You need to enable JavaScript to run this app.

Skip to main content

Aralık ayında vefât eden önemli bazı şahsiyetler

Aralık ayında vefât eden önemli bazı şahsiyetler

Profesör
Aralık ayında vefât eden önemli bazı şahsiyetler
İçerisinde bulunduğumuz Aralık ayında, önemli bazı şahsiyetlerin vefâtlarının sene-i devriyeleri var. Onları, kronolojik olarak zikredecek olursak:
[02 Aralık 1888’de Namık Kemâl, 07 Aralık 1955’te Fatin Hoca, 15 Aralık 1574’de Sultan II. Selim Hân, 16 Aralık (Hicrî 61): Aşûre Günü ve Hazret-i Hüseyin‘in Kerbelâ’da şehâdeti, 17 Aralık 1273: Büyük âlim ve velîlerimizden Mevlâna Celâleddîn-i Rûmî, 17 Aralık 1995’te İsa Yusuf Alptekin, 18 Aralık 1111: Büyük İslâm Âlimi İmâm-ı Gazâlî, 18 Aralık 1921’de Saîd Halim Paşa, 20 Aralık 820: İslâm Âlimlerinin en büyüklerinden İmâm-ı Şâfiî, 23 Aralık 1624: Evliyânın en önde gelenlerinden İmâm-ı Rabbânî ve 31 Aralık 1988: Eğitimci, mütefekkir Seyyid Ahmet Arvâsî vefât etmişlerdir.]

ÖNEMLİ BAZI GÜN VE HAFTALAR
Yine bu ayda, önemli bazı gün ve haftalar var; onları da genişçe ele almak, vaktimizin hacmi bakımından mümkün değil, ama sâdece bazılarını misâl olarak zikredebiliriz:
01 Aralık: Dünya AIDS Günü, 2-9 ARALIK: Mevlânâ Haftası, 03 Aralık: Dünya Özürlüler Günü, 05 Aralık: Kadın Hakları Günü, 06 Aralık: Dünya İnsan Hakları Haftası, 09 Aralık: Dünya Madenciler Günü, 10 Aralık: Dünya İnsan Hakları Günü, 10 Aralık gününü içine alan hafta: İnsan Hakları ve Demokrasi Haftası, 21 Aralık: Dünya Kooperatifçilik Günü, 31 Aralık: Dünya Azerbaycanlılar Günü olarak kutlanmaktadır...
Bizler yeni bir yıla girerken, bir yılımızın muhâsebe ve murâkabesini yapmalıyız; geçen bir sene boyunca, kendimiz ve âilemiz adına; milletimiz, memleketimiz ve devletimiz için; Müslümânlık ve insanlık uğruna ne gibi hizmetler, iyilikler, güzellikler, hayırlar, fedakârlıklar yaptığımıza bakmamız lâzım.
Tabîî ki, günümüz şartlarında takrîbî 65-70 senelik bir insan ömrü içerisinde, [son istatistiklere göre, Türkiye’de yaş ortalaması 74’e yükselmiş bulunmaktadır], 1 sene çok mühim bir zamân dilimidir. Çünkü bir “Gün”: 24 sâat, 1.440 dakîka, 86.400 sâniye’dir. Bir mîlâdî yılın kaç sâat, kaç dakika, kaç sâniye ettiğini bulmak için, bu rakamları 365’le çarpmak lâzım. Sizi rakamlara boğmayalım. Ama şu kadarını söyleyelim ki bir yıl: 4 mevsim, 12 ay, 52 hafta, 365 gün ve 8.760 sâat [yanî 525.600 dakîka]dır.
Bir senenin değil; yerine, zamanına ve şartlarına göre ayın, haftanın ve günün bile ehemmiyeti çok fazladır; hattâ saatin, dakîkanın ve sâniyenin bile önemi ne kadar büyüktür...
İnsan, yaratılışı îcâbı hayâtı sever, ömrünün uzamasını ister. Ancak, uzun ömür, Hak yolunda tüketilmiş ise hayırlıdır. Nitekim bir sahâbî, Sevgili Peygamberimize, “Yâ Resûlallah! İnsanların hayırlısı [en iyisi] kimdir?” diye sordu. Peygamber Efendimiz şöyle cevap verdi: “İnsanların hayırlısı [en iyisi], ömrü uzun olup ameli güzel olandır.“ O sahâbî, “Hangi insanlar şerlidir [daha kötüdür]?” diye sorunca da, Resûlullah Efendimiz, “Ömrü uzun olup da, ameli kötü olan“ [Tirmizî] buyurmuştur.

ZAMAN EN BÜYÜK SERMÂYEDİR
“Zaman”: “Değişmekte olan bir standart hâdiseyle kıyaslanarak ölçülen; başlangıç ve son kabûl edilebilecek iki hâdise veya vakit arasında geçen müddet (süre)” şeklinde tarîf edilmektedir. Zamân ni’meti, Allahü teâlânın bizlere önemli lutuflarından birisidir. Unutmayalım ki, zaman en büyük sermâyedir. Dünyâ ve âhiret saâdetini kazanmak, bu sınırlı zamânı iyi kullanmaya bağlıdır. Nitekim Peygamber Efendimiz: “Nasıl yaşarsanız öyle ölürsünüz. Nasıl ölürseniz öyle haşrolursunuz” buyurmuşlardır.
Yine Sevgili Peygamberimiz: “Ameller, sonlarına göre değerlendirilir” buyurmuştur. Bir hukûk âbidesi olan “Mecelle”de de: “Hüküm sona göre verilir” denilmektedir. Zamânın önemini belirtmek için atalarımız ise: “Vakit nakittir” demişlerdir. Her şeyi zamân sâyesinde kazanabiliriz; ama geçen zamânı geri getirmeye, hiçbir kimsenin gücü yetmez.
Sevgili Peygamberimiz buyurmuştur ki: “İki [büyük] ni’met vardır ki, insanların çoğu bunlarda hep aldanır. Bunlar: Sağlık ve boş vakittir.” [Tirmizî]
Her insân, kendisine takdîr edilen ömrü, İlâhî irâde istikâmetinde geçirmekle mükelleftir. Onun için Sevgili Peygamberimiz: “Akıllı kimse [Akıllı Müslümân], kendisini hesâba çekip ölümden sonrası için hâzırlık yapan kişidir” buyurmuştur. Resûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem): “Yarın yaparım diyenler helâk oldular” buyurmuştur.


Ramazan Ayvallı
.
Bunu ilk beğenen sen ol.

İçerik sağlayıcı paylaşım sitesi olarak hizmet veren İslami Forum sitemizde 5651 sayılı kanunun 8. maddesine ve T.C.K'nın 125. maddesine göre tüm üyelerimiz yaptıkları paylaşımlardan kendileri sorumludur. Sitemiz hakkında yapılacak tüm hukuksal şikayetleri bağlantısından bize ulaşıldıktan en geç 3 (üç) gün içerisinde ilgili kanunlar ve yönetmenlikler çerçevesinde tarafımızca incelenerek, gereken işlemler yapılacak ve site yöneticilerimiz tarafından bilgi verilecektir.