İslami Forum

Tam Versiyon: Muhyiddin İbn-i Arabi'nin şu sözleri şirk değil midir?
Şu anda arşiv modunu görüntülemektesiniz. Tam versiyonu görüntülemek için buraya tıklayınız.
Sayfalar: 1 2 3
sorun şurdadır fakih;
bir kişi bu şirki/küfrü ibni arabi müşriğinin kabul ettiğini bilmeden kendisini iyi bir alim olarak tanırsa ona direk kafir diyemeyiz. yoksa bu itikadın küfür olduğuna laf yoktur.
Aslen Müslüman olmakla birlikte, farklı anlamlara gelebilecek şer’i delillerin birini yanlış anlaması sebebi ile, nassı te’vil ederek veya ancak risalet hücceti ile bilinebilecek bir meseleden olması sebebi ile kişinin cahil kalmasından dolayı mazur sayılabileceği ya da ilminin az olması sebebi ile kendi yanında bir nassın sabit olmamısı nedeni ile küfür sözünü söyleyen veya amelini işleyenlerde olduğu gibi ancak kendilerine hüccet ikamesi yapılıp, durumun açıklanmasından sonra tekfir edilebilecek kişileri tekfir etmeyenler veya onların tekfirinde şüpheli olanlar ve duraksayanlar için “Kafiri tekfir etmeyen, kafir olur” kuralı geçerli olmaz. Bu nedenledir ki Ebu Ubeyd Kasım bin Selam (224 hicri) bu konu ile alakalı olarak Cehmiyye hakkında şöyle der: “Onlardan daha kafir bir kavim görmedim. Onların küfürlerini bilmeyenler dışında, onları tekfir etmeyenleri cahalet sebebi ile mazur olanlardan saymam.” (İbn-i Teymiye, Mecmuu’l-Feteva, 12/272)

*İmam Buhari Rahimehullah şöyle der: “Yahudilerin, Hristiyanların ve Mecusilerin söylediklerine baktım, Cehmiyye’den daha kafir olan görmedim. Onların küfürlerini bilmeyenler dışında, onları kafir saymayanları cehaletleri sebebi ile mazur olanlardan saymam.” (Buhari, Halku Ef’ali’l-İbad, 19, No:35)

*İmam Ahmed’in de Rahimehullah kader, Rafızilik, Kur’an’ın yaratılmış olup-olmaması ve irca konularında kendisine soru soran Müseddid bin Müserehhid el-Basri’ye verdiği cevapta şöyle der: “Kur’an, Allahu Teala’nın kelamıdır, mahluk değildir. Kur’an’ın mahluk olduğunu söyleyen kişi, Allahu Teala’yı inkar etmiş olur. Böyle diyeni tekfir etmeyen de kafirdir.” (Ebu Ya’la, Tabakatu’l-Hanabile, 1/315)

*İbni Teymiye (rh) şöyle dedi: "Bu din, İslam dinidir. Allah, bundan başka din kabul etmez. İslam dini, sadece Allahu Teâlâ'ya teslimiyet göstermektir. Kim, hem Allah’a hem de başkasına boyun eğerse müşrik olur. Kim, Allah’a hiç teslimiyet göstermezse, Allahu Teâlâ'ya ibadette kibirlenen olur. Müşrik olsun Allahu Teâlâ'ya ibadette kibirlenen olsun, her ikisi de kafirdir." (Er-Risaleti’t-tedmuriye s: 52-53 , Fetvalar c: 38 s: 23-24)

*İbn-i Teymiye Rahimehullah, “Vahdet-i Vücud” akidesini taşıyanlardan söz ederken şöyle der: “Putlara tapanların, putları bırakmaları durumunda, bu putları bıraktıkları ölçüde hakkı terketmiş olacaklarını söyleyenler, Yahudi ve Hristiyanlardan daha kafirdirler. Onları tekfir etmeyenler de Yahudi ve Hristiyanlardan daha kafirdir. Çünkü Yahudi ve Hristiyanlar putlara tapanları tekfir ederler.” (Mecmuu’l-Fetava, 2/83)

*İbn-i Teymiye Rahimehullah, birçok alimin İbn-i Arabi’yi tekfir ettiğini belirterek şöyle der: “Bu, İbn-i Sebin, Konevi, Tilimsani ve benzerlerinden İslam’a daha yakındır. Daha yakın olanın küfrü, Yahudi ve Hristiyanların küfründen daha büyük ise, İslam’dan daha uzak olanların küfrü nasıl olur? Onların işlediği küfür sebeplerinin onda birini bile burada anlatmış değilim.” (Mecmuu’l-Fetava 2/85)

