You need to enable JavaScript to run this app.

Skip to main content

Yusuf hayaloğlu ahmet kaya

Yusuf hayaloğlu ahmet kaya

General
RE: Yusuf hayaloğlu ahmet kaya
Orta ikiden bıraktık,
Biz, başka havadaydık. 
Aynı gömleği giyer, aynı sigaraya takılır, 
Aynı takımı tutardık. 
Fener' in her maçında iddialaşıp 
Millete az mı yemek ısmarladık!.. 
Bir tek askerde ayrıldık, 
Bana Bornova düştü, ona Gelibolu. 
Döner dönmez evlendirdiler, 
En büyük salaklığı da bu oldu!.. 
Bense hiç düşünmedim, zaten param yoktu. 
Hep tek tabanca gezdim. 
Benim beğendiğimi anam istemedi, 
Onun gösterdiğini ben sevmedim. 
Neyse bunlar derin mevzu... 
Anlaşıldı, bu herif artık gelmeyecek. 
Ufaktan yol alayım 
Anam evde yalnız, şimdi merakından ölecek!.. 
Gittim, vurup kafayı yattım; 
Rüyamda gördüm, gülümseyerek geldiğini. 
Ne bilirdim, yolda kamyon çarpıp 
Hastaneye kavuşmadan can verdiğini!.. 
Vay be Rıza!.. 
Ah Ulan Rıza sende mi gidecektin yıldızlar ülkesine

Vay be Rıza!..
Sonunda sen de düşüp gittin Azrail'in peşine! 
Dün, boşuna günahını almışım, 
Ne olur, kızma bu kardeşine! 
Öğlen kahvede söylediler, Rıza öldü, dediler 
Ne kolay söylediler! 
Sanki dev bir taş ocağını 
Kökünden dinamitleyip üstüme devirdiler! 
Ah dostum... o kocaman gövdene 
O beyaz kefeni nasıl kıyıp giydirdiler? 
O zalim tabutun tahtalarını 
Senin üstüne nasıl böyle çivilediler? 
Yani sen şimdi gittin, yani yoksun, 
Yani bir daha olmayacak mısın? 
Yani bir daha borç vermeyecek, 
Bir daha bira ısmarlamayacak mısın? 
Peki beni kim kızdıracak, 
Kim zar tutacak, kim ağzını şapırdatacak? 
Peki, beni bu köhne dünyada 
Senin anladığın kadar kim anlayacak? 
Ah Ulan Rıza sende mi gidecektin yıldızlar ülkesine
Bunu ilk beğenen sen ol.
General
RE: Yusuf hayaloğlu ahmet kaya
Ulan Rıza... ne hayallerimiz vardı oysa, 
Ne acayip şeyler yapacaktık... 
Totoyu bulunca dükkan açacak, 
Adını Dostlar Meyhanesi koyacaktık. 
Talih yüzümüze gülecekti be!.. 
Karıyı boşayıp sıfır mersedes alacaktık. 
Hafta sonu iki yavru kapıp 
Boğaz yolunda o biçim fiyaka atacaktık! 
Ah ulan Rıza... bu mahallenin, 
Nesini beğenmedin de öte yere taşındın?
Ara sıra gıcıklaşırdın ama inan ki, 
Benim en kral arkadaşımdın!.. 
Ah ulan Rıza... ben şimdi, 
Bu koca deryada tek başıma ne halt ederim? 
Senden ayrılacağımı sanma, 
Bir kaç güne kalmaz, ben de gelirim!..
Bunu ilk beğenen sen ol.
General
RE: Yusuf hayaloğlu ahmet kaya
Yusuf Hayaloğlu
Adı Yılmaz

Dalyan gibi bir çocuktu 
Benim gözümde küçüktü 
Küstü de dağlara çıktı 
İner mi inmez mi bilmem 
Şimdi dağların tozudur 
Belki isyanın sazıdır 
Halâ kalbimde sızıdır 
Diner mi dinmez mi bilmem 
Adı Yılmaz kendi Yılmaz 
Makamı yok dem tutulmaz 
Dağlara soru sorulmaz 
İner mi inmez mi bilmem 
Mavi gözleri boncuktur 
Ölüm korkusu şuncuktur 
Azrail atı kancıktır 
Biner mi binmez mi bilmem 
Parkasına kar yağmıştır 
Bir kenarda ağlamıştır 
Belki elleri yanmıştır 
Söner mi sönmez mi bilmem
Bunu ilk beğenen sen ol.
General
RE: Yusuf hayaloğlu ahmet kaya
Yusuf Hayaloğlu
O Vahşi At

Bizi güllerin iklimi tüketti.. 
Toprağı yaran filize, 
Tarlayı saran suya vurulduk. 
Sevdamızın vahşi atı, 
Alıp başını gitti. 
Bir yaz yağmuru gibi 
Yağdık ve unutulduk.. 
Sığ yanlarımız da oldu ara sıra, 
Bazı küçük yalanlarımız.. 
El yordamıyla dalarken hayata, 
Bir parça telaş, 
Bir parça ümittik.. 
Hiç yetişemedik o vahşi ata.. 
O vahşi atla beraber, 
Ah, şu içimizdekiler, 
Sanki sökülürcesine 
Gitti gider, 
Gitti gider.. 


