişten ya da gelecekten içeri sızar.

Geçmişi bir yük gibi üzerinde taşıma; gereksiz yere de gelecekle uğraşma!

- Aşk özgürlük verir. Eğer özgürlük ve aşka sahipsen başka şeye ihtiyacın kalmaz. elde etmişsindir. Sana yaşam işte bunun için verildi.

- Kadın erkekten çok daha önemlidir çünkü o rahminde hem erkeği hem kadını taşır.

Kadın O kıza ve oğlana, her ikisine de annelik eder; her ikisini de besler. Erkekle yarışıyorsun  gerek yok

Şiir yazmaya gerek yok, şiir sensin. Sevgin senin müziğindir. Sevgilinle birlikte çarpan kalbin senin dansındır.

İbn-i Sina Sözleri

Hiç kimse görmek istemeyen kadar kör değildir.

- Hayatın genişliği, uzunluğundan daha önemlidir.

- Ne Öğrendimse, Secdede Öğrendim.

- Ben öküzden korkarım çünkü onun silahı var ama aklı yok.

- Aletlerin en faydalısı kalemdir. Bir şişe mürekkep bir külçe altından hayırlıdır.

İnsanın ruhu kandil, bilim onun aydınlığı ve ilmi bilgelik kandilin yağı gibidir. Bu yanar ve ışık saçarsa sana “diri” denilir.

Bilim ve sanat uyuşamadığı ülkeyi terk eder.

- Avam gördüğüne duyduğuna, havas her şeye inanır. Hassül havas ise inandıklarını yaşar.

- Bildim ve anladım ki hiçbir şey bilinmemiş ve hiçbir şey anlaşılmamıştır.

- Dünya bir eğlence ve oyun yeri değildir.

- Aklı bol olan, zamanın kıtlığından zarar görmez.

Dünya, aklı olup, dini olmayan adamlarla ve dini olup, aklı olmayan insanlar olarak ayrılmıştır.

- Cahil bir hekim ölüm kampının yardımcısıdır.

- Dünya harcını kendisi alan padişah benden daha mutlu ve hiçbir bey de benden bahtiyar değildir siz bu zevki bilemezsiniz.

Dünya hırsı peşinde olanların gözleri seçemez, onlar tek gözlüdür.

Şifasız hastalık yoktur; irade eksikliğinden başka. Değersiz bitki yoktur; tanınmamasından başka.

- Her kalbi kuvvetli olan çok sevinen olmadığı gibi, her çok sevinçlinin de kalbi kuvvetli değildir.

- Benim gönlümün kırılmaz sabrı, senin gönlünün yumuşamaz katılığı var. Şu halde sevgilim aşk yolunda ikimiz de sert taşız.

- İtimatta layık en büyük şey, akıl ve iyi ahlaktır.

- Tıp ilmi ki beyte sığdırılmıştır ve söylemenin güzeli de kısa söylenmesindedir. Az ye!

Yedikten sonra hazım oluncaya kadar bir şey alma! Zira şifa yemeğin hazım olunmasındadır.

İnsanın sağlığını bozan yemek üzerine yemek yemektir. O yüzden tıpta, hastalık ve sağlığın sebebini bilmek gerekir.

Bilim ve sanat takdir edilmediği yerden göç eder

- Tıp, insan vücudunun, hangi araçlarla iyileştiğine ve neyin insan vücudunu sağlıktan uzaklaştırdığını araştırır.

Derdin devasızı, iyinin kötüye muhtaç olmasıdır.

- Ruhsal bir hayal gücü vardır. Bu güç, hastalıkları oluşturabileceği gibi, var olan rahatsızlıkları da ortadan kaldırabilir.

Beden, ruhsal hayal gücünün emirlerine itaat etmek zorundadır.

- İyiliğin şartı beştir: Tez olmalı, gizli olmalı, gözde büyütülmemeli, sürekli olalı ve yerini bulmalı.

- Faziletler alışkanlık haline gelince saadet doğar.

- Kendinin ne olduğunu bilen insan, bazı kendini bilmezlerin, onun hakkında söylediklerinden etkilenmez.

İhtiyarlığın rengi benim sakallarımın yanında bir ihtar nişanıdır ki bana yolsuz davranışlar, kötü işler yapmaya meydan kalmadığını bildirir.

