You need to enable JavaScript to run this app.

Skip to main content

Televizyonsuz yaşama sanatı

Televizyonsuz yaşama sanatı

Cezalı Üye
Televizyonsuz yaşama sanatı
En büyük isteklerimden biri umarım gerçekleşir tv'siz yaşamak...

“Bu akşam dizim var, yarın gelseniz olur mu?” demeyen aileler de varmış. Televizyonu hayatından çıkarıp, hayatına başka sosyal aktivitelerle devam eden mutlu aileler…

Ülkemizin televizyonla tanıştığı tarih 1952. İlk başlarda, zengin kesimin sahip olabildiği bu alet, şimdilerde her evde, hatta evlerin birkaç odasında mevcut. Popülerliği ise 61 senelik bir geçmiş için oldukça yüksek. Öyle ki, evlenecek çiftlerin ‘alınacaklar listesinin' ilk sırasını tutuyor, evlerimizin en güzel yerini işgal ediyor. Eve gelir gelmez muhatap olduğumuz ilk şahıs(!) olması ise ona verdiğimiz kıymetin en açık göstergesi.

İzlenebilecek şeylerin az sayıda bulunduğu televizyonların yayın akışını büyük ölçüde 2-3 yıl süren diziler, kadın, yarışma programları, ahlakımızı tehdit eden, özellikle de çocukların ruh dünyalarına zarar verecek yayınlar oluşturuyor. Yararlı programla zararlı olanın ayrımına varmakta ise zorlanıyoruz. Çünkü televizyonun düğmesine bastığımızda, kontrolü bizden çıkıyor. Bu yüzden doğru-yanlış her görüntünün, 7/24 evimize girmesine engel olamıyoruz. Üstelik çoğumuz bu durumdan yakındığımız halde bir çözüm bulamıyoruz. Bununla birlikte ‘televizyonu hayatına sokmamak' gibi örnek kararlar alabilenler de yok değil. Biz de bu radikal kararı almayı başarabilen cesur ailelerle görüştük. Televizyonsuz hayatın nasıl olabildiğine kulak verdik:

Döne – Mustafa Kaplan:

‘Aa! Televizyonsuz ev mi olur?'

Kaplan ailesine ne zaman bir misafir gelse oturma odalarındaki ‘eksikliği' hemen fark ediyormuş. Evde televizyonun olmadığını öğrenince de her gelen şaşırıyormuş haliyle. Evlendiklerinden beri (7 yıl) televizyonu hanelerine dahil etmiyor Döne-Mustafa Kaplan çifti. Haber, maç, dizi derken tam bir TV bağımlısı olan Mustafa Bey, düğün öncesinde bu cihazı hayatlarından çıkarmayı teklif etmiş eşine. “Zaman nasıl geçecek?” soruları Döne Hanım'ın zihnini epey kurcalasa da gerekçeleri dinleyince eşine hak vermiş. Televizyonsuz hayatın kendisine katkısını, “Başlarda sıkıldığım zamanlar oldu. Sebebinin televizyon olmayışından değil, kendimle ilgili plan ve ideallerimin olmayışından kaynaklandığını fark ettim. Böylece arkadaş edinmeye, okumaya ve ilgi alanıma göre bir şeyler öğrenmeye merak saldım. Önceliklerim değişince televizyon seyretme isteğim de kayboldu zamanla. İyi ki eşimle böyle bir karar almışız diyorum şimdi.” sözleriyle dile getiriyor.

Döne Hanım, toplumdaki “Televizyonsuz ev olmaz.” düşüncesinden yakınıyor. Aile içi iletişimi koparan TV programlarının bu kadar önemsenmesini doğru bulmuyor. Kızlarının bu kültürden uzak büyümelerini, bir eksiklik olarak görmüyor. Çocukların gelişimi için gerekli olan aktiviteyi kitaplar ve bilgisayardan karşıladıklarını anlatıyor anne Kaplan. “Hiçbir ebeveyn, bilmediği birine çocuğunu emanet etmez.” diyen evin hanımı, annelerin, oyalanması için çocuğunu televizyon karşısına oturtmasına ise anlam veremiyor.

