You need to enable JavaScript to run this app.

Skip to main content

Suriye ve Hz. Muhammed ne dedi

Suriye ve Hz. Muhammed ne dedi

Yeni Üye
Suriye ve Hz. Muhammed ne dedi
(Muru bil marufi venhev anil münker, Kabel en ted’u fela yüstacebe leküm il…)

Ey Hakikat yolucusu!

Şu emr-i Peygamberi karşısında huşu ile biraz duralım. İşte beşeriyetin Fahr-i Ebedisi apaçık ilan ediyor. Buyuruyor ki:
“Maruf ile emir ve münkerden nehyediniz, yoksa ne duanız kabul olunur ve nede Allahu Teala istediğinizi verir, evet ne de Cenabu Allah’dan yardım istediğiniz zaman size yardım eder.”
Şu ferman-ı Nebiden anlaşıldığına göre Nusrat-ı İlahiye ve duanın kabul olması için en büyük şart “emri bil maruf nehyi anil münker” den sonradır. Bunlar yapılmadan Cenabı haktan yardım taleb etmek abes olduğunun beyanıdır.

Dikkat!

Marufun lügat manası: Her millette aklı selim sahiplerinin dine ve dünyalarına muvafık görüp kabul ettikleri işlerdir.
Yani Vicdanen Cemiyeten Kalben Muhabbetten Örfen İnsaniyeten yapılması ZARURİ olan şeyleri yapmak, diğerine vermek buna “emri bil maruf” derler
Birde: Rezalatten Can yakmaktan İnsanlığı hırpalamaktan canavarları utandıracak kadar kötülüklerden ALA KOYMAKLIK ona da “Nehyi anil münker” derler.
Yani Münkerin lügat manası yine Her milletin aklı selim eshabının çirkin gördüğü amellerdir.
Marufun şeriattaki manasına gelince: Ufak bir cümle ile ifade etmek lazım gelirse: Allahın razı olduğu işlerdir. Bunlarda mahz-ı faziletlerdir. Onun için İslamda fazilet önce gelir, faziletsiz menfaatler tepelenir
Şeriattta münkerere gelince, oda ufak bir cümle ile tarif edilmek lazım gelirse: Herhangi bir iş ki ondan Allah razı değildir ona Münker denir.

Ey hak arayan!


Bu dinde en büyük amel, en faziletli amel ilayı kelimatullah için çalışmakdır. O uğurda din ve insaniyet düşmanları ile her sahada (bilim sanat fen vs.de) cihat etmektir. Aziz Peygamberimiz müminlerin beş vakit namazlarını eda, analarının, babalarının memnun olabilmesi için çalışmalarından sonra en faziletli ameli ilayı Kelimetullah için din düşmanları ile cihat etmekdir. İnsani hakları çiğneyip, insanları kaba bir hayvan derekesinden daha aşağı sürüklemek isteyenlerle çarpışmakdır. Bu cihadın denizde olanı, karada olanından daha efdaldir.

Dikkat!


İşte bu böyle olmakla beraber bu cihatlardan daha efdali “Emri bil Maruf nehyi, anil münkerdir” yani: Herkes yek diğerine gücü yettiği kadar muteber şartlar dahilinde dinin tahkir ettiği, tahsin ettiği şeyleri emr ve dinin vicdanın akl-ı selimin takbih eylediği şeylerden uzaklaştırmak hususunda çalışmakdır.
İşte şu emr-i dini; İslamiyetde: bana ne.. ben kendimi kurtardım ya.. düsturlarını yıkar.
Zira bir masiyet gizli yapılırsa yalnız sahibi mütezarrir olur. Fakat kötülük, masiyet aşikare irtikab olursa men’ eylemeyenlerin kaffesine birden zararı şamil olur.

Dikkat! (Suriyedeki müslümanlar neden inliyor?)

Hz. Aişe validemiz. Resül-i Ekrem’den şöyle bir hadis rivayet ediyorlar:
“Cenab-ı Hak! Bir ülke belde ehlini dünyada çok acı bir musibet ile tazib eylemişti. Halbuki o ülkede on sekiz bin salih kimse bulunuyordu. Öyle salih insanlardı ki “Enbiya Amelleri” gibi amelleri vardı… hz. Aişe diyor ki: O halde ne için bu azab verildi ya Resülallah? Diye istifsar eylediğimde. Zat-ı Peygamberi cevaben: O Salihler, her biri ibadatu taatleriyle dalmışlar “Emri bil maruf nehyi anil münkeri” terk ederek isyan edenlere karşı Allah için gadab etmeyişleri o cezanın istihkakına sebeb olmuştur.”

