101- Andolsun biz Musa'ya apaçık dokuz mucize verdik. Ey Peygamber! İsrailoğullarına sor, Musa kendilerine geldiğinde Firavun ona: "Ey Musa! Ben senin büyülenmiş olduğunu sanıyorum" demişti.*
102- Musa dedi ki: "Ey Firavun! Pekâlâ bilirsin ki, bu mucizeleri,ibret olmak üzere,göklerin ve yerin Rabbi indirdi. Ey Firavun! Ben de seni helak olmuş zannediyorum."*
103- Derken Firavun, Musa'yı ve İsrailoğullarını Mısır'dan sürmek istedi. Biz de onu ve beraberindekilerin hepsini suda boğduk.*
İSRA
105- Biz bu Kur'an'ı hak olarak indirdik, O, bütün hakikatleri içinde toplayarak indi. Ey Peygamber! Biz seni ancak müjdeci ve uyarıcı olarak gönderdik.*
106- Sana Kur'ân'ı verdik ve onu insanlara sindire sindire okuyasın diye kısımlara ayırdık biz onu yavaş yavaş indirdik.*
107- Ey Muhammed! De ki: İster Kur'ân'a inanın, ister inanmayın; o kendilerine ilim verilenlere okunduğunda onlar, yüz üstü secdeye kapanırlar.*
İSRA
108- Ve derler ki: Rabbimizi tenzih ederiz. Şüphesiz ki Rabbimizin vaadi gerçekleşir.*
109- Ve ağlayarak yüz üstü secdeye kapanırlar. Kur'ân'ı işitmek onların Allah'a teslimiyetlerini daha da artırır.*
İSRA
110- Allah" deyin, "Rahmân" deyin, çağırın. En güzel isimler O'nundur. Namazda sesini yükseltme, çok da gizli okuma, orta yolu seç.*
111- Ve şöyle de: Hamd o Allah'a ki, hiçbir çocuk edinmedi, mülkte ortağı yoktur, aciz olmayıp bir yardımcıya da ihtiyacı yoktur. Tekbir getirerek O'nu noksanlıklardan yücelt de yücelt.*
KEHF:*
1- Hamd, Allah'a mahsustur ki kulu Muhammed'e kitabı indirdi ve ona hiçbir eğrilik koymadı.*
2- Onu dosdoğru bir kitap olarak indirdi ki katından gelecek şiddetli azaba karşı insanları uyarsın yararlı işler yapan müminlere kendileri için güzel bir mükafat bulunduğunu müjdelesin.*
KEHF:*
4- Ve "Allah çocuk edindi" diyenleri de uyarsın.*
5- Bu hususta ne kendilerinin, ne de atalarının hiçbir bilgisi yoktur. Ağızlarından çıkan söz ne büyük bir iftiradır. Onlar, yalandan başka bir şey söylemiyorlar.*
KEHF:*
6- Ey Muhammed! Demek onlar, bu söze ve kitaba inanmazlarsa, onların peşinde üzüle üzüle kendini helak edeceksin!*
7- Biz yeryüzündeki şeyleri kendisine süs olsun diye yarattık ki, insanların hangisinin daha güzel amel edeceğini deneyelim.*
8- Şüphesiz biz, yeryüzünde olanları kupkuru bir toprak yapacağız.*
KEHF:*
9- Yoksa sen Ashab-ı Kehf'i ve Rakim'i şaşılacak âyetlerimizden mi sandın?*
10- O gençler mağaraya sığınınca şöyle dediler: "Rabbimiz! Bize katından bir rahmet ver ve bizim için şu işimizden bir kurtuluş yolu hazırla."*
11- biz de kulaklarını tıkayarak mağarada onları yıllarca uyuttuk.*
12- kaldıkları süreyi kimin daha iyi hesapladığını anlamak için,tekrar uyandırdık.*
13- Biz sana onların kıssalarını gerçek olarak anlatacağız. Hakikaten onlar, Rablerine iman eden birkaç genç idi. Biz de onların hidayetlerini artırdık.*
KEHF:*
14- hükümdarları karşısında ayağa kalkarak dediler ki: "Bizim Rabbimiz, göklerin ve yerin Rabbidir. Biz, O'ndan başkasına ilâh deyip tapmayız, yoksa saçma sapan konuşmuş oluruz.*
15- bizim kavmimiz, Allah'tan başka ilâh edindiler. Onların ilâh olduğuna dair açık bir delil getirselerdi ya! Allah'a karşı yalan uydurandan daha zalim kim olabilir?*
KEHF:*
17- Ey Muhammed! Allah kime hidayet ederse, işte o, hakka ulaşmıştır; kimi de hidayetten mahrum ederse, artık doğru yolu gösterecek bir dost bulamazsın.*
18- onları mağarada görseydin uyanık sanırdın. onlar uykudadırlar. Biz onları sağa sola çevirirdik. Eğer onları görseydin, arkana bakmadan kaçardın ve için korku ile dolardı.*
KEHF:*
19- Onları bir mucize olarak uyuttuğumuz gibi, birbirlerine sorsunlar diye kendilerini uyandırdık içlerinden biri şöyle dedi: "Ne kadar durup kaldınız?"Ne kadar durduğumuzu, Rabbimiz daha iyi bilir. Şimdi siz birinizi, şehre gönderin de baksın, size azık getirsin.çok dikkatli davransın ve
