“Sözlerimden anlaşıldığı üzere bilim benim için, cahillerin bir oyuncağı, vesvese ehlinin bir azığı, modern sofistlerin sanal helvadan yaptıkları bir tapınma aracıdır.
Bunu söylüyorum ki bana referans olarak getirilmesin, -
yanlış bulan varsa -ki ayrı bir konu- başka bir başlıkta ayrı bir konu olarak tartışılır. Lakin bu konu içerisinde, delil makamında ortaya konulması yersiz olur.”
Başka bir konuda tartıştığımız bir kardeşimiz en son bu cümleler ile konuyu bağladığı için, ben de yeni bir başlık açma ihtiyacı duydum.
“İsviçre’nin Cenevre kentinde bulunan CERN laboratuvarında yapılan deneyler sonrasında bir anda hayatımıza girdi ‘Higgs bozonu’. Pek çok yerde geçmesine, yaşamın temel kaynağı olduğunu duymamıza rağmen halen birçoğumuz ne olduğu, nasıl ortaya çıktığı hakkında pek fazla bilgi sahibi değil maalesef.
Evrenin başlangıcı kabul edilen büyük patlamanın, (Big Bang) -Ben işte buna Rabbimizin "ol" sayhası demiştim - saniyenin milyonda biri kadar ertesinde ilk parçacıklar da etrafa saçıldı. Bu fizik kurallarını bulmaya çalışan fizikçilere göre ilk çıkan parçacıklar kütlesiz ve saf enerjiliydi. Fakat bilinen başka bir gerçeğe göre de evrende var olan her şeyin bir kütlesi vardır. Adına ‘Tanrı parçacığı’ denilen, İsviçre’nin CERN laboratuvarında yapılan deneylerle varlığı kanıtlanan Higgs bozonu, kütleleri olmayan atomlara kütle kazandıran mekanizmadır, yani hiçliğe kütle vermektedir.”
CERN
CERN; 1954 yılında 12 Avrupa ülkesinin (Belçika, Danimarka, Almanya, Fransa, Yunanistan, İtalya, Norveç, İsveç, İsviçre, Hollanda, Birleşik Krallık, Yugoslavya) katılımıyla kurulmuş bir araştırma birimidir. Yani öyle sanıldığı gibi yeni bir çalışma değil; yarım asırlık emeğin bir ürünüdür. İsmi ise Fransızca açılımının baş harflerinden oluşmaktadır: Conseil Europeen pour la Recherche Nucleaire…
Bir liste haline getirecek olursak geçmişten bugün CERN’de elde edilen başarılar şu şekildedir:
-1973: Gargamelle’de nötr akım bulundu.
-1983: UA1 ve UA2 deneylerinde W ve Z parçacıkları keşfedildi.
-1995: PS210 deneyinde ilk anti hidrojen atomları üretildi.
-1999: NA48 deneyinde CP simetrisi bulundu.
-2010: 38 anti hidrojen atomu saniyenin 6’da biri kadar süre kapana kıstırıldı.
2011: Anti hidrojen atomlarının tutulma süresi 15 dakikaya çıktı.
-2012: Higgs bozonuna benzeyen 125 GeV/c2 ağırlığında bir bozon tespit edildi.
Yukarıdaki kurucu üyeler haricinde geçmişten günümüze CERN’e katılan ülkeler şu şekildedir:
-Avusturya (1959)
-İspanya (1961)
-Portekiz (1985)
-Finlandiya (1991)
-Polonya (1991)
-Macaristan (1992)
-Çek Cumhruriyeti (1992)
-Slovakya (1993)
-Bulgaristan (1999)
-İsrail (2013)
Ortak (asosiye) üyeler:
-Kıbrıs Cumhuriyeti (2012)
-Ukrayna (2013)
-Türkiye (2014)
Ayrıca Romanya ve Sırbistan’ın üyelik süreçleri de devam etmektedir.
Yukarıdaki kısa bilgilerden sonra Müslümanların başını iki eli arasına koyup düşünme vakti gelmedi mi?
Miladi 13. -14. ve 15. Yüzyıllarda Yani İbn-i Sinaların, İslam bilim ekolünün tüm daünyayı sardığı, Avrupanın bilim tahsili için Endülüs’e öğrenci gönderdiği yıllarda, rivayet olunur ki, Fatih İstanbul’u kuşattığında Bizans din adamları meleklerin cinsiyetini tartışmakla meşgül imişler.
Devran döndü, günümüzde şimdi biz Allah(CC) önce kalemi mi yarattı, sesi mi yarattı tartışmasındayız. Onlar ise milyarlarca dolarlık yatırımlarla, seneler süren çalışma, çabayla meşgül.
Sonuç; Vah Filistin, vah, Myammar, Vah Afrika, Vah Orta-doğu.
Son söz:
“İlim Müslümanın yitiğidir. İlim Çin’de de olsa onu almalıdır.”