Çocuğu anasından alıp ateşe attı Kadın korkup gönlünü imandan ayırdı
Kadın put önünde secde etmek isteyince çocuk ateş içinde “Ben ölmedim” diye haykırdı.
Ana gel. Gerçi zâhirde ateş içinde isem de ben burada iyiyim hoşum
Bu ateş perde olarak zâhirde bir gözbağıdır. Fakat hakikatte mâna yakasından baş çıkarmış, zuhur etmiş bir rahmettir
Ana gel de Tanrı’nın burhanını gör ki bu suretle Hak haslarının zevk ve işaretini de göresin
Ana hakikatte ateş olan fakat zâhiren suya benzeyen bir âlemden çık bu ateşe gir de ateşe benzeyen suyu gör!
Ateşe gir de ateş içinde gül ve yasemin bulan İbrahim’in sırlarını gör
Senden doğarken ölümü görüyordum senden ayrılmaktan pek korkuyordum
Halbuki senden doğunca havası hoş reni güzel bir âleme gelip dar bir zindandan kurtuldum
Şimdi şu ateş içindeki sükûn ve rahatı bulunca dünyayı ana rahmi gibi görmeye başladım
Bu ateş içinde bir âlem gördüm ki her zerresinde bir İsâ nefesi var
Şekli yok kendisi var bir cihan… O zâhiren var olan dünya ise sebatsız şekilden ibaret.
Ana analık hakkı için gel, gir… bu ateşin ateşlik hassası yok
Ana gel gir… tam talih ve devlet zamanı. Ana gel gir… devleti elinden kaçırma
O köpeğin kudretini gördün. Gel de bir de Tanrı’nın lûtuf ve kudretini gör
Ben sana acıdığımdan ayağını çekiyorum yoksa neşemden zaten seni kayıracak halde değilim.
İçeri gel, başkalarını da çağır ki padişah ateş içine sofra kurmuştur.
Ey Müslümanlar hepiniz ateşe girin din lezzetinden başka her şey azaptan ibarettir
Ey ahali hepiniz yüzlerce baharı olan bu nasibe pervane gibi gelin atılın! diye bağırdı.
O cemaat ortasında böylece bağırmakta; halk sesinden heybet içinde kalmaktaydı.
Bunun üzerine kadın erkek kendilerini ihtiyarsız ateşe atmağa başladılar.
Hem de memur olmaksızın kimse kendilerine cebretmeksizin. Yalnız dost aşkıyla
Çünkü sevgili, her acıya lezzet verir
Nihayet öyle oldu ki hademe halkı “Ateşe atılmayınız” diye menetmeye başladı
O Yahudi yüzü kara ve mahcup bir hale geldi. Bu sebeple pişman oldu gönlü sıkıldı
Zira halk imana eskiden olduğundan daha ziyade âşık kendilerini feda etmekte daha fazla sadık oldular
Şükrolsun ki şeytan’ın hilesi ayağına dolaştı. Şükrolsun ki şeytan da kendisini yüzü kara gördü!
Halkın çehresine sürüp bulaştırdığı zillet tamamıyla o adamlıktan dışarı padişahın yüzüne bulaştı
O pervasızca halkın elbisesini yırtardı kendininki yırtıldı halkın elbisesi sağlam kaldı(Mesnevi)