Kısaca hikayem şurada başladı. 2017 yılında kansere yakalandım. Rabbimden geldi başımın tacı belki de günahlarımın kefaletidir diye asla isyan etmedim ve şu an Allahıma şükür çok iyiyim.
Fakat 2018 yılında (Hastalığımın toparlanma döneminde) eşimin bir başkası ile telefonla görüştüğünü yakaladım. Düzenli aramaları ve görüşmeleri vardı. Zaten kendisi de bu durumu inkar etmedi. Hani sen yanlış anladın öyle değil böyle değil yerine kadınlık gururumu okşadı şeklinde itiraf etti. Boşanma davası açtım bir yerden hastalığımı toparlamaya çalışırken bir yandan anlaşmalı boşanma teklif etmemize rağmen para talepleri olduğu için ben çekişmeli boşanma davası açtım.
Velhasıl 4 senedir süren ve halen devam eden bir hukuk mücadelesine girdim. Mahkemede; gerek ailesi gerek tanıklar hepsi bu durumu yalanladı yalan beyan verdi. Çocuğumun 8 yaşında velayeti anneye verildi. Çocuğumu 2 haftada bir görebiliyordum, bir gün misafir gelecekti sadece 1 saat ek olarak görmek istedim çocuğuma izin vermediler. Cevap olarak da mahkemenin belirlediği kişisel görüş günleri dışında vermeyeceklerini bu düzene uymamız gerektiğini söylediler. Çok içerledim kendime ve çok ama çok üzüldüm baba olarak.
Hukuk mücadeleme devam ettim sebeplerimi, delillerimi herşeye sundum kızımın velayetini tekrar almak için çok çaba gösterdim ve hakim beni haklı bularak annesinde olan velayeti bana verdi dünyalar benim oldu.
Bir yıldır kızım benimle yaşıyor ve mutluyuz psikolojisini eğitimini düzeltmek için seferber oldum ve şu an sınıf birincisi bir çocuk yetiştirmenin gururunu yaşıyorum. Velayet el değiştirdiğinde annesi ve anneannesi kızıma çok psikolojik baskı yaptı. (Mahkeme olaylarını daha küçücük çocuğa kendi açılarından yansıtarak) anlatmaya başladılar. Ayrıca her kişisel görüş günleri gittiğinde baban nasıl davranıyor, sana bağrıyor mu, seni üzüyor mu yada sen bizi özlemiyorsun sevmiyorsun diyerek çocuğa etki etmeye başladılar.
Aynı zamanda mahkeme kanalında tüm odakları para üzerinde devam etti. Yerel mahkeme kararını verdi ve beni haklı buldu eski eşimi tam kusurlu buldu ve maddi manevi tazminata hükmetti. (Karar itiraz ettiler) süreç devam ediyor.
Şu an annesi kişisel görüş günleri görüşüyor, ayrıca her akşam telefon ile iletişim kurduruyorum. Biraz fazla uzattım, hem içimdekileri dökmek istedim hem de sorumu sormak istiyorum.
Sorum şudur ki;
Şu zamana kadar telefon ile iletişimine karışmadım, kişisel günlerde zorluk çıkarmadım. Çok sık olmasa da bazı zamanlar kızım gitmek isterse zorluk çıkarmadım. Fakat malum ara tatil geliyor. Annesi kızıma maddi değeri yüksek bir şey almış yani bana inandırıcı gelmiyor (Göz boyama) hediyeyi verdikten sonra da ara tatilde babana söyle izin versin diyerek çocuğu tembihlemiş. Kızıma sorduğumda ben sadece 1 gece kalmak istiyorum dedi. İsteksiz gelse de bir yerlere gideceğiz diye kızımı özendirmiş.
Dün gece oturdum düşündüm Allah korkusu olan bir insanım bunca şey yaşadım. İlk kez izin vermedim dedim ki kişisel görüş gününde gidersin. Bu durumu da kızıma söyledim. Kızımda annesini arayarak gelemeyeceğini söyledi. Annesi (Neden gelmiyorsun, baban izin vermiyor onu Allaha havale ediyorum) gibi beddua eder tarzda konuşmalar yaptı.
Ben her zaman orta yolda buluşmanın adımlarını attım ortak velayet önerdim, anlaşmalı boşanalım dedim yapıcı oldukça onlar maalesef paraya yöneldi. Herşeyi kenara attım bir kere annen şöyledir böyledir demedim boşanma olaylarını açıklamadım. (Psikolojisi ile oynamadım)
Ben ilk kez annesine görüş dışında göndermiyorum bu benim kararım. Çocuğu göstermemek büyük bir günah ama bunca şeye rağmen biraz olsun hakkım olduğunu düşünüyorum..
ACABA YANLIŞ MI YAPIYORUM VEBALE GİRERMİYİM?
Allah razı olsun okuyan görüşünü ileten herkesden.