İslami Forum

Tam Versiyon: Dostun Attığı Gülden Yaralanmışız...
Şu anda arşiv modunu görüntülemektesiniz. Tam versiyonu görüntülemek için buraya tıklayınız.
Hallâc-ı Mansûr hazretlerini Bağdât'ta Tâkkapısına götürdüler. Evvelâ yüz kırbaç vurdular. Kendisinden en küçük bir ses çıkmadı. Ölmediğini görünce ellerini ve ayaklarını kestiler.

Hallâc-ı Mansûr'un rahmetullahi aleyh elleri ve ayakları kesildiğinde; "Sakın korkudan sarardığımı zannetmeyin. Kan kaybetmekten sararıyorum." buyurdu.

Darağacına çıkan Mansûr hazretlerine şu suâl soruldu;
"Tasavvuf nedir?"
"Tasavvufun en aşağı derecesi işte bende gördüğünüz bu haldir."
"Ya ileri derecesi?"
"Onu görmeye tahammülünüz olmaz." dedi.

İdâm edilmeden önce halk taş atmaya başladı. Atılan taşlara hiç ses çıkarmıyor hattâ tebessüm ediyordu. Bir dostu taş yerine gül attı. O zaman Mansûr hazretleri inledi. Sebebi sorulduğunda;
"Taş atanlar beni yakînen tanımayanlardır. Tabiîdir ki halden anlamazlar. Halden anlayanların bir gülü bile beni incitti." cevâbını verdi.

Bu arada kendisinden nasîhat istemek için gelen hizmetçisine;
"Nefsi yapması gereken bir şeyle ibâdetle meşgul et! Yoksa o seni yapılmaması gereken bir şeyle, haramlarla meşgul eder." dedi.
Ellerinden bacaklarından sonra dilini de kesmek istediler. İzin isteyip;
"Allah'ım bana senin için bu işkenceyi revâ görenlere rahmet et! Senin rızân için beni elimden ayağımdan gözlerimden başımdan canımdan ayıran bu kullarını affet!" diye yalvardı.
Sonra can teslim etti...