20- "şehir halkı, sizi ellerine geçirirlerse taşlayarak öldürürler kendi dinlerine çevirirler ki, o zaman siz dünyada da ahirette de asla kurtuluşa eremezsiniz."*
KEHF:*
21- insanları onlardan haberdar kıldık ki, öldükten sonra dirilmenin hak olduğunu ve kıyamet gününden şüphe edilemeyeceğini bildirmek için, şehir halkına buldurduk. Onları mağarada bulanlar, durumlarını tartışıyorlardı. Dediler ki: "Üstlerine bir bina yapın. Rableri, onları daha iyi bilir. üstün gelen müminler: "Üzerlerine muhakkak bir mescid yapacağız." dediler.*
KEHF:*
22- Ashab-ı Kehf'in sayılarında ihtilaf edeceklerdir Onlar, yedi kişidir; sekizincisi köpekleridir" derler. De ki: "Onların sayılarını Rabbim daha iyi bilir." Onları pek azı bilir, Bu sebeple onlar hakkında bildirilenler dışında bir münakaşaya girişme ve bunlar hakkında hiç kimseye de bir şey sorma!*
KEHF:*
23- Hiçbir şey için, Allah'ın dilemesi dışında: "Ben yarın onu yapacağım deme"*
24- Ancak Allah dilerse yapacağım de unuttuğun vakit Allah'ı an ve "Umarım Rabbim beni, doğruya daha yakın olana eriştirir." de.*
KEHF:*
25- Onlar, mağaralarında üçyüz yıl kadar kaldılar
26- De ki: "Onların ne kadar kaldıklarını Allah daha iyi bilir." Göklerin ve yerin gaybı O'na aittir. O ne güzel görendir! O ne mükemmel işitendir! Onların, O'ndan başka bir yardımcısı yoktur. O, kendi hükümranlığına kimseyi ortak etmez.*
KEHF:*
27- Rabbinin kitabından sana vahyolunanı oku! Onun sözlerini değiştirecek kimse yoktur. O'ndan başka sığınılacak da bulamazsın.*
28- Nefsince de, sabah akşam rızasını isteyerek Rablerine yalvaranlarla beraber candan sabret. Kalbini, bizi anmaktan gafil kıldığımız, nefsinin kötü arzusuna uymuş ve işi hep aşırılık olan kimseye uyma.*
KEHF:*
29- de ki: O hak Rabbimizdendir. Artık dileyen iman etsin, dileyen inkâr etsin.biz zalimler için öyle bir ateş hazırlamışız ki, duvarları, çepeçevre onları içine alacaktır. Eğer feryad edip yardım isteseler, erimiş maden gibi yüzleri haşlayan bir su ile cevap verilir. O ne kötü bir içecek ve ne kötü bir dayanma yeri!*
KEHF:*
30- İman edip güzel davranışlarda bulunanlar var ya, şüphe yok ki biz öyle güzel işler yapanların mükafatını zayi etmeyiz.*
31- İşte onlara Adn cennetleri vardır; altlarından ırmaklar akar, orada altın bileziklerle süslenecekler, ince ve kalın ipekliden yeşil elbiseler giyerek koltuklar üzerine dayanıp kurulacaklar. O ne güzel karşılık ve ne güzel kalma yeri!*
KEHF:*
32- şu iki adamı misal olarak anlat: Biz bunlardan birine her türlü üzümden iki bağ vermişiz, her ikisinin etrafını hurmalarla donatmışız, aralarında da ekinlik yapmışız.*
33- İki bağın ikisi de yemişlerini vermiş, hiçbir şey noksan bırakmamış, ikisinin ortasından bir de nehir akıtmışız.*
34- İki bağın sahibi arkadaşıyla münakaşa ederken: "Ben malca senden daha zengin ve üstünüm" dedi.*
35- Adam, kendine zulmederek bağına girdi ve yok olacağını sanmıyorum dedi
36- "Kıyametin kopacağını zannetmem.Rabbimin , muhakkak orada bundan hayırlı bir sonuç bulurum".*
KEHF:*
37- arkadaşı da ona şöyle dedi: "Seni topraktan, sonra seni bir damla sudan yaratan, daha sonra da seni insan haline getireni mi inkar ediyorsun?*
38- ben iman ederek diyorum ki: O Allah, benim Rabbimdir, ben Rabbime kimseyi ortak koşmam."*
39- bağına girdiğin zaman: "Bu Allah'dandır, benim kuvvetimle değil, Allah'ın kuvveti ile olmuştur, deseydin ya! Her ne kadar beni kendinden az görüyorsan da."*
40- Belki Rabbim, bana, senin bağından daha hayırlısını verir; senin bağına ise gökten yıldırımlar gönderir de, bağın yalçın bir toprak haline gelir."*
41- "Yahut, bağının suyu yerin dibine çekilir de bir daha suyunu çıkarıp bağını sulayamazsın."*
