You need to enable JavaScript to run this app.

Skip to main content

Acemi Üye
Haccin Nevileri
Haccin Nevileri
Hac, farz, vacib ve nafile kisimlarina ayrildigi gibi, ifrad hac, temettü hac ve kiran hac nevilerine de ayrilir. Söyle ki:

1) Farz hac, sartlarini kendisinde toplayan bir müslümanin ömründe bir defa yapmakla yükümlü oldugu hacdir.
2) Vacib hac, nezredilen veya baslanmisken bozulan nafile bir hacca karsilik kaza edilecek olan hacdir.
3) Nafile hac, bülug çagina ermemis olmakla mükellef bulunmayanin veya farz hacci yapmis bulunan bir kimsenin Allah rizasi için nafile olarak yapacagi hactir ki, bu hac tekrar tekrar yapilabilir. [On iki yasini bitirip henüz büluga ermemis olan erkek çocuguna mürahik, dokuz yasini tamamlayip da büluga ermemis olan kiz çocuguna mürahika denir.]
4) Ifrad hac, beraberinde umre yapmaksizin yalniz basina yapilan farz, vacib ve nafile hacdir ki, ihrama girerken yalniz hacca niyet edilir. Bunu yapana "Müfrid" denilir.
5) Temettü hac, hac mevsiminde önce umre için ihrama girilip umre yapildiktan sonra ayni mevsimde daha yurda dönmeden tekrar ihrama girerek usulü üzere yapilan farz hacdir. Bu hacci yapana "Mütemetti" denir. Bu, ifrad hacdan daha faziletlidir.
6) Kiran hac, hac aylarindan önce veya hac aylari içinde mikattan evvel veya mikatta Umre ile farz hacci bir ihramda toplayip bir niyetle Umre yapildiktan sonra usulü üzere yerine getirilen hacdir. Bu sekilde hac yapilmasi Temettu hac yapilmasindan daha faziletlidir. Bu hacci yapana da "Karin" denir. Bunlarin açiklama ve uygulamalan ileride gelecektir.
Haccin farz, vacib ve sünnet olan herhangi bir isine "Nüsük" denir. Bunun çogulu "Menâsik" dir. Bu söz, aslinda ibadet ve su ile bir seyi temizlemek demektir.
Farz Hac Üzerinde Uygulama

Hac görevini vacibleri, sünnetleri ve edebleri ile yapacak olan kimse, su sekilde hareket eder:

