İmam Hatip Okulu öğrencilerinin başarıları 1954 yılında Türkiye'ye gelerek yaklaşık 6 ay süre ile İmam Hatip Okulları hakkında bir araştırma yapan Prof. Dr. Howard A. Reed tarafından da dile getirilecekti. Bir yabancı gözüyle İmam Hatip Okullarına ilişkin çarpıcı tespitler yapan Reed, birçok kitaba konulan bu tespitlerinde İmam Hatip Okullarına devam eden bütün öğrencilerin istisnasız olarak okullara kendi istekleri ile geldiğini belirtirken şunları dile getirmekteydi: İmam Hatip öğrencileri, çok disiplinli ve diğer okul öğrencilerine nispetle çok daha terbiyelidirler. Onların bu üstün vasıfları, hem liselerde, hem İmam Hatip Okullarında hocalık yapan öğretmenlerin tespitleri ile sabittir"
İHL'liler özellikle diğer okul öğrencileriyle eşit şartlarda yarıştıkları 1973-1997 döneminde, başta üniversite sınavları olmak üzere kültürel ve sportif faaliyetlerdeki başarıları ile adlarından söz ettirdi. 1993-94 öğretim yılında "Liseler Yarışıyor" adlı bilgi yarışmasında İstanbul'un seçkin 121 lisesi içinden Kadıköy İHL birinci oldu. Yine Kayseri'de 16 lise arasında düzenlenen bilgi yarışmasında Kayseri İHL birinci olurken, yine Bursa'da 45 lise arasında yapılan yarışmada İHL öğrencileri ikinci olma başarısını gösterdi. Bunların yanısıra, İHL öğrencileri, Konya, Safranbolu, Niğde, Aksaray, Nevşehir, İzmir, Turhal, Arapkir, Yozgat, Kastamonu gibi illerde de kültürel ve sportif başarılara imza attı.
Üniversite sınavında İHL farkı
Türkiye, İmam Hatip Liselerinin başarılarının farkına ise 1994 yılında varacaktı. Çünkü o yıl Kartal Anadolu İHL son sınıf öğrencisi Mustafa Önder Kıyıklık, Öğrenci Yerleştirme Sınavı Fen Bilimleri Dalı'nda birinci olacaktı. Kıyıklık'ın bu başarısı bir anda gözleri ve beraberinde ilgiyi İHL'lere çevirmişti. Bir sonraki yıl, 1995 Öğrenci Yerleştirme Sınavı'nda ise Kartal Anadolu İHL Öğrencisi Selçuk Şimşek de Türkçe-Sosyal ikincisi olacak ve İmam Hatiplerin başarıları perçinlenecekti. İmam Hatip Liselerinin üniversite sınavındaki başarıları, YÖK'ün 1999 yılından itibaren uygulamaya koyduğu katsayı engeline kadar devam etti. Geçtiğimiz, yani kat sayı engelinin hüküm sürdüğü sınavda Kartal AİHL'den Esra Eğici isimli öğrenci aldığı Sayısal 284. 82, Esma Kartın Eşit Ağırlıklı 284. 12, Tokat Zile İmam Hatip Lisesi'nden Ayşe Mine Mağat da Sözel 285.29 ham puanlarıyla tüm moral ve motivasyon eksikliği ve engellere rağmen bile İHL'lerin ÖSS'de nasıl bir başarı gösterebileceklerini ortaya koyuyordu. TESEV'in imam hatiplerle ilgili yaptığı araştırmada Anadolu İHL bulunmayan Erzurum, Diyarbakır ve Adana'da İmam Hatip Liseleri ile diğer liselerin üniversite sınavındaki yerleşme oranları kıyaslanmış, birkaç yıllık istatistikler göz önüne alınarak Fen ve Anadolu ve özel liselerin İHL'ler karşısında ezici üstünlüğü olduğu iddia edilmişti. Bu kıyaslamada eğitimin kalitesinin daha yüksek olduğu Anadolu İHL'lerin hiçbiri ise göz önüne alınmamıştı. Aynı kıyaslamada yer alan bilgilere göre İmam Hatipler, katsayı engeline takılıncaya kadar düz liselerden daha başarılı olurken, meslek liselerini ise çok geride bırakıyordu. İHL'lerin, henüz katsayı problemi yokken diğer meslek liseleri ve düz liselere nazaran daha başarılı olmasının açıklaması TESEV raporuna şu cümlelerle yansıyordu: "Kalabalık sınıflar ve eğitim kalitesi tartışılan normal liselerle İHL arasında belirgin bir farklılık göze çarpmıyor. Meslek liseleriyle karşılaştırıldığında ise İHL'nin belirgin bir üstünlüğünden bahsetmek mümkün. Ancak İHL'deki kültür dersi oranının diğer meslek liselerine kıyasla daha yüksek olduğu akıllarda tutulmalı." Bu aslında şu demekti: İHL'lerdeki din derslerinin yanında verilen kültür dersleri fazlasıyla yeterli. Hatta bu dersler İHL'li öğrencileri, belki az bir farkla bile olsa üniversite sınavında düz liseli öğrencilerin önüne geçiriyor.
