You need to enable JavaScript to run this app.

Skip to main content

CEVAP BEKLİYORUM...

CEVAP BEKLİYORUM...

Profesör
CEVAP BEKLİYORUM...
Düne, bugüne, yarına hitaben sesleniyorum ve Kur’an boyutuyla şöhretli âlimlere soruyorum ve behemehâl cevap istiyorum, bekliyorum. Elbette akli boyutta cevap mahiyetinde sayılabilecek bir karşılığı Alev Alatlı isimli şöhretli aydından bir nebzede olsa buldum. Ha ekstra cevaplar da olabilir mi? Kuşkusuz başka şöhretli aydınlar da akli boyutta cevaplar verebilir. Varoluşsal sorular ve sorgulamalardır bu sorular ve sorgulamalar. Kendim, sorduğum sorularıma, kesin cevaplar vermekte kifayetsiz kalabilirim, bu yüzden alanında yetkin insanlardan cevap beklemem gayet tabiidir. Elbette gelecek cevapları da aldım kabul ettim diye bağrıma basamam, vicdanımla ve aklımla ölçer, biçer, tartar, ondan sonra kararımı veririm. Zira cevap verecek insanları güven terazisinde tartmam gerekecektir mutlaka. Güvenin handiyse sıfırlandığı insanlık dünyasında önüme gelene güvenecek kadar ahmak olamam herhalde.

Bakınız Alev Alatlı ne diyor: “Her yasal hak helal değildir, helal olamaz. Asıl burada helalleşmek gerekir.” Demek ki neymiş, beşerin tanzim ettiği yasalar, kendisini hazırlayanlara kıyak geçebilirmiş ama geçilen kıyak normal bir kıyak olmayabilirmiş hatta helal olarakta görülemezmiş. Öyleyse dünden bugüne bu haklardan istifade edenler, insanlarla helalleşmeliymiş. Bunu dün kim yapmış olursa olsun, bugün kim yapıyor olursa olsun, yarın kim yapacak olursa olsun Alev Alatlı’ya göre helal değildir. Bakınız Alev Alatlı söylüyor bunu. Herhalde herkes biliyordur kim olduğunu bu kişinin. Çapını, derinliğini bilen biliyordur. Katılıp katılmamak, sevip sevmemek değildir mesele, çapını ve derinliğini kimse inkâr edemez, varlığını kimse yok sayamaz.

Ya bu durumlara Kur’an ne diyor? Sıradan Müslümanlardan değil, şöhretli Müslümanlardan bir cevap bekliyorum. Bu sorum kimin kulağına ulaştıysa, o kişi de cevap beklediklerimin kulağına ulaştırabilir. Bu sözümde sonsuz ciddiyim, gerçekten bir cevap bekliyorum, Kur’an ne diyor, mutlak hüccetlerle cevap istiyorum, bekliyorum. Bana laf olsun kabilinden cevap vermesin kimse, ortaya hücceti koysun, hücceti detaylandırsın ve sonunda desin ki, Kur’an bunu tensip ediyor, helal kılıyor. Tabi cevabı şu durumda istiyorum; eğer Kur’an’a göre normaldir, helaldir deniyorsa yoksa zaten cevap verilmesine lüzum yoktur.

Geçelim ve gelelim sadede. Buyurun sorular sofrasına.

Partilerin aldıkları seçim parası yetim hakkı mıdır değil midir?

Bazı kimselere yasal olarak sunulan huzur hakkı denilen şey yetim hakkı mıdır değil midir?

Birden fazla maaş yetim hakkı mıdır değil midir?

Kur korumalı mevduat dediğimiz şey yetim hakkı mıdır değil midir?

Başka yerlere gönderilen insanlara yolluk adı altında verilen ekstra ücretler yetim hakkı mıdır değil midir?

Bazı insanlara ekstra ücretlerle konaklama yeri kiralamak yetim hakkı mıdır değil midir?

Soru sormak ve cevap beklemek hakkımı kullanıyorum, yani doğuşumla kazandığım hakkımı. Beynimi zorlayan sorular. Kendimce cevap bulduğum ama yine de cevap aramak ihtiyacı duydum sorular.
HER ŞEYİ SORGULA. 
VATAN-AHLAK-ADALET.
DÜŞÜNCEYLE SAVAŞMAK YÜCELTİR.

CUMHURİYET-LAİKLİK-DEVRİM...
Bunu ilk beğenen sen ol.
Son Düzenleme: 03-03-2023, Saat:06:42 AM, Düzenleyen: çakyamuni.
Acemi Üye
RE: CEVAP BEKLİYORUM...
Öncelikle esselamu aleyküm.