1) Helal ve temiz bir mal elde eder. Ödenmesi gerekli borçlari varsa, onlari öder. Kazaya kalmis ibadetleri varsa, mümkün oldugu kadar onlari kaza eder. Günahlarindan tevbe eder ve Allah'dan magfiret diler. Kendisini kötü söz ve hareketlerden korur. Güzel ahlâkli olmaya çalisir. Tevazu hali içinde bulunur. Yola çikacagi zaman evinde iki rekat namaz kilar. "Bismillahi tevekkeltü alellahi lâ havle ve lâ kuvvete illâ billâh" diyerek Allah'a siginir. Ailesi, komsusu ve dostlari ile vedalasarak yola çikar.
2) Mikat denilen yerlerden birine varinca yikanir veya abdest alir. Giderilmesi gereken fazla killari yok eder, tirnaklari keser. Elbisesini çikarir. Beyaz ve temiz olan iki parçadan ibaret dikissiz ihram'a bürünür. Basini açik ve ayaklarini çiplak bulundurur. Üstleri açik ve topuklari kisa olan dikissiz terlik giyer. Bunlar için önceden hazirlikli olmasi gerekir. Ihram için iki rekat namaz kilar. Ihrama niyet edip: "Allahümme innî ürîdü'l-hacce, feyessirhu lî ve tekabbelhüminnî = Ya Rabbi! Ben hac etmek istiyorum, onu bana kolaylastir ve onu benden kabul et" diye dua eder. Sonra "Lebbeykallahümme Lebbeyk..." diye telbiyede bulunur.
3) Böyle ihrama girdikten sonra, eger zevcesi yaninda ise, onunla iliskide bulunmaz, öpmez ve oksamaz. Dikisli elbise giyinmez. Artik hoskokulu seyler sürünmez. Saçlarini kesmez ve killarini gidermez, tirnaklarini kesmez. Güvercin ve geyik gibi kara av hayvanlarini avlamaz. Yesil agaçlari ve otlari kesip koparmaz. Kötü ve çirkin sözler söylemez. Arkadaslari ve baskalari ile çekismez. Fakat yikanabilir ve para kesesini (kemerini) beline baglayabilir.
4) Her namaz kildikça ve yolcu kafilelerine her rastladikça, yokus çikinca ve yokustan inince, yüksek sesle "Lebbeykallahümme Lebbeyk..." diye telbiyede bulunur. Mekke'ye varacagi zaman yikanir veya abdest alir.Mekke'ye girince, hemen Mescid-i Haram'a kosar. Beytullah'i görünce telbiye getirir, "Allahü Ekber" diye tekbir alir, " La Ilâhe Illallah " diye tehlilde bulunur. Salât ve selâm okuyarak: "Allahümme zid beyteke tesrîfen ve tazimen ve tekrimen ve birren ve mehabeten = Ey Allah'im! Beyt-i serifine mahsus tesrifi, tazimi, tekrimi, ihsan ve yüceligi artir," diye dua eder.Sonra Hacer-i Esved tarafina yönelerek tekbir alir. Hacer-i Esvedi selâmlar. Mümkünse, kimseye eziyet vermeden onu öper veya elini sürer. Sonra da Kâbe'yi sola alarak Hatîm'in disindan Kudüm Tavafina baslayip Kâbe'nin etrafini yedi defa dolasir. Bu tavafin ilk üç devrinde (Sartinda) remel yapar (adimlarini kisaltip omuzlarini silkerek çalimlica yürür.) Her dolasmada Hacer-i Esved'in karsisina gelince onu selamlar. Bu tavafi tamamladiktan sonra Ibrahim Aleyhisselâm'in makaminda, eger kalabalik ise Mescidin uygun bir yerinde iki rekat namaz kilar. Sonra yine Hacer-i Esved'i selâmlar!
5) Böylece Kudüm Tavafini tamamladiktan sonra Sa'y için Safa ile Merve yoluna çikar. Önce Kâbe'yi görebilecek sekilde Safa tepesine çikar. Kâbe'ye yönelerek tekbir ve tehlil getirir, salât ile selâmda bulunur. Sonra buradan Merve'ye dogru gider. Yolda bulunan iki yesildirek (isik) arasinda biraz kosar. Bu sekilde dört defa Safa'dan Merve'ye karsi tekbir ve tehlil getirir, salât ve selâmda bulunur. Böyle her gidis geliste telbiye yapar. Kosarak yürüdügü zaman: "Allahümme'gfir verham ve tecavez amma ta'lem. Feinneke entel'aliyyül'azîm Ya Rabbi! Bagisla ve merhamet et. Bildigin kusurlardan vazgeç. Sübhesiz ki sen, yücesin, büyüksün," diye dua eder.Bu gidis ve gelisin (Sartlarin) arka arkaya yapilmasi daha faziletlidir. Ara vererek yapilmasi da caizdir.
6) Yalniz hacca (Ifrad hacca) niyet etmis olan kimse, böyle sa'y ettikten sonra da Mekke'de yine ihramli olarak kalir. Kiran hacca niyet eden de böyledir. Diledigi zaman Kâbe'yi tavaf eder. Zilhiccenin sekizinci (terviye) gününde sabah namazini yine ihramli olarak Mekke'de kilar. Sonra Mina'ya çikar. Orada arefe gününün sabah namazini kilincaya kadar durur. Sonra Arafat'a gider. O gün günes batinca da, Arafat'dan Müzdelife'ye yönelip geceyi Müzdelife'de geçirir. Aksam namazini yolda kilmayip onu yatsi namazi ile beraber Müzdelife'de imamla kilar. Kurban Bayrami gününün fecri dogunca hemen sabah namazini kilar. Sonra Müzdelife'de "Mes'ar-i Haram" denilen yere gider ve burada biraz durur. Bütün bu yerlere gidis gelislerde telbiyede bulunur.
