Haydutu sever misiniz?
Hırsızı sever misiniz?
Soyguncuyu, vurguncuyu sever misiniz?
Rüşvetçiyi, talancıyı sever misiniz?
Müstekbiri, mütekebbiri sever misiniz?
Yalancıyı, aldatanı sever misiniz?
Sahtekârı sever misiniz?
Dalkavuğu, düzenbazı, şaklabanı sever misiniz?
Riyakârı sever misiniz?
Haysiyetsizi, karaktersizi, şerefsizi sever misiniz?
SEVİYORSUNUZ.
Sevmeseydiniz, belli olurdu.
Belli olmadığına göre seviyorsunuz.
Çünkü aynısınız, farkınız yok.
Çünkü sizde aynısı olmak istiyorsunuz ama olamıyorsunuz.
Kaçımız kapitalizmi gömmek için yaşıyor? Bilakis herkes kapitalist olmak için yarışıyor. Kapitalist olmak için kulvara girdikçe de kapitalist olamıyor ama kapitalizmi yaşatıyor. Bunun farkında mı? Farkı fark ettirecek zekâ lazım değil mi önce? Kapitalizmi sevmiyor gibi görünsek bile, bu kapitalizmi gömmek istiyoruz anlamına gelmez, kapitalist olamadığımız için ortaya vurduğumuz hıncımızın ifadesidir yoksa kapitalizmin köpeğiyiz aslında. Günahkârı niye tenkit ederiz, onun yaptığını yapacak gücümüz olmadığı için, yapacak gücümüz olduğu gün lanetlediğimiz günahkârdan daha rezil bir günahkâr olmazsak insan değilim. Zaten oluyoruz, fark eden için gizli değil, görünmez değil. Şimdi söyleyin biz nerede yaşamaya layığız? Peki, nedir bu sahtekârca şikâyetler? Kimse bana ahlaktan, edepten, erdemden, namustan, ardan bahsetmesin. Bu ölülerin nereye gömüldüğünü gören var mı?
VATAN-AHLAK-ADALET.
DÜŞÜNCEYLE SAVAŞMAK YÜCELTİR.
CUMHURİYET-LAİKLİK-DEVRİM...