Bir gün müslümanlar bir araya toplanmış, şöyle konuşuyorlardı:
"VAllah (c.c.)i Kureyş, hiç birimizden Kuran'ı duymadı.
Aramızdan kim gidip, açıkça Kuran okuyup, onlara duyuracak?
" Abdullah İbn Mes'ud, "Ben" diye.cevap verdi.
Arkadaşları şöyle dediler: "Biz Kureyş'in sana kötülük
yapmasından korkarız. Onun için Kureyş'in saldınsına
karşıkoyabilecek aşireti olanı gönderelim" Abdullah İbn
Mes'ud şöyle cevap verdi: "bırakın gideyim,
Allah (c.c.) beni koruyacaktır."
Ertesi gün Abdullah İbn Mes'ud, kuşluk vaktinde,
Kureyş'in kalabalık olduğu bir saatte, Harem-i Şerife gitti;
açıktan ve oradakilerin duyacağı bir şekilde kuran
okumaya başladırahman sûresi1-13 ayetler)
Orada bulunan İslam düşmanları, birbirlerine bakıp
şöyle söyleştiler: "Şu adama ne oluyor? Neler söylüyor?"
Bir müddet dinledikten sonra, "Bu adam,
Muhammed (s.a.v.)'in getirdiklerini okuyor" deyip,
Abdullah b. Mes'ud'a saldırdılar. Onlar dövüyor, o da okuyordu.
Komalık oluncaya kadar bu devam etti..
Abdullah, kendisinden geçmişti... Allah (c.c.)'ın Kitabını okuyor diye,
bayılıncaya kadar dayak yemişti. Onun başka suçu yoktu.
Kur'an okuyor ve bunun için dayak yiyordu.
O, Kur'an okuyarak dayak yiyenlerin ilki ve
fakat sonuncusu olmayacaktı.
Ondan asırlarca sonra yine Kur'an okunacak,
yine dayak yenecekti. Sünnetullah buydu...
İnanmayanlar veya münafıklar rahat bırakmayacaklardı
İslam'ı ve müslümanları...
Abdullah b. Mes'ud dayak yemişti fakat büyük
bir merhale de katetmişti. Herem-i Şerit'te kafirlerin
önünde açıkça Kur'an okumuştu...
Bir müddet sonra ayıldı ve yüzündeki kanları sile sile
arkadaşlarının yanına geldi.
Arkadaşları ona: "İşte bu duruma düşmenden korkuyorduk»
dediler. O ise, "VAllah (c.c.)i isterseniz yarın da gider ayın şekilde
Kuran okurum" dedi. Onlar da "Hayır, sen onların hoşlanmadığı şeyleri
onlara duyurdun,yeter!» dediler (İbn Hişarn, Sire)
evet arkadaşlar,onlar bu mücadelelerle ve zorluklarla
Allah (c.c.)ın rızasını,peygamberin şefaatını kazandılar...
bizlere ise onları örnek almak düşüyor