BİYOGRAFİSİ
Mustafa Cihat 76 kışının 19 kasımında bir Cuma akşamı açmışım gözlerimi dünyaya. İnsanların korkudan evlerinin pencerelerini sıkı sıkı perdelediği, evlatlarını uğurlarken sıkı sıkı tembihlediği, sağ salim eve dönmeleri için el açıp dua ettiği bir zamanda. Tedirginliğin insanların hep yanında olduğu bir dönemde merhaba demiştim dünyaya.
Elbette dünyaya gelişim birilerinin hasretle ümit ettiği, ve bir yerleri kurtarması için beklenen bir kahraman gelişi değildi. Sade bir Anadolu evinde kılıç ailesinin ümitlerinin karşılığı herkesin yaşayabileceği kadar bir mutluluk anı sadece. Evin en küçüğü, diğer 3 kardeşinin arkadaşlarına “bizim bir kardeşimiz daha oldu” diyecekleri kadar sade ve sevinçli bir haber.
Babam ismimi doğmadan önce koymuş. “Allah bir erkek evlat verirse adı Mustafa Cihat olsun adının adamı olsun” demiş.
Çocukluğum her çocuk gibi oyunlarla ve oynayacağımız yeni oyunların hayalleriyle geçti. Belki tek farkım her şeyin çok kıymetli olduğu ve kıymetinin bilindiği bir devrin çocuğu olmamdı. Mahallede plastik topu olanın tüm oyunları ve kurallarını belirlediği, top oynarken plastik kramponu olanın takım kaptanı olduğu zamanlardı. Her şey azdı kıymetliydi, farklıydı ama çok tatlıydı.
Çabucak geçen yıllar ve ilk okul. “yahu cihat Maşallah görmeyeli kocaman adam olmuşsun sen be” diyen babamın arkadaşlarını hep sevdim.
Orta okul imam hatibe yazılıp okul bahçesinde, beyaz gömlek, lacivert bir ceket, gri pantolon, ağabeyimden kalan bordo kravatla ve elimdeki kitaplarla girdiğim o ilk gün “babamın arkadaşları haklı ben artık büyüdüm” dedim. Artık bundan sonra bende kravat takıcam. Ceket giyicem boyumdan büyük laflar edicem.
Ortaokulda uslu bir öğrenci olduğumu söylerlerdi hep hocalar sorulduğunda cevap veren az konuşan çok dinleyen bir öğrenci. Lisede ise tam tersi çok konuşan dinlemeyen sorulmasada her şeye karşı cevap veren bir öğrenci.
Lisede geçen 3 yıl geleceğimi yönlendirdi demeliyim. Bağlılık, sadakat kardeşlik, idealler, hayallar ve daha bir çok erdem. Daha düşmeden koluma giriverecek ağabeyler, dostlar tanıdım. Her sorunun bir cevabı vardı. Ve hepsinin cevabını öğrenmek için hep sordum tereddütsüz ve şüphesiz cevaplar aldım ve onlara sıkıca sarıldım. Bana sorulursa aynen cevaplamak için.
Lise sona geldiğimde abi olmanın tadıyla ve heyecanıyla daha bir başka konuşmaya başladım. Bu konuşmalar biraz yüksek sesli olsa gerek değerli bir abim bana “radyo kurduk orada program yapacaksın” dedi. Cevabımı dinlemeden bunu söz saydı. Ve radyoda program yapmaya başladım. Bu arada bir müzik grubumuzda vardı. Bizim saydığımız sahiplendiğimiz ezgileri söylemeye dinletmeye çalıştık anlatan ve dinleyen olmasa da.
Hızlı geçen günler ve yıllar bana iltimas yapmadı yoluna durmadan devam etti. Antalya’da geçen 5 yılda hayatın önemli virajlarından geçtim. Radyo ve müzik hep ilgimi tazeledi. Anlatmak istediklerimi konuşarak anlatmak daha güzeldi müzikle anlatmak. 93 yılında kendimde fark ettiğim Mevla’nın bana bahşettiği ilham, sözlere ve melodilere döküldü. Antalya’da kurduğumuz müzik grubu ile de bestelerimizi okumaya derdimizi anlatmaya çalıştık.