Ey hakikat yolcusu!

İmam- Şafii Hz.leri: “Hiddeti çeken umur-u müşruada eser-i gadab göstermiyen imanın zevkini tadmamıştır” buyuruyorlar. (Zira maşukun hukukuna vikaye, aşıkn şanındandır.)
Hulasa bu dine sadakat gösteren şüphesiz necat bulur. Evet, bu dine riayet eyleyen her musibetten emin olur.

Dikkat!

Herkesin üzerine bugün en büyük farz: Gönüllere din muhabbetini sokmak, o muhabbet ki vatan aşkı verir… onu uyandırmak o aşk: İnsana şehadet zevki verir, aslına kuvauşmak heyecanını doğurur.. o hali giydirmek.. millet ve vatanın, insanlığın muhfazasına karşı çalışmak zevki tattırmaktır.

Hiç kimse “Emri bile maruf nehyi anil münkerın” ne lüzumu vardır diyemez!
Evet, hırs, şehvet, adi menfaat sebebiyle herkes kendi nefsini men edemeyeceği cihetle onlara lüzum vardır.

Dikkat!

Yalnız bunların tesirinin görünebilmesi için birinci şart: Bu işe memur olan kimsenin evvela kendi nefsine hakim ve nefsinden mes’ul olmakla ilk önce kendi nefsini ıslaha çalışması şarttır.

Koca İmam-ı Şafii ne güzel söylemişlerdir: “Kendi nefsine merhamet ve himmeti olmayanların kimseye faidesi olmaz!”

İslam büyüklerinden biri şöyle demiştir:
“Benim nefsin daima bana zarar veren şey’a beni davet ediyor… manevi hastalığını arttırıyor.. bir düşman ki benim içindedir: acaba ben o düşmandan nasıl kurtulablirim!”

Tesirin ikinci sebebine gelince : Bu vazifeyi üzerine alan kimsenin ilk önce akraba ve ahibbasına emru nehide bulunması şarttır.
Koca Kur’an saltanatı!! Orada Cenabı Hak: Habib-i edibine: (Venzur aşiretekel akrebin) ayet-i kerimesiyle bu işin nezaketini duyuruyor.. Evvela kendi akrabau taallakutını inzar buyurmasını beyan ediyor…

Evet; insan; akraba ve ahibbasının ef'al-i seyyiesini rezalet ve cinayetini görmek ve işitmek hususunda kör ve sağır olursa “Emri bil maruf nehyi anil münker” hiçbir vakit yapamaz! Yapsa da tesiri olmaz…

Koca Aziz Din!.. hakkı emir.. zulmü, nehiy… etmeyi bütün mükelleflerine en büyük bir ibadet, en büyük bir vazife olarak tahmil eden din!.... zalimlere ufacık bir meyil edenin islamiyetini kabul etmeyen bir din!... elbette sen (inneddine indellahil islam) ferman-ı ilahisini taşırsın… elbette sen bütün beşeriyetin muvakkat ve müebbed istikballerindeki saadetlerini kafilsin.

Ey nur-u irfana talib olan!

(Suriyede Türk Milletin tepelediği zalimler hariç neden diğer Müslümanlar zalim ülkeler tarafından tepeleniyorlar)

Çünkü Bak Ashab-ı kiramdan Ebüdderda Hz.lerinin rivayet ettiği şu hadis-i şerifin azametine bak… şu ferman-ı Muhammedideki gözüken anın rengine bak “lete,mürünne bilmarufi ve letenhevünne anil münker ev leyu sallitannelahu aleyküm sultanen zalimen la yecilu kebireküm ve la yerham sağireküm ve yed u aleyhi hıyaruküm fela tüstecabu lehum.. illah..”

Manası: “Ya herhalde maruf ve Hak ile emredip münker ve zulümden nehy edersiniz… yahud Cenab-ı hak; bir sultan-ı zalim veya bir hükümet-i zalime musallat kılar ki, o ne büyüklerinize tazim eder ve ne de küçüklerinize merhamet şefkaat eder. (masum çoluk çocuk hepinizi gebertir) Hayırlılarınız onun aleyhinde dua ederler amma duaları kabul olmaz”

Resül-i Ekrem’e : Ne için ya Resülallah diye istifsar edildiğinde: (Emri bil maruf, nehyi anil münker icra etmediğiniz için masiyetiniz afv olunmaz!) buyurmuşlardır

Dikkat!

