Karanlığın zirvesi,esrarın doruğunda bir gece
Aklımda bir soru bir fikir delice
Ya beni oyalıyor..boşa meşgul ediyor aklımı
Yoksa göğe dikilmiş başım efkarında haklı mı?
Yıldızlar...nurudur gecelerin
Gündüzlerin güneşle başlayan gizemi
Gündüzler aşığın son demidir
Yıldızlar,şiirlerin vazgeçilmez süsü güneşin gündüze tuttuğu yasıdır
İbrahim'in aldanışı,Yusuf'un rüyası,masalların mayasıdır
Ben sadece saf anadolu filmlerinde gördüm onları
Beyazdı tertemizdi soluk değildi tonları
Ve şimdi ölümün yuttuğu insanların sonları
Bana, kayan yıldızları anımsattı
Bu soru beni çepeçevre kuşattı
Yıldızlar varmıdır?
En son toprak kokulu köyümün semalarındaydılar
Sahabelerin safları gibi ışıl ışıl ve sıktılar
Karışıktılar gitmeye hazırlanıyor gibi telaşlı
Neredeler?Haramlarla kapanmış gözümmü göremiyor?
Sokakların ışıltısımı perdeliyor gözümü?
Bağıırıyorum caddelerin gürültüsümü duyurmuyor sözümü
Ki feryadım boşluklarda yankılanıyor....
Bu hüznümü yıldıları göremediğimden sanma!
Onları yok eden çağa ağlıyorum
Dünyamı kirleten fabrika bacalarına değil,
Dumanları göremeyen insanoğluna...
Yollara değil,yolculara isyanım!
Ve ben aklını yitirmiş bir deli değil koskoca bir nisyanım
Zamanın, medeniyetin,ülkelerin,uluslararası kuruluşların unuttuğu
Yıldızları özlüyorum...sosyetenin,mutlu insanların yüksek binalın tepelerinden dilek tuttuğu...
Ne olur çekin elinizi yıldızlarımdan
Tüm temiz duygularımızı o elinizle kirlettiniz
Bütün safiliğimizi böyle sunileştirdiniz
Alın sizin olsun medeniyetiniz
Tanklarınız,ağır silahlarınız,ilminizde bilminizde size kalsın!!!
Bırakın!Varsın garipler ağlasın
YOLUNUZ DÜŞERSE BİRGÜN DAĞLARA
MUTLULUĞU SORUN ÖRÜMCEKLERİN MİRASI ESKİ AĞLARA
Ve ben ölürsem bu gizli derdimden sakın!
Sakın dokunmayın kalan garip sağlara
Onları YILDIZLARIYLA başbaşa bırakın
Ve yine hızlı,hareketli ve renkli dünyanıza akın...
{{{seyyahi}}}