7) Mes'ar-i Haram'da iken fecir tamamen açilinca henüz günes dogmadan Mina'ya dogru vakar ve sükûnetle yürümeye baslar. Mina'da "Akabe Cemresi" denilen yere yedi küçük (nohut büyüklügünde) tas atar. Bu taslari sag elinin bas parmagi ile sehadet parmagi arasinda tutarak atar. Her birini attikça tekbir getirir. Taslari atinca orada beklemez. Sonra dilerse kurban keser. Ondan sonra tiras olur veya saçlarinin uçlarindan parmak uçlari kadar kirpar. Bunlari yapinca bütün ihram yasaklari kendisine helal olur; yalniz zevcesi ile yine iliski kuramaz.
8) Bundan sonra ayni günde (Bayramin birinci gününde) veya ikinci ve üçüncü gününde Mekke'ye inip Ziyaret Tavafi yapar. Kudüm tavafinda Remel yapmamis ise, bunu Ziyaret Tavafinin ilk üç devresinde yapar. Bu tavafi bitirince iki rekat namaz kilar. Artik bu farz olan Ziyaret tavafindan sonra zevcesi ile iliski kurabilir. Böylece bütün hac yasaklari kalkmis olur. Ziyaret Tavafi için, Mina'dan Mekke'ye Bayramin birinci günü inmek daha faziletlidir.
9) Ziyaret Tavafini yaptiktan sonra tekrar Mina'ya gider. Cemrelere tas atmak için üç gün Mina'da oturur. Bayramin ikinci günü zeval vaktinden sonra, Mina'daki "Mescid-i Hayf" yakininda bulunan Cemre-i Ulâ'dan baslayarak cemrelerin üçünü de taslar. Söyle ki: Yürüyerek önce Cemre-i Ulâ'ya, sonra Cemre-i Vusta'ya yediser tas atar. Her tasi atarken tekbir alir. Bu iki cemreden her birinin yaninda bekleyerek hem kendisine, hem ana-babasina, hem de din kardeslerine dua eder. Sonra Cemre-i Akabe yakinina gider. Buna da yedi tas atar; ancak burada dua için durmaz.Bayramin üçüncü gününde de, zevalden sonra bu sekilde cemreleri taslar. Eger Mina'da iken Bayramin dördüncü günü de girecek olsa, o gün de böyle taslari atar. Bu güne ait olmak üzere cemre taslari zevalden önce de atilabilir. Bu sekilde atilan taslarin sayisi yetmise ulasir. Bu taslar Müzdelife'de iken veya Mina'ya gelirken toplanir. Ihtiyat olarak taslar yikanir. Bu taslari, cemrelerde biriken taslardan alip atmak mekruhtur.
10) Bundan sonra tekrar Mekke'ye döner veya yolda "Muhassab" denilen düzlükte biraz durup dinlenir. Ondan sonra Mekke'ye giderek Harem-i serife varir. Veda Tavafini yaparak iki rekat namaz kilar. Sonra Zemzem kuyusunun yanina gider ve Beytullah'a karsi durup kana kana içer. Bu su ile yüzünü ve basini yikar. Mümkünse bedenine de döker: Içtikçe söyle dua eder:"Allahümme es'elüke ilmen nafian ve rizkan vasian ve sifaen min küllidâin. Allah'im! Ben senden faydali ilim, genis rizik ve her hastaliktan sifa dilerim."
11) Zemzem suyunu içtikten sonra Kâbe'nin yüksek esigini öper. Imkân bulursa içine girip iki rekat namaz kilar. Yüzünü duvarina sürüp Yüce Allah'a hamd eder ve magfiret diler. Tam bir edeble tekbir ve tehlil getirerek Mültezem'e gelir. Yüzünü ve gögsünü oraya kor. Kâbe'nin örtüsüne yapisarak dua eder. Artik Mekke'de kalmayacaksa, yüzünü Beytullah yönünden ayirmayarak ayrilik üzüntüsü ve kederi ile aglaya aglaya veya aglar gibi bir durumda arka arka çekilip Harem-i Serifden çikar. Diledigi gün memleketine döner.Bu hac görevlerini (menasikini) yapmada kadinlar da erkekler gibidir. Ancak kadinlar âdetleri üzere elbiselerini giyinmis, baslarini ve ayaklarini örtmüs bulunurlar. Bununla beraber yüzlerine dokunmamak üzere bir örtü (peçe) de kullanabilirler. Telbiyelerde seslerini yükseltmezler. Tavafda ve Safa ile Merve arasinda hizla yürümezler. Ihramdan çikmak için saçlarinin uçlarindan biraz kesmekle yetinirler. Hacer-i Esved'i selâmlamak için erkeklerin arasina sokulmazlar. Adet görmeye baslayan bir kadin, haccin bütün görevlerini yapar. Fakat bu hali ile tavaf yapamaz. Tavafi sonraya birakir. Bu geciktirmeden dolayi kendisine kurban kesmek veya baska bir ceza gerekmez.
Ziyaret Tavafindan sonra âdet gören kadindan vacib olan veda tavafi düser.