Bize bir tek günün çelişkisi yetti.. 
Kuşkuyu soran bir göze, 
Dudağı yoran bir söze kırıldık. 
Sevdamızın vahşi atı, 
Tutuştu yelesinden. 
Kaldığı yerden başlanır mı; 
Ateş bağışlanır mı artık? 
Biz hiç ayrılmayız, derken, 
Azar-azar, bir ucundan, 
Aşktı o yitirdiğimiz, 
İnan sevgilim, aşktı.. 
Ben sana kıydım, 
Sen bana gücendin.. 
Ve durduramadık o vahşi atı.. 
Biz hiç ayrılmayız, derken, 
Azar-azar, bir ucundan, 
Aşktı o yitirdiğimiz, 
İnan sevgilim, aşktı.. 
Ben sana kıydım, 
Sen bana gücendin.. 
Ve durduramadık o vahşi atı.. 
O vahşi atın ardından, 
Ah, şu aramızdakiler, 
Hiç yaşanmamışçasına 
Uçtu gider, 
Uçtu gider..
Bunu ilk beğenen sen ol.
General
RE: Yusuf hayaloğlu ahmet kaya
Neylersin yusuf hayaloğlu

Bazen acı dinmez, bazen de yağmur 
Sevgilim gülümse, her şey unutulur 
Suskunuz bu akşam üstü 
Hasrete yanmışız, neylersin 
Bir gün, bu mahzun sevdadan geriye 
Kalırsa, sadece o hüzün kalır.. 
Sen de anladın ki yapa-yalnızız... 
Buluşmamız yasak, 
Görüşmemiz uzak... 
Devrilmiş kadehler gibi, dönüyor başımız,
Neylersin... 
Ah güzelim, 
İncinmiş bir sesi vardır yağmurun; 
Yanaklarına vurduğunda hissedersin. 
Ve bir veda sözcüğü, saçlarına, 
Titreyen bir öpücükle dokunduğunda; 
Bu anı dondurmaya yetmez nefesin. 
Bir film sahnesi gibi 
Akar gider ayrılık, 
Neylersin... 

Biz zaten hiçbir romanda 
Kendi hayatımıza rastlamadık. 
Bütün şarkılar bizi yanlış anlatmıştı. 
Ve bütün bulmacalar yarım bırakılmıştı. 
Tenha sokaklarda üşüyüp durdu sırtımız.
Oysa tuttuğumuz balıkları bile 
Yeniden denize bağışlamıştık. 
Biz, hayata dair 
Hiçbir yanlış yapmamıştık... 
Neylersin... 
Biz bu sonucu haketmedik, 
Hayır, etmedik... 
Ömrümüz bu talana lâyık değildi. 

Bir gün, bu öykünün sonuna gelince 
Ansızın desem ki: hoşça kal canım! 
Unutursun, 
Mecburen unutursun... 
Yıldızlar söner, bu aşk da biter! 
Bazı gün hatırlayınca, sessizce ağlarız. 
Neylersin... 
Bazen acı vurdu, bazen de yağmur 
Hiç gülmedi yüzümüz, 
Hiç büyümedi gülümüz... 
Bizi yalnızca akşamlar kucakladı, 
Biliyorsun, 
Sabaha çıkmayan bir yoldu yürüdüğümüz... 
Ah bebeğim, ah.. 
Kekremsi bir tadı vardır gözyaşının, 
Dudaklarına sızınca farkedersin. 
İçindeki vurgun aşklar mezarlığında, 
Ayrılık, ölümden üste yazılınca, 
Gideni durdurmaya yetişmez sesin... 
Bir inme gibi dolaşır bedeninde pişmanlıklar, 
Neylersin... 

