You need to enable JavaScript to run this app.

Skip to main content

Hasan Sabbah ve Alamut kalesi fedaileri

Hasan Sabbah ve Alamut kalesi fedaileri

Acemi Üye
RE: Hasan Sabbah ve Alamut kalesi fedaileri
Hakkındaki Efsaneler

Hasan Sabbah hakkında yazılan birçok popüler eserin aksine konuyu bilimsel olarak değerlendiren eserler de mevcuttur.

Bunlardan en önemlisinin yazarı Farhad Daftary'ye göre döneme ait bilgi kaynakları sadece Şii inanca düşmanlık besleyen Sünni kaynaklar ve İslami tarihi hiç anlamayan yanlı Haçlı kaynaklarıdır.

Buralardan kaynaklanan yanlış bilgilendirme ve karalama kampanyasının sonucu olarak esrar, haşhaş, intihar fedaileri, bakirelerin gezdiği bahçeler efsaneleri türetilmiştir.

Gerçekte ise Hasan Sabbah ve Alamut kalesi, halkın destek verdiği, zalimin ve zorbanın karşısında sağlam bir örgütlülük yapısına dayanan bir vurucu güçtür.


Haşhaş kullanımı:

Suikast işletmek için militanlarına haşhaş vererek onların zihinlerini avucuna aldığı.Haşhaş kullandıklarına dair bir delil yoktur; ayrıca Alamut Kütüphanesi'nde de bununla ilgili (haşhaş kullandıklarıyla) bir bilgi bulunamamıştır.

Hasan Sabbah, kötülüklere, haksızlıklara karşı gelmiş ve öğrencilerini de bu doğrultuda eğitmiştir.

Onlara asla ve asla haksızlığa boyun eğmemelerini öğütlemiştir. Bu uğurda gerekirse yaşamlarını ortaya koymalarını öğütlemiştir. Hasan Sabbah’ı izleyen öğrencileri, yer yer fedai eylemler geliştirip, haksızlıkların üzerine gitmişlerdir.

Doğal olarak haksız olanlar bunun karşıt propagandasını yapmışlardır. Ama bilinmelidir ki, bir kişiye ne kadarda uyuşturucu verilirse verilsin, o kişi asla böyle eylemler yapamaz. Aksine uyuşturucu alan kişi hantallaşır.


Gösteri amaçlı intiharlar:

Merkezleri, yüksek bir kayalığın tepesinde kurulu olan Alamut Kalesi'ydi. Misafirleri Alamut Kalesi'ne gittiklerinde Hasan Sabbah onları etkilemek için kalenin yukarısında duran müritlerinden üçüne işaret ederek aşağıya atlamalarını istemiş ve onlar da hiç tereddüt göstermeden atlayınca misafirleri bu olaydan oldukça etkilenmişlerdir.

Bu tavır o insanların uyuşturucu almadan bunu yapmalarının mümkün olmadığı fikrine götürmüştür. Ayrıca bu rivayet Assassin's Creed adlı video oyununa konu olmuştur.
Bunu ilk beğenen sen ol.
Acemi Üye
RE: Hasan Sabbah ve Alamut kalesi fedaileri
Cennet Bahçeleri:


Bu iddiaya göre Hasan Sabbah'ın tarikata yeni giren gençlere, öldükten sonra cennet vaadettiği söylenmektedir. Bu gençlere haşhaş verdikten sonra (sadece söylentidir, yine resmi bir kayıt bulunamamıştır), Alamut Kalesi'nin efsanedeki Cennet Bahçeleri'nde uyanmalarını sağlıyordu.

Bu bahçelerde çok güzel kızlar, türlü türlü lezzetli meyveler ve yemeklerle karşılanan gençlere burasının cennet olduğu söyleniyor ve tekrar haşhaşla uyutulduktan sonra tekrar kaleye götürülüyordu.

Böylelikle ölünce cennete gideceğine tamamen inanan bu insanlar Hasan Sabbah için ölmekten korkmuyorlardı.
Bunu ilk beğenen sen ol.
Acemi Üye
RE: Hasan Sabbah ve Alamut kalesi fedaileri
Hasan Sabbah ve Selçuklular



Hasan Sabbah'a bağlı olanlar ve sevenleri her geçen gün artıyordu.. halk yığınlar halinde Ehli Beyt öğretisine, ve ismailiğe geliyordu...

kurduğu teşkilat, gönüllülük, kardeşlik ve sadakat ilkelerine bağlıydı... Bu nedenle dinamik ve uzun ömürlü oldu.