42- Derken serveti yok edildi. Bunun üzerine adam "Ah Keşke Rabbime hiçbir şeyi ortak koşmasaydım" diyordu.*
KEHF:*
43- Allah'tan başka yardım edecek yoktur
44- İşte yardım, yalnız hak olan Allah'a aittir. O'nun verdiği mükâfat da daha hayırlıdır, netice de daha hayırlıdır.*
KEHF:*
45- Ey Muhammed! Sen onlara dünya hayatının misalini ver. Dünya hayatı, gökten indirdiğimiz bir su gibidir bu su sayesinde yeryüzünün bitkileri birbirine karışmış,bir çöp kırıntısı olmuştur. Rüzgarlar onu savurur gider. Allah her şeye muktedirdir.*
46- Mal ve oğullar, dünya hayatının süsüdür. Bakî kalacak olan iyi ameller ise, Rabbinin katında, sevabca da hayırlıdır, ümid yönünden de daha hayırlıdır.*
KEHF:*
47- O kıyamet gününü hatırla ki, dağları yürüteceğiz ve yeryüzünü çırılçıplak göreceksin. Bütün insanları, mahşerde toplayacağız hiçbir kimseyi bırakmayacağız.*
48- Onlar, saf halinde Rabbine arz edilmişlerdir. Allah, onlara şöyle diyecektir: "Şüphesiz sizi ilk önce yarattığımız gibi bize geldiniz. Fakat, size kıyamet için yaptığımız vaadi yerine getirmeyeceğimizi sanmıştınız, değil mi?*
49- O gün herkesin amel defteri ortaya konulmuştur. Senin Rabbin hiç kimseye zulmetmez.*
KEHF
50- Yine o vakti hatırla ki biz, meleklere: "Âdem'e secde edin!" demiştik. İblis hariç olmak üzere onlar hemen secde ettiler. İblis cinlerdendi, Rabbinin emrinden dışarı çıktı. Şimdi siz beni bırakıp da İblis'i ve soyunu dostlar mı ediniyorsunuz? Halbuki onlar sizin düşmanınızdır. Zalimler için bu ne kötü bir değişmedir.*
KEHF:*
52- Ve o (kıyamet) günü Allah kâfirlere şöyle buyuracak: "Ortaklarım ve şefaatçılarınız diye zannettiğiniz putlarınızı çağırın." Müşrikler onları çağırırlar, fakat kendilerine cevap vermezler. Biz, kâfirlerle ilâhları arasına ateşten bir engel koymuşuzdur.*
53- Günahkârlar ateşi görmüşler de artık ona düşeceklerini anlamışlardır. Fakat ondan kaçıp sığınacak bir yer bulamazlar.*
54- Şüphesiz biz, bu Kur'ân'da insanlara çeşitli mânâları türlü misallerle açık olarak verdik. İnsan ise, her şeyden çok mücadelecidir.*
KEHF
55- Kendilerine doğru yolu gösteren peygamber geldiğinde insanları, iman etmekten ve Rabblerinden günahlarının mağfiretini istemekten alıkoyan şey sadece geçmiş milletlerin başlarına gelen felaketlerin kendilerine*
de gelmesini veya ahiret azabının ansızın göz göre göre gelip çatmasını beklemek olmuştur.*
KEHF:*
56- Halbuki biz peygamberleri müjdeciler ve uyarıcılar olarak göndeririz. Kâfir olanlar ise hakkı, batılla ortadan kaldırmak için mücadele ediyorlar. Onlar, âyetlerimizi ve korkutuldukları azabı da alaya almışlardır.*
57- Rabbinin âyetleriyle nasihat edilip de onlardan yüz çeviren ve daha önce işlediği günahları unutandan daha zalim kim olabilir? Biz onların kalbleri üzerine Kur'ân'ı anlamalarına engel olan bir ağırlık, kulaklarına da sağırlık verdik. Ey Muhammed! Sen onları doğru yola çağırsan da onlar asla hidayete ermezler.*
KEHF:*
58- rahmet sahibi olan Rabbin çok bağışlayıcıdır, tevbe eden kullarına rahmeti boldur. Eğer Allah, işledikleri günahlar yüzünden onları hemen cezalandıracak olsaydı, onlara hemen azab ederdi. Fakat onlara vaad edilen bir zaman vardır ki, o geldiğinde Allah'ın azabından bir kurtuluş yeri bulamazlar.*
59- İşte zulmettikleri için helak ettiğimiz şehirler! Biz onların helâkleri belirli bir zaman tayin etmiştik.*
NAHL
1- Allah'ın emri geldi, sakın onu acele edip istemeyiniz. Allah, müşriklerin koştukları ortaklardan münezzeh ve yücedir.*
2- Kendi emrinden vahiylerini kullarından dilediği peygamberlere indirip şu gerçeği insanlara bildirin, buyuruyor: Benden başka hiçbir ilâh yoktur. Ancak benden korkun.*
NAHL
3- Allah gökleri ve yeri hikmeti ile yarattı. O, kâfirlerin ortak koştukları şeylerden çok yücedir.*
4- O, insanı bir meniden yarattı.