Bana akları boya diyenler oldu. Ben  şöyle dedim: Ben ihtiyarlığı, bu ak saç ve sakalı diri olarak üzerimde taşımak istemiyorum. Bir de onları siyah boyaların altına gömüp ölü olarak nasıl taşıyayım.

Sokrates Sözleri,

Kimseye hiçbir şey öğretemem, sadece onların düşünmelerini sağlayabilirim.

- Bir şey bilmediğim dışında başka bir şey bilmiyorum.

- Kendin pahasına olduktan sonra tüm dünyayı kazansan eline ne geçer?

- Bilen insan kötülük yapmaz.

- En derin arzular genellikle en ölümcül nefretlere sebep olur.

- Kendini bulmak istiyorsan, kendin için düşün.

- Güç olan ölümden kaçınmak değil, kötülükten kaçınmaktır. Çünkü kötülük ölümden daha hızlı koşar.

İnsanlar her zaman her yerde acıkmışlardır ama her zaman her yerde erdemli olmamışlardır.

- Kimse beceremeyeceği ticarete atılmaz; ama herkes ticaretlerin en zoru olan "hükümet" işine gözünü bile kırpmadan girmek ister

- Haksızlığa uğramak, haksızlık yapmaktan iyidir.

Fazilet, ruhun güzelliğidir.

Felsefe, neleri bilmediğini bilmektir.

- Kadın erkekle bir kez eşit hale getirildi mi, artık ondan üstün olur.

- Bir yargıç, iyi niyetle dinlemeli, akıllıca karşılık vermeli, sağlıklı düşünmeli, tarafsızca karar vermelidir.

- Ölüm insanlara verilmiş nimetlerin en büyüğü olabilir.

- Eğitim, kıvılcımla ateş yakmaktır, boş bir kabı doldurmak değildir.

- Değersiz insanlar sadece yemek ve içmek için yaşarlar, değerli insanlar ise sadece yaşamak için yer ve içerler.

- Kainatta tesadüfe, tesadüf edilmez.

- Bir insanın onsuz yapabileceği ne kadar çok şey vardır.

- Hayret etmek bir filozofun hissidir ve felsefe hayret etmekle başlar.

- Kendin pahasına olduktan sonra tüm dünyayı kazansan eline ne geçer?

- Haksızlık yapmak, haksızlığa uğramaktan daha acıdır.

- Bir şeyi gerçekten bilmek, onu anlatmakla olur.

- Umut her daim vardır.

- Bir şeyleri değiştirmek isteyen insan önce kendisinden başlamalıdır.

- Endişelerinizden kurtulmak istiyorsanız, yaşamaktan en çok korktuğunuz şeyin bir gün başınıza geleceğini kabul edin.

- Cahil insan kendinin bile düşmanı iken, başkasına dost olması nasıl beklenir.

- En faziletli insan, rûhen yükselmeye çalışan, en mutlu insan da yükseldiğini duyandır.

24 Pir Sultan Abdal Sözleri

Cehennem dediğin dal odun yoktur. Herkes ateşini kendi götürür.

Herkese gönlünce ver deli gönül.

Ben bülbülüm dersin, gülün var mıdır?

Bozuk düzende sağlam çark olmaz.

Ardınca kuyular kazar. En iyi dostundan sakın sen seni.

Bir halden anlamaz cahile kul eyledi zaman bizi.

Eksikliğim çoktur ben de bilirim. Eksiklikle kabul eyle gel beni.

Hiç ellerin taşı bana değmez. İlle dostun gülü yaralar beni.

Alem çiçek olsa, arı ben olsam dost dilinden tatlı bal bulamadım.

Benden selam olsun ev külfetine çıkıp ele karşı ağlamasınlar.

Bir kişi Hakk’ın emrinde olmasa ona nesne gelmez, selamın almam.

Derdim çoktur hangisine yanayım yürekte yareler türlü türlüdür.

Şu yalan dünyanın sonu hiç imiş. Akşam gelip konan sabah göç imiş.

Bin kez kırdılar dallarımızı bin kez budadırlar. Yine çiçekteyiz işte yine meyvedeyiz.

Dostum beni ısmarlamış, gel diye gideceğim ama yol bozuk, bozuk.

Kara toprak gibi sakin ol otur Hak’tan ne gelirse kabul et getir bahar aylarının yemişin bitir.

Karga konsa gülistana gülün kadrini ne bilir kendi kadrini bilmeyen elin kadrini ne bilir.