Çevreden çok tepki aldıklarını anlatan Mustafa Bey, bu eleştirilerin televizyonsuzluk kararlarını perçinlediğini belirtiyor. Televizyona ayıracağı zamanın, hem kendisine, hem ailesine, hem de arkadaşlarına yetecek kadar çok olduğunu ifade ediyor iki kız babası Kaplan. “Bu kara kutunun insanın vaktini ne kadar aldığını varın siz düşünün!” diye de ekliyor. TV'ye bağımlı olmadığından eşiyle olan paylaşımlarının çok güzel olduğundan gururla bahsediyor. Çocuklarını, onların her anına şahit olarak büyüten baba, bu kazanımların televizyondaki her programdan daha değerli olduğunu vurguluyor net bir dille.

Mustafa Bey bir de televizyon yayınlarının sürekli bir şeyi hedef göstermesinden şikâyetçi. Kendi hedefleri ile televizyonun gösterdikleri arasındaki farkı gördüğü için bu aletin empoze ettiği gündeme uzak kalmayı tercih ediyor.

Elif – Arif Salı:

'Televizyon girmeyen eve iletişim girer'

Arif Bey, televizyonla büyümediğinden, bu aletin evlenince de hayatına girmesini istememiş. Eşi Elif Hanım'ın televizyonla ilgili düşünceleri kendisinden farklı olmadığından, bu kararı rahatça uygulamışlar. Zaman içinde televizyon almayı düşündükleri durumlar olsa da, ne zaman teşebbüs etseler, hep bir mani çıkmış. Bir keresinde memleketten aileler gelince, evde sıkılmasınlar diye televizyon almaya kalkmışlar. Satıcı garip bir şekilde cihazı satmaya yanaşmamış. Daha sonra Dünya Kupası Türkiye maçlarını izleyebilmek için komşularının 2. televizyonunu ödünç almışlar. Ama maç başlamadan TV'yi sehpadan düşürüp bozmuşlar. Böyle birkaç olaydan sonra, “Sanırım bu eve televizyon girmemesi gerekiyor.” diyerek tamamen vazgeçmişler bu karardan.

Elif Hanım televizyonlarının olmayışını, maddiyattan kaynaklı zannedenler olduğundan gülerek bahsediyor. Hatta şakayla karışık almayı teklif edenler bile olmuş. Bazı yakınları evde TV'nin olmadığını duyunca önce şaşırsalar da, aralarında “Keşke biz de başarabilsek!” diyerek takdir edenler de yok değil.

Arif Bey ise, televizyona karşı değil ancak bütün zamanı bu alete endekslemeyi doğru bulmuyor. Ona göre, faydalı program ve kanallar da var. Fakat evde olduğunda, "Şunu izleyip bunu izlemeyeyim." ya da "Bitince kapatayım." diyemiyor kimse. Çünkü TV açılınca kontrolü kişiden çıkıyor. Bir diziye 3 saatini ayıran insan, kendinden ve ailesinden vakit çalıyor adeta.