5- Hayvanları da O yarattı. Onlarda sizi ısıtacak şeyler ve birçok faydalar vardır. Ve siz onlardan bir kısmını da yersiniz.*
NAHL
6- O hayvanları, akşam vakti getirirken ve sabahleyin salarken, onlarda sizin için bir güzellik ve zevk vardır.*
7- Bu hayvanlar, yüklerinizi taşır. Rabbiniz, şüphesiz çok şefkatlidir, çok merhametlidir.*
8- Hem kendilerine binesiniz, hem de zinet olsun diye atları, katırları, ve merkepleri yarattı. Ve şu anda bilemeyeceğiniz daha nice şeyler yaratacak.*
NAHL
9- Doğru yolu göstermek Allah'a aittir. Onun eğrisi de vardır. Allah dileseydi, sizin hepinizi hidayete erdirirdi.
10- gökten su indiren O'dur. İçecek su ondandır; hayvanlarınızı otlattığınız bitkiler de o su ile yetişir.*
11- Allah, sizin için, o su ile ekin, zeytin, hurmalıklar, üzümler ve her*
çeşit meyveleri bitirir. Şüphesiz ki bunda düşünecek bir topluluk için büyük bir ibret vardır.
NAHL
12- Geceyi, gündüzü, güneşi ve ayı sizin hizmetinize O verdi. Bütün yıldızlar O'nun emrine boyun eğmişlerdir.bunda aklını kullanan toplum için ibretler vardır.*
14- denizden taze et yiyesiniz ondan takındığınız süs eşyasını çıkarasınız diye, denizi emrinize veren Allah'tır. Gemilerin denizde suyu yararak gittiklerini görüyorsun. Lütfundan rızık aramanız ve şükretmeniz için Allah böyle yapmıştır.*
NAHL
15- Allah, yeryüzü sizi sarsmasın diye oraya sabit dağlar yerleştirdi. Yolunuzu bulmanız için nehirler ve yollar yarattı.*
16- birçok âlametler yarattı. İnsanlar geceleyin de Allah'ın yarattığı yıldızlarla yönlerini bulurlar.*
17- Hiç yaratan Allah yaratmayan putlar gibi olur mu? Artık siz düşünmez misiniz?*
NAHL
18- Allah'ın nimetlerini teker teker saymaya kalkışsanız, onları sayamazsınız. Muhakkak ki Allah çok bağışlayıcıdır, çok merhametlidir.*
19- Allah, gizlediğinizi de açıkladığınızı da bilir.*
20- Kâfirlerin Allah'tan başka yalvardıkları putlar ise, hiçbir şey yaratamazlar. Çünkü onlar, kendileri yaratılmışlardır.*
21- O putlar, hep ölüdürler, diri değildirler ve insanların öldükten sonra ne zaman dirileceklerini de bilmezler.*
22- İlâhınız bir tek ilâhtır. Bununla beraber ahirete inanmayanların kalbleri inkârcı, kendileri de böbürlenen kimselerdir.*
NAHL
23- Şüphesiz ki Allah,gizlediklerini de açığa vurduklarını da bilir. Doğrusu Allah, kendilerini büyük görüp hakkı kabul etmeyenleri sevmez.*
NAHL
24- Onlara: "Rabbiniz ne indirdi? denildiği zaman "Öncekilerin efsanelerini" dediler.*
25- Dikkat edin, yüklendikleri günah ne kötüdür!*
26- Onlardan öncekiler de tuzak kurdular. Fakat Allah onların binalarını temelinden sarstı, çatı tepelerinden üzerlerine çöktü ve azap onlara farkedemedikleri bir yönden geldi.*
27- kıyamet günü Allah, O kâfirleri rezil rüsvay edecek ve diyecek ki: "Hani uğrunda müminlere karşı düşman kesildiğiniz ortaklarım nerede?" Kendilerine ilim verilmiş olanlar: "Şüphesiz bugünün rezilliği ve kötülüğü kâfirleredir." diyeceklerdir.*
NAHL
28- kâfirler kendilerine zulmetmiş kimseler olarak, meleklerin, canlarını aldıkları kimselerdir. O vakit onlar şöyle diyerek teslim olurlar: "Biz, bir kötülükten dolayı yapmıyorduk."Hayır, Allah sizin ne maksatla yaptığınızı elbette çok iyi bilendir."*
29-O halde içinde ebedî kalacağınız cehennemin kapılarından girin" denir. Kibirlenenlerin yeri ne kötüdür!*
NAHL
30- Kötülüklerden sakınanlara: "Rabbiniz ne indirdi?" denilince: "Hayır indirdi" derler. Bu dünyada güzel amel işleyenlere güzel bir mükafat var. Elbette ahiret yurdu ise daha hayırlıdır. Allah'tan korkanların yurdu ne güzeldir!*
