You need to enable JavaScript to run this app.

Skip to main content

Yusuf hayaloğlu ahmet kaya

Yusuf hayaloğlu ahmet kaya

General
RE: Yusuf hayaloğlu ahmet kaya
Yalnızca Bir Anlık

Bu derede, bu bulutun gölgesi, 
Yalnızca bir anlıktır. 
Bir daha tekrarlanmaz asla. 
Dere gider bir yana, 
Bulut gider bir yana, 
Sen kalırsın ortada. 
Son vapurda, bir kadına rastlar, 
Kibarca gülümsersin. 
Kaybettin, geri gelmez artık. 
Vapur gider bir yana, 
Kadın gider bir yana, 
Kalbin kalır ortada. 



Yalnızca bir anlıktır mutluluk. 
Sevdalar, heyecanlar; 
Hepsi bir anlık. 
Kalansa, tortusudur hayatın, 
Yalanlar ve acılar; 
Bir de yalnızlık. 
Hey koca Yusuf! 
Yusuf'cuk, ah yusufçuk! 
Rüzgarlara savurdun hep, şarkını. 
Herkesten saklandın, 
Herşeye gücendin durdun. 
Yoruldun, 
İflah etmezsin sen. 
Ömrün gitti bir yana, 
Hüznün gitti bir yana, 
Şiirin kaldı ortada...
Bunu ilk beğenen sen ol.
General
RE: Yusuf hayaloğlu ahmet kaya
Yağmur İçen Kız

Baldırı çıplak bir akşamüstüydü 
Kime selam verdiysem yüzüme küstüydü. 
Yalnızlığa susmuştum, yağmura üşümüştüm.. 
Ve ben sanki ömrümde yaşamadığım 
Ve yaşamadan yaşlandığım bütün aşkları 
Bu ilk defa karşılaştığım, bu ilk defa yabancı, 
Ve bu son defa tutunduğum kızla bölüşmüştüm.. 
Yağmur içen kız.. gece kuşu 
Atmacaya benzer duruşu.. 
Bir omuzu el-ense çekerken azraile 
Bir omuzu sokak lambasından da biçare.. 
Kimliğini sorarsan; 
Barbar sokakların barbar kızı, 
Ve hortumlu karakolların arsızı.. 


O destursuz yağmur, taş gibi iniyordu, 
O fütursuz cadde, pür-telaş deviniyordu. 
Başını çevirip bakıyordu ara sıra 
Hiçbir şey sormadan gidiyordum ardı sıra.. 
Saçlarını okşadım yavaşça ve teklifsizce.. 
Azıcık huylanmıştı, söylemedi ama şaşırmıştı. 
Yağmur içen kız.. vahşi kısrak 
Göğsü falçata krizi, öfkesi tavlı bıçak.. 
Soluğunda ıslak çimenlerin buğusu 
Soluduğunda kundaklanmış ormanların yalazı. 
Güzelliğini sorarsan; 
Dişleri kar kuşundan da beyaz 
Dudakları vampirden de kırmızı.. 

Alışkın bir otel odasıydı, kenarda soba yanıyordu, 
Tutkunun tasma koparan köpekleri 
Arsız bir çarşaf gibi üstümüze abanıyordu.. 
Küçücük ama çok küçücük bir ağzı vardı,
Küçük ama çok küçücük bir öpüşte bile 
Bir vişne ısırığı gibi kanıyordu.. 
Çaparinin çengelinde çırpınan çipuranın 
Yakaran gözlerindeki o tarifsiz kederle, 
Bu küçücük ömründe, belki de ilk defa 
Birisinin gözlerine bakmaktan utanıyordu.. 