Televizyonsuz bir evde iletişim olduğunun altını çizen Arif Bey, böyle yaşamanın yararını, en çok çocukları üzerinden fark etmiş. Büyük kızının tam bir kitap kurdu olduğundan mutlulukla bahseden baba, 3 çocuğunun da her geçen gün yeni ilgi alanları keşfetmelerinden oldukça memnun. Bunu da zihinlerini televizyonla kirletmemelerine bağlıyor. Çocuklarının ev hayatının, düşünülenin aksine çok renkli olduğunu özellikle vurguluyor. Zira minikler, bu sayede farklı ve yeni oyunlar keşfediyor, resim yapıyor ve kitap okuyorlar. Anne-babasıyla kesintisiz diyalogları olduğundan okulda sosyal ve paylaşımcı bir karakter sergiliyorlar. İzlediği dizinin akşamına misafir kabul etmeyenlerden yakınan Salı ailesi, misafirliklerini televizyonda takip ettikleri bir programa göre vermedikleri için ayrıca huzurlu. Evlerinde, “Bugün maç var, bana dokunmayın!” yerine “Eşimle çay eşliğinde yaptığımız sohbetlerimiz var, bize dokunmayın!” sözü hâkim. Televizyonu hayatın merkezinden çıkarmanın insanı özgürleştirdiğine inanan Elif Hanım, bunun ancak beraber alınan bir kararla mümkün olabileceğini de söylemeden edemiyor.
Bunu ilk beğenen sen ol.
..Edep Ya Hu..
RE: Televizyonsuz yaşama sanatı
...Gercekten cok guzel bir paylasim olmus,, tesekkur ederiz,, ama insanlar televizyonu merkkezleri haline getrmsler.. gune basladiklarinla tv ile baslayip,, gynu sonlandirirken tvye veda ediyorlar,, ve bilseler ki tv olmadan yasamin daha verimli oldugunu vazgecerler bu kotu alisanliktan.. gunumuzun hastaliklarindan birtaneside bu ols r,


...Öyle garip bir dünya...
...Olmaz dediğin ne varsa olur...
...Düşmem der düşersin...
...Şaşmam der şaşarsın...
...En garibi de budur ya;...
...Öldüm der durur yine de Yaşarsın...

Bunu ilk beğenen sen ol.
Ruhumuz Yeter...
RE: Televizyonsuz yaşama sanatı
ben fazla izlemem sadece maclara ve spor programlarina bakarim
&& Ağlamak istiyorsanız sakın yapmayın. Çünkü bir yerlerde sadece sizin bir gülüşünüz için, Yaşayan birileri mutlaka vardır !!! &&
Bunu ilk beğenen sen ol.
..Edep Ya Hu..
RE: Televizyonsuz yaşama sanatı


maç oluncada dünyadan elini ayagını kesen insanlarda vargülücük)


...Öyle garip bir dünya...
...Olmaz dediğin ne varsa olur...
...Düşmem der düşersin...
...Şaşmam der şaşarsın...
...En garibi de budur ya;...
...Öldüm der durur yine de Yaşarsın...

Bunu ilk beğenen sen ol.
..Edep Ya Hu..
RE: Televizyonsuz yaşama sanatı


...Öyle garip bir dünya...
...Olmaz dediğin ne varsa olur...
...Düşmem der düşersin...
...Şaşmam der şaşarsın...
...En garibi de budur ya;...
...Öldüm der durur yine de Yaşarsın...

Bunu ilk beğenen sen ol.
Profesör
RE: Televizyonsuz yaşama sanatı
benım mac ıle pek ısım olmaz nazenın.en son 90 dakıka ızledıgım macın uzerınden en az bır yıl gecmıstır heraldegülücük
.
Bunu ilk beğenen sen ol.
..Edep Ya Hu..
RE: Televizyonsuz yaşama sanatı


...Öyle garip bir dünya...
...Olmaz dediğin ne varsa olur...
...Düşmem der düşersin...
...Şaşmam der şaşarsın...
...En garibi de budur ya;...
...Öldüm der durur yine de Yaşarsın...

Bunu ilk beğenen sen ol.

İçerik sağlayıcı paylaşım sitesi olarak hizmet veren İslami Forum sitemizde 5651 sayılı kanunun 8. maddesine ve T.C.K'nın 125. maddesine göre tüm üyelerimiz yaptıkları paylaşımlardan kendileri sorumludur. Sitemiz hakkında yapılacak tüm hukuksal şikayetleri bağlantısından bize ulaşıldıktan en geç 3 (üç) gün içerisinde ilgili kanunlar ve yönetmenlikler çerçevesinde tarafımızca incelenerek, gereken işlemler yapılacak ve site yöneticilerimiz tarafından bilgi verilecektir.