Her nefis ölümü tadacaktır. Sonunda bize döndürüleceksiniz. Ankebut-57
Bu dünya hayatı sadece bir eğlence ve oyundan ibarettir. Asıl hayat ahiret yurdundaki hayattır. Keşke bilseler! Ankebut-64
tecavüze idam istiyoruz
tecavüze idam istiyoruz
Tarafsız bakmayı bilemeyen ve mağdur odaklı olmayan aksine güçlü ve siyasetin emrine rücu etmiş yargıçlar varken.
Halihazırda herhangi bir suç işlemediğini sağır sultanların dahi işittiği cezaevlerinde yatan mağdurlar varken.
16-17 yaşında evlenip yuva kuran gençlerin tecavüzcü yaftası ile yaftalandığı, ancak daha küçük yaşlarda (utanarak söylüyorum ama) orospuculuk, pezevenkçilik oyunları oynayan. 10 yaşında ama 25 yaşında gibi duran kızlar erkekleri kendilerine çekebilmek için namus sözcüğünü sözlüklerinden silip atanlar varken.
Aziz devletimin yüksek müsadeleri ile kadın pazarlamacısı açmak bakkal açmak kadar kolayken.
Televizyonlarda yine devlet kurumumuzun izni ve tam desteği ile namussuzluk, küfür, zina gibi ahlaksızlıklar özendirilirken.
Zina etmeyenin adam yerine konulmadığı bir gençlik karşımızda dururken.
Evlenmenin önü kapatılıp zina suç olmaktan çıkarılırken.
Bilim insanlarının eşcinselliğin bir ruh hastalığı olduğunu ortaya koymalarının bir değeri yokken, eş cinsel olmanın bir erdem olduğu anlatılsın okullarda.
Bu ruh hastaları idamı getirsin. Destek verin.
Bunların düzelmesi için adımlar atılmasın.
Gelsin idam gelsin ki nerede namuslu, iffetli, arlı, namuslu insan varsa asılsın.
Evlenenlerin cezaevlerine atılması yetmesin. Meydanlarda asılsınlar ki ibret olsun diğer namus taraftarlarına.
Bertaraf edilsinler.
Namussuzluğun önünde duran, iffet abidesi insanlara karşı bir fahişenin sözünü esas alsın yargıçlar.
Yazıklar olsun, yazıklar olsun, yazıklar olsun.
Herkes aynı fikirdeyse,
hiç kimse yeterince
düşünmüyor demektir.
Mevlana
Namusu ile evlendiği için tecavüzcü suçu işlediğine hükmedilen ve idam edilmesini istediğin kişi sen yada kocan da olabilirdi.
Herkes aynı fikirdeyse,
hiç kimse yeterince
düşünmüyor demektir.
Mevlana
9 Nisan 1928'de TBMM'ye sunulan kanun teklifi ile 1924 Anayasası'nın 2. maddesinde yer alan "Türkiye Devleti'nin dini İslam'dır" ifadesi kaldırıldı, devletin laiklik niteliği kazanması amacıyla yapılan bu değişiklik oy birliği ile kabul edilmiş ve 10 Nisan 1928 tarihinde Resmi Gazete' de yayınlanarak yürürlüğe girmişti.
Böylelikle, başta demokrasi olmak üzere özgürlüklerin ve hakların güvencesi olan laiklik ilkesi her ne kadar anayasaya 1937 yılında girmiş olsa da, 1928'ten itibaren her alanda 'fiilen' uygulanmaya başlanmıştı.
Bu sebeple, Cumhuriyet tarihinin dönüm noktalarından biri olan 10 Nisan'ı "Laiklik Günü" olarak kutlanıyor.
Türkiye'nin laiklik sürecini kısaca şu şekilde de özetleyebiliriz:
- 1921 Anayasası; Türkiye Cumhuriyeti'nin dini islamdır.
- 1924 Anayasası; Türkiye Cumhuriyeti'nin dini islamdır.
1924 Anayasasında daha sonra 1928 yılında bir değişiklik yapılarak Türkiye Cumhuriyeti'nin dini islamdır maddesi kaldırılmıştır.Ve bir sonraki anayasa olan;
- 1937 Anayasası'nda Türkiye Cumhuriyeti laiktir maddesi yer almıştı
İsmet İnönü ve 120 arkadaşının teklifi ile Türkiye Büyük Millet Meclisi 10 Nisan 1928 tarihli toplantısında anayasanın laikleşmesi ilkesinden hareketle anayasanın ikinci maddesinde yer alan "Türkiye Devleti'nin dini İslam'dır." fıkrası kaldırıldığı gibi 26. maddenin baş tarafında şeriat hükümlerinin T.B.M.M. tarafından yürütüleceğini belirten cümle de kaldırıldı. Bundan başka milletvekilleri ve cumhurbaşkanının yaptıkları yeminlerde "Allah" üzerine yemin kaldırılarak, namus üzerine ant içilmesi şekli kabul edildi.
-Ben asli kimliğimiz olan islama,islamın hükmüne geniş manada dönememiz gerektiğini vurgulamak istiyorum ama diceksinizki nasıl olucak önce bunun faydası ehemniyetini kavrayacak bir nesil yetiştirilecek bunun için yeni eğitim kurumları kurulucak eğitim sistemi buna göre düzenlenicek...
Türk müslümandır ,müslümanın adalet anlayışı Kuranı Kerim ile kayıtlıdır şahısların fikirleri değil Allahın hükümleri müslümanı bağlamalıdır.TÜRKLER MÜSLÜMANDIRLAR!
Yolun doğrusu kendine apaçık belli olduktan sonra Resûlullah’a karşı çıkan ve müminlerin yolundan başkasını izleyen kimseyi saptığı yönde bırakırız ve onu cehenneme atarız. Orası varılacak ne kötü bir yerdir!
Konuyu Okuyanlar: 1 Ziyaretçi