Ve 97 de hayatımın en önemli teklifini duymak nasip oldu. Can dost Eşraf Ziya soğuk bir kış günü bana “Cihat gel senle İstanbul’da bir müzik firması kuralım” dediğinde artık beklenen zamanın geldiğini fark ettim. Artık söylediklerim yazdıklarım konuştuklarım sadece bende kalmayacak aynı düşündüğümüz insanlarla ortak sözümüzü olacak dedim. Ve 98 de Marmara müzik adı altında, can dost Eşref Ziya abimle sesimizi duyurma adına bir fırsat yakalamış olduk.
Gelinen bu günde, en azından bir dostla, hayatın herhangi bir yerinde olmak, onunla her şeyi paylaşmak, ideallerimizi inancımızı onunla beraber diri tutmak, duayla, sabırlar, inançla, vefayla, sadakatle, ve ille de şükürle olmak yakışır bana ve herkese.
Merak edenler için yazılan bunca şeyden sonra eğer bir hata edildiyse affola. Takdir edersiniz ki yazmak zordur hele ki kendini yazmak daha bir zır, o halde mazur görmek bizim kardeşliğimize ve samimiyetimize yakışır.
Dualarınızda bana yer ayırmanız dileğiyle..
MUSTAFA CİHAT
HÜZÜN MISRALARI
ALDANIRSIN
Aldanırsın insanlara
Dalarsın derin sulara
Yenilirsin korkulara
Siste ateşte kalırsın
Hiç eksilmez ahu zarın
Seninledir intizarın
Serüven biter mezarın
Kazılır düşte kalyrsın
Yaşarsyn mutluymuş gibi
Hakikati bulmuş gibi
Hep zavallı bir kuş gibi
Büzülür taşta kalırsın.
BIRAKIN
Gözlerinden sürgün oldum bu hayatın yar
Boşa geçen günlerime kim ağlasın yar
Bırakın dağlar yürüsün aman
Bırakın yollar yürüsün aman
Bırakın sevdam büyüsün aman
Şurada bir mecnun varmış yanmış desinler
Şurada bir yiğit varmış ölmüş desinler
Bırakın dağlar yürüsün aman
Bırakın yollar yürüsün aman
Bırakın sevdam büyüsün aman
Mustafa Cihat
FİRARDA SABAHLAR
Her karanlık bin dert bin hüzün olur
Firarda sabahlar söyle kim bulur
Her yanımı sardı yine bütün acılar
Mektubun gelmedi anam içim kan ağlar
Söyle anam özlemini söyle bana
Söyle anam dertlerini söyle bana
Helal et helal hakkını bana
Mustafa Cihat
GEÇMEZ GÜNLER
Kaçıncı gözyaşım dolan gözümde
Geceler içimde yanıyor şimdi
Umudum tükendi gurbet elinde
Uykularım benden kaçıyor şimdİ
Geçmez günler,geçmez aylar,geçmez zaman
Ne olurdu bu baharda yanımda olsan
Şimdi sen yoksun gönül bahçemde
Şarkılar sustu nağmelerde
Artık son vuruşları kalbimin
Dem tutuyor hazan ve ölüm
Bir defa daha bakabilmek içindi
Ardından giden son vapurun
Gözlerimdeki umut ve hüzün
Şimdi sadece Üsküdar’da süzülen
Martılar anlıyor beni,yalnızlığımı
Ve öylece gidişini..