*İbn-i Teymiye Rahimehullah her şeyin Allah olduğunu söyleyen ittihatçıların İsa’nın Aleyhisselam Allahu Teala olduğunu söyleyen Hristiyanlardan daha kötü olduğunu belirttikten sonra şöyle devam etmektedir: “Yahudi ve Hristiyanların akidelerini onaylamakta ve putlara tapanları hak üzere gördükleri gibi onların da hak üzere olduklarını söylemektedirler. Halbuki bu batıl akidelerin her biri diğerinden daha büyük küfürdür. Onlar hakkında hüsn-ü zan besleyen ve onların akidelerinin ne olduğunu bilmediğini söyleyenlere, bu gerçekler anlatılır. Buna rağmen onları dışlamaz ve red etmez ise, kendisine onlardan olduğu söylenir. Onların söylediklerinin şeriata uygun birer te’vil olduğunu söyleyenler de, onların lider ve elebaşılarından olur. Buna kalbi ve dili ile inanıyorsa, Hristiyanlardan daha kafir olur.” (Mecmuu’l-Fetava, 2/86)

Yine şöyle der: “Bunların söyledikleri Hristiyanların söylediklerinden daha kötüdür. Tıpkı Hristiyanların söylediklerindeki çelişkiler gibi çelişkiler içerir. Bu nedenle bazen hulul (yaratanın, yaratılan suretinde bulunabilmesi), bazan ittihad, bazan vahdet-i vücud akidesini dillendirirler. Bu, kendi içinde bile çelişkileri olan bir mezheptir. Onların mezheplerini anlamayan kişiler hak ile batılı karıştırabilirler. Bunların tamamı bütün Müslümanların icması ile zahir ve batın olarak kafirdirler. İslam’ı ve onların söylediklerini öğrendikten sonra onların kafir olduğundan şüphe edenler, müşriklerin, Yahudi ve Hristiyanların küfründen şüphe edenler gibi kafir olurlar. Bunları tekfir etmeyenler, Yahudi ve Hristiyanları teslis ve ittihat akidelerinden dolayı hiç tekfir etmezler.” (Mecmuu’l-Fetava, 2/223)
alimlerden yaptığın nakiller yine dediğimi doğrular nitelikte. bu kişilerin küfründen habersiz olup nassları hatalı tevillerle yanlış anlayan kişilere bu müşrikleri tekfir etmedikleri için direk kafir denmez. alimlerin küfrünü bilip de, "olsun canım, bunca alim övmüş bunca silsilesi var tekfir mi edilir hiç" diyen için tekfir haktır Allahu alem.
Yukarıda nakilleri sözüne terstir diye nakletmedim.Burada mevzu bahis olmuş iken küfür ve kafirliğin ne kadar tehlikeli olduğunu arkadaşlar şu nakillerle iyice kavrasınlar ve böyle küfür sözlere iltifat etmesinler:


(Elbette, ehl-i kitaptan [Yahudi ve Hıristiyan] olsun, müşriklerden olsun bütün kâfirler Cehennem ateşindedir, orada ebedi kalırlar. Onlar yaratıkların en kötüsüdür.) [Beyyine 6]

(Kâfirler için hazırlanmış olan ateşten sakının!) [Al-i İmran 131]

(Allah’a ve Resulüne karşı isyan edip sınırlarını [dinin hükümlerini] aşanı Allah ebedi kalacağı bir ateşe sokar.) [Nisa 14]

(Resule karşı gelip, müminlerin yolundan başka bir yola gideni, o yönde bırakır ve Cehenneme sokarız; orası ne kötü bir yerdir.) [Nisa 115]

(İnkârcıları, zalimleri Allah asla affetmez, onları içinde ebedi kalacakları Cehennem yoluna iletir. Bu da Allah'a kolaydır.) [Nisa 168, 169]

(Allah, Meryem oğlu Mesîh’tir diyenler kâfir olmuştur. Allah, kendine ortak koşana Cenneti haram kılar; artık onun yeri ateştir ve zalimler için yardımcı yoktur.) [Maide 72]

([Allah, Şeytana] dedi ki: Yerilmiş ve rahmetten kovulmuş olarak, oradan çık, defol; and olsun ki sana uyanları ve sizin hepinizi Cehenneme dolduracağım.) [Araf 18]

(Kâfirlerin akıbeti ateştir.) [Rad 35]

(İçinde ebedî kalacağınız Cehenneme girin! Kibirlenenlerin yeri ne kötüdür.) [Nahl 29]

(Biz, Cehennemi kâfirler için bir zindan yaptık.) [İsra 8]

(Tartıları hafif gelip hüsrana uğrayanlar, Cehennemde ebedi kalır.) [Müminun 102,103]

(Allah’a ve Resûlüne inanmayan o kâfirler için çılgın bir ateş hazırladık.) [Fetih 13]

(Ey Nebi, kâfirlerle [silahla] ve münafıklarla [öğütle, delille, belgeyle] cihad et, [öğüt de kâr etmezse] onlara sert davran! Onların gidecekleri Cehennem, ne kötü yerdir.) [Tevbe 73, Tahrim 9]

