Müslüman, evladını dört yaşını dört ay geçtiğinde dinini öğretmesi için hocaya götürmelidir.
Bir kimse hâfız değilse bari her gün Mushaf-ı Şerîf'in yüzünden olsun bir miktar okumalıdır. Geceleri okumak daha faziletlidir. Zira gece, kalp dünya fikirlerinden sâfî olur. İnsan gündüzün yorgunluğundan dinlenmiştir.
Allâhü Teâlâ gündüzü helâl rızık kazanılması için yaratmıştır. Bütün kazanç yolları bize babamız Âdem Aleyhisselâm'dan kalmıştır. Âdem Aleyhisselâm meşgûl olduğu işlerin tamamını evladlarına öğretti. Bu cihetten her zanaatın aslı Allâhü Teâlâ'dandır. Yani bir şey Hak Teâlâ tarafından öğretilmedikçe insan aklı ona yetmez. Nitekim Kur'ân-ı Kerîm'de karga hikâyesi malumdur.
Âdem Aleyhisselâm'ın oğlu Kâbil, kardeşi Hâbil'i öldürdüğünde uzun müddet sırtında taşıyıp ne yapacağını bilemedi. Sonunda bir karganın bir kargayı öldürdüğünü ve sonra gagasıyla bir çukur kazıp onu toprağa gömdüğünü gördü. Bunun üzerine Kâbil: “Yazık bana ki bu kadar zamandır kardeşimi sırtımda taşıdım da onu karga gibi yer altına defnetmeyi bilmedim.” dedi ve orada bir kabir kazıp onu defnetti.
(İ. Hakkı Bursevî, Tuhfe-i Atâiyye)