You need to enable JavaScript to run this app.

Skip to main content

Kur’an-ı Kerim'de zamanın göreceliği meselesi

Kur’an-ı Kerim'de zamanın göreceliği meselesi

هل أنا حقاً أنا ؟
Kur’an-ı Kerim'de zamanın göreceliği meselesi
Kur’an-ı Kerim’de zamanın algılanışıyla ilgili bütün ölçütler, ayette muhatap alınan yaratılmışlara göredir. Bütün yaratılmışlar aynı mutlak zamanın içinde yaşamalarına rağmen her yaratılmışın (yaşam hızına göre) zaman algısı farklıdır. Dolayısıyle zaman algılanış ölçütüyle ilgili bütün ayetleri, ayette muhatap alınan yaratılmışa göre değerlendirmemiz gerekir. Mesela Hac 47. ayette muhatap insandır;

Onlar senden azabın çabuk gelmesini istiyorlar. (Azabdan şüpheye düşüp-merakla acele etmesinler) Allah vaadinden (sözünden) asla dönmez. Rabbinin katında (yaşayacağınız) bir gün, sizin (dünya hayatında) saymakta olduklarınızdan bin yıl gibidir. (22-Hac 47)
Bu ayette muhatap alınan insanın iki ayrı yaratılışı yani iki ayrı yaşam hızı söz konusudur. Aşağıdaki ayetten de anlaşılacağı üzere yeniden yaratılışta insanların ve özellikle mü’minlerin yaşam hızları, dünya hayatındaki yaşam hızlarından çok daha fazla olacaktır;

O gün mü'min erkeklerle mü'min kadınları, nurları önlerinde ve sağlarında (cennete ışık değil nur hızıyla) koşup-giderken görürsün. (Onlara) "Bugün sizin müjdeniz, içinde ebedi kalıcılar olarak altından ırmaklar akan cennetlerdir" (denilir). İşte en büyük 'kurtuluş ve mutluluk' budur. O gün münafık erkeklerle münafık kadınlar, iman edenlere "(Ne olur biraz yavaşlayın) bizi bekleyin-bize bakın da sizin nurunuzdan bir parça (ışık) alıp-faydalanalım" derler. Onlara "Arkanıza dönün de (işlediğiniz amellerde) bir nur arayın" denilir. Derken aralarına (dışta kalanlar için umud) kapısı olan bir sur çekilir ki onun iç kısmında rahmet, dış kısmında da azab vardır. (57-Hadid 12-13)
Bu ayetleri birlikte değerlendirdiğimiz zaman Hac 47. ayeti daha iyi anlayabiliriz. Bu ayette Rabbimiz insanı muhatap almakta ve “Ahiretteki yaşam hızınıza göre yaşayacağınız bir gün, dünyadaki yaşam hızınıza göre yaşayacağınız bin yıl gibidir” buyurmaktadır. Mearic 4. ayette ise melekler ve ruh muhatap alınmakta, elli bin yıl ölçüsü (bir çok müfessirin söylediği gibi) insanlara göre değil melekler ve ruha göre verilmektedir;

(Yüksek derecelere) yükselten yollar sahibi olan Allah'tandır. Melekler ve ruh (bu yollar ile kendi hızlarına göre) süresi ellibin yıl olan bir günde O'na yükselip-çıkar. (70-Mearic 3-4)
Işıktan çok daha hızlı olan melekler, Kur’an’da “göğün yolları” denilen bu yükselten yollar vesilesiyle, kendilerine göre elli bin yıl olan bir günde Allah katına yükselip-çıkmaktadırlar.
Şimdi bunları dikkate alarak;

O, gökleri ve yeri ve ikisinin arasındakilerini altı günde yaratan ve sonra da arşa istiva eden (mekandan münezzeh kudretiyle kuşatan) Rahman'dır. Bunu (ufkunuz ötesi bu gerçeği ancak) bilene-haberi olana sor. (25-Furkan 59)
ayetini tefekkür edeceğimiz zaman bu ayetteki zaman ölçütünü ne insanlara ve cinlere, ne de meleklere göre ele alamayacağımızı anlarsın. Çünkü buradaki zaman ölçütünün muhatabı gökler ve yer olduğu için bunu kendi zaman algımıza göre değerlendiremeyiz. “Yer ve göklerin zaman hızı ve zaman algısı nedir?” diye soracak olursanız şu an için bilmiyoruz.
Bunu ilk beğenen sen ol.

İçerik sağlayıcı paylaşım sitesi olarak hizmet veren İslami Forum sitemizde 5651 sayılı kanunun 8. maddesine ve T.C.K'nın 125. maddesine göre tüm üyelerimiz yaptıkları paylaşımlardan kendileri sorumludur. Sitemiz hakkında yapılacak tüm hukuksal şikayetleri bağlantısından bize ulaşıldıktan en geç 3 (üç) gün içerisinde ilgili kanunlar ve yönetmenlikler çerçevesinde tarafımızca incelenerek, gereken işlemler yapılacak ve site yöneticilerimiz tarafından bilgi verilecektir.