Mustafa CihaT
HAMZA YÜREKLİLER
Dinle beni anlatayım kimlerden bu yiğitler
Aslı nedir namı nedir nereden bu yiğitler
Yusuf yüzlü sadık sözlü Hamza yüreklidirler
Hakkı bilir hakkı söyler haktan ana yiğitler
Yusuf yüzlü sadık sözlü Hamza yüreklidirler
Söz tükenir destan olur Hakka yürür yiğitler
Şan yazılır ferman olur tarihlere yiğitler
Mustafa Cihat
HÜZÜN MISRALARI
Hakikat Ölürken Doğmuş Bedenim
Yalanlar Süslemiş Ömrümü Benim
Gülüşümde Bile Hüzün Var Benim
Hüzünle Örülmüş Beyaz Kefenim
Yüzümde Çizgiler Destesi Hüzün
İçimde Hayatın Bestesi Hüzün
Gülüşümde Bile Hüzün Var Benim
Hüzünle Örülmüş Beyaz Kefenim
Mustafa Cihat
NE OLDU DOSTUM
Ta ezelden biz kardeş değimliyiz dost
Her seherde yüreğimiz yanmadı mı dost
Aç gönül kapılarını baharlar gelsin
Gurur kibir nefretin bitsin
Ne oldu bize ne oldu dostum bu ayrılıklar niye
Bu ayrılıklar niye
Ne oldu bize ne oldu dostum
Bu kavga niye
El yürekte yemin ile kavlimiz var dost
Akabe’den iz duruyor gözlerinde dost
mustafa cihat
SENİ BULSAM
Medine sokaklarında deli gibi sana koşsam
Seni sorsam her kapıya seninle dolsam
Günlerimiz hasret oldu
Yıllarımız sürgün oldu
Sensiz aylar geçmez oldu
Can sevgili
Seni bulsam her yolumda
Sana varsam her adımda
Seni ansam her solukta
Sana varsam sana yansam
Örümceğin ağlarında ilmik ilmik kalkan olsam
Senin aşkında divane güvercin olsam
Mustafa Cihat
SEYYAH
Gidiyorum bu diyardan elveda sevdam
Gidiyorum buralardan elveda kavgam
Döndüm duruldum yandım savruldum
Gayrı duruldum ben gidiyorum
Ben bir garip seyyahım
Kefen bezim mintanım
Sonsuzluğa yolcuyum
Ben gidiyorum
Mustafa Cihat
SUSKUNLUĞUN BEDELİ
Suskunluğun bedeli / çaresizliğin diyetidir Muhammed ve şimdi Kudüs şahittir ki , semaların küçük şehidi, nazlı çiçeğidir Muhammed
Kudüste puslu bir yaz günü
Birazdan kıyamet kopacak
Küçücük bir şehit cennete uçacak
Birazdan
Muhammed yaralı ceylanım kapatma gözlerini
Muhammed kurbanın olayım bırakma elimi
Muhammed ne olur duy beni baba gidelim de
Daha çok görecek günün var acelen ne diye
Kapıda annen bekliyor yolunu gözlüyor
Muhammed Muhammed
Mustafa Cihat
AMENNA
Amenna // Mustafa Cihat
Adaletine Amenna Azametine Amenna
Ama Biz Aciz Kullarini Merhametle Yargila
Sana Layik Kul Olamadik
Doğruyu Bitürlü Bulamadik
Sözümüze Sadik Kalamadik
şimdi Affetsen Bizi,merhametine Muhtaciz
şimdi Affetsen Bizi,mağfiretine Muhtaciz
Adaletine Amenna Azametine Amenna
Ama Biz Mücrim Kullarini Merhametle Yargila
Sana Layik Kul Olamadik
Doğruyu Bitürlü Bulamadik
Sözümüze Sadik Kalamadik
şimdi Affetsen Bizi,merhametine Muhtaciz
şimdi Affetsen Bizi,mağfiretine Muhtaciz
NE GÜZEL
Düşüp bir gün yollara
Vurup aşkı dağlara
Kutlu dost diyarına
Çekip gitmek ne güzel
Derdi atıp ardına
Yardan geçip uğruna
Bu şehri son bir defa
Yakıp gitmek ne güzel
Gayrı gidelim can artık kutlu ellere