31- O girecekleri yer, Adn cennetleridir ki, altından ırmaklar akar. Orada Allah'tan korkanlara diledikleri nimetler vardır. İşte Allah, takva sahiplerini böyle mükafatlandırır.*
32- Takva sahipleri o kimselerdir ki, melekler, canlarını hoş ve rahat halde alırlar. "Selam size, yapmış olduğunuz güzel işlerin mükafatı olarak girin cennet'e..." derler.*
NAHL
33- kendilerine,zulmedenler ruhlarını alacak meleklerin gelmesini Rabbinin azab emrinin gelip çatmasını bekliyorlar!öncekiler de böyle yapmışlardı. Allah onlara zulmetmedi, fakat onlar kendilerine zulmetmişlerdi.*
34- sonunda yaptıklarının cezası başlarına felaket oldu ve alay edip durdukları o azap, kendilerini kuşattı.*
NAHL
35- Allah'a ortak koşanlar dediler ki: "Allah dileseydi, ne biz, ne atalarımız O'ndan başka hiçbir şeye tapmazdık emri dışında hiçbir şeyi haram kılmazdık" Kendilerinden öncekiler de böyle yaptılar. peygamberlerin vazifesi, ancak açık-seçik bir tebliğden, ibarettir.*
36- biz her ümmete, "Allah'a ibadet edin putlara tapmaktan sakının." diye peygamber gönderdik. Allah, ümmetlerden*
bir kısmına hidayet etti, bir kısmına da sapıklık hak olmuştur. Şimdi yer yüzünde bir gezip dolaşın da bakın peygamberleri yalanlayanların sonunun ne olduğunu bir görün?*
NAHL
37- Ey Muhammed kâfirlerin hidayete ermelerini ne kadar istesen Allah, saptırdığı kimseyi hidayete erdirmez. Onların hiçbir yardımcısı yoktur.*
38- Kâfirler, "Allah ölen kimseyi diriltmez." diye Allah'a yemin ettiler. Hayır, ölüleri diriltmek, Allah'ın bir vaadidir.insanların çoğu bunu bilmezler.*
39- Allah ölüleri diriltecek ki, kâfirlerin, ihtilaf ettikleri şeyi açıkça göstersin ve inkâr edenler kendilerinin yalancı olduklarını bilsinler.
40- Biz bir şeyi dilediğimiz zaman,sözümüz sadece "ol" dememizdir. O da hemen oluverir.*
NAHL
41- Zulme uğradıktan sonra Allah yolunda hicret edenlere gelince, biz dünyada mutlaka onları güzel bir yere yerleştiririz. ahiretin mükafatı elbette büyüktür.*
42- O Muhacirler, müşriklerin eziyetlerine sabredenler ve Rablerine tevekkül edenlerdir.*
NAHL
44- Biz peygamberleri mucizelerle ve kitaplarla gönderdik. Ey Peygamberim! Sana da Kur'ân'ı indirdik ki, insanlara vahyedileni açıklayasın. Belki onlar da düşünürler.*
NAHL
45- Sinsice kötü tuzaklar kuranlar, Allah'ın kendilerini yerin dibine geçiremeyeceğinden, yahut bilemeyecekleri bir yerden azabın gelmeyeceğinden emin mi oldular?*
46- Yahut Allah'ın azabının kendilerini yakalayıvermesinden emin mi oldular? Üstelik onlar, azabı engelleyici de değillerdir.*
47- Yahut ta kendilerini azar azar yakalayıp helak etmesinden emin mi oldular? Şüphesiz Rabbiniz çok şefkatlidir, çok merhametlidir.*
48- Onlar, Allah'ın yarattığı şeyleri görmediler mi ki? Gölgeleri Allah'ın kudretine boyun eğip secde ederek, sağa sola döner, dolaşır.*
NAHL
49- Göklerde ve yer yüzünde bulunan canlılar ve bütün melekler, kibirlenmeden Allah'a secde ederler.*
50- Kendilerine hakim olan Rabblerinden korkarlar ve emrolundukları her şeyi yaparlar.*
NAHL
51- Allah, buyurmuştur ki: İki ilâh edinmeyin. O, ancak bir ilâhdır. Onun için yalnız benden korkun.*
52- Göklerde ve yerde olan her şey yalnız O'nundur. Din de daima O'nundur. Böyle iken, siz Allah'tan başkasından mı korkarsınız?*
NAHL
54- Allah bu sıkıntıyı kaldırdığı zaman, içinizden bir topluluk, hemen Rablerine ortak koşarlar.*
55- Bunu verdiğimiz nimete nankörlük etmek için yaparlar. Şimdi eğlenin bakalım! Fakat yakında bileceksiniz.*