  Bizler insanlar olarak soru sorma ve sorgulama hakkımızı yüce Allah'tan (c.c.) alırız. Bize akıl denilen nimeti verdiği andan itibaren bu hakka sahibizdir. Sormak sorgulamak ve sonucunda öğrenmek zorundayız. Zorundayız diyorum çünkü insanın önce öğrenmesi ve ardından öğrendiğini öğretmesi bir ihtiyaçtır.

  Yukarıdaki sorularınızın sayısı daha da arttırılabilir kuşkusuz ama esasında hepsi tek bir sorudan ibarettir. Kul hakkı nedir ve nasıl istismar edilir? Kur'an-ı Kerim hakedilmemiş kazancı haram kılar. Aslında tüm sorularınızın cevabı buradadır.

  Örneğin günümüzde başka bir şehre ya da çalışma alanına giden devlet memurları bu görevleri karşılığı harcırah alırlar. Uygulama olarak doğrudur zira bu yolculuk sırasında o kişi ilave masrafa girer ve bunu da görevini yerine getirmek için yapar. Bu masraflarının karşılığını da harcırah olarak geri alır. Orada yürüttüğü faaliyet sonucu da zaten maaş alır ve burada bir sorun yoktur. Esas sorun bu sistemin suistimal edilmesidir. Şöyle ki eğer görevlendirilen kişi o bölgeye gitmiş gibi işlem yaparsa ama gitmezse ve yapmadığı harcamaları ''harcırah'' adı altında alırsa işte bu harama yani sizin tabirinizle yetim hakkına girer.

  Diğer örneklerde de benzer durum vardır - kur korumalı mevduat hariç. Ve benim bu yazıyı yazma sebebim de budur.

  Önce şunu belirtmem meseleye nasıl baktığımın anlaşılması açısından önemli. Kur'an-ı Kerim bir ekonomi kitabı değildir. Yani O'nda bir takım ekonomi bilimine dair bilgiler bulamayabilirsiniz. Nitekim Kur'an-ı Kerim'de ''haram kılınan'' yasaklanan faiz ile bugün bankaların uyguladığı faiz ismen aynı fakat içeriği itibarı ile çok farklıdır. Uzatmadan, Kur'an-ı Kerim'de yasaklanan faiz bugün bizim tefecilik olarak adlandırdığımız faizdir. Bankacılık sistemindeki faiz uygulamasını insanlar esas itibarı ile haksız kazanç elde etmek için değil -ki teknik olarak böyle birşey zaten mümkün değil- ellerinde bulunan paranın değerini korumak adına kullanırlar. Enflasyon karşısında ( bugün enflasyon uluslararası ekonomik sistemin doğal bir sonucudur) birikimini korumak için paralarını faiz karşılığı bankaya yatırmaları ile tefecilik bambaşka iki durumdur. Nasıl ki bir para birimini ( tl yi) başka bir para birimine ( euro ya da dolar vs.) çevirmek haram değil ise ya da birikimi ile altın almak haram değil ise işte aynı nedenlerle birikimini bankacılık sistemine dahil edip bunun karşılığında bir gelir elde etmekte haram değildir. Kaldı ki böyle bir durumda ülkedeki para hareketini ve hem merkez bankası rezervini hem de bankacılık sistemini daha da güçlendirerek yaşadığı ülkeye de dolaylı yönden katkı yapar ilgili kişi. Kur korumalı mevduatı da bu çerçevede düşünebiliriz. Sistem aynı sistem.

  Ama her şey ilk örnekte olduğu gibi insanda bitiyor. Kazancın helal ya da haram olmasını belirleyen nesnel kurallar değil gayet öznel bir şekilde insanın niyetidir. Bugün hiç kimse deprem bölgesinde binlerce insanın ölümüne yol açan zayıf ve depreme dayanıksız binaları yapan müteahhitlerin kazancının helal olduğunu söyleyemez. Peki bu depreme dayanıklı yapılar yapan ve yaptığı hiçbir bina yıkılmayan müteahhitlerin de kazancının haram olduğunu gösterir mi? Ya da kötü örnekler tüm bir inşaat sektörünü cezalandırmamızı mı gerektirir?

