bikaç çeşit hırsızlık vardır.

mesela

x şahıs yolda giderken sahipsiz olduğunu gördüğü bişey buldu.aldı.daha sonra hırsızlıkla suçlandı.bu hırsızlık değildir çalınan mal alenen çalınmalıdır.

yada

y şahıs çok ihtiyacı var ve başka çaresi kalmamış.mesela atıyorum
a)ilaça ihtiyacı var.
b)uzak düyarlarda yolda kalmış yardım edeni yok.
v.s. örnekler şartlara göre değişir... buda hırsızlık değildir.

ama z şahıs , sağlığı yerinde, zorda değil , çaldığı mal mal sahibinden uzakta değil, gelsin seni gasp etsin, kapkaç yapsın, yolda çantayı sürüklesin... onu neyapmak lazım..

bence el kesmek gayet adaletli...
20 sene ceza verip binlerce hırsızı-arsızı tavuk besler gibi beslemekten iyidir..

bazı şeyler size ağır gelebilir fakat bilirseniz sizin için kısasta hayat vardır

cansen22 Adlı Kullanıcıdan Alıntı:Ben merhametli bir insanım,kesilmesinden yana değilim.

bende acımıyor değilim ama, yaşam için düzen için bazı kanunları yaşatmak şart. mesela yemek yerken biliyorsun ki o yemekteki bir zamanlar canlıydı.. ama hiç düşünmeden yersin. çünkü bu doğan senin.

ZEKANIN VİCDANI YOKTUR.

bu da kulağınıza küpe olsun

cansen22 sanırım bu yazı tatmin eder seni

Bu durum;
"Erkek hırsız ve kadın hırsızın, yaptıklarından ötürü Allah tarafından ibret verici bir ceza olarak, ellerini kesin. Allah Güçlü'dur, Hakim'dir." Maide 38 ayetinde bildirilmektedir.

Hırsızın elinin kesilmesi cezası İslamın toplum olarak yaşandığı islam toplumunda devlet tarafından uygulanan bir cezadır. Yoksa ferden uygulanan bir ceza değildir. Devletin uygulamadığı bir yerde fertler uygulayamaz. Zaten ceza dediğimiz zaman ancak devlet otoritesi ile uygulanan yaptırımlar akla gelir. Bununla birlikte bu ceza uygulamadan çok psikolojik olarak yüksek bir caydırıcılık özelliğine sahiptir. Bir kişinin eli kesilse binlerce kişi bu fiilden vazgeçecektir.

Bu ceza her hırsızlığı kapsamamaktadır belli bir miktarın üstünde yapılan hırsızlıklar için verilen bir cezadır. Bundan başka onlarca şart taşımaktadır ki bir hırsıza bu cezanın uygulanması için gerçekten bunun "hır" ı bozulmuş bir hırsız olması gerekir.

Zaruri ihtiyacını karşılamak için çalana ceza verilmez ve kıtlık zamanında bu ceza uygulanmaz. Hz Ömer kıtlık yıllarında bu cezayı uygulamamıştır. Nitekim önce insanları hırsızlığa iten etkenler ortadan kaldırılıp daha sonra bu ceza uygulanabilir. Yoksa şimdiki ortamda bu ceza uygulanırsa insanlara zulüm yapılmış olur. Savaş ayetlerinde olduğu gibi savaş olmadan uygulama yapılamaz.

Osmanlı devletinde yaklaşık altıyüz sene boyunca ancak bir elin parmaklarını geçmeyecek kadar insanın eli kesildiği bunun sayesinde de binlerce insanın bu fiilden vazgeçmiş olduğu ifade edilmektedir. Zaten el kesilme cezasının şartlarına bakıldığında neden bu kadar az kişinin eli kesildiği anlaşılmaktadır.

Bu cezanın gerektirdiği şartları daha çok günümüzde hortumcu denilen ve tüyü bitmemiş yetimlerin hakkını ve kanını emen hırsızların taşıdığı ortada olan bir gerçektir. Hırsızların çoğu bu işi meslek halinde yapmaktadır. Hatta hırsızlık yaparken insanları öldürebilmektedirler. Hırsız, “nasıl olsa iki üç ay yatar bedava ekmek yerim sonra çıkıp devam ederim" düşüncesiyle korkusuzca yaptığı işe devam etmektedir. Hırsızlıkların azalmadan devam etmesi verilen cezanın ne kadar yaptırımı olduğunu göstermektedir. Kısacası;

"Hır"sız, kapkaççı ve hortumcu olmayan bir kişinin bu cezadan korkacak bir şeyi yoktur. Çünkü bu ceza onlar için öngörülmüştür.

