Merhaba abilerim ablalarım
Bu aralar kafam oldukça gusül abdesti konusunda karıştı. Geçen gün youtubede soramazsın adlı kanalın bir aleviye soru sordukları videoyu izliyordum. Aleviler hakkında yıkanmama olayını yanlış olduğunu belirtti ordaki adam ve Kuran da da gayet açık bir şekilde gusül hakkında bilgi verilmiştir sadece yıkanın yazıyor dedi.
Bende internette gusül ile ilgili olan ayeti açtım okudum gerçekten de sadece yıkanın yazıyor iğne ucu kadar yer kalmayacak gibi şeyler belirtilmemiş. Ben de küçüklükten beri iğne ucu kadar yer kalmayacak üç kere ağıza üçkere burna ayaklar kollar derken normal abdest alır gibi gusül abdesti alıyordum hani şu internetteki animasyon tarzı öğreten videodaki gibi. Ama şimdi araştırıyorum kimler bu konu hakkında neler diyor diye bazıları sadece düzgün bir şekilde yıkanmamızın yettiğini bazıları ise bu abdestin üç kere ağıza burna kafaya omuzlara gibi farzları olduğunu belirtiyor, belirtiyorlar ama bunun şu ayette söylendiği için yahut şu hadiste söylendiği için farzdır yada böyle yapılması gerekiyor diye bir bilgi vermiyorlar çoğu insanda bu olayı açıklayan videoların altına herkes farklı bişeyler söylüyor gibi yorumlar bırakıyorlar. Acaba beni bu konuda aydınlatabilir misiniz ?
Kuranda sadece yıkanmamız yazıyor iken neden daha farklı şekilde almamız gerektiğini söylüyolar gerekçesi ile açıklayabilen olursa çok memnun olurum.
Şimdiden teşekkür ederim

Kuranı Kerim'de geçen "in kuntum cunuben fettahheru/Cünüp iseniz temizlenin" ifadesi ile belirtilen kısım farzdır. Yani bir kimse boy abdesti olarak tabir edilen emri yerine getirir ise guslü gerçekleşmiş olur. tabi ki buna niyet etmesi şarttır, aksi halde geçersizdir. mazmaza ve istinşaka gelince bu sünnettir, nitekim Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem gusül abdesti alırken bu filler ondan sabit olmuştur, bunun dışında guslün başka sünnetleri de vardır.
ayette geçen yıkanma emri gereğince kişinin bütün vucudunu - gücü yettiğince-yıkaması gerekir. eğer herhangi bir yerine suyu temas ettirmeye gücü yetmez ya da unutur ise Allah subhanehu ve teala bağışlayıcıdır.
alevilere gelince onlar İslam'ı bilmezler. bir Müslümanı ancak kitap, sünnet vesahabenin üzerinde bulunduğu yol bağlar.

selamün aleyküm,

Hanefi mezhebine göre ağıza buruna su verilmesi (mazmaza ve istinşaka) farzdır. Zira İmam Hanefi(RA) ağız ve burun mukozasını vucudun dışı kabul etmiştir. Böylece ağıza buruna su verilmesi ayet hükmüne girmiştir.

Şafii mezhebine göre ise ağıza buruna su verilmesi (mazmaza ve istinşaka) sünnettir. Zira İmam Şafi(RA) ağız ve burun mukozasını vucudun içi kabul etmiştir. Yani ayetin kapsamına girmediğini beyan etmiştir. Fakat Peygamberimiz (SAV) böyle yaptığı için yapılmalı demiştir, yani sünnettir demiştir.

Dikkat edilirse hiç bir mezhep "hayır ağızı burnu yıkamayın" dememiştir. Arada küçük teknik bir ayrıntı vardır. Bunda da ümmete zorluk değil; ayrı bir tartışma, sohbet konusu olacak kadar geniş kolaylık, rahmet vardır.

Allah'ın selamı üzerinize olsun.

Merhaba.
En son, neden Kuran da şöyle yazıyorken uygulamada farklı oluyor diye sormuşsun.
Genel olarak şöyle bir cevap verilebilir;

Kuran da Allah Tealanın bizden istediği şeyler yazıyor, sünnetse Aziz peygamberimiz hazreti Muhammed aleyhissalatu vesselamın, Allah Teala dan gelen Kuranı anlayıp, yorumlayıp hayatına geçirmesidir.
Daha farklı bir ifade ile Kuran teori, sünnet pratiktir.

Sünnet Kurandan anlamamız ve yapmamız gerekendir.

Kuran ile uygulamadaki fark neyden kaynaklanıyor?

Aslında fark yok, fark bizim bilgisizliğimizden ileri geliyor.
Ayeti tam olarak anlayamıyoruz. O ayet ile ilişkili başka ayetlerin var olduğunu bilmiyoruz. Ve sünneti hiç bilmiyoruz. Dolayısı ile bizim anlayışımız ve bilgimiz ile baktığımızda Kuran ile sünnet(uygulama) arasında sözde farklar buluyoruz.

Olay kısmen bundan ibaret.

Sana tavsiyem gusül abdestinin nasıl alınacağına dair bilgiyi ve diğer İslami bilgileri kitaplardan okuyarak öğrenmendir.
Aksi halde herkes bir şey söylüyor ki işin içinden çıkamazsın.

Cevaplarınız için çok teşekkür ederim.

Allah'ın kitabını En iyi tatbik edip Ahlakını Kuran kılan ve Bize onunla ilgili hükümleri öğreten Peygamber efendimiz Sallallahu Aleyhi Vesellem dir ve hiçbir kimse kendi kafasına göre ve İlim sahibi olmadan Allah'ın ayetinden hüküm çıkaramaz.

Ben de seni takip ediyorum bakıyorum ki kendini zeki falan zannediyorsun.

Bir hırsız hakimin karşısına çıkarılsa ve 10 yıl cezaya çarptırılsa, suçlu kimse de hakime itiraz edip;

Hakim bey ! Anayasa maddelerini tek tek inceledim ama bu işi yapmanın bu kadar yıl cezaya çarptırılmasına dair bir maddeye rastlamadım demiş olsa sizce Hakim ona ne karşılık verirdi..

Anayasa maddeleri temel prensipleri anlatır ve ilgili anayasa maddesi; Ceza, Aile, Miras, Ticaret Hukuku gibi kanunlar tarafından detaylandırılır. 

İşte Kuran'ı Kerim'de bizlere (aynen anayasa kitabı gibi) temel konulardan bahseder. Temizlenin der ama nasıl temizleneceğinizi hadislerden öğrenirsiniz. Namaz kılın der ama namazın kılınışını hadislerden öğrenirsiniz. Zekat verin der ama zekatın nasıl verileceğini hadislerden öğrenirsiniz.

Nasıl ki anayasa maddeleri, o maddenin detayı için diğer kanunları referans gösteriyorsa, Kuran'ı Kerim'de Peygamber Efendimiz'i s.a.v referans göstermektedir.

Kuran'ı tek kaynak olarak gören kişiler, Kuran ayetlerine karşı çıkmış olur. Çünkü Kuran'ın bir çok yerinde Resulüne itaat edilmesini, O'nun emirlerine uymamızı ve nehyettiklerinden de kaçınmamızı söylemiştir. Buna rağmen Kuran'da bu yok, şu yok demek ancak baştaki örnekteki gibi ahmakça bir davranış olur.