(Cehennem, tagutları [kâfirleri] bekleyen yerdir.) [Nebe 21-22]

(Facirler [kâfirler] Cehennemdedir.) [İnfitar 14]

(Kâfirlere Cehennem ateşi vardır. Öldürülmezler ki ölsünler [de kurtulsunlar] Cehennem azabı da hafifletilmez. İşte biz, küfürde ileri gideni böyle cezalandırırız.) [Fatır 36]
Kâfirler için hazırlanan, yakıtı insan ve taş olan ateşten sakının.) [Bekara 24]

(Âyetlerimizi yalanlayan kâfirler, Cehennemliktir, orada ebedi kalırlar.) [Bekara 39]

(Kötülükleri [günahları] kendilerini çepeçevre kuşatanlar Cehennemliktir, orada ebedi kalırlar.) [Bekara 81]

(İnkârcının [kâfirin] az bir süre rızkını verir, sonra onu Cehennem azabına maruz bırakırım. Orası ne kötü yerdir.) [Bekara 126]

(Allah’tan kork denilince işlediği günahlar sebebiyle daha çok gurura kapılan kimseye, Cehennem yetişir. Ne kötü yataktır orası.) [Bekara 206]

(İnkârcıların [kâfirlerin] dostları tâğuttur, onları aydınlıktan karanlığa sokar. İşte bunlar Cehennemliktir, orada ebedi kalırlar.) [Bekara 257]

([Mubah bilip] tekrar faizcilik yapanlar Cehennemliktir, orada temelli kalırlar.) [Bekara 275]

(İnkârcıların [kâfirlerin] malları da, evlatları da Allah indinde bir fayda sağlamaz [onları cezadan kurtaramaz.] Onlar Cehennem yakıtıdır.) [Al-i İmran 10]

(İnkârcılara de ki: Mağlup olacak ve Cehenneme sürüleceksiniz. Orası ne kötü bir yerdir!) [Al-i İmran 12]

(Allah’ın, hakkında hiçbir delil indirmediği şeyleri Ona ortak koşmaları sebebiyle, kâfirlerin kalblerine korku salacağız. Gidecekleri yer de Cehennemdir. Zalimlerin varacağı yer ne kötüdür!) [Al-i İmran 151]

(İnkârcıların diyar diyar [refah içinde] gezip dolaşmaları seni [ümmetini] aldatmasın! Bu [tez gelip geçen] az bir menfaattir, sonunda onların varacakları yer Cehennemdir. Orası ne kötü yerdir!) [Al-i İmran 196, 197]

(Âyetlerimizi inkâr edip kâfir olanları yarın [elbette] ateşe sokacağız.) [Nisa 56]

(Bir mümini [mümin olduğu için] kasten öldürenin cezası, içinde ebedi kalacağı Cehennemdir. Allah ona gazap etmiş, onu lanetlemiş ve onun için büyük bir azap hazırlamıştır.) [Nisa 93]

(İşte onların [Allah’ı bırakıp şeytanı dost edenlerin] yeri Cehennemdir; ondan kaçıp kurtulacak bir yer de bulamazlar.) [Nisa 121]

(İnkâr edip âyetlerimizi yalanlayanlar, Cehennemliktir.) [Maide 86]

(Âyetlerimizi yalanlayıp büyüklük taslayanlar, Cehennemliktir, orada temelli kalırlar.) [Araf 36]

(And olsun, Cehennem için birçok cin ve insan yarattık; onların kalbleri var ama anlamazlar; gözleri var, görmezler; kulakları var, işitmezler. İşte bunlar hayvanlar gibidir, hatta daha da aşağıdır.) [Araf 179]

(Kâfirlikte ısrar edenler Cehenneme toplanacaktır.) [Enfal 36]

(Müşriklerin, Allah'ın mescitlerini imar etmeye yetkileri yoktur. [Beğendikleri] bütün işleri boşa gidecek; ebedi olarak ateşte kalacaklardır.) [Tevbe 17]

(Cehennem, kâfirleri mutlaka kuşatacaktır.) [Tevbe 49]

(Şu gerçeği anlamıyorlar mı: Allah'a ve Resulüne karşı gelene muhakkak içinde ebedi kalınacak Cehennem ateşi vardır.) [Tevbe 63]

(Allah, erkek kadın münafık ve kâfirlere ebedi kalacakları Cehennem ateşini hazırladı. O ateş onlara yeter. Allah onlara lanet etti. Onlara bitmez tükenmez bir azap vardır.) [Tevbe 68]

(Müşriklerin Cehennemlik oldukları belli olduktan sonra, akrabaları bile olsa, artık onlar için, Peygamber de, müminler de istiğfar edemezler.) [Tevbe 113]