Yağmur içen kız.. kaldırım meleği 
Hüznün yirmidört saatlik beyhude kelebeği.. 
Her akşam sunarak kendini hoyrat ağızlara 
Ve her sabah yunarak bedenini yağmurla
Ve boğarak o narin göğsünde hıçkırıklarını 
Bir çalpara gibi yeniledi kopan yanlarını.. 
Yağmur içen kız.. çılgın kedi 
Komalara girdi, jiletler yedi, ölmedi.. 
Bunu ilk beğenen sen ol.
General
RE: Yusuf hayaloğlu ahmet kaya
Hiç sormadım adını, kimse de söylemedi. 
şişeyi boşalttım,ağzını sürmedi. 
Gitme vakti gelince uzatıp küçücük elini 
Hoşçakal, dedi, almadan bedelini.. 
Uzun uzun bakakaldı, bu adam deli mi ne, diye.. İyi ama bu şişe boş be arkadaş, dedi, bu şişe boş! Herşey boş güzelim, dedim, herşey boş! 
Sen de yağmur koyarsın belki bu şişenin içine, 
Ve güneşin ışırsa bir gün, bir yerlerde, bir ihtimal, 
Düşlerini yudumlarsın artık yağmurun yerine.. 

Yağmur içen kız.. gönül hırsızı 
Hiç kimseler bilmeyecek sırrımızı.. 
Sen tutunmaya çalışırken gecenin eteklerine 
Yine acıtacak güzelliğini, o çirkin maça papazı.. 
Ve yine kıyacaksın belki, o incecik bileklerine.. 
Yağmur içen kız.. sahipsiz bebek 
Elbette bir gün herkes bir şekilde gidecek. 
Ama bu yağmur var ya, bu yağmur, inan ki 
Nereye gidersen git, hep ardından gelecek.. 
Ne zaman tokatlasa yağmurlar penceremi, 
Ne zaman sersem ve Dökülsem kaldırımlarına bu duman karası kentin; Hep o kıza rastlarım, aynı kuytu köşede.Gözyaşlarını biriktirir usanmadan 
Düşleriyle aynı şişede.. Hatırını sorarım, sessizce kaldırır yüzünü,Tablolardan çalınmış gizemli bir gülücüktür. Yağmur içer yudum-yudum, kanasıya. 
Yağmur içen kız.. mağrur yürek 
Bunu ilk beğenen sen ol.
General
RE: Yusuf hayaloğlu ahmet kaya
Bu yağmurlar yalan ama ölüm gerçek.. 
Sen yine avucunda sakla, çaldırma cevherini. 
Ve sakın gösterme kimseye, o yağmur incilerini 
Hep şarkını söyle; hiçbir kelimesiz ve makamsız, 
Hep orda bekle; bir akşam belki apansız, 
Gelir de alırım şişemi senden geriye; 
O biriken yaşlarını içmek için damla-damla 
Ve geciken bedelini ödemek için kendi hayatımla...
Bunu ilk beğenen sen ol.
General
RE: Yusuf hayaloğlu ahmet kaya
Vurma Nurettin

Hayatin kiyisinda 
Delinmiş bir kayiksin 
Yanliş yere yanaştin 
Sen bunlara layiksin 
Bu şehre bel bagladin 
Doymadi gitti karnin 
Bir kondu yaptin ama 
Yikildi kaldi yarim 
Vurma Nurettin vurma 
O senin karin 
Bak onlar çocuklarin iftiharin 
Yaşama kavgasinda 
Ne gelirse yutarsin 
Belki firsat çikarsa 
Bir ucundan tutarsin 
Bu şehrin girdabinda 
Kayboldu yogun varin 
Böyle umutsuz olma 
Hele bir olsun yarin
Bunu ilk beğenen sen ol.
General
RE: Yusuf hayaloğlu ahmet kaya
ŞAFAK TÜRKÜSÜ