Gel ahımı alma güzel bir ah yerde kalmaz imiş

gaziler fani dünyada Pir ağlatan gülmez imiş.

Gönüldür cennet yapısı nur ile aydın kapısı kıldan incedir köprüsü geçebilirsen beri gel.

Hak bizi yoktan var etti şükür yoktan vara geldim yedi kat arşa asılı kandildeki nura geldim.

Demiri demir ile dövdüler. Biri sıcak biri soğuktu. İnsanı insanla kırdılar. Biri aç biri toktu.

Oku asılanın yayı yasılır gaziler kılıcı Arş’a asılır gurur ile kahramanlar basılır

nasihatim dinle, sakın gururdan.
İman eder, amel etmez Hakk’ın buyruğuna gitmez kadılar yaş yere yatmaz hiç böyle bir şeytan var mı?

Aşk harmanında savruldum Hem elendim hem yuğruldum kazana girdim kavruldum meydana yenmeğe geldim.

Altından bir pula olur mu kail konuş ki ehl ile olasın ehil konuşma cahille olursun cahil kişi itibardan düşer mi düşer.

Abdal Pir Sultan’ım, böyle mi olur herkes ettiğini elbette bulur

alıcı kuşların ömrü az olur akbaba zararsız yaşar mı yaşar.

Gelir senin ile güler de oynar ardınca önünce ayıbın söyler bir vakit gelince önüne çıkar en iyi dostundan sakın sen seni.

Gönül havalanıp gökte gezerken bana zulüm kanlı zalimden oldu kişinin çektiği dili belası her ne oldu ise dilimden oldu.

Ne kadar bilsen de bilire danışDanışan dağları aşar mı aşar

Danışmadan yola gitse bir kişi Yorulup yollardan şaşar mı şaşar.

Kaba rüzgar gibi boşa dolaşma çalıya çırpıya değip ileşme toz toz olup topraklara karışma harman yeli gibi es deli gönül.

Gel ey zahit bizim ile çekişme Hakk’ın yarattığı kul bana n’eyler kendi kalbin arıt, bize ilişme bendeki küfr sendek’imana neyler?

Hatırın yıkarlar hatır yıkınca gözyaşı yeğlenmez taşıp akınca el elden üstündür arşa erince nasihatim dinle,

Pir Sultan Abdal’ım dağlar aşalım aşalım da dost iline düşelim çok nimetin yedim helalaşalım geçti dost kervanı eyleme beni.

Hünerin var ise kendini devşir söyleyecek sözü kalbinde pişir ululuk büyüklük Hakk’a yaraşır

Benden selam söylen sofu canlara vücudun şehrini yuyanlar gelsin yedi kat göklerin yedi kat yerin kudret binasını kuranlar gelsin.

en iyi dostundan sakın sen seni.

Bu dünya dediğin bir sınık yaydır evveli toy düğün, ahiri vaydır dört kapılı ulu hoş bir saraydır konan göçer imiş, kalan eylenmez.

Gelir senden önce yükseğe çıkar gözlerinden kanlı yaşını döker ayağın kayınca urganın çeker en iyi dostundan sakın sen seni.

Abdal Pir Sultan’ım, keremler kani nereden geliyor canımın canı sensin bu gönlümün şahı sultanı sensiz bu cesette bu can eylenmez.

Pir Sultan Abdal’ım, sözüm haktır gaziler sözümün hatası yoktur aşıkın maşuktan dönmesi çoktur Pirin eşiğine düş deli gönül.

Bir su bir gölde çok durursa kokar azar azar çağla ak deli gönül

bulanık akma ki içmezler seni çeşmenin gözünden çık deli gönül.

Bir öğüdüm vardır sana söyleyem en iyi dostundan sakın sen seni

öğüdüm dinlersen manası budur en iyi dostundan sa
Bunu ilk beğenen sen ol.

İçerik sağlayıcı paylaşım sitesi olarak hizmet veren İslami Forum sitemizde 5651 sayılı kanunun 8. maddesine ve T.C.K'nın 125. maddesine göre tüm üyelerimiz yaptıkları paylaşımlardan kendileri sorumludur. Sitemiz hakkında yapılacak tüm hukuksal şikayetleri bağlantısından bize ulaşıldıktan en geç 3 (üç) gün içerisinde ilgili kanunlar ve yönetmenlikler çerçevesinde tarafımızca incelenerek, gereken işlemler yapılacak ve site yöneticilerimiz tarafından bilgi verilecektir.