Bir stand-up gösterisinde ünlü komedyen kendisine fıtık teşhisi koyulduğundan bahseder. Hastanede yanına gelen bir kişi, “Fıtık mı? Kaynımda da var.” der. Komedyen hastalığının belirtilerini söyledikçe o kişi, “Aynısı, kaynımda da var.” diye devam eder durur. Gösteri dünyasının bile diline dolanan fıtık, hayli yaygın. ‘Bu kadar sık görülen bu rahatsızlıktan kurtulmak mümkün değil mi? Ameliyat olmak doğru mu? Operasyon ve sonrasında yaşanan ağrılı süreç normal mi?’ gibi pek çok soru akla takılıyor. Hastalıktan muzdarip olanların cevabını merak ettiği sorulara bu kez biz cevap aramaya çalıştık.
Özellikle bel ve boyun fıtıkları günümüzde en sık görülen fıtık çeşitlerinden. Öyle ki her 100 kişiden 80’i bel ağrısından şikâyet ederken 5’inde bel fıtığına rastlanıyor. Rahatsızlığın en büyük sebebi ise hareketsiz hayat tarzımız. Bu hareketsizliğimizin üzerine bir de yanlış hareket veya aşırı yük binince belimiz ve boynumuz bu duruma daha fazla tahammül edemiyor. Bel ve boyun omurgaları arasındaki diskin yani yastıkçığın iç bölümü (nükleus puposus) dış bölümde (anulus fibroziste) oluşan yırtıklardan dışarı doğru çıkıyor. Aslında fıtığı bir çiçeğin tomurcuklanarak çiçek açmasına benzetebiliriz. Çiçek önce tomurcuk şeklindedir, yani dalın ucunda kabarık fakat dış çeperi korunmuş bir yapıdadır. Bu kabarıklığın içindeki yapı, dış çeperini yırtıyor ve çiçek dışarı çıkıyor. Fıtığın da ilk aşaması yani ‘bulging’ dönemi, çiçeğin tomurcuk haline benziyor. Yastıkçığın iç kısmı, dış kısmını yırtarak basınçla dışarı çıkıyor ve fıtık oluşuyor.
Fıtıkta ne zaman cerrahi müdahale gerekli?
Yeni oluşmaya başlayan bel ve boyun fıtıklarının en büyük belirtisi bel ve boyun ağrıları. İlerlemiş fıtıkta, boyundaki ağrı genellikle dirseğe kadar yayılıyor, ellerde ise uyuşma başlıyor. Üst bel bölgesi fıtıklarında bacak ön yüzünden dize, alt bel bölgesi fıtıklarında ise bacak arkasından aşağı topuğa doğru ağrı yayılıyor. Ayrıca fıtığın sinire baskı yapması neticesinde ağrının yanında sinir fonksiyonlarında da bozulmalar gözleniyor. Bir başka ifadeyle kuvvet kusurları, duyu bozuklukları, refleks değişiklikleri, mesane ve büyük abdest kontrolünün bozulması (idrar, büyük abdest kaçırma veya yapamama vs.), duyu ve cinsel fonksiyon bozuklukları oluşabiliyor. Bu bulgular yavaş yavaş ortaya çıkabileceği gibi aniden de gelişebiliyor. Günlük yaşamımızı olumsuz etkileyen bu şikâyetlerden çeşitli tedavi yöntemleriyle kurtulabiliyoruz. Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi Beyin ve Sinir Cerrahisi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Cem Açıkbaş, şiddetli ağrıları olan ancak muayene sonucunda ciddi fonksiyon bozukluğu olmayan bel ve boyun fıtığı hastalarına, 4-6 hafta sürecek yatak istirahati, ilaç tedavisi ve egzersizler uygulandığını belirtiyor. Bu süreçte hastaların büyük bir kısmı, tedaviye yanıt veriyor ve iyileşiyor. Açıkbaş, söz konusu uygulamalardan olumlu sonuç alınamayan, inatçı ağrıları devam eden, ani gelişen ve hızlı ilerleyen motor kuvvet kayıpları, büyük abdest kontrol bozukluğu, mesane ve cinsel fonksiyonlarında bozukluk olan hastaların ameliyat olması gerektiğinin altını çiziyor. Tabii bu şikâyetlerin MR görüntüleri ile de paralellik göstermesi gerekiyor.
Ameliyat sonrası vücuttaki uyuşukluk normal
Cerrahi müdahalede dışarı çıkan, sinire baskı yapan ve fonksiyonları bozan fıtık alınıyor, bozulmuş artık fıtık materyaller de temizleniyor. Ancak toplumumuzda özellikle fıtık ameliyatlarına karşı bir önyargı var. Operasyon sonrası iyileşemediğinden yakınan, ağrılarının tam olarak geçmediğini söyleyen kişilere çevremizde sık sık şahit oluyoruz. Bu şikayetler sebebiyle ameliyat olmaktan vazgeçenlerimiz bile mevcut. Biz de bu durumu Prof. Dr. Cem Açıkbaş’a aktarıyoruz. Açıkbaş’a göre ameliyat sonrası uyuşuklukların olması normal. Hatta uyuşukluk şikâyeti klinik bir önem dahi arz etmiyor. Çünkü ameliyat öncesinde de uyuşukluk vardır, ancak şiddetli kol ve bacak ağrısı sebebiyle hasta bu uyuşukluğu fark edemiyordur. Cerrahi müdahalenin ardından şiddetli ağrı ortadan kalkınca uyuşukluk hissedilir.
Operasyondan sonra hafif derecede bel, ileriki zamanlarda da kol ve bacak ağrıları olabiliyor. Çünkü kişi, fıtık rahatsızlığında ameliyat olsa da olmasa da omurgalar arasında yükü taşıyan yastık bozulmuştur bir kere. Bu sebeple hastaların ağrı şikâyetleri kısmen de olsa devam ediyor. Ancak ameliyat olan hastalar, bel ve karın egzersizleri ile bu ağrılardan da kurtulabiliyor. Çünkü egzersizler sayesinde kaslar güçleniyor. Bununla birlikte cerrahi müdahaleden sonra yaşanacak bir diğer sorun da fıtığın aynı yerden tekrar nüksetmesi. Tabii bu, yüzde 2 gibi çok düşük bir ihtimal.
Fıtık ameliyatı geçirenler, bazı hususlara dikkat ederek şikâyetlerini en aza indirebiliyor, hatta sorunlarından tamamen kurtulabiliyorlar. Kişi, vücudun yükünü taşıyan harabeye dönmüş yastıkçığa, yaşamı boyunca aşırı öne eğilme, uzun süre oturma gibi haddinden fazla yük bindirmemeye kesinlikle özen göstermeli. Egzersizlerini de düzenli olarak yapmalı. Yani vazgeçmek ve pes etmek yok. Zeynep Kaçmaz...