ölmek ne garip şey anne 
artık duvarları kanatırcasına tırnağımla 
şaşkın umutlu şiirler yazamayacağım 
mutlak bir inançla gözlerimi tavana çakamayacağım 
baba olamayacağım örneğin 
toprak olmak ne garip şey anne 
ceplerimde el yerine balyoz taşırken 
yüreğimin ırmakları taştı 
taşacakken 
ölmek ne garip şey anne

uçurumlar ki sende büyür 
dağdır ki sende göçer 
ben yaprak derim çiçek derim 
çam diplerinde açmış kanatlarını kozalak derim 
gül yanaklı çocuğa benzer 
oğlunu yitirmek kimbilir 
ne garip şey anne
beni burada arama anne 
kapıda adımı sorma 
saçlarına yıldız düşmüş 
koparma anne 
ağlama 
Bunu ilk beğenen sen ol.
General
RE: Yusuf hayaloğlu ahmet kaya
kırıldıysa düş evinin kapısı 
bütün kırık kapıların çağrılışıyım 
kızların yanaklarında çukurlaşan 
aşkların ortasındayım 
her kavgada ölen benim 
bayrak tutan çarpışan 
her kadın toprağı tırnaklayarak doğurur beni 
özlem benim kavga benim aşk benim 
bekle beni anne 
bir sabah çıkagelirim
bir sabah anne bir sabah 
acını süpürmek için açtığında kapını 
çam ve kekik kokuları içinde acı yüzlü çocuklar 
türkü tadında giyinirken işçiler
adı başka sesi başka nice yaşıtım 
koynunda çiçekler 
çiçekler içinde bir ülke getirirler 
sen hazır tut dizini anne 
o mükemmel güne
Bunu ilk beğenen sen ol.
General
RE: Yusuf hayaloğlu ahmet kaya
Sarkilarim Daglara Orhan Kotan

  
Sana yalan söyleyemem
Darılırsın yavrucağım
Ağabeyin bir gün dağdan döner
Giden gelmez, geri dönmez
Bilmiyormusun yavrucağım
Sen üzülme, sıra bende
Gideceğim yavrucağım
Yani yetsin diyorum
Şarkılarınızı dağlarıma sürün diyorum
Uzatın ellerinizi diyorum
Uzatın tanışalım
HELALLAŞALIM....

Avunmak elbette kolaydır
Şehri yiğit bir türkü gibi dolaşmak
Dağlara destanlar, düşürmek kolaydır
Hapislere bir sevinç çığlığı gibi düşmek
Kızların diri gögüslerinde
Ve kongre zabıtlarında dünyayı tazelemek
Yeryüzüne depremler düşürmek
binlerce militanın rüzgarlı macerası
Bir kurşun bile değildir namusun mavzerine
Gönlün kahpeliğine tutsaksın açıkçası
Asıl savaş alanı suskundur arkadaş
Sahipsizdir
Asıl savaşcılar afyonlu, mütevekkil
Öyleyse Şehrin girdabında çalkalanan zulüm
Halkın şanlı isyanına işaret değil
Bodrum duvarlarına öfkeli yazıları
Tırnaklarınla kazıyorsan da
Bulvara dökülen bildiriler
Harcanan bunca emek, bunca değer
Fokurdayan metal potası
İşleyen rotatifler
Cesetleri iğnelemek gibi birseydir
Ve zaman usulca göz kırpıp telaşına
Homurdanarak çekip gitmiştir

bu
Aşağılık bir dramdır artık
jarjuruna
Boş kovanları dolduran adam
kendinden utanmalıdır
Yani yetsin diyorum
Şarkılarınızı dağlarıma sürün diyorum
Uzatın ellerinizi diyorum
Uzatın tanışalım
HELALLAŞALIM....
Bunu ilk beğenen sen ol.

İçerik sağlayıcı paylaşım sitesi olarak hizmet veren İslami Forum sitemizde 5651 sayılı kanunun 8. maddesine ve T.C.K'nın 125. maddesine göre tüm üyelerimiz yaptıkları paylaşımlardan kendileri sorumludur. Sitemiz hakkında yapılacak tüm hukuksal şikayetleri bağlantısından bize ulaşıldıktan en geç 3 (üç) gün içerisinde ilgili kanunlar ve yönetmenlikler çerçevesinde tarafımızca incelenerek, gereken işlemler yapılacak ve site yöneticilerimiz tarafından bilgi verilecektir.