Büyük Selçuklu sultanı, Alparslan'ın oğlu Melikşah, sünni İslâm dünyası ve kendi devleti için ciddi bir tehlike olarak gördüğü Hasan Sabbah ve adamlarıyla mücadeleyi bir devlet politikası hâline getirdi. Bir yandan Nizâmiye medreseleriyle Sünniliği takviye ederek onlarla ilmî sahada mücadele verirken, öte yandan Alamut ve Rûdbâr bölgesindeki komutanlarına Sabbah'a bağlı bulunan ahalinin başka bölgelere nakledilmesi emrini verdi.

Selçuklu Devleti tarafından en büyük iç tehdit olarak görülen batınîler/Nizariler, yani Aleviler zorunlu tehcir politikalarıyla yerlerinden yurtlarından edildi. Yerleşim birimleri kuşatıldı, köyleri yakılıp boşaltıldı, bulundukları yerlerde adeta sıkıyönetim ilan edildi...

Melikşah'ın emriyle, ünlü birçok komutan Alamut üzerine yürüdü. Bu komutanlardan Yoruntaş, Alamut'u kuşattığı sırada öldü. Daha sonra Selçukluların gözde subaylarından Emir Arslantaş ile Emir Koltaş, büyük bir orduyla Hasan Sabbah ve başdâi Hüseyin Kâinî üzerine yürüdüler. Peşlerinden Amîr Kızıl Sarığ da yardıma geldi.

Bu, kuşkusuz büyük bir kuşatmaydı. Kale, üç büyük askerî birlik tarafından kuş uçurtulmayacak bir şekilde muhasara edilmişti. Herkes büyük bir beklenti içindeydi. Olay, İslâm dünyasının birçok bölgesinde de duyulmuş ve herkesi meraklandırmıştı.

Bu sırada herkesi şok eden önemli bir gelişme yaşandı. Alamut kuşatılmışken, fedailerden biri başşehirde bilge ve kudretli bir yönetici olan ve çok iyi korunan Vezir Nizamülmülk'ü öldürdü.


Bunun üzerine yer yerinden oynadı. Daha bu şok atlatılmamışken, o dönemde doğunun en büyük devletinin yöneticisi sayılan Selçuklu Sultanı Melikşah'ın ölüm haberi geldi.

Gelen haberlerle şaşkına dönen, kaleyi ele geçiremedikleri ve kendilerine de bir şey olmasından korktukları için zaten ikirciklenip bunalan ve başşehirdeki gelişmelerden uzak kalmak istemeyen komutanlar kuşatmayı kaldırarak Alamut civarından ayrıldılar...

Kaynaklar

1-Farhad Daftary, İsmaililer / Tarihleri ve Öğretileri, Doruk Yayınları, İstanbul 2005

2-İsmail Kaygusuz, Hasan Sabbah ve Alamut, Su Yayınları, İstanbul 2004.

3-Farhad Daftary, Muhalif İslamın 1400 Yılı / İsmaililer, Tarih ve Kuram, Rastlantı Yayınları, Ankara 2001

4-Cihangir Gener, Ezoterik – Batıni Doktrinler Tarihi, Yurt Kitap Yayın, Ankara 2007
Bunu ilk beğenen sen ol.

İçerik sağlayıcı paylaşım sitesi olarak hizmet veren İslami Forum sitemizde 5651 sayılı kanunun 8. maddesine ve T.C.K'nın 125. maddesine göre tüm üyelerimiz yaptıkları paylaşımlardan kendileri sorumludur. Sitemiz hakkında yapılacak tüm hukuksal şikayetleri bağlantısından bize ulaşıldıktan en geç 3 (üç) gün içerisinde ilgili kanunlar ve yönetmenlikler çerçevesinde tarafımızca incelenerek, gereken işlemler yapılacak ve site yöneticilerimiz tarafından bilgi verilecektir.