Din-i Celil-i İslam, hiç kimseden çekinmeyerek Hakkı söylemeyi, zalimin cevrini kaldırarak iğriliğimi doğrultmak hususunda millete öyle salahiyet-i vasia vermiştir ki dünyada hiçbir millet böyle salilahiyete nail olmamıştır. yok böyle bir toplum
Fakat ne acıdır ki Ebüddürda Hz.lerinin riaveyt ettiği hadis-i şeriften anlaşılıyor ki: İslamda ilk mevzuat-ı istibdadiyeyyi vaz’eden İslamın ruhu olan Hakiki Demokrasiyi yıkan, milletten intihab hakkını kaldıran meşhur Muaviye ve Yezid devrinden yakına zamana kadar Millet-i İslamiyetin çekmiş oldukları bunca mezalim hep kendi seyyielerinden ve vezaif-i şer’iyyelerinini kötü kullandıklarından neş’etmiştir. Zira (Hakkı emr, zulme nehy) ederek şer’i şerifin ihsan ettiği salahiyeti hakimiyet-i milliyelerini muhafaza ve güzel kullanmamamak yüzünden bir takım zalemenin boyunduruğu altında esir-i mahkur ve zelil olarak vakitlerini geçirmişlerdir.

Eğer Müslümanlr Şeriat-ı Muhammediyenin ihsan ettiği büyük salahiyeti muhafaza etmiş olsalardı ve derse başladığım vakit söylediğin yalnız o ilk hadis ile amel etselerdi bugün dünya… evet yalnız tek (islam dünyası) olurdu.. yapılan müfredat cetvelinde (1.5 milyar, yarısını sen at) yedi yüz milyon müslüman olduğu söyleniyor… Bu muazzam varlık bugün dünyada bu halde kalmazdı…

Bununla beraber Cenab-ı hakka namütenahi hamd edelim Resul-i Ekreme kemal-i huşu ile salatu selam getirelim şefaat dilenelim. Evet keremi bol olan Allah bize merhamet etti.. kapıyı araladı.. zalimlerin kafasına vurabilecek bir seciyye insan eyledi.. Kendi elimizle, kendimizi idare edecek. Reylerimizi kullanabilecek, maddi, manevi varlığımıza sahip olabilecek bir kudret ikram etti. İnşallah alem-i insaniyete hadim olacağız…

Ya Rabbi!
Resul-i Haşimi hakkı içün, hanedan-ı ehl-i beyt-i nübüvvet hürmeti için bizi hadim-i peygamber et…
Şer’i Şerifin hakikatlerine agah et…
bizi ağyardan muhafaza et…
memleketi, milleti musibetten esirge,
kalblerimizi kalıplarımızı birleştir…
ağyara karşı yek vucud olalım!

Ya ilahel alemin!
Bizim üç günlük hayatımızda neticesi cifaye inkılab edecek olan alayiş-i dünyaya sattırma..
zulme, küfre alet etme
bu dinin zevkini tattır..
Ku’ran sofrasında diz dize oturalım..
benliğimizden, nefsani, şeytani arzularımızdan uzaklaşalım, divanına Muhammedi geldiğimiz gibi Muhammedi olarak çıkalım da, kam alalım

EL FATİHA
Bunu ilk beğenen sen ol.
Son Düzenleme: 23-01-2017, Saat:10:23 PM, Düzenleyen: Hakikat Yolucsu.

İçerik sağlayıcı paylaşım sitesi olarak hizmet veren İslami Forum sitemizde 5651 sayılı kanunun 8. maddesine ve T.C.K'nın 125. maddesine göre tüm üyelerimiz yaptıkları paylaşımlardan kendileri sorumludur. Sitemiz hakkında yapılacak tüm hukuksal şikayetleri bağlantısından bize ulaşıldıktan en geç 3 (üç) gün içerisinde ilgili kanunlar ve yönetmenlikler çerçevesinde tarafımızca incelenerek, gereken işlemler yapılacak ve site yöneticilerimiz tarafından bilgi verilecektir.