Sabır bitti can tükendi yaşlı gözlerde
Bir ömür boyu beklemişim
Derdi derde eklemişim
Üstüne yar sevmemişim
Şimdi vuslat ne güzel…
SENİ ANLATAMAM
Aya sorsam yakamoza,
Parildayan yildiza
Seni bana anlatirlar,
Damla damla gözyasiyla
Onun adi Ahmettir kainata rahmettir
Nisanesi şefkattir aleme merhamettir
Sozlerim kifayetsiz,
Gözlerim kalir fersiz
Anlatamam anlatamam
Seni Anlatamam
Gune sorsam dogan güne
Güle meftun bulbule
Seni bana anlatirlar
Vefali bir lisan ile
Onun adi Ahmettir kainata rahmettir
Nisanesi şefkattir aleme merhamettir
Sozlerim kifayetsiz,
Gözlerim kalir fersiz
Anlatamam anlatamam
Seni Anlatamam
Mustafa Cihat
SADIK OL
Gafil isen dönde bir bak ömrüne
Darda isen sabrı al koy gönLüne
Yoksa sen aman yok mu dersin öLüme
Hazan vurur toprak düşer üstüne
Sadık oL sadakatLi oL sözüne
Mücrimsin ama dön artık kendi özüne
Güçlü ol metanetLi oL
Cürmüne nedametli oL
Yeter gayrı bak artık doğru yüzüne
Vaki olan söz üstünde söz oLmaz
Baki oLup bu devranda kaLınmaz
Devri ademden yoL almış bu güne
Payidar kaLan yegane can buLunmaz.
Mustafa Cihat
DÜNYA
Kimi zaman gülmektir..
Kimi zaman sevmektir
Kimi zaman ölmektir dünya...
Kimi zaman durmaktir
Kimi zamankosmaktir
Kimi zaman kacmaktir dünya
Hadi git sende
Ardina bakma..
Hadi kac sende hic korkma...
Kimi zaman bulmaktir
Kimi zaman sunmaktir
Kimi zaman sanmaktir
Kimi zaman kanmaktir
Kimi zaman yanmaktir dünya...
Hadi git sende
Ardina bakma..
Hadi kac sende hic korkma...
Mustafa Cihat
GÜLMEYENLER BAHÇESİ
Gülmeyenler bahcesinde bir gül ile dertlestim
Dedim nedir pürmelalin yalnizligimi sectin
Dedi bende bir gülüm isterdim hep gülmeyi
Gülistanda dem tutup sevmeyi sevilmeyi
Aglamam ondan
Gözyasim ondan
Yapayalniz kalmisim
Dertlerim ondan
-Mustafa Cihat-
GÖRDÜK Kİ
Biz öyle devirler gördük ki;
Yıldızlar yerde yürekler gökte hüzünler serde
Biz öyle yiğitler gördük ki;
Başları feda yaşları seda hanları cefa
Şimdi gel gör ne haldeyim ah ben neyleyim.
Bilinmezlikler içinde bir bilmeceyim.
Üzülsemde olmaz dönülsemde olmaz.
Ezilsemde olmaz yenilsemde olmaz
Biz öyle ölümler gördük ki;
Sonsuzluğa bitmez yokluğu bilmez sevabı dinmez cennete gitmez
Mustafa Cihat
EMANET
Bu eskimiş sayfalarda tükenmiş kalem yaren
Emanetimdir sana sakın saklama
Hatırlatmasın,anımsatmasın,
unutmayı seçiyorum umursatmasın
Gün olur bir gün geri dönersem
beni tanıma bana bakma
Anılarımı geri istersem
sefilim sanma bana kanma
Bu sarmaşık duygularla tükenmez çilem yaren
Emanetimdir sana sakın saklama
Hatırlatmasın anımsatmasın
unutmayı seçiyorum
umursatmasın...
Gün olur bir gün geri dönersem
beni tanıma bana bakma
Anılarımı geri istersem
sefilim sanma bana kanma
Mustafa CİHAT
ÜÇ YARALI GELİNCİK ÇİÇEĞİ
Dağlara saklanmaz sevda,
Yollara saklanmaz,
Dağlara saklanmaz sevda,
Yıllara saklanmaz,
Saklanmaz,Aklanmaz,Paslanmaz
Hiç uslanmaz!
