çok yüzeysel konuşmuş belki o kişi hata etmiştir belki yanlış bir tevile düşmüştür. bunlara bakmadan bir kişinin kafir olduğuna inanmak İslamın ruhu ile uyuşmaz.

seninle anlaşamadığımız nokta burası zaten.İslam ın aslında cehalet tevil mazeret değildir.Şimdi çıkıcam yazamıyorum ama şunu oku.Sana göre Hz.Ebubekr'in Rasulullah'ın yaptığı da İslam ruhuyla bağdaşmıyor.

6. Şüphe: Bunlar tevil ehlidirler, tevil ehli de tekfir edilmez.
Cevap: Tevil ne demektir?
a. Tevil, bir nassa dayanarak başka bir nassın zahirini çevirmektir.

Tanımdan da anlaşıldığı gibi tevil, 'nassa' dayalı olmalıdır.
Nassa dayalı olursa buna sahih tevil denir. Nassa dayalı olmazsa
buna fasit tevil denilir. Önceki konularda geçtiği gibi
particilerin dayandıkları hiçbir sahih delil yoktur. Ayrıca tevil
ehli mazurdur demek ve böyle bir genelleme yapmak caiz değildir.
Çünkü yeryüzünde her yanlış sahibi yanlışını bir delile
dayandırır.
b. Dinin esası olan meselelerde tevil olmaz.
Örneğin, zekâtı vermeyenler Tevbe suresindeki "Sen onların
mallarından zekat al"4 ayetini tevil ederek: 'Zekat Rasûle verilir'
dediler. Çünkü ayetin devamında "Onunla onları temizlersin
ve onlara dua et. Çünkü senin duan onlar için sükûnettir."5 buyruluyordu.
'Bu özellikler ise sadece Rasûle hastır' dediler. Ebu
Bekir radıyallahu anh ve sahabeler ise bunu kabul etmediler. Düşünelim,
zekât meselesinde zahiren açık olan bir delile dayanmalarına
rağmen sahabe onları mürted ilan ettiyse, ellerinde
hiçbir delil olmadığı halde zekâtı teşri kılana karşı yanlış yapanların
hali ne olur?
c. Tevilin geçerli olabilmesi için şu şartların olması lazımdır:
1. Dinin apaçık naslarına ters olmayacak.
2. Tevili yapan kişi alim olacak.
3. Arap lugatına uygunluk arz edecek
4. Çıkan sonuç hiçbir nassa muhalif olmayacak

bunlar rey ehlinin görüşleri. bunlarla işimiz yok. sahabeden hatalı tevil ile harama helal diyenleri biliyoruz. onlara mazeret olan şeyler bunlara niye olmuyor. tevil de sahih dayanak olursa zaten hata olmaz. sahih dayanakları olmadan tevil ederek hataya düşüyorlar.

