Vücuda haram lokma girince kalbin ibresi yanlis istikâmeti göstermeye baslar.
Haramlardan kaçinmaya îtinâ göstermek, süpheli seylerden dahi kaçinmak îcâbeder. Zamanimizda o kadar çok süpheli gidâlar var ki; müslümanlarin çok dikkatli olmaktan baska çâresi yoktur.
Peygamberimiz ((S.A.V).) bir hadîs-i serîflerinde söyle buyurmustur:
“Helâller bellidir, haramlar bellidir. Ikisinin arasinda müstebihât (haram olup olmadigi belli olmayanlar) vardir. Bunlari insanlarin çogu bilmez. Kim süpheli seylerden kaçinirsa, irzini ve dînini korumus olur. Kim de süpheli seylere dalarsa, harama düsmüs olur...” (Muhtâru’l-Ehâdis, 545)
Hz. Ebû Bekir (r.a.), bir gün kölesinin getirdigi sütü içtikten sonra kölesine, “Bunu nereden aldin?”, diye sordu. Köle “Kehânette bulundum, karsilik olarak bunu aldim.” dedi.
Bunun üzerine Hz. Ebû Bekir, içtigi sütü midesinden istifrâ ederek çikardi. Sonra: “ALLAHim! Midemde kalip damarlarima karisan kismindan sana siginirim.”, dedi. (Gazâlî, Ihya 2/115)
“Tâat (kulluk vazifelerini îfâ) bir hazinedir; Anahtari, duâ; anahtarin disleri ise helâl lokmadir” der. (Yahya bin Muâz r.a.)
“Midesinde haram lokma olan kimsenin ibadetlerini ALLAH kabul etmez.” (Abdullah bin Abbas r.a.)
“Namaz kilmaktan yay gibi, oruç tutmaktan çöp gibi kalsaniz da, haram ve süpheli seylerden kaçinmazsaniz, ALLAH o ibâdetleri kabul etmez.”, (Abdullah bin Ömer r.a.)
“Kemale erenler, ancak midelerine girenlere dikkat etmekle kemâle ermislerdir.” (Ibrahim Edhem r.a.)
Bir geceliğine değiş tokuş etseydik yüreğimizi,
Taşıyabilir miydin acaba bendeki seni!..