Üç yaralı gelincik çiçeği,
Yorgun uykusuz ve umutsuz!
Üç yaralı gelincik çiçeği,
Yorgun uykusuz ve umutsuz!
Gözlere aldanmaz sevda,
Sözlere aldanmaz,
Boş yere yıpranmaz sevda,
Yok yere son bulmaz!
Aldanmaz,Yıpranmaz,Son bulmaz,
Hiç uslanmaz!
Üç yaralı gelincik çiçeği,
Yorgun uykusuz ve umutsuz!
Üç yaralı gelincik çiçeği,
Yorgun uykusuz ve umutsuz!
Mustafa Cihat
GECE YOLCULARINA
Hesapların olmadığı bir zamandan geliyorum ben
Matematiğin olmadığı bir zamandan
Menfaatin,çıkarın,bencilliğin olmadığı bir zamandan
Tek bir vucut olmanın,safları sık tutmanın ancak
Bizi güçlü tutacağı bilinen bir zamandan
Gecenin ayaza çalan en zifir anında uyanık kalmaya takatin,
Akrebin,yelkovanın olmadığı
Ama dimdik ayakta durulan bir vakitten geliyorum ben
Dostun düşmeden koluna girilen,
Haklıya her zaman hakkı verilen,
Bülbüle gül derilen,baykuşa diken örülen bir devirden geliyorum ben
Batıl bilinen zail oluncaya,karanlıklar aydınlığı buluncaya,
Yapılanlardan Hak razı oluncaya kadar
Gözlerine uykuyu haram sayanların yanından geliyorum ben
Şimdi ağlama deme bana,
Artık bitti gecti gitti deme değişti zaman değisti mekan,
Alıştı gözler deme ne de guzel yakıstı,sonu olmayan bir yarıştı,
Zaten her sey yanlıştı deme
Konusamıyorsan sus
Yürüyemiyorsan dur
Bakamıyorsan kapat gözlerini
Ama bana sus deme
Durabildiğin kadar dur ve görme kapatıver gözlerini deme
Ama bana sus deme
Mustafa Cihat
TUT ELİMİZDEN
ADI YOK
Dalgın bir bakışı var ürküyor karanlıktan
Umudu yok umudu yok amann
Düzgün bir bakışı var ürküyor karanlıktan
Umudu yok umudu yok amann
Sorsan adın ne diye susar konuşmaz bile
bir adı yok bir adı yok aman
Sorsan adın ne diye susar konuşmaz bile
bir adı yok bir adı yok aman
O'na değer yağmur üşür sokak üşür toprak üşür
O'na değer yağmur üşür sokak üşür toprak üşür
yaslandığı taşlar üşür yaslandığı taşlar üşür
isyanım olmaz isyanım olmaz
Sorsan adın ne diye susar konuşmaz bile
bir adı yok bir adı yok aman
Sorsan adın ne diye susar konuşmaz bile
bir adı yok bir adı yok aman
Yorgun bir duruşu var ağlıyor yalnızlıktan
Yarını yok yarını yok aman
kırgın bir duruşu var ağlıyor yalnızlıktan
Yarını yok yarını yok aman
Sorsan adın ne diye susar konuşmaz bile
bir adı yok bir adı yok aman
Sorsan adın ne diye susar konuşmaz bile
bir adı yok bir adı yok aman
O'na değer yağmur üşür sokak üşür toprak üşür
O'na değer yağmur üşür sokak üşür toprak üşür
yaslandığı taşlar üşür yaslandığı taşlar üşür
isyanı olmaz isyanı olmaz
Sorsan adın ne diye susar konuşmaz bile
bir adı yok bir adı yok aman
Sorsan adın ne diye susar konuşmaz bile
bir adı yok bir adı yok aman
bir adı yok bir adı yok aman
AFFET BENİ
bin günahla bin gümanla geliyorum sana
bin hatayla bin ziyanla geliyorum sana
affa layık olmasam da
lütfa layık olamasam da
beni bağışla
yandım el aman sana yöneliyorum ne olur affet beni
açtım elimi sana yöneliyorum ne olur affet beni
AŞKIN SAHİBİ
Sana sevdalı gözlerim
Sana sevdalı
Sana yeminli ellerim
Sana biatlı
Yokluğun bize uzak olsun
Gurbetin bize ırak olsun
Vuslatın bize garib olsun ki
Derman olsun ferman olsun
Vursam yollara kendimi yıksam bendimi
Varsam o nur ellerine aşkın sahibi
Vursam yollara kendimi yıksam bendimi
Bir selam getirsem sana Aşkın sahibi
Sana meftundur gözlerim
Sana tutkundur
Sana mecnundur sözlerim
Sana mecburdur
BAĞDATTA BİR GÜN
Kor ve kuytu bir gecede agardi fecir
bir bomba sesiyle uyandi fecir
urkek bir ceylan gibi titrek ve saskin
sordu annesine nedir bu yangin?