Qudameyi mi diyorsun?
Kardeş; Allah bir insanın basiretini köreltti mi onun basiretini açacak, Allah bir insanı saptırdı mı da onu hidayet edecek yoktur. Allah kime hidayet eder ise şeytanların şüphesi ne kadar kuvvetli de olsa onu saptıracak yoktur. Kudame ibnu Mazun hadisesine bakıldığında aşağıdaki noktalar dikkat çekecektir;
- Kudame Bedir ehlidir.
- Kudame İçkiyi Ömerin hilafeti döneminde içmiştir.
- İçki Uhud savaşında haram kılınmıştır.
- Kudame validir ve valiler ilim ehlidirler.
- Kudamenin içki hadisesi ile alakalı olarak rivayet edilen 8 hadis vardır ancak hiçbirinde Mustehillen helal saydılar lafzı yoktur.
Şimdi Akıl sahipleri düşünsünler Uhud savaşında haram kılınan içkinin Resulullah sallahu aleyhi ve sellem döneminde, ondan sonra Ebu Bekir döneminde ve en son olarak da Ömerin hilafetinde bu kadar zaman geçmesine rağmen öğrenemeyen insanın insanların başına o faziletli insanlar tarafından vali atanması hem Kudameye hem de onu Vali atayan Ömere iftiradır. Onların söylediklerinden ikisi de beridir. Öyleyse bu hadisenin doğru tevili nedir?
Allahın tevfiki ile deriz ki; Kudame Maide suresi 93. ayetinde ifade edildiği gibi; " İman edip de salih ameller işleyenlerin, iman ederseler ve korkup sakınırsalar o zaman yediklerinde onlar için bir beis yoktur..." zannederek kendilerine içkinin haram olmasına rağmen Bedir ehli olmaları sebebi ile günahın cezasının affedildiğini söylemişler ve bu tevil ile içki içmişlerdir. Alimlerin birçoklarının bu hadiseyi yorumlar iken Havasa caiz olduğuna inandılar ifadeleri zaten bunun en açık delilidir. Onlar kendileri gibi iman edip salih amel işleyen bedir ehli insanların içtikleri içkilerin cezasını çekmeyeceğine inandılar. Nitekim Allah subhanehu ve teala bedir ehline Ne yaparsanız yapın size affettim demişti. Onların tevili bu yönde idi. Sahabenin içkiyi helal saydığını söyleyenlerin sahabeye attıkları bu iftirayı ispat etmeleri gerekir. Batıl anlayışların bunun delili değildir. Açık bir nakil getirmeleri gerekir. Yoksa onlar iftiracıdırlar. Zaten onlar bu meseleyi hevalarına göre tevil etmek ile iftiracılardır.
Eğer denilirse ki bu anlayış sadece sizin sizden başka kim söylemiş; Deriz ki bu Kadı İsmailin ve İmam Şatıbinin bu hadiseye dair yorumudur. İmam Şatıbinin usul kitabı olan Muvafakat adlı kitabında bu hadiseyi tafsilatı ile tevil bölümünde okuyabilirsiniz. Aynı zamanda İmam Kurtubide Maide suresi 93. ayetin tefsirinde Şamda içkiyi helal sayan bir grup şahsın var olduğunu sahabenin onların tekfirine icma ettiklerini ancak insanların Kudame olayı ile Şamda içki içen bu grubun rivayetini karıştırdıklarını beyan etmiştir.
HAK GÜNEŞ GİBİDİR KÖRLER GÜNEŞİ GÖREMEZLER...

Gerekçeler bunlar mı?
-bedir ehli olması.
Yani bedir ehli olanın hataya düşmesi caiz fakat bedir ehli değilse ona hücum mu edelim? bedir ehli olunca hatalı tevile düşme husunda torpilli mi oluyor?
-Ömerin hilafeti dönemiydi.
bu bir öncekinden daha gülünç bir gerekçe. Ömerin hilafeti döneminde olunca ne oluyor? bilakis bunda hata ihtimalinin azalması gerekir.
biz de küfür olan demokrasi dönemindeyiz. insanların aldatıldığı bir zaman dilimindeyiz. Ömer gibi hakkı haykıran bir halifemiz de yok. şimdi o dönemde olan hata geçerli olacakta şimdiki olmayacak mı?

diğer iddialarına girmek istemiyorum açıkça ''içkiyi kendine(ve kendisi gibi olanlara) helal görüyor'' zaten kendinisine ömer ra tarafından tevilinin yanlış olduğu ve gerekçelerinin doğru olmadığı söyleniyor. öyle olmasa ömer ra neden ona izahta bulunsun?

üstelik cehalet, tevil vb. hususlarda bunun gibi mazeret olduğuna dair bir çok nas var. tek örnekte değil.
tekfir etmeyeceksiniz kardeşim, birisi hatalı bir tevil ile küfre düşmüşse size düşen onu uyarmak nasihat etmektir. tekfir etmek değildir.

SubhanAllah onlar gerekce mi bi daha oku? Onyargisiz..Vali olan bi insanin Hz.Omerin doneminde ickinin nasil haram oldugunu bilmediginin reddedilmesi.Qudame kesinlikle ickinin haram oldugunu biiyordu sadeceAllah svt nin bedirehli hakkindaki ayetini delil alarak bu haramin onlara bir gunahinin zararinin olmayacagini dusunmustu.2 si arasinda cok fark var.Nasslarda olmayan şeyleri kendinize delil getirmeyin.