(Şakiler [azaba maruz kalanlar] ateştedir, orada feci şekilde inleyip, solurlar.) [Hud 106]

(Şaşacaksan, onların, "Biz toprak olduktan sonra mı yeniden yaratılacağız?" demelerine şaşmak gerekir. İşte onlar Rablerini inkâr edenler, boyunlarına demir halka vurulanlardır. Onlar Cehennemliktir, orada temelli kalırlar.) [Rad 5]

(Sağlam söz verdikten sonra Allah’a verdiği sözde durmayanlara, Allah'ın emrettiği bağları koparanlara [akrabalık bağlarını kesenlere] ve yeryüzünde bozgunculuk yapanlara lanet olsun, kötü yurt, [Cehennem] onlaradır.) [Rad 25]

(Allah’ın nimetine nankörlük eden ve kavimlerini helâk yurduna [Cehenneme] sürükleyen [müşrikler] ler, oraya girecektir. Orası ne kötü bir karargahtır.) [İbrahim 28, 29]

(Kıyamette onları [kâfirleri] kör, dilsiz ve sağır bir halde yüzüstü haşrederiz. Onların varacağı ve kalacağı yer Cehennemdir.) [İsra 97]

(Biz Cehennemi kâfirlere bir konak olarak hazırladık.) [Kehf 102]

(Allah'tan başka taptıklarınız [putlar] ile birlikte siz Cehennem yakıtı olacaksınız.) [Enbiya 98]

(Âyetlerimizi bozmak için tartışanlar, fesat çıkaranlar, Cehennemliktir.) [Hac 51]

(Senden bir an önce azabın gelmesini isteyen kâfirleri Cehennem çepeçevre kuşatacaktır.) [Ankebut 54]

(Allah kâfirleri lanetlemiş ve onlara çılgın bir ateş hazırlamıştır.) [Ahzab 64]

(Kâfirler, zümreler halinde Cehenneme sürülür. Orada, bekçiler, “Size, Rabbinizin âyetlerini bildiren ve bugüne kavuşacağınızı ihtar eden resuller gelmedi mi” derler. Onlar, “Evet geldi” derler; ama azap vaadi [Elbette Cehennemi (kâfir olan) cin ve insanlarla dolduracağım vaadi] kâfirlerin üzerine gerçekleşmiştir.) [Zümer 71]

(Yoldan çıkanlar [kâfirler] Cehenneme odun olmuştur.) [Cin 15]

(Biz, kâfirler için zincirler, demir halkalar ve alevli bir ateş hazırladık.) [İnsan 4]
eyvallah,bu hadis de alimlerin mutlak taklidinin bataklığa sürüklediğine dair önemli bir hadistir.

'Hahamlarını ve rahiplerini Allah'tan gayri Rabler edindiler." (Tevbe-31)
Rivayet olunduğuna göre, Huzeyfe ve diğerleri bu ayeti tefsir ederlerken şöyle demişlerdir
: 'Onlar, Allah'ı bırakarak haham ve ruhbanlara tapmıyorlardı, fakat onlar kendilerine tabi olanlara bir şeyi helal ve haram ediyorlar, onlara tabi olanlarda haham ve rahiplerini bu helal ve haramlarda taklit ediyorlardı.

Adiy b. Hatim diyor ki: Rasulullah (s.a.v) e boynumda haç olduğu halde geldi*ğimde bana: 'Ya Adiy!... Bu putu boynundan at' dedi yanına yaklaştığımda Rasulullah (s.a.v) Tevbe Suresini okuyordu. 'Hahamlarını ve rahiplerini Allah'tan gayrı Rab'Ier edindiler[3] ayetine kadar okumaya devam etti. Ben: Ya Rasulullah, biz onları Rabler edinmedik, dedim. Rasulullah (saiiaiiahu aleyhi ve seiiem): 'Bilakis, onlar size haram olan bir şeyi helal ediyor, siz de onu helal sayıyordunuz öyle değil mi?' dedi. Evet öyle yapıyorduk dedim. Rasulullah (s.a.v): 'İşte o (ameliniz) onları Rab edinmektir ' buyurdu. (Tirmizi-3095)
''sabitelerin değişiyor demiyorum fakat değişkenlerin değişiyor''


BU SÖZÜ AÇIKLAR MISIN?
inancın değil metodun değişecek i kastetmiş Allahu alem kalemşör abi.
En basitinden uslubunun yanlış olduğunu düşünüyorsun, insanların tekfire değil tebliğe ihtiyacı olduğunu düşünüyorsun, yol da gördüğün insanlara kızgınlıkla ve öfkeyle değil kötü bir akıbete gittikleri için acıyarak merhamet ederek bakıyorsun... bilmiyorum herkesin değişkenleri farklıdır belki bunlar bana aid olanlardan bir kısmıdır..
Sayfalar: 1 2 3