korkma sakin yavrum kiyamet degil
lakin bu zalimlerin son zulmu degil
bugun bagdat yarin baska diyarda
DOYMAZLAR KANA DOYMAZLAR CANA!
M.CIHAT
CAN DEDİM
sırtında bir eski hırka ellerinde nasır,
bir can geldi gurbet elden yüzünde kahır.
can dedim canan dedi
dost dedim dostum dedi
kal dedim kalmam dedi kalmam dedi kalmam dedi...
yar dedim yaren dedi
sev dedim sevmem dedi
gül dedim gülmem dedi gayrı gülmem gülmem dedi...
sözünde bir dertli türkü,gözlerinde hüzün
bir dost geldi gurbet elden özünde özüm
Mustafa Cihad
GÜL SULTAN
Sen yoksan firakınla
Yanar özler yanar gözler
Sen yoksan firaridir
Divanedir solar yüzler
Gül sultan el-aman halimiz pek yaman
Gül sultan gül sultan merhamet diler bu can
Sen yoksan hazan olur
Viran olur susar diller
Tek derman sözün olur
Deva bulur açar güller
Mustafa Cihat
SABAH OLMAZ
Ağlıyorum,gurbetinde
elalemim yar!
yanıyorum hasretinle,
müptelayım yar!
Sabah olmaz buralarda
akşam kederli
beni öldürmeye aşkın
gönder Sevgili!
Gecem zindan karanlığa
hükümlüyüm yar!
nasıl yanmam sensizliğin
sürgünüyüm yar!
Sabah olmaz buralarda
akşam kederli
beni öldürmeye aşkın
gönder Sevgili!!
SÖYLE FERHAT
Söyle Ferhat sen söyle dağlar anlar mı
Güvenip de sırrımı versem onu saklar mı
Kanatlarımı kırdılar kırdılar
Umutlarımı yıktılar yıktılar
Derdim ne ola derdim ne ola
Belki derdime dermanı dağlar bula
Söyle Ferhat sen söyle dağlar ağlar mı
Yoldaş olup dertlerime yürek dağlar mı
TUT ELİMİZDEN
Sensizken alem kine boyandi
Toz duman oldu sineler
Her söz gitti yalana dayandi
Sakli kaldi gercekler
Kayboldu üstün deger..
