You need to enable JavaScript to run this app.

Skip to main content

Acemi Üye
Hataya düşmenin sebebi şimdiki şartlara göre karar veriliyor olması.
Hataya düşmenin sebebi şimdiki şartlara göre karar veriliyor olması.
Papazını filozofunu, onu bunu boşvermek lazım, kim ne yaparsa yapsın mesele kendini kurtarma meselesidir. Her fırsatı değerlendirmek için uyanık olmak gerekiyor.
Onlara de ki: "Kim sapıklık içinde ise, Allahü teâlâ onun sapıklığını daha da arttırır. Allahü teâlâ ona bir takım imkanlar verir, ona mühlet tanır ve o içinde bulundukları sapıklıktan kurtulmanın yollarını aramazlar. Onlar kendilerine vadedileni gördükleri zaman, anlıyacak, bileceklerdir ama, iş işten geçmiş olacaktır.
O yaptıklarına sevinen ve yapmadıkları şeylerle de övülmek isteyenlerin (onacaklarını) sanma! Onların azaptan kurtulacaklarını da sanma! Onlar için can yakıcı bir azap vardır. 2/188
19/
Âyetlerimiz kendilerine apaçık okunduğu zaman, o inkâr edenler, Dünyevi ölçüleri nazarı itibara alarak, insanlar arasında içinde bulundukları maddi durumları değerlendirmek suretiyle mü’minlerin haline baktılar, bir de kendi guruplarına, kendi cemaatlerine baktılar. Dediler ki bakın, şöyle bir değerlendirme yapalım. Bir görelim bakalım. Bu iki guruptan hangisi daha hayırlı, daha faydalı. Hangisinin meclisi daha kıymetli diye birbirlerine sordular.
Halbuki biz, kendilerinden evvel, mal ve gösterişce daha güzel fevkalade müstesna durumda olanları da helak etmiştik.
6/115 - Rabbinin sözü, gerek doğruluk, gerekse adalet ve hakkı yerine getirme bakımından, her yönüyle kamil ve olgundur, tam manasıyle hedefini bulmuştur, tamamlanmıştır. O'nun sözlerini değiştirecek kimse yoktur. O işitendir, bilendir.
Bunun için, insanın Allahına karşı çok uyanık olması lâzımdır. Kaderde bulunan işler, kaza hâline gelmeden önce, insan dış etkilerin baskıları altında kalsa bile, irâde ve ihtiyârı elindedir.
Allahın izni olmadan hiçbir kimsenin iman etme imkanı yoktur, layık olmaya çalışmak da engellenmiş değildir. İnsan daha iyiye kavuşma çarelerini aramak zorundadır.
018
Bunu ilk beğenen sen ol.
Acemi Üye
RE: İmanın kiymeti
Gökleri, yeri ve her ikisi arasındaki bütün mevcudatı, yaratılmışları, biz ancak hak olarak, bir ilahi emrin gereği olarak yerine getirdik. Biz onlara laf olsun diye değil, belli bir maksat için, ilahi irademizin tecellisi için yarattık buyuruyor Cenab-ı Hak. Kıyamet vakti mutlaka gelecektir. O kıyamet vakti gelmeden insanlarla olan muamele ve münasebetini en uygun, en medeni, en güzel, en yumuşak şekilde devam ettir.-- 15/85
Bütün bu söylenenlerin gerçeğini, bu haberin mahiyyetini bir süre sonra mutlaka öğreneceksiniz. 38/88
20/135 - Herkes belli bir akibet bekliyor. Siz de bekleyin bakalım. Sizin hakkınızda da ilahi emir neyse tecelli edecektir. Siz yakında ilahi rızaya uygun yolun yolcusu kimlerdir, onu çok iyi bileceksiniz ve hidayete eren, doğruyu bulan, hakikati ve Cenab-ı Hakkın rızasını kabul eden, o rızaya götüren yolu bulan kimselerin kim olduğunu hakkıyla anlıyacak ve idrak edeceksiniz.
Yaratılanlar tesadüfen olmadığı gibi boşu boşuna da yaratılmadı, belli bir amaç için hepsi....Uyarılar bunu anlatıyor.
019
Bunu ilk beğenen sen ol.
Acemi Üye
RE: İmanın kiymeti
6/134. Size vadedilenler mutlaka gelecektir; siz bunu önleyemezsiniz.