Biz zaten hiçbir sinemaya 
Tam vaktinde yetişemedik. 
Bütün vapurlar bizden önce kalkmıştı. 
Ve bütün biletler biz gelmeden satılmıştı.
Boşuna telaşlarda yorduk günlerimizi. 
Oysa Nuh'un Gemisi'nde bile 
Bize yer kalmamıştı. 
Ve hiçbir mutluluğa adımız kaydolmamıştı. 
Neylersin... 
Biz bu aşkı sürdüremezdik, 
İnan, sürdüremezdik... 
Kalbimiz bu heyecana müsait değildi. 
Bize hep acılar kaldı, bize hep yağmur... 
Unutmasan bile artık 
Unutur gibi yapacaksın. 
Ve buruşturup-buruşturup attığım kağıtlarda, 
Hiç bitiremediğim 
Bir şiir olarak kalacaksın...
Bunu ilk beğenen sen ol.
General
RE: Yusuf hayaloğlu ahmet kaya
Yusuf Hayaloğlu
Ne Kaldı

Ne kaldı senden geriye; 
Birkaç hüzün şarkısından 
Ve göğsü yıpranmış bir sazdan başka? 
Sana kul olmuş gözüken, 
Seni yere-göğe koyamayan 
O patlayan avuçlardan ne kaldı; 
Örselenmiş teninden başka? 
Ne kaldı o leş kargalarından, 
Senden geriye ne kaldı? 
Ne kaldı senden geriye; 
Horlanmış bir duyarlılıktan 
Ve boşa harcanmış sözlerden başka? 
Ah o yara, gurur yarası... 
İçimiz yangın yıkıntısı, viran; 
İçimiz bir kül tablası.. 
Sakin bir çaydım ovada; 
Hiçbir dalı incitmeden akan. 
Dudağımın ucunda kanayan, 
O kekremsi tadından başka, 
Ne kaldı selden ve kasırgadan; 
Senden aldığım ne kaldı? 
Benimse, sana çıldırmış hasretim; 
Ah hasretim, sonsuz ovalar kısrağı, 
Ömrümün çayırını soldurur gibi...
Bunu ilk beğenen sen ol.
General
RE: Yusuf hayaloğlu ahmet kaya
Yusuf hayaloğlu
Merhaba Nalân

Merhaba Nalân... bu sen misin, 
Yoksa sen mi sandım; 
Biri çimdiklesin beni... 
Şöyle ışığa gel de göreyim, 
Beni dümdüz eden, 
O yalandan da yalan gözlerini... 
Merhaba Nalân... 
Amortiden mi çıktın güzelim? 
Bak yine şapşal ettin bizi... 
Oysa ne güzel unutmuştuk 
Ve ne güzel sona ermişti, 
O gerzek pembe dizi!.. 
Hani, son bölümde sen yamuk yapıp 
Fabrikatör Nubar Bey'in 
Tarabya köşküne gitmiştin... 
Hani, arkadaşım Halit Akçatepe'nin yanında 
Beni acayip refüze etmiştin... 
Ve işte o an gözümde, 
Eskicinin bile almadığı 
Bir eski eşya gibi, bitmiştin!.. 

Merhaba Nâlan.. 
Pişmanlıklar denizinin biletsiz yolcusu... 
Merhaba, artist olma hayallerinin 
İkinci sınıf karakter oyuncusu!.. 
Vay anasını sayın seyirciler, 
Vay anasını be... vay anasını!.. 
Bak, şimdi ağlarım ha, 
Tez kapatsın biri, 
Gözlerimin bozuk vanasını!.. 
Oysa, o zehir kusan fabrika yolunda 
Beraber ıslanmıştık biz, nice yağmurda. 
Ve o gün, Nubar Bey'in çarpıp kaçtığı 
Bir hayvancağızdı inleyen, 
Yol kenarı çamurunda. 
Ve hep kendine ayırdığın 
O bencil yüreğin, 
Bir de o gariban köpeğe sızlamıştı. 
Ve ben, ilk defa seni böyle bilmiştim, 
Ve damarlarım ilk defa böyle cızlamıştı!..
Merhaba Nâlan... merhaba!
Bunu ilk beğenen sen ol.
General
RE: Yusuf hayaloğlu ahmet kaya
Merhaba Nâlan... merhaba! 
Yoksul mahallemizin en havalı kızı. 
Merhaba, yanlış ağlara takılmış 
Muhteşem deniz yıldızı!.. 
Ben sana bakınca, dolardım bulut gibi 
Dolardım da bir türlü yağamazdım... 
Sen bana bakınca, 
Bir ağlamak düğümlenir boğazımda, 
Gurur yapar, ağlamazdım... 
Ne düşkündüm sana be! 
Hani hayvanlar yavrusunu nasıl yalarmış,
Aynen öyle... 
Ne tutkuydu bizimkisi be! 
Hani Ferhat dağları nasıl delermiş, 
Aynen öyle... 
Ve o nasıl gidişti be! 
Hani bir tren gelir de üzerinden geçermiş,
Aynen öyle... 
Of Nâlan of!.. 
Sen benim neler çektiğimi bilsen, 
Bunu bilmekten ölürdün... 
Şu kadarını söyleyeyim: 
Hani taş olsan, 
Yani taş olsan; 
Ortadan ikiye bölünürdün... 
Gitme Nâlan, dur! 
Tekrar gitme ne olur!.. 
Aldırış etme saçma sapan sözlerime. 
Yoo... hayır, ağlamıyorum, 
Galiba cıgaranın dumanı kaçtı gözlerime.
Belki de sen haklıydın, 
Bu mahallede ne bahtın açılır, 
Ne de boyun uzardı. 
Üstelik annen ölmüştü 
Ve sokağınız, 
Acını kaldıramayacak kadar dardı... 
Terso gidiyordu herşey... 
Milllet işi-gücü bırakmış, 
Aklını bize takıyordu. 
Altımızda çul yoktu, 
Üstümüzde dam akıyordu. 
Arap kızı camdan bakıyordu... 

