Sohbetle dünyaya bir isim vermeye gayret ederiz. Sohbet dünyaya birlikte bir isim verme gayretiyle zuhur eder, eğer ismi ben vermek istiyorsam ve o da bu ismi kabullenmiyorsa zaten bir sohbet gerçekleşmez. Freire’nin dediği gibi, önce onun da dünyaya bir isim verebilme hakkını teslim etmekle işe başlarım. Bütün gayretim onun söz söyleme hakkını elinden alan şiddeti önlemek ve ona, onun kelimelerine dünyamda bir yer açmak için olacaktır. Ancak böylece eşit bir düzlemde bir konuşma başlatabiliriz. Bütün derdim benden farklı olan ondan bir şeyler öğrenmek ve dünyayı isimlendirmenin bu karşılıklı sohbetle gelişebilecek daha güzel yollarını bulmaktır. ‘Ufukların kaynaşması’yla ikimiz de toplamımızdan daha fazlası haline geliriz. Gerçek bir sohbet ikimizde de içgörüler yaratır ve bu içgörü ne sadece bana ne de sadece ona aittir. Burada korku ve sıkılmaya yer yok zira hakiki sevgi, korkuyu kovar. Sevmekle öğrenmeye de başlarız. Muhatabımın ne olduğunu, neye benzediğini, hikâyesinin bana ve dünyaya ne sunduğunu böylece anlamaya başlarım
K.SAYAR