Bunu önleyemezsin / Sürekli uyarı var / Bu ikna edici delilleri ihtimal olarak bile almamak akılsız olmayı gerektirir.
Canan Karatay kanser olmamak için her gün iki ceviz ye derse yiyenler bu ihtimale de dikkat etmeli ki bu ihtimal değil kesin gerçek.
- İnkarcıların saplantıları var çünkü herkes kendi fikrini doğru kabul eder,
- Objektiflik adına olmadık fikirlere yer verirler,
- Kendini karar noktası olarak görürler,
- En doğruya ulaşmış tavırla hakemlik yaparlar,
- Hayal ile karar verirken ellerinde zandan başka delil yoktur.
Aslında,
- Akibet bildirmiş olmak gözardı edilmemesi gereken başlı başına bir olaydır, başlı başına delildir.
- Kuranı kerim ifadelerinde cesaret var, hüküm var, kimsenin bilemeyeceği bilgiler var, sözler insanın ruhuna etki ediyor. Zıtlık ve tutarsızlık yok.
Bunu göremezler.
Allah tarafından, geri çevrilmesi konusunda hiçbir imkanın bulunmadığı Cenab-ı Hakkın takdirinin mutlaka gerçekleşeceği bir gün, kıyamet günü gelip çatmadan önce, Allahın davetine icabet ediniz, çünkü o gün, sizin için sığınacak bir yer yoktur ve siz inkâr da edemezsiniz.
Şimdi inkâr edilebiliyor, kabul edilmeyebiliyor ama tam açıklandığı, her şeyin ortaya döküldüğü zaman hem geri dönüş olmayacak hemde aksi düşünülemeyecek.
“Fasbir’inne va’dellahi hakkun”, Peygamber Efendimize Cenab-ı Hak buyuruyor ki, bu uzlaşmaz, bu hak tanımaz insanların olumsuz ve menfi tavırlarından dolayı üzülme, sabret. Allahın vadi haktır ve gerçektir.
“Ve la yestehiffennekellezine la yukınun”, kesin inanmamış kimselerin hareket tarzları hiçbir zaman seni vazifende gevşemeğe ve her hangi bir şekilde tehavün göstermeğe, vazifende kusur ve eksiklikte bulunmağa sevketmesin.
İnkarında direnen, bununla mutlu olduğunu sanan kıt akıllıların menfi tutumu onların kendi tercihi, doğası, hakettikleri budur denilmekte.
020
Bunu ilk beğenen sen ol.
Acemi Üye
RE: İmanın kiymeti
Allah zalim olanlara gerçeği ve doğruyu göstermez.
Verdikleri sözü tutmadıkları için, vadettiklerini yerine getirmedikleri için, Cenab-ı Hak onların basiretini bağlamış, kalp gözünü köreltmiştir. Bu yaptıklarından dolayı Allahü teâlâ kıyamet gününe kadar onların kalplerine nifakı, münafıklığı iyice yerleştirecek ve onun cezasını onlara gösterecektir. 9/77
“Se asrifu an ayatiyellezine yetekebberune fil ardı bi gayril hak”, hakları olmadığı halde yeryüzünde sebepsiz tekebbür gösteren, büyüklenen, kendisinde bir varlık, bir benlik hisseden insanları, ayetlerimizi anlamaktan, onlardan istifade imkânından mahrum bırakırız.
Denmekte.
İnkar edip de inkarcı zihniyetin ardından bir de fiilen Allahü teâlâya karşı gelen, zulmeden, haksızlık yolunda bulunan, zalimlik yapan kimseler var ya, işte onların hak ve hakikate gidecek bir imkanları olmadığı gibi, Allah tarafından bağışlanmaları da söz konusu değildir. Onlar ebedi olarak kalmak üzere Cehennem yoluna gideceklerdir. - 4/169
Bu âyet-i kerimeler, ayrıca gösteriyor ki, kendilerini herhangi bir sûretle, Allahü teâlâya sevdirenler himâye edilir ve daha çok hidâyete kavuşturulur. Gadab-ı ilâhîye sebep olanlar da, kötü işlerinde terk edilirler.
İman edilmesi isteniyor, iman etmeyecekler bildiriliyor. İradelerinde serbest bırakıldıkları, bu tercihin onların tercihi olduğu bu nedenle müdahale edilmeyeceği, layık olanların ise ona uygun hale getirildiği anlatılıyor.