56- müşrikler kendilerine rızık verdiğimizden tutuyorlar mahiyetini bilmedikleri putlara pay ayırıyorlar. Allah'a andolsun ki, siz bu yaptığınız iftiralardan mutlaka hesaba çekileceksiniz.*
NAHL
57- Onlar, Allah'a kızlar isnad ediyorlar. O, bundan münezzehtir. Kendilerine ierkek çocukları isnad ederler.*
58- kız doğum haberi müjdelendiği zaman içi öfkeyle dolar, yüzü kapkara kesilir.*
59- müjdenin kötülüğü, kavminden gizlenir. Şimdi acaba çocuğu saklayacak mı? Yoksa toprağa mı gömecek? Dikkat edin verdikleri hüküm ne kötüdür!*
NAHL
60- Ahirete iman etmeyenler için kötü sıfatlar var. En yüce sıfatlar ise, Allah'ındır. O çok güçlüdür, hüküm ve hikmet sahibidir.*
61- Eğer Allah insanları zulümleri yüzünden hesaba çekseydi, yeryüzünde kımıldayan tek canlı bırakmazdı. Fakat Allah onları, belli bir vakte kadar erteler. ecelleri geldiği zaman, onu ne bir saat erteleyebilirler, ne de öne alabilirler.*
NAHL
62- Müşrikler,hoşlanmadıkları şeyleri, Allah'a isnad ediyorlar. Dilleri, en güzel şeylerin kendilerine ait olduğunu yalan yere durmadan söyler. Hiç şüphesiz onlar için, sadece ateş vardır. Oraya en önde gidip kalacaklardır.*
63- Allah'a yemin olsun ki, biz senden önce bir çok ümmetlere peygamberler gönderdik. Ne var ki şeytan, onlara amellerini bezeyip süslü gösterdi. Bugün de o şeytan, kâfirlerin dostudur. Onlar için acı bir azab vardır.*
NAHL
64- Ey Resulüm!Biz, sana Kur'ânı hakkında ihtilafa düştükleri şeyi insanlara açıklaman için ve iman edecek topluma bir hidayet, bir rahmet olsun diye indirdik.*
NAHL
65- Allah gökten bir su indirdi ve onunla yeryüzüne ölümünden sonra hayat verdi. Şüphesiz ki bunda dinleyen bir millet için büyük bir ibret vardır.*
NAHL
66- Gerçekten süt veren hayvanlarda da size bir ibret vardır. Size işkembelerindeki yem artıklarıyla kandan meydana gelen, içenlere içimi kolay halis bir süt içirmekteyiz.*
67- Hurma ve üzüm ağaçlarının meyvalarından da hem içki, hem de güzel gıdalar edinirsiniz. Şüphesiz ki bunda aklını kullanan kimseler için büyük bir ibret vardır.*
NAHL
68- Senin Rabbin bal arısına şöyle vahyetti: Dağlardan, ağaçlardan ve insanların kuracakları kovanlardan kendine evler edin.*
69- meyvaların hepsinden ye de, Rabbinin kolay kıldığı yollara gir, diye ilham etti. Onların karınlarından renkleri çeşitli bir bal çıkar ki, onda insanlar için şifâ vardır. Şüphesiz ki bunda düşünen bir millet için, büyük bir ibret vardır.*
NAHL
70- Allah, sizi yarattı, sonra da sizi öldürecektir. İçinizden kimi de, biraz bilgiden sonra eşyayı önceki bildiği gibi bilmesin diye, ömrün en kötü çağına kadar yaşatılır. Şüphesiz ki Allah çok bilgili ve büyük kudret sahibidir.*
NAHL
71- Allah, rızık yönünden bir kısmınızı diğerlerinden üstün kıldı. Kendilerine bol rızık verilenler, rızıklarını ellerinin altındakilere vermiyorlar ki, onda eşit olsunlar. Durum böyle iken Allah'ın nimetini inkâr mı ediyorlar?*
72- Allah, size kendi cinsinizden eşler, o eşlerinizden de oğullar ve torunlar yarattı. Sizi helal ve güzel gıdalarla rızıklandırdı. Onlar, hâlâ batıla mı inanıyorlar? ve Allah'ın nimetini inkâr mı ediyorlar?*
NAHL
73- Müşrikler, Allah'ı bırakıp, göklerden ve yerden kendileri için*
hiçbir rızka sahip olmayan ve sahip olmaya da güçleri yetmeyen şeylere taparlar.*
74- Artık Allah'a ortaklar koşmayın. Çünkü Allah, bilir, siz bilmezsiniz.*
75- Bütün hamd Allah'a mahsustur. Doğrusu insanların çoğu bilmezler.
