You need to enable JavaScript to run this app.

Skip to main content

Gönül kapılarımız

Gönül kapılarımız

Kıdemli Üye
Gönül kapılarımız
Gönül kapılarımız vardır. İyi ve güzel olan her şeye açık olarak yaratılır.
Zaman içinde çevre ve eğitim kurumlarının etkisinde kalarak biz bu kapıları kapatırız.
Gönül kapılarımızdan biri de umut/ümit kapısıdır.
Yeryüzündeki bütün çocuklar ümitsiz doğmazlar ve hep ümitlidirler.
Ama anne-baba ocağında apartman hayatında, mahalle etkisiyle, okulda, haberlerde… Umutsuzluk aşılarlar yavaş yavaş umutsuzluk penceresinden bakmaya başlarlar hayata.
Onun için Rabbimiz bizi tedavi edici kelamını gönderir Sevgili Peygamberimizle ve “La taknetu” ve “La tey’esü”/Sakın umutsuz/ümitsiz olmayın” buyurur.
Buyurun ayetin aslını tercemesiyle okuyun:
“De ki: “Ey kendilerini israf eden kullarım, Allah’ın rahmetinden ümit kesmeyin. Şüphesiz Allah, bütün günahları afveder. Muhakkak O bağışlayandır, merhamet edendir.
“Azap size gelmeden Rabbinize dönün ve Ona teslim olun. Sonra yardım olunmazsınız.” (Zümer süresi ayet 53-54)
“Oğullarım, gidiniz ve Yusuf’la kardeşini araştırınız. Allah’ın rahmetinden ümidinizi kesmeyi-niz. Allah’ın rahmetinden ümidi ancak kâfir topluluklar keser.” (Yusuf süresi ayet 12/87)
Her sabah namazının abdestinde yüzümüzü yıkadığımız gibi okuduğumuz ayetlerin aslında manasını bilsek, bizim gönül gözümüzün umuda açılan penceresinin camlarını temizler.
Ayete dikkat ediniz, “Allah’ın rahmetinden ümidi ancak kâfir topluluklar keser.” Diyor.
Yani ümitsizlik kâfir eğitim kanalıyla yayılıyor insanlığa.
Her peygamber de insan olması sebebiyle uzun çalışmalarına rağmen insanların kendileri gibi birilerinin kurallarına uyarak kâfir kalmaları, kendilerini yaratan ve yaşatanın kurallarına uymamaları nedeniyle ümitsiz hale geldiklerini haber verir Rabbimiz:
“Peygamberler ne zaman (kâfirlerin imanından) ümitlerini kesmiş ve yalan çıkacaklarını (Allah’ın yardımının gelmeyeceğini) zannettiklerinde onlara yardımımız geldi ve dilediklerimiz kurtarıldı. Suçlu toplumlardan azabımız geri çevrilmez.” (Yusuf süresi ayet 12/110)
Hayata umutla bakan arkadaşlarınız olsun.
Sohbet saatlerinizin çoğunluğu onlarla geçsin.
Kara kalbinden dışarıya karamsar kelimeler çıkaranları da ihmal etmeyin ve onlara hep toplumda iyi işler yapan insanların haberlerini anlatın.
Köşe yazarlarımız, habercilerimiz de her olayın olumlu tarafını öne çıkarsalar, on yılda toplumumuzun umutsuzluk kapısını belki kapatamayız.
Çünkü kişinin kendi kapattığı kapıyı yine kendisinin açması gerekir.
İçerden kapatılan kapıyı içerdeki açması veya kapının kırılması gerektiği gibi.
Biz de kırma tarafında olmadığımız için kendisinin açmasını sağlama tarafına gideceğiz.
Gönül kapılarından ümit kapısını ne kadar aralar ve o kapıdan içeriye bir ışık huzmesinin girmesini sağlarsak o oranda umutsuzluk kapısından da kapanma olur.
Ümitsizlik, tenimize de etki eder. “Başaramayacağım işe neden başlayayım, onlar bize vermezler, güçlerimiz denk değil, kazamayız, başaramayız, varamayız, gelemeyiz… Hep sonu “ma” ve “me”li cümleler ayağa kalkmaya, yürümeye, elleri işletmeye, bir işin bir ucundan başlamaya engel olur.
Her engel görülür ama ümitsizlik engeli röntgenle de görülmediğinden umut kapısı da kırılmaz, levyeyle açılmaz, imanlı, ihlaslı, nurlu, tatlı ve yumuşak kelimelerle ve Rabbin lütfuyla açılır.
Mahmut Toptaş
Bunu ilk beğenen sen ol.

Gönül kapılarımız
RE: Gönül kapılarımız
RE: Gönül kapılarımız

İçerik sağlayıcı paylaşım sitesi olarak hizmet veren İslami Forum sitemizde 5651 sayılı kanunun 8. maddesine ve T.C.K'nın 125. maddesine göre tüm üyelerimiz yaptıkları paylaşımlardan kendileri sorumludur. Sitemiz hakkında yapılacak tüm hukuksal şikayetleri bağlantısından bize ulaşıldıktan en geç 3 (üç) gün içerisinde ilgili kanunlar ve yönetmenlikler çerçevesinde tarafımızca incelenerek, gereken işlemler yapılacak ve site yöneticilerimiz tarafından bilgi verilecektir.