You need to enable JavaScript to run this app.

Skip to main content

Ebu Cehil'in Cennetteki Hurma Ağacı

Ebu Cehil'in Cennetteki Hurma Ağacı

Acemi Üye
Ebu Cehil'in Cennetteki Hurma Ağacı
Ebu Cehil'in Cennetteki Ağacı - İkrime Bin Ebu Cehil
Asrı Saadet Günlüğüm 2/365

"Cennette Ebu Cehil gibi bir adamın nasıl hurma ağacı olabilir ki! Vallahi o asla cennete giremez."

Asrı Saadet Günlüğüm'üzün ikinci sayfasında Ebu Cehil'in cennetteki ağacı İkrime bin Ebu Cehil var. Efendimiz Ümmü Seleme (r.a.) validemizin odasında bulunduğu bir gün rüyasında cennetteydi ve gördüğü hurma ağacı çok hoşuna gitmişti. "Bu kimin ağacıdır" diye sorunca da Ebu Cehil'in denmişti. Kendi kendine "Cennette Ebu Cehil gibi bir adamın nasıl hurma ağacı olabilir ki! Vallahi o asla cennete giremez" demiş ve uyanınca rüyasını mübarek eşi Ümmü Seleme(r.a.) annemize anlatmıştı. Mekke'nin fethinden sonra bu rüyası gerçeğe dönüşmüş ve bu hurma ağacının İkrime(r.a.) olduğunu anlamıştı.

Azgın müşriklerin gözünü kan bürümüştü. Darünnedve'den çıkan karar ise bu cümleyi doğrular nitelikteydi. Masadan o korkunç karar çıkmış ve "En iyi kılıç ustalarımızı Muhammed'in üzerine salarak onu öldürelim. Ondan ancak bu şekilde kurtulabiliriz" demişlerdi.

Allah Resulünü öldürmek için o gün orada bulunan 12 kişiden birisiydi İkrime. Yatağında Allah Resulünü değilde Hazreti Ali'yi görünce hicret yolunu karış karış izleyen, Sevr'in kapısına kadar gelen kana susamış müşriklerin içindeydi İkrime. İkrime'nin İslam ve Muhammed düşmanlığı elbette bitesi değildi. Hicretin ikinci yılında Resûlullah'ın adına ümmetin firavunu dediği babası Ebu Cehil ile Bedir harbinde yer aldı. Bedir'de yaşadıkları hezimete babası Ebu Cehil'in Müslümanlarca öldürülmesi de eklenince onun kin ve öfkesi daha da artmıştı. Uhud'da elde edecekleri zaferi sağlayan süvari birliğinin başıydı ama Uhud'da ve öncesinde yaptıkları onun kararmış kalbini teskin etmeye yetmiyordu. İkrime daha çok kan koklamak istiyordu. Hendek savaşında müslümanlar safına Hendek'i aşarak geçen az kişiden birisi olmuştu ve düşmanlığı azdıkça azıyordu. Tarihin en kansız fethi olan Mekke Fethi gerçekleştiğinde dahi ilk kan döken isme gözlerimizi çevirdiğimizde karşımızda Ebu Cehil'in oğlu İkrime'yi görüyoruz. Allah Resulü sallallahu aleyhi vesellem Mekke fetholununca "haydi Bilal" dedi. "Kabe'nin tepesine çık ve ezan oku." Uzakça bir yerden Bilal-i Habeşi efendimizi Kabe'nin üzerinde ezan okurken gören İkrime, Allah'ım sana hamdolsun diyordu. Allah'ım sana hamdolsun babamı Bedir'de benden aldın ki o bugün şu siyahi kölenin Kabe'nin tepesine çıktığını görmedi.

Mekke'nin bir müslüman beldesi olmasını bir türlü hazmedemeyen ve son yaptıklarıyla adına ölüm fermanı çıkartılan İkrime, çareyi Yemen'e kaçmakta bulacaktı. Ancak İkrime kaçtıkça İslam peşinden gelecekti, hidayet İkrime'nin gölgesi olmuştu adeta. Alemlerin Rabbi onu arındırmak istiyordu.