Alıntı:Bu durum;
"Erkek hırsız ve kadın hırsızın, yaptıklarından ötürü Allah tarafından ibret verici bir ceza olarak, ellerini kesin. Allah Güçlü'dur, Hakim'dir." Maide 38 ayetinde bildirilmektedir.

Hırsızın elinin kesilmesi cezası İslamın toplum olarak yaşandığı islam toplumunda devlet tarafından uygulanan bir cezadır. Yoksa ferden uygulanan bir ceza değildir. Devletin uygulamadığı bir yerde fertler uygulayamaz. Zaten ceza dediğimiz zaman ancak devlet otoritesi ile uygulanan yaptırımlar akla gelir. Bununla birlikte bu ceza uygulamadan çok psikolojik olarak yüksek bir caydırıcılık özelliğine sahiptir. Bir kişinin eli kesilse binlerce kişi bu fiilden vazgeçecektir.

Bu ceza her hırsızlığı kapsamamaktadır belli bir miktarın üstünde yapılan hırsızlıklar için verilen bir cezadır. Bundan başka onlarca şart taşımaktadır ki bir hırsıza bu cezanın uygulanması için gerçekten bunun "hır" ı bozulmuş bir hırsız olması gerekir.

Zaruri ihtiyacını karşılamak için çalana ceza verilmez ve kıtlık zamanında bu ceza uygulanmaz. Hz Ömer kıtlık yıllarında bu cezayı uygulamamıştır. Nitekim önce insanları hırsızlığa iten etkenler ortadan kaldırılıp daha sonra bu ceza uygulanabilir. Yoksa şimdiki ortamda bu ceza uygulanırsa insanlara zulüm yapılmış olur. Savaş ayetlerinde olduğu gibi savaş olmadan uygulama yapılamaz.

İlgili ayet ve cezanın uygulandığı zamanlardaki ,uygulama şartları,nedenleri,sebeb
leri ile ilgili bilgiler doğru.

Ancak:

Alıntı:Osmanlı devletinde yaklaşık altıyüz sene boyunca ancak bir elin parmaklarını geçmeyecek kadar insanın eli kesildiği bunun sayesinde de binlerce insanın bu fiilden vazgeçmiş olduğu ifade edilmektedir. Zaten el kesilme cezasının şartlarına bakıldığında neden bu kadar az kişinin eli kesildiği anlaşılmaktadır.

Burası olmadı 600 yıl boyunca, tüm kuzey afrika,arabistan,ortadoğu,anadolu ve avrupanın yarısını yöneten bir imparatorlukta her yüzyılda 1 YAZI İLE BİR
hırsızlık lomuş??? ÇOK YALAN VE PALAVRA DUYDUM AMA BU DUYDUKLARIMIN EN BÜYÜĞÜ OLDU.
Osmanlı da EL KESME cezası hiç uygulanmamıştır.

Bu osmanlı yalanı dışındaki anlatımlarınız doğru. Acaba bu gün:
Tunus,fas,cezayir,mısır,suriye,birleşik arap emirlikleri,ırak,suriye,pakistan
(Türkiyeyi saymıyorum) bütün bu müslüman ülkelerde bu ceza neden uygulanmamaktadır.Bilgi verebilirseniz sevinirim.

müslüman ülkelerde bir dini emrin uygulanmaması islamın değil müslümanın eksikliğidir

zaten ceza kanunları islami ölçüde olsaydı bugün ne hırsızlık ne anaşi nede terör olurdu

(kısasa kısas olayı )

reyyan Adlı Kullanıcıdan Alıntı:müslüman ülkelerde bir dini emrin uygulanmaması islamın değil müslümanın eksikliğidir

zaten ceza kanunları islami ölçüde olsaydı bugün ne hırsızlık ne anaşi nede terör olurdu

(kısasa kısas olayı )

EVET BU SÖYLEDİĞİNİZ ÇOK DOĞRU TABİİ TEORİK OLARAK.

ANCAK MAALESEF BU KURAL GEÇMİŞTE DE UYGULANMADI,BU GÜNDE UYGULANMIYOR. Ben de uygulanmamasını uygun görüyorum.

Şeriat ile yönetilen ülkede Merkez Bankasını soyup tüm parayı Amerikadaki dostuma göndersem ve elim ayağım kolum bulunmayıp sadece gövdem bulunsa neremi kesicekler?

Farzedelim ki elim olsun ve elim kesilsin parayı yine Amerika'ya gönderip orada nasıl olsa artık çok zengin olduğum için kendime ameliyat ile el nakli yaptırıp tekrardan şeriat ile yönetilen ülkeye gidip hırsızlık yapmaya devam etsem ve her kesilen elim için el nakli yaptırmaya devam etsem böyle böyle ülkede soyulmadık yer bırakmayıp tüm parayı Amerika'ya kaçırsam buna şeriatın hükmü ne olur?