Metafizik bilgi, başarıyı getiriyor
Araştırmacı-yazar Mehmet Niyazi Özdemir, İmam Hatip Liselerinin neden başarılı olduğuna ilişkin şu görüşlerini dile getiriyor: "Bana sorarsan hayatın iki kaynağı var. Birisi metafizik din, diğeri ilimdir. Bütün sanat hareketlerı ki, biz bunlara insanî faaliyet diyoruz. Bütün sanatsal faaliyetin ardına baktığımız zaman metafizik kaygılar gayretler ürpertiler görürsünüz. Sanat ruhi bir olaydır. Mikelanj, Hz Musa'ya inanmasa "15 sene bir taşı yontup ayağa kalk Musa" der mi, Dostoyevski, koyu bir Ortadoks olmasaydı, Karamazof Kardeşleri, Suç ve Ceza'yı yazabilir miydi? Metafizik dünyası olan insanlar eğer tabiî olayla rı insani bir gözle izah edecek bilimlere sahip değilse, o metafizik urgan olup senin boğazına dolanır yok eder seni. Ancak İmam Hatip Okullarındaki hem metafizik hem müspet bilimlerle meczolmuş bir eğitim alan öğrenciler, lise çıkışlılardan yani bizlerden daha başarılı oluyorlardı. Al İHL mezununu al lise mezununu karşılaştır. Arada dağlar kadar fark görürsün. Al İmam Hatipli doçenti, al liseli doçenti arada dağlar kadar fark görürsün. Mutlaka istisnalar vardır. Çünkü onlar ıstılahlara hakim oluyor, onlar eski yazıya bizden daha çabuk hakim oluyor. Çok küçük yaşta Arapça'yla tanıştıkları için hafızaları yabancı dil alanında bizden iyi oluyor. "
Katsayının olmadığı her alanda başarı var
İmam Hatip Lisesi öğrencileri, ÖSS'de katsayı engeline takılsa da kültürel ve sportif alanlarda hiçbir engel tanımıyor. Sadece İstanbul'daki İHL'lerin başarıları bile sayfalar tutuyor. Eyüp Anadolu İmam Hatip Lisesi de başarılı öğrenci yetiştiren okullardan biri. Geçtiğimiz yıl PTT tarafından yapılan Kompozisyon Yarışması'nda Eyüp Anadolu İHL 1. sınıf öğrencisi Rukiye Birsin Türkiye birincisi, Abdullah Şal aynı yarışmada Türkiye üçüncüsü oldu. Yine aynı okulun öğrencilerinden Hafize Paliç Taekwando Yıldızlar Kategorisi'nde Türkiye üçüncüsü olma başarısını gösterdi. Aynı branşta Büşra İlhan ise İstanbul birincisi ve İstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkanlık Kupası'nda şampiyon oldu. Başarılı öğrencilerden Hafize Paliç, İmam Hatipli ve başarılı bir sporcu olmayı "Bizim başarılarımız, hakkımızda farklı düşünenlere bir mesajdır. Ben onlara diyorum ki 'İmam Hatip Liseleri, sadece sizin bildiklerinizle sınırlı değil' şeklinde anlatırken Büşra İlhan ise şöyle söylüyor: "Her maça çıktığında İmam Hatipli olmayı temsil ettiğini düşünüyorum. Ve bir İmam Hatipli sporcu olarak bizim diğer liselerden eksik bir yanımız olmadığını, hatta bir çok artılarımızın olduğunu göstermek istiyorum" Öğrenciler, imkan tanınması halinde başarılarının daha da artacağını belirtiyor.
BİR ELMA AĞACI HİKAYESİ...
Yıl 1955. İstanbul İmam Hatip Okulu öğrencileri Vefa'da bugün İlim Yayma Yurdu olarak kullanılan binanın bitişiğindeki ahşap okul binasının bahçesinde oynuyor. Matematik öğretmeni Rasim Uslugil bahçede dinlenen öğrencileri topluyor ve "Çocuklar. Öğretmenler Kurulu karar aldı. Size bir tebliğde bulunacağım" diyor ve ardından ekliyor: "Biz hepinizi tebrik ediyoruz." Bu anıyı anlatan İmam Hatip Okulu'nun ilk mezunlarından Prof. Dr. Bekir Topaloğlu, hatırasını anlatmayı şu cümlelerle sürdürüyor. "Biz arkadaşlarla birbirimize baktık ve merak ettik, 'Acaba neden dolayı tebrik ediliyoruz?' diye. Ardından Uslugil hoca tekrar konuştu ve dedi ki: 'Çocuklar, şu bahçenin kenarındaki elma ağacındaki meyveler günlerden beri orada durur. Sizi izliyoruz. Bir tanesini bile koparmadınız.' Gerçekten de okulun küçük bahçesinin etrafında evler vardı. Ve orada o evlerden birine ait elma ağacı vardı. Biz de o zaman yaklaşık 300-400 öğrenciydik. Dalları bahçemize sarkan o ağacın altında oynardık ama hiç kimse ağacın meyvesini koparmamıştı." Topaloğlu, "İmam Hatip Okulu'na, coğrafya, matematik gibi derslerde öğretmen olarak gelip, bir süre sonra başka yerlere gidenler, hep ağlamışlardır" diyor ve ekliyor: "Çünkü hem geldikleri okullarda hem de gittikleri okullarda bizim gibi saygılı ve çalışkan öğrenciler bulamadıklarını ifade ederlerdi."