NAHL
77- Göklerin ve yerin gaybını bilmek Allah'a aittir. Kıyametin kopuşu yalnız bir göz kırpması veya daha az bir zamandan başkası değildir. Şüphesiz Allah her şeye kadirdir.*
78- Allah sizi annelerinizin karnından çıkardığı zaman hiçbir şey bilmiyordunuz. Şükredesiniz diye size işitme duygusu gözler ve gönüller verdi.*
79- Göğün boşluğunda Allah'ın emrine boyun eğdirilerek uçuşan kuşlara bakmadılar mı? Şüphesiz bunda inanan bir toplum için âyetler vardır.*
NAHL
80- Allah size evlerinizden bir huzur ve dinlenme yeri yaptı. Hayvanların derilerinden gerek yolculuğunuzda taşıyacağınız hafif evler çadırlar v.s. ve yünlerinden,ve kıllarından giyinecek, kuşanacak, bir eşya ve ticaret malı yaptı.*
81-Allah, yarattıklarından sizin için gölgeler yaptı ve sizin için dağlarda barınaklar yarattı. Sizi sıcaktan koruyacak elbiseler savaşta koruyan zırhlar yarattı.Allah müslüman olasınız diye üzerinize nimetini tamamlamaktadır.*
82-yüz çevirirlerse, ey Muhammed! Artık sana düşen sadece açık bir şekilde tebliğden ibarettir.*
NAHL
83- Hem Allah'ın nimetini bilirler, sonra da onu inkâr ederler. Onların çoğu kâfirdir.*
84- Her ümmetten bir şahid getireceğimiz gün, artık kâfirlere ne izin verilecek, ne de onlardan özür dilemeleri istenecektir.*
85- O zulmedenler, azabı gördükleri zaman, artık onlardan ne azab hafifletilir, ne de onlara süre verilir.*
NAHL
86- Allah'a ortak koşanlar, ortak koştukları putları gördükleri zaman: "Rabbimiz! İşte bunlar, seni bırakıp da kendilerine taptığımız ortaklarımızdır" diyecekler. Koştukları ortaklar da Siz mutlaka yalancılarsınız" diye söz atarlar.*
87- O gün Allah'a teslim bayrağını çekerler, bütün o uydurdukları şeyler kendilerini bırakıp kaybolup gitmişlerdir.*
NAHL
88- İnkâr eden ve (insanları) Allah yolundan çevirenler, onlara azab üstüne azab arttırdık.*
89- Biz o gün, her ümmet içinde, kendilerinden kendi üzerlerine şahit göndereceğiz. Seni de şahit getireceğiz. Bu kitabı da, her şeyi açıklayan ve müslümanlara doğruyu gösteren bir rehber, bir rahmet kaynağı ve bir müjdeleyici olarak indirdik.*
90- Şüphesiz ki Allah, size adaleti, iyilik yapmayı ve yakınlara bakmayı emreder; hayasızlıktan, fenalıktan ve azgınlıktan nehyeder. Öğüt almanız için size böyle öğüt verir.*
NAHL
91- anlaşma yaptığınızda Allah'ın ahdini yerine getirin yeminleri bozmayın. Allah'ı üzerinize şahid tuttuğunuz halde, nasıl olur da bozarsınız! Şüphesiz Allah yaptıklarınızı bilir.*
92- Bir ümmet,çok olduğu için, yeminlerinizi aldatma vasıtası yaparak, ipliğini sağlamca eğirdikten sonra onu söküp bozmaya çalışan kadın gibi olmayın. Allah sizi*imtihan eder ve şüphesiz ihtilaf ettiğiniz şeyleri kıyamet günü mutlaka açıklayacaktır.*
NAHL
93- Allah dileseydi elbette hepinizi tek bir ümmet yapardı. Fakat Allah dilediğini saptırır ve dilediğine de hidayet verir Şüphesiz ki, kıyamet gününde bütün yaptıklarınızdan sorumlu tutulacaksınız.*
NAHL
94- Yeminlerinizi aranızda aldatma ve fesada vasıta edinmeyin, sonra sağlam basmışken bir ayak kayar da Allah yolundan saptığınız için, dünyada kötü azabı tadarsınız. Ahirette de size büyük bir azab olur.*
95- Allah'ın ahdini az bir bedel karşılığında değişmeyin. Eğer bilirseniz muhakkak ki Allah katındaki sevap sizin için daha hayırlıdır.*
NAHL
96- Sizin yanınızdaki dünya malı tükenir, Allah'ın katındakiler ise tükenmez. Muhakkak ki biz, Allah yolunda sabredenleri, yaptıkları amelin daha güzeliyle mükafatlandıracağız.*
97- Erkekten ve dişiden, mümin olarak kim iyi amel işlerse muhakkak onu güzel bir hayat ile yaşatacağız ve yapmakta oldukları amellerin daha güzeliyle mükafatlarını elbette vereceğiz.*
NAHL
98- Şimdi Kur'ân okumak istediğin zaman önce o kovulmuş şeytandan Allah'a sığın.*
99- Şüphesiz ki iman edip de Rablerine tevekkül edenler üzerinde o şeytanın hiçbir nüfuzu yoktur.*