Haccin RükünleriHaccin rükünleri, mahiyetini teskil eden farzlari ikidir: Biri, Arafat'da bir müddet beklemek, digeri de Kâbe-i Muazzama'yi farz manada tavaf etmektir.

Vakfe
Arafat, Mekke-i Mükerreme'nin güney dogusunda alti saat uzaklikta bulunan bir yerdir. Hac yapacaklar için Arafat'da durmak zamani, Zilhice ayinin dokuzuna rastlayan Arefe gününün zeval vaktinden itibaren Kurban bayrami ilk gününün fecrinin dogusuna kadar olan zamanin herhangi bir kismidir. Bu müddet içinde bir dakika dahi olsa, beklemekle bu farz yerine gelmis olur. Bu arafat'da uyanik bir halde durmakla uyumak veya baygin bulunmak halleri esittir.

Belirtilen müddetten önce veya sonra, Arafat'da durmakla "Vukuf" farizasi yerine getirilmis olmaz. Ancak Zilhicce'nin hilâlinde sübhe olur da Zilkade otuz gün olarak tamamlanmis bulunur ve sonradan Zilkade'nin yirmi dokuz gün oldugu anlasilirsa, bu takdirde Arafat'da durmanin ilk Kurban Bayrami gününe rastlamis bulunmasi istihsan yolu ile caizdir ve yeterlidir.
Hacilarin Arefe günü sanarak Arafat'da durduklari günün Terviye (Zilhicenin sekizinci) günü oldugu anlasilsa, bu bekleme yeterli olmaz. Arefe günü tekrar durmalari gerekir. Su kadar ki, bütün insanlar tarafindan vakfe ve farz tavaf yapildiktan sonra haccin sahih olmadigina (bir gün önce yapildigina) dair ortaya çikacak haberler ve sahidlikler artik dinlenmez.
Arafat meydaninin ortasinda "Cebel-i Rahmet" yaninda kibleye karsi durulup Allah'a ayakta dua edilmesi daha faziletlidir. Burasi, manevî degeri çok büyük olan bir yerdir. Dünyanin her tarafindan akin edip gelen, yurdlari, dilleri ve renkleri baska baska olan; fakat düsünce ve gayeleri bir olan yüz binlerce müslüman, Arafat'da, kefenlere bürünmüs, kabirlerinden dirilip Mahser meydanina toplanacak bir muhtesem insan kitlesini andirir. Bunlarin hep birden duygulu bir dille Allah Tealâ Hazretlerini tevhid ve tebcile baslamalari, Allah'dan bagis dilemeleri ve ikram beklemeleri, melekleri bile heyecana getirecek yüksek ve ruhanî bir manzara meydana getirir.
Süphe yok ki, Allah Tealâ Hazretleri, bu garib kullarina lûtfedecek ve meleklerine söyle hitab buyuracaktir: "Su uzak ülkelerden gelip toz-toprak içinde kalmis, kiyafetleri perisan bir halde, benim rahmet ve yardimimi dileyen kullarima bakiniz! Ben sani yüce, onlari bagislayacagim ve magfiretime erdirecegim." Böylece feyiz ve bereketi nihayetsiz olan Yüce Allah'in rahmet ve yardim denizleri dalgalanip duracaktir.
Ne kutsal bir tecelli, ne yüce bir basari!..
(Imam Malik'e göre Arafat'da bekleme müddeti, Arefe günü günesin zevalinden; gündüzün fecrine kadar devam eder. O gün günesin zevalinden batisina kadar, bir an bile olsa, beklemek vacibdir. Günesin batisindan sonrada bir miktar beklemek gerekir ki, farzdir.)
Kâbe-i Muazzam'a, Mekke-i Mükerreme sehrinde Allah Tealâ'nin emri ile Ibrahim Aleyhisselâm'in ilk olarak veya yenilemek suretiyle yapmis oldugu dört köseli yüksek ve mübarek bir binanin isgal ettigi kutsal bir yerdir. Burasi bütün müslümanlarin kiblesidir. Bu kiblegâha, Ilahî bir mabed ve Ilahî rahmetin tecelli kaynagi olmasindan dolayi Beytullah Beyt-i Muazzam adi verilmistir.