Hanımı Resûlullah'ın huzuruna gelerek İkrime için eman dilemişti. Allah Resulü bu emanı vermekle yetinmemiş ve siyah renkli sarığını da güven işareti olması açısından İkrime'nin hanımına teslim etmişti. İkrime ise deniz yolu ile Yemen'e kaçmak istese de çıkan fırtına sebebiyle yola çıkamamıştı. Hanımı İkrime'nin Yemen'e kaçıyor olduğu haberini almış ve ona yetişmişti. Resûlullah'ın kendisine eman verdiğini söyleyince İkrime ile Mekke'ye dönüşleri başlamıştı bile.

Şimdi anlatacağım vakada bütün bu şımarıklıklarına rağmen eli kanlı İkrime'nin Resûlullah'ın rahmet deryası içerisinde nasıl paklandığına ve Resûlullah'ın nasıl nezaket ve zarafet sahibi olduğuna şahitlik edeceğiz inşaAllah.
- İşte Ebu Cehil'in oğlu İkrime. Mümin ve muhacir olarak yanımıza geliyor. SAKIN BABASINA KÖTÜ SÖZ SÖYLEMEYİN! Zira, ölüye kötü söz söylemek diriyi rahatsız eder. Ama, ölüye birşey ulaşmaz, buyurdular. Ardından da İkrime'yi sevgi ve hasretle kucaklayarak :

- Hoşgeldin, süvari muhacir. Bugün kimseye vermediğim her neyi istersen sana vereceğim. Ne dilersen dile.

- Ey Allah'ın Resûlü, sana yaptığım bütün düşmanlıklardan, sana zarar vermek için attığım her adımdan, yüzüne veya arkandan söylediğim her kötü sözden dolayı Allah'tan affımı dilemeni isterim. Ey Allah'ın Resûlü, Allah'ın kullarını yolundan çevirmek için harcadığım herşeyin en az iki katını şimdi Allah yolunda harcayacağım. Allah'ın yolundan geri çevirmek için verdiğim mücadelenin ve yaptığım harplerin iki katını şimdi yapmaya başlayacağım. Şehid oluncaya kadar cihad edeceğim!

Öyle de yaptı. Yermuk savaşında aldığı yaralardan ötürü kanlar vücudundan yerlere dökülmekteydi. Kendisine bir ara "hele biraz dinlen, sonra yine savaşırsın" dendiğinde "Karışma" dedi. Ben İslam'a ve Resûlullah'a çok düşmanlık ettim. Mekke'de müslüman olduğumda şehid olmak için cihad edeceğime dair söz vermiştim. Şimdi sözümü tutma zamanı..
Bütün bu düşmanlıkları canıyla ödemek ve Allah'a kendisini bu hizmetiyle affettirmek isteyen Hazreti İkrime, gerçek bir mücahid ve müslüman olarak çarpışarak şehid oldu.
 İşte İslam küfrün beşik noktasından, düşmanlığını toplasak yeryüzünü dolduracak Ebu Cehil'in evinden İkrime(r.a.)'ı çıkardı. Böyle bir İkrime'nin arkasından rahmet okutan, ona şehadet şerbetini içmeyi nasip eden Allah, bize neler nasip etmez ki? Sen dinleyen kardeşim. İşlenmemiş saf bir altınsın. Allah'ın kapısının sana daima açık olduğunu unutma. Günahlarımız çok büyük biliyorum. Ama Allah'ın affı kadar değil bunu da biliyorum ve sende bil istiyorum. Es selamu aleyküm ve rahmetullah.
Bunu ilk beğenen sen ol.

İçerik sağlayıcı paylaşım sitesi olarak hizmet veren İslami Forum sitemizde 5651 sayılı kanunun 8. maddesine ve T.C.K'nın 125. maddesine göre tüm üyelerimiz yaptıkları paylaşımlardan kendileri sorumludur. Sitemiz hakkında yapılacak tüm hukuksal şikayetleri bağlantısından bize ulaşıldıktan en geç 3 (üç) gün içerisinde ilgili kanunlar ve yönetmenlikler çerçevesinde tarafımızca incelenerek, gereken işlemler yapılacak ve site yöneticilerimiz tarafından bilgi verilecektir.