100- Şeytanın nüfuzu, ancak onu dost edinenlere ve Allah'a ortak koşanlaradır.*
NAHL
101- Biz bir âyeti değiştirip yerine başka bir âyet getirdiğimiz zaman Allah ne indirdiğini pek iyi bilmiş iken kâfirler Peygambere: "Sen, ancak bir iftiracısın" dediler. Hayır öyle değil; onların çoğu bilmezler.*
102- Ey Muhammed! Onlara de ki: "Kur'ân'ı Cebrail, iman edenlere sebat vermek, müslümanlara bir hidayet ve bir müjde olmak için Rabbinin katından hak olarak indirdi.*
103- Bu Kur'ân apaçık Arapçadır.*
NAHL
104- Allah'ın âyetlerine iman etmeyenleri, muhakkak ki Allah hidayete erdirmez ve onlara can yakıcı bir azab vardır.*
105- Yalanı ancak Allah'ın âyetlerine inanmayanlar uydurur. İşte onlar yalancıların ta kendileridir.*
106- Kalbi iman ile sükûnet bulduğu halde her kim imanından sonra küfre kalbini açarsa, mutlaka onların üzerine Allah'tan bir gazab gelir ve kendilerine çok büyük bir azab vardır.*
NAHL
107- onlar, dünya hayatını sevmiş ve onu ahirete tercih etmişlerdir. Allah da kâfirler topluluğunu hidayete erdirmez.*
108- Bunlar, o kimselerdir ki; Allah kalblerini, kulaklarını ve gözlerini mühürlemiştir. Ve onlar, gafillerin ta kendileridir.*
109- Hiç şüphesiz onlar, ahirette perişan olup hüsrana uğrayanların ta kendileridir.*
NAHL
110- şüphesiz Rabbin, eziyet edildikten sonra hicret eden, sonra cihad eden ve sabreden kimselerin yardımcısıdır.Rabbin elbette çok bağışlayıcıdır, çok merhametlidir.*
111- O gün, herkes nefsini kurtarmak için uğraşarak gelir ve herkese yaptığı işin karşılığı tamamiyle ödenir ve hiç kimseye zulmedilmez.*
112- Allah bir şehri misal olarak verdi şehir güvenli ve huzurlu idi,rızkı bol bol geliyordu.onlar Allah'ın nimetlerine nankörlük ettiler. Allah onlara, yaptıkları işler yüzünden açlık ve korku elbisesini felâketini tattırdı.*
NAHL
113- Andolsun ki, onlara içlerinden bir peygamber geldi de onu yalanladılar. Bunun üzerine zulüm yaparlarken azab onları yakalayıverdi.*
114- Artık Allah'ın size rızık olarak verdiği şeylerden helal ve temiz olarak yiyin. Allah'ın nimetine şükredin, eğer gerçekten O'na ibadet edecekseniz.*
NAHL
115- O size ölü hayvanı, kanı, domuz etini ve Allah'tan başkası adına kesilenleri haram kıldı. Her kim bu haram şeyleri yemeye mecbur kalırsa aşırı gitmeden yiyebilir. Allah, çok bağışlayıcıdır, çok merhametlidir.*
116- Şu helaldir, şu haramdır" demeyin; aksi halde Allah'a iftira etmiş olursunuz. Şüphesiz Allah'a yalan uyduranlar asla kurtulamazlar.*
117- Onlar için dünyada pek az bir menfaat var, ahirette ise çok acıklı bir azab vardır.*
NAHL
119- Rabbin, bir cahillikle günah işleyip ardından tevbe eden ve durumunu düzelten kimseleri bağışlar. Rabbin,tevbeden sonra Gafurdur, Rahîmdir çok bağışlayıcıdır, çok merhametlidir.
NAHL
120-Şüphesiz İbrahim Allah'a itaat eden, Hakk'a yönelen bir önderdi. Ve hiçbir zaman müşriklerden olmadı.*
121- Allah'ın nimetlerine şükredendi. Allah onu seçmiş ve doğru yola iletmişti.*
122- Ve biz ona (İbrahim'e) iyilik verdik. Şüphesiz ki o, ahirette de salihlerdendir.*
NAHL
123- ey Muhammed sana: "Hakk'a yönelen ve müşriklerden olmayan İbrahim'in dinine tabi ol" diye vahyettik.*
125- (Ey Resulüm!) Rabbinin yoluna hikmetle ve güzel öğütle çağır! Ve onlarla en güzel şekilde mücadele et. Şüphesiz Rabbin kendi yolundan sapanları en iyi bilendir ve O, hidayete kavuşanları da en iyi bilendir.*
NAHL
126- Eğer (bir suçtan dolayı) ceza verecek olursanız size yapılan azab ve cezanın misli ile ceza verin. Ama sabrederseniz, elbette o, sabredenler için daha hayırlıdır.*
127- (Ey Peygamber!) Sabret! Sabrın da ancak Allah'ın yardımı iledir. Onlardan dolayı üzülme! Kurdukları tuzaklardan telaş edip sıkıntıya düşme!*
128- Şüphesiz Allah, takva sahipleri ile ve iyilikte bulunanlarla beraberdir.