►Üç korner Bir penaltıydı
►Maçlar plastik topla oynanır, top patlası bile ufacık topla maça devam edilirdi.
►En iyi oynayan iki kişi aynı takımda yer alamazdı
►Maçlar minyatür kalede oynanıyorsa, penaltı boş kaleye ters şekilde topukla vurulurdu.
►Abanma ve burun vurmak yoktu, vurulursa eleştirilip küfür edilirdi.
► Maçların hayali kale direkleri arası adım ile sayılır, olmaları gereken yerler iki taş ile işaretlenirdi.
►Anne-baba çağırınca maç biterdi.
►Topu patlatan parasını öderdi
►Takımlar kurulurken ilk oyuncuyu seçme hakkı, adım almayı iyi bilenindi.
►Kaleci topu 3 kere sektirirse rakibe Açılsana 3 kere sektirdim derdi rakip açılırdı.
►Top insanın pek münasip olmayan bir tarafına gelirse işetilirdi
►Penaltılarda kaleci değiştirilirse 2 penaltı atılırdı.
Eğer ilk penaltı gol olursa ikincisi atılmazdı.
►Frikiklerde baraj mesafesi, frikiği kullanacak olan kişinin kocaman 3 adım atmasıyla belirlenirdi.
►Top, oyun alanı içerisindeki herhangi bir arabanın altına kaçarsa büyük bir şevkle arabanın altına yatılıp top alınırdı.
Topu ilk kim kaparsa o takımda başlardı.
►Gol olduktan sonra eğer tartışmalar olursa ve golü yiyen takımın bir oyucusu golü kabullenirse gol yiyen takım 180 derece dönerek durumu kabullenirdi.
►Eğer bir oyuncu faule maruz kalmışsa ama devam etmek istiyorsa, rakip futbolculardan birinin yürümesini dahi bahane ederek:
“Adamın devam ediyor.” derdi.
►Atan alır mevzusu vardı.
Eğer top kime çarpıp abuk zubuk biyere kaçmışsa topun gittiği yer neresi olursa olsun koşa koşa gidip alırdı.
►Eğer kaleci dahil herkes çalımlanmışsa kale çizgisinde yere yatılarak topa kafa vurulurdu.