Tut elimizden aman tut elimizden
bizi yalniz birakma tut elimizden
can tut elimizden canan tut elimizden
bizi sensiz birakma tut elimizden..
sensizken günler zulme uyandi
yorgun düstü seneler
durgun sular nefrete bulandi
ziyan oldu geceler..
mustafa cihat
YIKILMAYACAĞIM
Hani bir sabah demiştim sana
Gidiyorum ocağından elveda ana
Bu yol zorlu çok çetindir
Tek nasibin kısmetindir
Dedin oğlum sakın yıkılma
Yıkılmayacağım ana
Yıkılmayacağım ana
Yıkılmayacağım ana
Sözüm var sana
Hani dert olur bu gidiş bana
Dua olur her anışım demiştin ana
Hakk yolundan ayrı olma
El sözünden darda kalma
Düşkün olup sakın yorulma
Yorulmayacağım ana
Yorulmayacağım ana
Yorulmayacağım ana
Sözüm var sana
Mustafa Cihat
MAHÇUBUZ
TUTUNAMADIK
Anlatamadık ağladık
Anlaşamadık ağladık
Aslında sen yoksun diye olur olanlar
Kadim bir el bulamadık tutunamadık
İkliminde yaşayanlar yarenin oldu
Rahmetinde buluşanlar can evin oldu
Seni görenler divane aşığın oldu
Kadim bir aşk bulamadık tutunamadık
Ya Muhammed
Ahde sadık kalmadık
Aşk oduyla yanmadık
Mustafa Cihat
SEN NERDESİN
Hiç olmadığım kadar durgunum bugün
Kurumuş dallar gibi vurgunum bugün
Kanı çekiliyor içimin
Canı kesiliyor elimin
Dili tutuluyor sesimin
Sen nerdesin
Düştüğüm bir girdap garip bir muamma
Alışkın değilim bu kör kuyulara
Hiç olmadığım kadar suskunum bugün
Soğumuş canlar gibi solgunum bugün
Mustafa Cihat
HEPSİ O'NDAN DIR
Aramışsam bulmuşsam
Yürümüşsem durmuşsam
Ölmüşsem yaşamışsam
Hepsi O'ndan dır Hepsi Hak'tandır
Gelmişsem gitmişsem
Gülmüşsem üzülmüşsem
Kanmışsam uyanmışsam
Hepsi O'ndan dır Hepsi Hak'tandır
Aç gözlerini bak bahar uyanıyor
Hayata bir bak nasıl yol alıyor
Düşünmeyi bırak zaman tükeniyor
Sanma ki her şey nedensiz oluyor
Hepsi O'ndan dır hepsi Hak'tandır
Mustafa Cihat
EMRİ OLUR
Geceye katran çal, acıya hüzzam
Ah edersem, tutmasın elim, tutulsun dilim
Ey kemankeş durma vur, nasılsa bu sine vurgun
Nuru düşsün düşsün düşlerin kor olsun, seni görmesin
Kör Olsun
Taş bassın yerime dedi gönlüne
Emri olur başım gözüm üstüne
Bakmasın demiş bir daha yüzüme
Emri olur inansın bu sözüme
Almasın demiş adımı diline
VAY BEN ÖLEM ATIN TOPRAK ÜSTÜNE
Mustafa Cihat
MAHCUBUZ
Yaşlandı artık dünya yorgunuz
Kirlendi artık ruhlar solgunuz
Bu yüzden mahsunuz
Bu yüzden mağlubuz
Bu yüzle gelmeye mahcubuz
Ellerimiz viran sözlerimiz yalan
Günlerimiz zarar hep ziyan
Bu yüzden mahrumuz
Bu yüzden mahkumuz
Bu yüzle gelmeye mahcubuz
Savrulduk artık tenha bir yoluz
Kaybolduk artık bir var bir yokuz
Bu yüzden mahsunuz
Bu yüzden mağlubuz
Bu yüzle gelmeye mahcubuz
Ellerimiz viran sözlerimiz yalan
Günlerimiz zarar hep ziyan
Bu yüzden mahrumuz
Bu yüzden mahkumuz
Bu yüzle gelmeye mahcubuz
Mustafa Cihat
TASALANMA
Ne bu yangın yeri
Ne bu nemrutlar
Ne bu sürgün yeri
Ne bu vurgunlar
Biz bu yangın ile yanacak değiliz