Sen gittikten sonra ben, 
Hiç sorma... 
El attığım her işi, çok geçmedi batırdım. 
Çünkü seni unutmanın tek yoluydu; 
Bütün kazancımı şaraba yatırdım. 
Ama gelinliğin duruyor. 
Baba yadigarı cumbalı evi de satmadım. 
Yalanım varsa kalkmayayım şuradan: 
Ben seni bir tek gün, 
Bir tek gün bile unutmadım!.. 
Ama Necdet Tosun öldü Nâlan, 
Artık yemekleri sen, 
Salatayı da ben yapacağım. 
Sami Hazinses kadar olmasa da 
Bahçeyi sevdiğin çiçeklerle donatacağım. 
Kemal Sunal da öldü Nâlan, 
İyi kalpli amcaları birer-birer uğurladık. 
Ve dünya kirlendi, 
Filmler bozuldu 
O masum sevdalar yaşanmıyor artık... 
Sen varsın, ben varım. 
Bir de, acımasız bir dünya var dışarıda... 
Esas film şimdi başlıyor, 
Ve bütün koltuklar bomboş bu sinemada!.. 
Bunu ilk beğenen sen ol.
General
RE: Yusuf hayaloğlu ahmet kaya
Merhaba Nâlan, 
Merhaba üzgün melek. 
Merhaba kadersizim, talihsizim. 
Merhaba titreyen elim, sancıyan belim, 
Ağrıyan dizim, vazgeçilmezim!.. 
Merhaba Nâlan, merhaba!.. 
Sen ortada sıçan, ben şaşkın körebe... 
Ulan seviyorum seni be!.. 
Ulan, nereden inceldiyse, 
Oradan kopsun be!..
Bunu ilk beğenen sen ol.
General
RE: Yusuf hayaloğlu ahmet kaya
Kod Adi: Bahtiyar

Geçiyor önümden, sirenler içinde, 
Ah, eller üstünde, 
Çiçekler içinde. 
Tabutunda mor daglarin büyüsü, 
Dudaginda yarim bir sevdanin hüznü; 
Aslan gibi gögsü, türküler içinde. 
Rastlardim avluda, hep volta atarken, 
Cigara içerken 
Yahut coplanirken. 
Sirtini duvara verip öyle tünerdi. 
Kimseyle konuşmaz, dal gibi titrerdi; 
Çocukça sevdigi çiçegini sularken. 
Diyarbakir'liymiş, kod adı Bahtiyar. 
Suçu saz çalmakmiş, ögrendigim kadar. 
Beni tez saldilar, o kaldi içerde 
Çok sonra duydum ki 
Yozgat’ta sürgünde. 
Ne yapsa, ne etse, üstüne gitmişler; 
Mavi gökyüzünü ona dar etmişler. 
Iki dişi de kirikmiş öldügünde. 
Gazetede çikti, üç satir yaziyla; 
Uzamiş sakali, 
Ve çatlamiş saziyla. 
Birileri ona "ölmedin" diyordu, 
Ölüm ilaninda kan gülüyordu. 
Yüz-yüzeydim, bir devrim enkaziyla. 
Geçiyor önümden, gül yüzlü Bahtiyar. 
Yaraliyim, yerde kalan sazi kadar.
Bunu ilk beğenen sen ol.

İçerik sağlayıcı paylaşım sitesi olarak hizmet veren İslami Forum sitemizde 5651 sayılı kanunun 8. maddesine ve T.C.K'nın 125. maddesine göre tüm üyelerimiz yaptıkları paylaşımlardan kendileri sorumludur. Sitemiz hakkında yapılacak tüm hukuksal şikayetleri bağlantısından bize ulaşıldıktan en geç 3 (üç) gün içerisinde ilgili kanunlar ve yönetmenlikler çerçevesinde tarafımızca incelenerek, gereken işlemler yapılacak ve site yöneticilerimiz tarafından bilgi verilecektir.