İnanacak kimse ona yatkın hale getiriliyor 22/24
Biraz karışık gibi.
021
Bunu ilk beğenen sen ol.
Acemi Üye
RE: İmanın kiymeti
Tarafımızdan kendilerine güzel âkıbet takdir edilmiş olanlara gelince, işte bunlar cehennemden uzak tutulurlar. 21/101
Allahü teâlâ iman eden kimselerden her türlü kötülük ve şerri def eder, hain ve nankör olan kimseleri de sevgisinden mahrum eder. 22/38
Allah bu dünyada insanlara verdiği, ihsan ettiği akıl ve irade ile, onların bir kısmını dalalete, bir kısmını ise hidayete sevk eder.
Burada münkirlerin kafası iyice karışarak sanki herkesin cennete gitmesi gerekiyormuş, bunların arzularına bağlı imiş gibi güçlü denilen, her şeye kadir Allahın neden herkesi doğru yola eriştirmediğini sorgulayıp inkara girmekteler. Halbuki yarattığı varlıklar içinde insan gibi sorumluluk yüklediği, akıl ve irade verdiği, akibetinin kendi iradesine bağlı olmasını dilediği varlıklarda var, her şeyin sahibi istediğini yapabilir, inkar edenlere sormasına onların istek ve arzularına göre davranmasına gerek yok - Sevap ve mükafatın da onların kuruntulara göre olmayacağı bildirildi. Canlı cansız her mahlukatın onun kudretine mağlup ve mahkum olduğu aktarıldı.
Bunu ilk beğenen sen ol.
Acemi Üye
RE: İmanın kiymeti
İnsanların ilahi emre karşı çıkmalarının önemli bir sebebi kendilerindeki gurur ve kibirdir. Kendini beğenmiş insanlar Allahın verdiği kuvvet ve nimetle, Allahın bahşettiği imkanlarla kendilerini bir şey zannederler, halbuki zaman zaman Ayeti kerimelerin hatırlatmaları ile öğrendik ve gördük ki, insanoğlu ne kadar aciz durumlara düçar oluyor, çaresiz kaldığı durumlar oluyor. Bunun çeşitli örneklerini insan bilfiil kendi hayatında yaşıyor. Oturmuşsunuz kemali afiyetle yemek yiyorsunuz boğazınıza bir lokma kaçıyor, gözleriniz dışarıya fırlayacak gibi oluyor gitti gidecek, aklınız başınızdan gidiyor. Mosmor oluyorsunuz neredeyse dünyanız değişecek. İnsan hayatı kalbine bağlı bir sektei kalp insanı götürüyor. Burada insanlar her şeye sahip olsun, isterse dünyalar onun olsun, herkes emrine amade olsun ne faydası var, onun için insanların gururu boş bir gururdur.
Bu dünyada ilahi azamet ve kudreti tasdikin en güzel alameti, Allaha kulluğun en mükemmel nişanesi secdedir secde. Cenabı hak yarattığı bütün mahlukatı kendine itaat etsin diye, insan ve cinleride kendine kulluk etsin diye yaratmıştır. Bütün mahlukat aslında Allahı tesbih ediyor. İsra suresinde "ve in min şey’in illâ yusebbihu bi hamdihî ve lâkin lâ tefkahûne tesbîhahum" O'nu hamd ile tesbih etmeyen hiçbir varlık yoktur. Fakat siz, onların tesbihlerini anlamazsınız. Hakikaten bütün mahlukat onun büyüklüğünü tesbih ile tenzih ile yad ediyor.
023
Bunu ilk beğenen sen ol.

İçerik sağlayıcı paylaşım sitesi olarak hizmet veren İslami Forum sitemizde 5651 sayılı kanunun 8. maddesine ve T.C.K'nın 125. maddesine göre tüm üyelerimiz yaptıkları paylaşımlardan kendileri sorumludur. Sitemiz hakkında yapılacak tüm hukuksal şikayetleri bağlantısından bize ulaşıldıktan en geç 3 (üç) gün içerisinde ilgili kanunlar ve yönetmenlikler çerçevesinde tarafımızca incelenerek, gereken işlemler yapılacak ve site yöneticilerimiz tarafından bilgi verilecektir.