أَحْفُوا الشَّوَارِبَ وَأَعْفُوا اللِّحَى
Derim ki: Bu Hadis, İmam Buhari’nin Sahih’inde, Abdullah bin Ömer’in r.a. rivayeti ile sabit olmuştur. İmam Muslim’in Sahih’inde ise Abdullah bin Ömer’in ve Ebu Hureyre’nin r.a. rivayetleri ile sabit olmuştur.
Hz. Aişe r.a. ise Peygamberimizden s.a.v. şöyle dediğini rivayet etmiştir: On şey fıtrattandır. Bıyıkları aşırı fazla kısaltmak. Sakalları olduğu gibi bırakmak…
Bunu İmam Muslim Sahih’inde, Tirmizi ve Ebu Davud ve İbni Mace Sünen’lerinde Hz. Aişe’den r.a. rivayet etmişlerdir.
Hadis’te geçen ”Afu el-Lihay” cümlesinin ”Sakalları olduğu gibi bırakınız” manasında olduğunu nasıl anladınız? Denilirse, deriz ki:
Şeyh Muhyiddin en-Nevevi (676.yılda vefat etmiştir), İmam Muslim’in Sahih’ini şerh ederken şöyle demiştir:
İşte bunların hepsinin manası (Sakalı uzatın Hadis’inin bütün senedlerinde geçen kelimelerin manası, sakalı) olduğu gibi bırakmaktır. Hadis’in lafızlarının delalet ettiği Hadis’in zahiri bu şekildedir. Bizim ashabımızdan olan bir grup da böyle demişlerdir. Keza başka alimlerde böyle demişlerdir. (el-Minhac Şerhu Sahih Muslim bin el-Haccac. İhyaut Turas bsk. 3clt 151.s.)
Derim ki: Görüldüğü gibi Nevevi, Hadis’in manasının sakalı olduğu gibi, hali üzere bırakılması olduğunu beyan etmiştir.
Zeynuddin el-İraki (806.yılda vefat etmiştir), Tarhut Tesrib adlı eserinde, İbni Ömer’in r.a. hadis’ini zikrettikten sonra şöyle der:
Cumhur bunu delil olarak almışlar ve doğru olanın sakalı kendi haline bırakmak olduğunu söylemişlerdir. Sakaldan hiçbir şeyin kesilmemesini söylemişlerdir. Şafii’nin ve ashabının görüşüde budur. (Tarhut Tesrib Fi Şerhit Takrib. İhyaut Turas bsk. 2.clt. 83.s.)
Derim ki: Peygamberimiz s.a.v. sakalları olduğu gibi bırakmayı emretmiştir. Bizlerde Peygamberimizin s.a.v. sakal hakkında bu emrinden sonra, ona muhalefet etmemiz caiz değildir.
Bazı Sahabe’lerin, veya selef ulemasının sakalın uçlarından almalarına gelince, deriz ki:
Bir: İlk önce hüccet Kuran ve Sünnet’tir.
Sahabe’ler ve Alimler ise hata edebilirler. O zaman Sahabe’lerin ve alimlerin sözleri olduğu gibi kabul edilemez. Eğer Kuran’a ve Hadis’lere uyarsa, ancak o zaman kabul edilir. Başta Sahabe’lerin kendileri olmak üzere, hiçbir Müslüman kendi hatasında diğer Müslümanların onu takip ve ittiba etmelerini doğru göremez ve görmezde.
İki: Sahabe’lerin hepsi sakallarını kısaltmıyorlardı. Sadece birkaç tane Sahabe bir tutamdan fazlasını bazen alıyorlardı.
Diğer Sahabe’lerden ise sakallarını kısalttığına dair bir rivayet mevcut değildir. Buda gösteriyor ki diğer Sahabe’ler kısaltmıyorlardı. Çünkü kesmiyen kişi hakkında ”Bu kişi sakalını kısaltmıyordu” denmez. Çünkü asıl olan sakalı kesmemektir. Kısaltmak ise herkesin yapmadığı bir şey olduğu için, bazıları sakallarını kısaltır ise, bu durumda kısaltıyor denirdi.
Önemli olan: Peygamberimiz s.a.v. sakalları olduğu gibi bırakmayı emretmiş idi. Kendisinin de sakalı o kadar uzundu ki, namaz kılarken sakalları sallanıyordu, hatta sakalının sallanmasını arka saftakiler görebiliyordu. Nasıl ki İmam Buhari, bu konuda Habbab bin el-Erat’ten r.a. sakalının sallantısı ile namazda Kuran okuduğunu anladıklarınırivayet etmiştir. Buda Peygamberimizin s.a.v. gür sakallı olduğunu, enide boyuda çok uzun olduğunu, sakalını kısaltmadığını göstermektedir.
Eğer Peygamberin s.a.v. sakalı olduğu gibi bırakmayı bizlere emrettiğini anlarsak, Allah’ın c.c. şu sözünü hatırlayalım: … Onun (Peygamberin s.a.v.) emrine aykırı davrananlar, başlarına bir bela gelmesinden veya kendilerine çok acı verici bir azap isabet etmesinden sakınsınlar. (Nur suresi 63.ayet)
Yine Allah’ın şu sözünü buyurmuştur: Andolsun ki, Allah Rasulu, sizin için, Allah’a ve ahiret gününe kavuşmayı umanlar ve Allah’ı çok zikredenler için güzel bir örnektir. (Ahzab 21.ayet)
1. Not: Peygamberimizin s.a.v. sakallarını kısalttığına dair zikredilen rivayetlerin hepsi uydurma rivayetlerdir. Sened yönündende, mana yönündende, münker rivayetlerden başka bir şey değildir. Peygamberimiz s.a.v. ömrü boyunca sakalını kısaltmamıştır. Bizlere emrettiğini en güzel şekilde yaşayarak, ömrü boyunca sakalını olduğu gibi bırakmıştır.
2. Not: Sakalı bir tutamdan az kısaltmak, ümmetin ittifakı ile haramdır. Hele ki kazımak, çok büyük bir günahtır. Bunda icma vardır. Peygamberimiz s.a.v. kadınlara benzeyen erkekleri lanetlemiştir. Elbette sakalı kazımak, kadınlara benzemenin ta kendisidir.
Abdullah bin Abbas, şöyle demiştir: Allah Rasulu s.a.v. erkeklerden kadınlara benzeyenleri, kadınlardanda erkeklere benzeyenleri lanetledi. (Sahihi Buhari – Süneni Ebu Davud – Camiut Tirmizi – Süneni Abdullah ed-Darimi)
En doğrusunu Allah c.c. bilir.
Sizin düşünceleriniz neler?