Tasalnma kaygılanma gel
Biz bu rüzgar ile solacak değiliz
Tasalanma kaygılanma gel
Ne bu zindan yeni
Ne bu isyanlar
Ne bu devran yeni
Ne bu meydanlar
Biz bu zindan ile yılacak değiliz
Tasalanma kaygılanma gel
Biz bu devran ile kalacak değiliz
Tasalanma kaygılanma gel
Mustafa Cihat
SADECE SEVDİM
Aldı şapkasını yürüdü karanlık sokaklara
Kaçıncı isyan bu kaçıncı fırtına
Durdu bakındı etrafına kayboldu umutları
Kaçıncı zindan bu kaçıncı fırtına
Yürüdü ağladı kahrından yaktı bi cigara
Nedir bu halin mübtela diye soranlara
Ne dilendim ne ilendim sadece sevdim
Yumdu gözlerini uzandı kaldırımlara
Kaçıncı rüzgar bu kaçıncı fırtına
Uyan dedi bir ses git yoluna gelme buralara
Kaçıncı kavga bu kaçıncı fırtına
Mustafa Cihat
ÇAĞLARA
Çağlara dağıtıp sevinç ezgini
Utansın öfkeler duyup sesini
Karanlığa nakış nakış sevgini
İşle de gönüller bahtiyar olsun
Çileyi eritip sabır kapında
Çiçekler büyütüp vuslat yolunda
Yaşamak düşünü bölmeden veda
O sonsuz himmetin bize yar olsun.
Mustafa Cihat
YOLCUSUN SEN
Yolcusun sen yollar senin han kimin
Sorarsın bulamazsın ben kimim
Tanıdık bir yüz ararsın bulamazsın
Yabancı bu yerler sana kalamazsın
Hadi düş yollara yolcusun sen yolda kal
Bir ışık bekleme içindeki senden al
Ama geç kalma sakın varacağın yer yakın
Umut olsun yol azın adın
Yolcusun sen düş yollara geride kalma
Nerdeysen bu kendini firari olma
Yolcusun sen düş yollara geride kalma
Nerde isen bul kendini adını sorma........
Mustafa Cihat
BAHANEM YOK
Şimdi bir bahanem var
Karla kapandı yollar
Bahara erişirsem
Yarim haberin yollar
Gel deme bana gelemem ben
Sevemem seni diyemem ben
Yok ki bahanem
Sen gülende dillerim susar lal olur
Sen gelem de dizlerim düşer ram olur
Sen sevemde gözlerim yanar kahr olur
Sevgili gönül şad olur
Şimdi bir bahanem var
Kar boran kara dağlar
Bu tufan tükenirse
Yarim yüreğim dağlar
Gel deme bana gelemem ben
Sevemem seni diyemem ben
Yok ki bahanem
Sen gülende dillerim susar lal olur
Sen gelem de dizlerim düşer ram olur
Sen sevemde gözlerim yanar kahr olur
Sevgili gönül şad olur
Mustafa Cihat
saqolasın ablam...
mustafa cihatın sesi muhteşem...(allah nazarlardan saklasın)
ben bu adamı daha yeni keşfettim ben fazla ilahi dinlemiyorum
ama bu adam süper söylüyor...
kaç gündür şunu dinle dinle bi hal oldum
Amenna // Mustafa Cihat
Adaletine Amenna Azametine Amenna
Ama Biz Aciz Kullarini Merhametle Yargila
Sana Layik Kul Olamadik
Doğruyu Bitürlü Bulamadik
Sözümüze Sadik Kalamadik
şimdi Affetsen Bizi,merhametine Muhtaciz
şimdi Affetsen Bizi,mağfiretine Muhtaciz
Adaletine Amenna Azametine Amenna
Ama Biz Mücrim Kullarini Merhametle Yargila
Sana Layik Kul Olamadik
Doğruyu Bitürlü Bulamadik
Sözümüze Sadik Kalamadik
şimdi Affetsen Bizi,merhametine Muhtaciz
şimdi Affetsen Bizi,mağfiretine Muhtaciz
ZARARIN NERESİNDEN DÖNERSEN KARDIR SAHRA HANIM