  Niyet etmezseniz namaz kılmış sayılmazsınız sadece yatıp kalkmış ve biraz egzersiz yapmış olursunuz. Niyet etmezseniz abdest almış sayılmazsınız sadece elinizi yüzünüzü yıkamış olursunuz. Niyet etmezseniz oruç tutmuş sayılmazsınız sadece bir süre aç kalarak perhiz yapmış olursunuz. İnanın bana niyet etmezseniz haram da yemezsiniz. Niyet önemlidir.

  Saygı ile.
Bu dünya bir pencere, her gelen bakar gider...
Bunu ilk beğenen sen ol.
Profesör
RE: CEVAP BEKLİYORUM...
Eyvallah ve aleykümselâm, merhaba. Evet, insan olarak sormak ve sorgulamak hakkım vardır. İnsan olmaklığımızın gereğidir bu. Evet akıl diye bir şey var ve o aklın zorladığı ve zorunlu kıldığı bir durum olarak sorular tezahür ediyor, sorgulamak ise sorunun spontane neticesi oluyor. Öğrenmelidir, öğrendiğini paylaşmalıdır. Zira öğretmenin arka planında dikte vardır. Bu yüzden zorlayıcılık gibi bir şey sadır oluyor. Öyleyse paylaşmak daha isabetlidir, alan alır almayan almaz. Nihayetinde bizimkisi farklı bir cepheden de bakılabileceğinin iddiasının ispatıdır zımnen. Sorular bitmez. Hayatın kendisi bir sorudur. İnsanların hakkı elbette gasp edilemez. Emek verilmemiş şey hak olamaz.

Hayır, orada kısa kestim, açmadım yoksa demek istediğim bir kişinin gideceği yere bin kişiyle gitmesi, bir uçakla gideceğine on uçakla gitmesi vb. gibi. Durumdan bahsediyorum. Yahut bin liralık bir otelde kalacağına on bin liralık bir otelde kalması gibi.

Kur’an’da ekonomik temelli ayetler vardır. Faiz konusunda eyvallah. Kur korumalı dediğimiz de meselenin başka boyutuna değindim. Milyonların hakkının üç yüz bin kişiye peşkeş çekilmesi olayı vardır. Zira yüklü serveti olanların devleti sömürdüğü bir kanaldır orası. Devletin sömürülmesi demek zımnen halkın sömürülmesi demektir. Uzatmaya gerek yok diye düşünüyorum.

Müteahhit nerden çıktı güzelinsan. Anlayamadım. Konaklamayı kastettiysen, bir bürokrata uçuk ücretle daire kiralamaktan bahsettim. Bu ülkede bu durum maalesef var.

Niyet ne alaka güzelinsan. Sadece sorular var. Sorular belli. Soruların da ne niyetle, ne de müteahhitle alakası yok. Ama sağlık olsun. Selametle.
HER ŞEYİ SORGULA. 
VATAN-AHLAK-ADALET.
DÜŞÜNCEYLE SAVAŞMAK YÜCELTİR.

CUMHURİYET-LAİKLİK-DEVRİM...
Bunu ilk beğenen sen ol.
Profesör
RE: CEVAP BEKLİYORUM...
Yazıyı okumadın mı güzelinsan. Fazlasıyla işim var gerçekten. Soruları okumadın mı? Güzelinsan ben alanında yetkin, uzman kişilere soruyorum özellikle. Tanıdıkların varsa onlara ulaştır onlar cevap versin. Kusura bakma lütfen, yazdıklarınla konunun zerre miskal alakası yok. Ve emin ol ki yazı sonsuz sade, sonsuz basit, sonsuz açık, sonsuz net. Eyvallah güzelinsan. Hoşça kal.
HER ŞEYİ SORGULA. 
VATAN-AHLAK-ADALET.
DÜŞÜNCEYLE SAVAŞMAK YÜCELTİR.

CUMHURİYET-LAİKLİK-DEVRİM...
Bunu ilk beğenen sen ol.
Son Düzenleme: 03-03-2023, Saat:06:41 AM, Düzenleyen: çakyamuni.

İçerik sağlayıcı paylaşım sitesi olarak hizmet veren İslami Forum sitemizde 5651 sayılı kanunun 8. maddesine ve T.C.K'nın 125. maddesine göre tüm üyelerimiz yaptıkları paylaşımlardan kendileri sorumludur. Sitemiz hakkında yapılacak tüm hukuksal şikayetleri bağlantısından bize ulaşıldıktan en geç 3 (üç) gün içerisinde ilgili kanunlar ve yönetmenlikler çerçevesinde tarafımızca incelenerek, gereken işlemler yapılacak ve site yöneticilerimiz tarafından bilgi verilecektir.