Kâbe-i Muazzama, Harem-i Serif ve Mescidü'l-Haram denilen büyük bir Mescidin ortasinda bulunmaktadir. Bu mescidin etrafinda kubbeler vardir. Geri kalan kisim açiktir. Yedi minaresi, birçok kapilari, içinde minberi, Zemzem kuyusu ve Ibrahim Aleyhisselâm'in Makami vardir.
Ziyaret tavafina gelince: Bu, Arafat'da vakfeden sonra Kâbe-i Muazzamanin etrafinda yedi defa dolasmaktan ibarettir ki, bunun dört defasi farz olan bir rükündür.
Ziyaret tavafinin vakti, Kurban Bayraminin ilk günü fecir dogduktan sonra hayatin son gününe kadar uzayan bir zamanin herhangi bir kisminda yapilacak bir tavaf ile hac farizasi tamamlanmis olur.
Tavafin Mahiyeti ve Nevileri
Tavaf, lûgat'ta ziyaret etmek ve bir seyin etrafinda dolanmak manasinadir. Tavaf edene Taif ve tavaf edilen yere de Metaf denir.
Din deyiminde tavaf, Kâbe'nin etrafinda yedi defa dönmekten ibarettir. Söyle ki:
Kâbe'nin güney tarafindaki bir kösesine Rükn-ü Hacer ve diger kösesine Rükn-ü Yemanî denir. Rükn-ü Hacer'de, Hacer-i Esved denilen mübarek bir tas vardir ki, tavafa buradan baslanir. Beyt-i Muazzama sola alinarak Kâbe'nin kapisina dogru gidilmek suretiyle Beyt'in çevresinde dolasilir. Böylece Hacer-i Esved'den baslayarak yapilan bir dolasim yine orada tamamlanmis olur. Buna bir "savt" denir. Ayni sekilde yedi defa yapilan savt ile tavaf biter.
Tavaf, bir nevi namazdir. Allah Tealâ'ya heyecan ve muhabbetle yapilan tazimin bir nisanesidir. Allah'in Ars'i etrafinda dolasan kutsal meleklerin hallerine bir benzeyis seklidir.
Kâbe-i Muazzama, bu yasanilan âlemde, göremedigimiz melekler âlemindeki Ilâhî makamin bir görüntüsü yerindedir. Bu maddî Beyt'in çevresindeki beden hareketleri, melekler âleminde Ars çevresinde yapilan ruhanî hareketlerin birer isaretidir.
Gerek tavafa baslarken ve gerek tavaf esnasinda Hacer-i Esved'in önüne her geldikçe ona karsi durulur. Namaza durur gibi, eller kaldirilir, tekbir ve tehlil getirilir. Mümkünse öpülür veya eller sürülür. Bu da mümkün degilse, yalniz ona karsi eller yukari kaldirilir, isaret yapilir ki, buna Istilâm (Selâmlamak) denilmektedir.
Hacer-i Esved'e böyle el koymak, Yüce Allah'a ibadet ve itaat etmek üzere söz vermenin ve bunda kararli olmanin bir nisani demektir.
Bunu ilk beğenen sen ol.
Profesör
RE: Haccin Nevileri
paylaşım için teşekkürler..
Göz sayesinde görüyor olsaydın gece uyurken rüya göremezdin.
Demek ki görmüyorsun, sana gösteriliyor.
Bunu ilk beğenen sen ol.

İçerik sağlayıcı paylaşım sitesi olarak hizmet veren İslami Forum sitemizde 5651 sayılı kanunun 8. maddesine ve T.C.K'nın 125. maddesine göre tüm üyelerimiz yaptıkları paylaşımlardan kendileri sorumludur. Sitemiz hakkında yapılacak tüm hukuksal şikayetleri bağlantısından bize ulaşıldıktan en geç 3 (üç) gün içerisinde ilgili kanunlar ve yönetmenlikler çerçevesinde tarafımızca incelenerek, gereken işlemler yapılacak ve site yöneticilerimiz tarafından bilgi verilecektir.