You need to enable JavaScript to run this app.

Skip to main content

AŞK - HiCRÂN - VUSLAT

AŞK - HiCRÂN - VUSLAT

AŞK - HiCRÂN - VUSLAT
[Resim: 1381844_10151773133243598_1564869859_n.jpg]
AŞK - HiCRÂN - VUSLAT

Aşk; engel tanımaz sel, korda yanmaya niyet
Hicrân; kalbe yük bedel, ödenmesi zor diyet
.
Aşk; Eşref-i Mahlûk’a Rabbin katından ikrâm
Hicrân; kalbe falaka ve ölmek gram gram
.
Aşk; mâşuğun gönlünde taht kurmaya bir ricâ
Hicrân; zâlim elinde cehenneme ilticâ
.
Aşk; dilin avucunda en anlamli tek hece
Hicrân; namlu ucunda can veren mehtap, gece
.
Aşk; tutulmayan "tövbe", tekrara gebe günah
Hicrân; kadere "vay be! ", şakakta hazır silah.
.
Aşk; küle baş kaldıran, sönmeyen harlı alev
Hicrân; kalbe saldıran yedi başlı koca dev
.
Aşk; benlikte kaybolup, yokta yine var olmak
Hicrân; günbegün solup, sarp yokuşta yorulmak.
.
Aşk; karanlık dehlizde tek yön gösteren kandil
Hicrân; gamlı genizde gözyaşı silen mendil
.
Aşk; hayatın anlamı, hardan beslenen umut
Hicrân; elem selâmı, güneşe gölge Bulut
.
Aşk; mâhiyeti meçhul, sihirli, gizemli hap
Hicrân; geçmez akçe, pul; keder, azap, ızdırap
.
Aşk; hedef tahtasında onikiden isabet
Hicrân; yaz ortasında fırtına, kar, musibet.
.
Aşk; sevinçle el çırpmak; mutluluk yayan nidâ
Hicrân; derde göz kırpmak; tebessüme elvedâ
.
Aşk; "bende ben"i bulup sırrın odunda pişmek
Hicrân; varda kaybolup, cellat ile öpüşmek
.
Aşk; yakut, mercan, inci; nâdide bir kristal
Hicrân; gönülde sancı, elde kalan çürük dal
.
Aşk; divane gezdiren, coşkun akan şelâle
Hicrân; candan bezdiren, dermanı yok havâle
.
Aşk; ufkun ötesine kanat çırpan nazlı kuş
Hicrân; gün ertesine hergün hazır sarp yokuş
.
Aşk; Veysel elinde saz, dilinde sevgi, barış
Hicrân; Hakktan tek niyâz; hep "yâr" deyip yakarış.
.
Aşk, kâh dilde Enel Hakk, kâh dosta Şeb-î Arus
Hicrân; en çıkmaz sokak, rüyâ içinde kâbus
.
Aşk; Mevlânâ’da gür ses; naçara çağrı, dâvet
Hicrân; gönle dar kafes; yalnızlık ile halvet
.
Aşk; kırda "sarı çiçek"; Yunus ile dertleşen
Hicrân; gam için ölçek; an be an cömertleşen
.
Aşk; Züleyha’da hata, Yusuf’un alnında nûr
Hicrân; yol bekler rota; yer ile yeksân gurur
.
Vuslat; kabre girince tebessüm eden simâ
Vuslat; hesaptan önce müjdeler veren îmâ
.
Vuslat; limana varış, kalmamak muallakta
Vuslat; baht ile barış, acılara son nokta.
.
Vuslat; Hakkın önünde sevince sebep artı
Vuslat; hesap gününde sevaba yenik tartı
.
Vuslat; Resûl’ün eli, şefaate liyâkat
Vuslat; sabrın bedeli, mükâfatı; hem kat kat
.
Vuslat; cennete davet, cehennemden kurtuluş
Vuslat; duaya "evet", payitahta kuruluş
.
Vuslat; müsade alış, Muhammed (SAV) ile sohbet
Vuslat; Firdevs’te kalış; sürekli, ilelebet!
.
Vuslat, sırat ötesi, Peygamberine selam
Vuslat; Rabbinin sesi; HOŞGELDiNiZ, VESSELAM.

Mecit AKTÜRK
Bunu ilk beğenen sen ol.

İçerik sağlayıcı paylaşım sitesi olarak hizmet veren İslami Forum sitemizde 5651 sayılı kanunun 8. maddesine ve T.C.K'nın 125. maddesine göre tüm üyelerimiz yaptıkları paylaşımlardan kendileri sorumludur. Sitemiz hakkında yapılacak tüm hukuksal şikayetleri bağlantısından bize ulaşıldıktan en geç 3 (üç) gün içerisinde ilgili kanunlar ve yönetmenlikler çerçevesinde tarafımızca incelenerek, gereken işlemler yapılacak ve site yöneticilerimiz tarafından bilgi verilecektir.