Her nefis ölümü tadacaktır. Sonunda bize döndürüleceksiniz. Ankebut-57
Bu dünya hayatı sadece bir eğlence ve oyundan ibarettir. Asıl hayat ahiret yurdundaki hayattır. Keşke bilseler! Ankebut-64
Hz. Peygambere Suikast Olayı
Hz. Peygambere Suikast Olayı
Ordu Şam ile Medine arasında yer alan bir geçide vardığında Hz. Peygamber askerlerine: "İçinizde vadinin tabanı boyunca yol almak isteyenler varsa, orası sizin için daha geniştir." dedi. Bunun üzerine askerler vadi tabanı boyunca yol almayı tercih ederlerken, Resulullah'ın kendisi geçit yolundan gitmeyi uygun gördü. Devesini önden Ammar b. Yasir çekerken, arkadan onu Huzeyfe b. Yeman güdüyordu. Hz. Peygamber (s.a.a) bu sırada ay ışığında yüzleri örtülü ve kuşku uyandırıcı bir hareket tarzı ile peşinden gelen birkaç atlıyı fark etti. Onlara kızarak kendilerine yüksek sesle bağırdı ve Huzeyfe'ye binek hayvanlarının yüzlerine elindeki kamçı ile vurmasını emretti. Bunun üzerine adamlar korkuya kapıldılar, Hz. Peygamber'in (s.a.a) içlerinde gizledikleri hain plânı sezdiğini anladılar. Bu korku ile insanlar arasına karışarak kimliklerinin ortaya çıkmamasını sağlamak için geçit yolundan ayrılıp hızla gözlerden kayboldular.Buna garip guraba cesaret edemezdi.Peki kimler cesaret edebilirdi. Adları sahabe kendileri münafık olan bu kişiler kimlerdi.Dıhar mescidinin cemaati ve onun yayılımcıları kimlerdi.Tarihin ve islam tarihi çok carpıcı örnekler vermektedir.Her ne kadar bazı sahabeleri kurtarma telaşına girilse de iyi bir analiz ve kaynakları gözden geçirme ile ortaya kabul etsekte ,etmesek de elde çok net veriler çıkmaktadır... neyse konuya devam edelim... korkusuzca yazalım....
Huzeyfe bu canilerin binek hayvanları aracılığı ile kim oldukları belirlendikten sonra üzerlerine gönderilecek kişiler eli ile öldürülmelerini Resulullah'tan (s.a.a) istedi. Fakat rahmet peygamberi olan Resulullah onları affetti ve işlerini yüce Allah'a havale etti.
Eğer Ehl-i Sünnet Kur’ân’ın muhkem ayetlerinde biraz düşünecek olsalardı onu, münafıkların zikri ve Peygamber (s.a.a)’in onlardan eziyet görmesiyle dolu bulurlardı. Tevbe suresinde onların (münafıkların) rezaletleri hakkında nazil olan ve Ahzab suresinde olanlardan söz edilen ayetler, bu konunun anlaşılması için yeterlidir:
“Münafıklar sana geldiklerinde: Şahitlik ederiz ki sen Allah’ın Peygamberisin derler. Allah da bilir ki, sen elbette O’nun Peygamberisin. Allah, münafıkların kesinlikle yalancı olduklarını bilmektedir.”[ Münafikun / 1]
“Ve o zaman, münafıklar ve kalplerinde hastalık (iman zayıflığı) bulunanlar: ‘Meğer Allah ve Resulü bize sadece kuru vaatlerde bulunmuşlar’ diyorlardı.”[ Ahzab / 12]
Ashabın nifak ölçüsünü bilmek için şu ayete bakmamız yeterlidir. Allah (c.c) şöyle buyuruyor:
“Medine halkından bir takım münafıklar vardır ki, münafıklıkta maharet kazanmışlardır. Sen onları bilmezsin, biz biliriz onları.”[ Tevbe / 101]
“And olsun onlar önceden bir fitne çıkarmak istemişler ve sana nice işler çevirmişlerdi. Nihayet hak geldi ve onlar istemedikleri halde Allah’ın emri yerini buldu.”[ Tevbe / 48]
“Başaramadıkları bir şeye (Peygambere suikast yapmaya) da yeltendiler. Ve sırf Allah ve Resulü kendi lütuflarından onları zenginleştirdiği için öç almaya kalkıştılar.”[ Tevbe / 74]
Konuyu Okuyanlar: 1 Ziyaretçi