Resûlullah Efendimiz (s.a.v.):
“Şu yaptığın sırf Müslüman kardeşini beğenmediğinden midir? Yoksa senin zenginliğinden ona bir şey geçeceğini, yâhut onun fakirliğinden sana bir şey bulaşacağını mı zannettin?” buyurdu. Zengin:
“Nefs-i emmârem (kötülüğü şiddetle emreden nefsim) sebebiyle yaptığım bu hatâdan dolayı Allah'tan ve Resûlü'nden özür dilerim. Şeytan beni aldattı. Şâhid ol yâ Resûlallâh, malımın yarısı onundur.” dedi.
Fakir: “Ben o malı istemem.” deyince Resûlullah Efendimiz (s.a.v.): “Niçin?” diye sordu. Fakir:
“Onun kalbini bozduğu gibi benim de kalbimi bozmasından korkarım.” dedi.
Bir adam: “Yâ Resûlallâh, bana bir amel öğret ki onu işleyince, Allâhü Teâlâ ve insanlar beni sevsin” dedi. Resûl-i Ekrem (sallallâhü aleyhi ve sellem) Efendimiz buyurdular ki:
“Allâhü Teâlâ'nın seni seveceği amel dünyâda zühddür (dünya sevgisini kalbine koymamaktır).
İnsanların seni seveceği amel de elindekinden onlara bol bol vermendir.”
(Hilyetü'l-Evliyâ)
*